2025 Taipei Golden Horse Film Festivali'nde Çifte Heyecan: 'A Foggy Tale' ile Açılış, 'Dear Stranger' ile Veda

Haber Merkezi

03 September 2025, 15:30 tarihinde yayınlandı

Taipei Golden Horse Film Festival 2025: 'A Foggy Tale' Açılış, 'Dear Stranger' Kapanış Filmi Oluyor

Asya sinemasının prestijli buluşmalarından 2025 Taipei Golden Horse Film Festivali, sinemaseverleri büyüleyecek bir programla kapılarını açmaya hazırlanıyor. 6-23 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek festival, açılış ve kapanış filmleriyle şimdiden büyük ilgi topladı. Festival, açılışını Chen Yu-hsun'un 'A Foggy Tale' filminin dünya prömiyeriyle yaparken, kapanışı Mariko Tetsuya'nın başrollerinde Hidetoshi Nishijima ve Gwei Lun-mei'nin yer aldığı gerilim dolu 'Dear Stranger' filmiyle gerçekleştirecek.

'A Foggy Tale': Tayvan'ın Tarihi Yaralarına Bir Bakış

'My Missing Valentine' ile çok sayıda Golden Horse ödülüne layık görülen usta yönetmen Chen Yu-hsun, yeni filmi 'A Foggy Tale' ile izleyicileri Tayvan'ın 'Beyaz Terör' dönemine götürüyor. Bu dönem, siyasi baskıların ve toplumsal gerilimlerin yoğun yaşandığı, adanın tarihinde derin izler bırakmış hassas bir süreçtir. Film, Chiayi'den kuzeye doğru kardeşinin kalıntılarını almak için yola çıkan genç bir kızın dokunaklı hikayesini anlatıyor. Başrollerinde Caitlin Fang ('American Girl'), Will Or ('Drifting'), şarkıcı 9m88 ve Tseng Jing-hua gibi yetenekli isimlerin yer aldığı yapım, geçmişle yüzleşmenin ve insani bağların önemini vurguluyor.

“Küçük bir çocukken, her şeyin o kadar parlak ve neşeli göründüğü mağazaların açılışını görmekten hep heyecan duyardım. Bu, benim için küçük bir dilek haline geldi. Şimdi, filmimin Golden Horse Film Festivali'nin açılışını yapmasıyla hayallerim gerçek oldu, derinden mutluyum ve gerçekten onur duyuyorum.” - Yönetmen Chen Yu-hsun

SenNexus Yorumu: Tarihle Yüzleşmenin Gücü

'A Foggy Tale' gibi filmler, sadece sinematik bir başarı olmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal hafıza ve tarihle yüzleşme adına da kritik bir rol oynuyor. Beyaz Terör dönemi gibi hassas konuları ele almak, geçmişin yaralarını sarmak ve gelecek nesillere aktarmak için sinemanın gücünü kullanmak, sanatın en değerli katkılarından biridir. Bu tür filmler, farklı coğrafyalardaki izleyicilere evrensel insan deneyimleri hakkında düşündürme potansiyeli taşır.

'Dear Stranger': New York'ta Çözülen Gizemler

Festivalin kapanış filmi 'Dear Stranger', Japon yönetmen Mariko Tetsuya'yı 'Destruction Babies' ve 'Miyamoto'dan sonra Golden Horse seyircisiyle yeniden bir araya getiriyor. Gerilim türündeki film, New York'ta yaşayan evli bir çift olan Nishijima ve Gwei'nin görünüşte mutlu yaşamlarının, oğullarının kaçırılmasıyla nasıl altüst olduğunu ve gizli geçmişlerin, bastırılmış duyguların ortaya çıkışını gözler önüne seriyor. Bu uluslararası yapım, farklı kültürlerin bir araya geldiği modern şehirlerdeki karmaşık insan ilişkilerini ve kimlik arayışlarını derinlemesine işliyor.

“Bu filme katılmaktan gerçekten minnettarım. Beni oyunculuğun başlangıç noktasına geri götürüyor ve benim için sanatsal yaratıma yeni bir kapı açıyor. Bu filmi davet ettiği için Golden Horse'a minnettarım ve sizinle paylaşmaktan onur duyuyorum; umarım hayatınızın bir sonraki yolculuğunda size eşlik eder ve sizinle rezonansa girer.” - Aktris Gwei Lun-mei

Hidetoshi Nishijima Retrospektifi: Japon Sinemasının Parlayan Yıldızı

Festival, kapanış filminin yıldızı Hidetoshi Nishijima'nın kariyerine özel bir retrospektif sunarak Japon sinemasına ve aktörün önemli performanslarına saygı duruşunda bulunacak. Nishijima'nın üç kilit filmi, kariyerindeki çeşitliliği ve yeteneğini gözler önüne seriyor:

  • 'License to Live' (1998): Kurosawa Kiyoshi yönetmenliğindeki bu filmle Japon Profesyonel Film Ödülleri'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandı.
  • 'Cut' (2011): Amir Naderi'nin yönettiği, eleştirmenlerden tam not alan bir diğer önemli yapım.
  • 'Drive My Car' (2021): Hamaguchi Ryusuke imzalı bu filmle Ulusal Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri ve Japon Akademi Film Ödülü'nde En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanarak uluslararası alanda büyük beğeni topladı.

Nishijima'nın bu retrospektifi, onun Japon sinemasının sadece bir yüzü değil, aynı zamanda küresel çapta tanınan bir yeteneği olduğunu kanıtlıyor. Farklı türlerdeki ve yönetmenlerle yaptığı işbirlikleri, onun sanatsal cesaretini ve sürekli kendini aşma arzusunu gösteriyor.

Festival Beklentileri ve Sinema Dünyasına Katkısı

Taipei Golden Horse Film Festivali, her yıl olduğu gibi bu yıl da Asya ve dünya sinemasının en seçkin örneklerini bir araya getirerek önemli bir kültürel köprü görevi üstleniyor. 'A Foggy Tale' gibi yerel tarihe odaklanan filmler, bölgenin kültürel mirasını korurken, 'Dear Stranger' gibi uluslararası işbirlikleri sinemanın evrensel dilini pekiştiriyor. Hidetoshi Nishijima retrospektifi ise, kariyer filmleriyle sinemanın zaman içindeki değişimini ve bir aktörün evrimini izleyicilere sunuyor. Bu filmlerin ve festivalin, tartışmaları tetiklemesi, yeni bakış açıları sunması ve sinema sanatının sınırlarını zorlaması bekleniyor.

Asya sinemasının küresel çapta artan etkisi, Güney Kore'nin 98. Akademi Ödülleri'nde En İyi Uluslararası Film kategorisi için usta yönetmen Park Chan-wook'un "No Other Choice" filmini aday göstermesiyle bir kez daha pekişiyor. "Oldboy", "The Handmaiden" ve daha önceki "Decision to Leave" gibi yapımlarıyla tanınan Park Chan-wook, Donald E. Westlake'in "The Ax" romanından uyarlanan bu kara komedi gerilimde, 25 yıl çalıştığı işinden atılan ve çaresizlik içinde cinayete yönelen Yoo Man-su'nun hikayesini, 'Squid Game' ile dünya çapında ün kazanan Lee Byung-hun'un başarılı performansıyla izleyiciye sunuyor. Film, Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan için yarışmış ve Busan Uluslararası Film Festivali'nin açılış filmi olarak gösterilmişti. Bu durum, Güney Kore'nin "Parasite" ile kazandığı büyük başarıdan sonra, auteur sinemasına verdiği önemi ve sanatsal cesaretini sürdürdüğünü gösteriyor. Park Chan-wook'un bu yeni eseri ve Oscar yolculuğu hakkında daha fazla bilgi edinmek için Park Chan-wook'un Güney Kore Oscar Adayı başlıklı yazımızı ziyaret edebilirsiniz.

Busan Uluslararası Film Festivali'nden Tarihi Bir Adım: Yeni Yarışma Bölümü

Asya sinemasının kalbinin attığı adreslerden biri olan Busan Uluslararası Film Festivali, 30. yıl dönümüne özel tarihi bir adım atarak yepyeni bir yarışma bölümü başlattı. Bu prestijli bölümün jüri başkanlığına, eleştirel başarısıyla tanınan Koreli yönetmen Na Hong-jin getirildi. Festival, geleneksel beş üye yerine yedi kişilik uluslararası bir jüri kadrosuyla "yılın en seçkin Asya filmlerini" değerlendirmeyi amaçlıyor. Jüri üyeleri arasında Hong Kong'un efsanevi aktörü Tony Leung Ka-fai, Hintli oyuncu ve yönetmen Nandita Das, İranlı yönetmen Marziyeh Meshkiny ve Amerikalı yönetmen Kogonada gibi sinema dünyasının önde gelen isimleri yer alıyor.

Festival direktörü Jung Hanseok, "Bu yeni açılan bir bölüm olduğu için, seçici gözlere, cesur bakış açılarına ve uluslararası etkiye sahip jüri üyeleri atamaya çalıştık. Değerlendirme kapsamını genişletmek amacıyla bu yıl paneli beşten yedi üyeye çıkardık. Jüri başkanı Na Hong-jin liderliğindeki bu değerli üyelerin, yılın en seçkin Asya filmlerinden hangilerini seçeceğini gerçekten merak ediyorum," ifadelerini kullandı.

Yeni yarışma bölümü kapsamında verilecek olan "Busan Ödülü", toplamda 110 milyon KRW (yaklaşık 79.000 ABD Doları) nakit para ödülü ile En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, Özel Jüri Ödülü ve Sanatsal Katkı Ödülü olmak üzere beş farklı kategoride sahiplerini bulacak. Bu yenilik, Asya sinemasındaki en parlak yetenekleri ve yapımları onurlandırmayı hedefliyor. Busan Film Festivali'nin bu tarihi yeniliği ve jüri üyeleri hakkında daha detaylı bilgi için Busan Film Festivali Yeni Yarışması: Na Hong-jin Başkanlığında Uluslararası Jüri başlıklı haberimizi inceleyebilirsiniz.

30. Busan Uluslararası Film Festivali, 17-26 Eylül tarihleri arasında Busan Sinema Merkezi ve liman kentindeki diğer mekanlarda gerçekleşecek. Eş zamanlı olarak 20. Asya İçerik ve Film Pazarı ise 20-23 Eylül tarihlerinde düzenlenecek.

QCinema Proje Pazarı: Güneydoğu Asya Sinemasına Işık Tutuyor

Filipinler'in önde gelen film etkinliklerinden QCinema Uluslararası Film Festivali'nin endüstri kanadı olan QCinema Proje Pazarı (QPM), üçüncü edisyonu için heyecan verici bir seçkiyi duyurdu. Güneydoğu Asya genelinden gelen 71 başvuru arasından titizlikle seçilen 20 film projesi, bölgenin dinamik ve çeşitli sinema potansiyelini gözler önüne seriyor. Bu projelerin 12'si Filipinler'den gelirken, kalan sekizi bölgenin komşu ülkelerinden katılıyor. Organizatörler, bu projeleri "cesur sesler, özgün türler ve küresel yankı uyandıracak hikayeler" olarak tanımlıyor. QCinema Proje Pazarı'nın Güneydoğu Asya sinemasına nasıl ışık tuttuğu ve detaylı bilgileri için buradaki makalemizi ziyaret edebilirsiniz.

Film festivalleri ve proje pazarları, bağımsız sinemacılar için finansman, ortaklıklar ve dağıtım fırsatları bulma konusunda hayati bir rol oynar. QPM de tam da bu noktada, Güneydoğu Asya'dan yükselen yetenekleri uluslararası platforma taşıyan güçlü bir köprü görevi üstleniyor. QCinema endüstri başkanı Liza Diño'nun ifade ettiği gibi, "QPM sadece bir platform değil; o bir köprü. Güneydoğu Asya hikayelerini dünya ile buluşturarak, film yapımcılarına ihtiyaç duydukları görünürlüğü ve finansman, ortak ve dağıtım sağlama erişimini sunuyoruz." Bu sayede bölge sinemasının uluslararası alanda kendine sağlam bir yer edinmesi hedefleniyor.

QPM Mezunlarının Başarıları Göz Kamaştırıyor

QPM'in ne kadar etkili bir kuluçka merkezi olduğunu kanıtlayan pek çok başarı hikayesi mevcut. Malezyalı yönetmen Woo Ming Jin'in "The Fox King" filmi, bu ay Toronto Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapmaya hazırlanıyor. Ayrıca, Venedik Eleştirmenler Haftası'nda büyük ödülü kazanan Dương Diệu Linh'in "Don’t Cry, Butterfly" ve Busan'da Fipresci Ödülü'nü alan Loeloe Hendra'nın "Tale of the Land" gibi projeler de QPM'in uluslararası başarıya ulaşmış mezunları arasında yer alıyor. Bu örnekler, QPM'in sadece bir başlangıç noktası değil, aynı zamanda küresel rekabet gücüne sahip eserler için sağlam bir temel oluşturduğunu gösteriyor.

Güneydoğu Asya'dan Çarpıcı Hikayeler: Tür Çeşitliliği ve Tematik Derinlik

QPM seçkisindeki bölgesel projeler, tür ve tema açısından olağanüstü bir çeşitlilik sunuyor. Korkudan dramaya, fantastikten sosyal eleştiriye kadar geniş bir yelpazede hikayeler bulunuyor:

  • Singapur'dan "Penumbra" (Russell Morton): Kaçak bir adamın yüzen bir balık çiftliğine sürüklenmesi ve esrarengiz sakinlerle karşılaşmasını konu alan gizemli bir yapım.
  • Tayland'dan "Ray of Light" (Nontawat Numbenchapol): 1960'ların cazibesini yansıtan bir film setinde, kukla gibi bir yıldız aktris ile görünmez bir ışık teknisyeninin yasak bir bağ kurmasını anlatan, sınıf ayrımcılığına değinen bir dram.
  • Kamboçya'dan "Romdoul, the Evening Fragrance" (Lomorpich Rithy): Savaş ve sessizliğin hala etkisinde olan bir ülkede, üç nesil Kamboçyalı kadının iç içe geçmiş hikayesini anlatan dokunaklı bir dram.
  • Malezya'dan "The Willing" (Joon Goh): Yeraltı dövüşlerine zorlanan Endonezyalı göçmen bir genç ile değişken annesi tarafından tuzağa düşürülen bir okul kızının birbirlerinde sığınak bulmasını işleyen sosyal bir drama.
  • Vietnam'dan "The River Knows Our Names" (Mai Huyền Chi): Mekong Nehri'ndeki belgesiz yüzen evlerdeki yaşamı, küçük bir kızın doğum günü dileği üzerinden keşfeden hassas bir gözlem.

Filipinler Sinemasının Zengin Dokusu: Yerel Yeteneklerin Yükselişi

Filipinler'den seçilen 12 proje de ülkenin sinema çeşitliliğini ve anlatım gücünü gözler önüne seriyor. Tarihi dramalardan fantastik gerilimlere, sosyal gerçekçilikten romantik öykülere kadar geniş bir yelpaze sunuluyor:

  • "Luzonensis and Floresiensis" (Glenn Barit): Filipinler ve Endonezya'dan iki tarih öncesi hominidin sömürgecilerin topraklarında göçmen işçi olarak karşılaşmasını anlatan özgün bir hikaye.
  • "Ozzy and Onie" (Jaime Pacena II): 1996 Manila'sında inanç, aile ve çökmekte olan bir sistem arasında kalan iki talihsiz aşığın öyküsü.
  • "Sentinel" (Carl Joseph E. Papa): Bir öğrenci gazetesi makalesinin karanlık okul sırlarını ifşa etme tehdidiyle beş hayatın korku ve sadakat mücadelelerini birbirine bağlaması.
  • "What’s Left Of Us" (Tyrone Acierto): Çökmüş bir dünyada, demans benzeri bir veba ile mücadele eden bir çift ve kronik hasta kızlarının akıl sağlığını koruma savaşını konu alan distopik bir gerilim.
  • "Jollywood" (Khavn De La Cruz): Sakinlerinin TikTok ve Amerikalı erkek arkadaşların yoksulluğa çözüm olduğuna inandığı bir toplulukta, yıkımla mücadele eden bir aileyi ve 10 yaşındaki Rony'nin daha iyi bir hayat hayallerini konu alan çarpıcı bir dram.

Quezon City: Güneydoğu Asya'nın UNESCO Yaratıcı Şehir Adayı

QPM girişimi, aynı zamanda Quezon City'nin kültürel diplomasi çabalarını da destekliyor. Bu, şehrin Filipinler'in film başkenti statüsünü pekiştirirken, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'nda "Film Şehri" olma hedefini güçlendiriyor. Bu unvan, şehrin sinema alanındaki katkılarını uluslararası düzeyde tanınmasını sağlayarak, yerel sinema endüstrisi için yeni fırsatlar yaratabilir. Ancak bu hedefe ulaşmak, sadece proje pazarları düzenlemekle kalmayıp, yerel film yapımcılarına sürekli destek, eğitim ve sürdürülebilir altyapı sağlamayı da gerektiriyor. Uluslararası görünürlük kadar, yerel ekosistemin güçlendirilmesi de uzun vadeli başarı için kritik öneme sahip.

Bağımsız yapımcılığın karşılaştığı zorluklar, özellikle büyük stüdyo yatırımlarındaki daralma ve sendika çekim maliyetlerinin sabitliği gibi konular, küresel ölçekteki film endüstrisinin gündemini meşgul etmektedir. Bu bağlamda, yenilikçi finansman arayışları ve stratejik işbirlikleri büyük önem taşır. Örneğin, uluslararası film festivallerinde büyük başarılar elde eden Şili sineması, Venedik gibi prestijli festivallerde sergilediği "kutunun dışında düşünme" yaklaşımı ve alışılmadık ortak yapım modelleriyle bağımsız yapımcılar için önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Küçük bir ülke olmasına rağmen, Şili'nin dünyaya açık ekonomisi, liberal fon kuralları, nakit geri ödeme programları ve özel ortak yapım fonları gibi esneklikleri sayesinde küresel sinema sahnesinde etkin bir oyuncu haline gelmesi, sınırlı kaynaklarla dahi nasıl küresel rekabet gücü elde edilebileceğinin en iyi örneklerinden biridir.

Bu küresel ölçekteki etkinlikler, aynı zamanda bağımsız ve yenilikçi yapımlara da kapılarını sonuna kadar açarak, sektördeki çeşitliliği ve sanatsal derinliği artırır. Örneğin, 82. Venedik Film Festivali, gişe filmlerinin yıldızı Dwayne 'The Rock' Johnson'ın bugüne kadarki en dramatik rolüyle dikkat çektiği "The Smashing Machine", popüler kültür ikonu Charli XCX'in feminist queer fantazi "100 Nights of Hero" ile ilk büyük oyunculuk deneyimini yaşadığı yapım ve Amanda Seyfried'ın Shaker tarikatının kurucusu Ann Lee'yi canlandırdığı epik müzikal drama "The Testament of Ann Lee" gibi niş projelere yer verdi. Usta yönetmen Gus Van Sant'ın gerçek bir rehine dramını temel alan ve mortgage ödemelerinde sıkışıp kalan bir emlak geliştiricisinin umutsuzluğunu konu alan “Dead Man's Wire” filmi de Venedik'te büyük ilgi gördü. Colman Domingo'nun ifadesiyle, "Bu film, dünyada hiçbir kaynağı ya da gücü olmadığını hisseden sıradan bir insanın hikayesi," diyerek günümüz toplumunun ekonomik baskıları altında ezilen bireylerine ayna tuttu. Hint sinemasından Anuparna Roy'un "Songs of Forgotten Trees" gibi içten ve kişisel hikayeler, genç İsviçre-Kenyalı yönetmen Damien Hauser'ın yapay zekayı anlatının ve yaratıcılığın bir parçası olarak kullandığı 'Prenses Mumbi'nin Anıları' ve Çinli usta yönetmen Jia Zhangke'nin yapay zeka ve sinemanın geleceği üzerine masterclass'ı gibi yenilikçi yaklaşımlar da festivalin kapsamlılığını gösterdi. Ödüllü yönetmen Kamila Andini'nin “Four Seasons in Java” projesi ise Venedik Gap-Financing Market’ta dikkatleri üzerine çekti. Bu örnekler, QPM gibi bölgesel pazarların da uluslararası vizyonunu beslemekte ve Güneydoğu Asya sinemasının dünya sahnesindeki yerini pekiştirmesine yardımcı olabilecek küresel eğilimleri ve fırsatları yansıtmaktadır.

Güneydoğu Asya sineması, son yıllarda uluslararası festivallerde ve eleştirmenlerden aldığı övgülerle adından sıkça söz ettiriyor. QPM gibi platformlar, bu yükselişin önemli itici güçlerinden biri. Ancak küresel pazarda rekabet etmek ve kendi özgün sesini korumak, sürekli yenilik ve stratejik işbirlikleri gerektirecektir.

Kaynak: Variety - Philippines’ QCinema Market Unveils 20 Film Projects Across Southeast Asia

Kaynak: Variety.com