Kamila Andini'den Endonezya'nın Karanlık Yüzüne Cesur Bakış: 'Four Seasons in Java' Venedik'te!

Haber Merkezi

30 August 2025, 10:11 tarihinde yayınlandı

Kamila Andini'den Endonezya'nın Karanlık Yüzüne Büyülü Gerçekçi Bakış: 'Four Seasons in Java'
```html

Endonezya sinemasının yükselen yıldızı, ödüllü yönetmen Kamila Andini, yeni filmi “Four Seasons in Java” ile günümüz Endonezya’sının toplumsal yaralarına mercek tutuyor. Venedik Gap-Financing Market’ta post-prodüksiyon aşamasındaki projesiyle dikkatleri üzerine çeken Andini, bu filmi “Şimdiye kadar yarattığım en zor hikaye” olarak nitelendiriyor. Yapım, modernleşme adı altında yaşanan travmaları, iktidar mücadelelerini ve kadının direnişini büyülü gerçekçilikle harmanlayarak sinemaseverlere sunmaya hazırlanıyor.

Modernleşmenin Bedeli: Pertiwi'nin Yeniden Doğuşu

Filmin merkezinde, tecavüz girişimine karşı kendini savunurken genç bir adamı öldürdüğü için on yıldan fazla hapis yatan Pertiwi adlı bir kadın var. Pertiwi’nin köyüne dönüşü, uzaktaki bu topluluğa elektriğin gelişiyle aynı zamana denk geliyor. Andini’ye göre bu tesadüf, modernliğin gelişi ile kişisel travmanın çarpışmasını sembolize ediyor; yönetmen bu durumu “günlük hayatımızda tekrar eden bir durum” olarak ifade ediyor.

Pertiwi adı, Endonezya dilinde kelimenin tam anlamıyla “ana toprak” anlamına geliyor. Andini, bu karakterin Endonezya’nın bir metaforu olduğunu belirtiyor: “Endonezya’da toprağı ana toprak olarak görüyoruz, çünkü Java’da ‘anne’ yaşamın kaynağıdır. Kültürümüzde insan ve doğa arasındaki ilişki işte burada başlıyor.” Yönetmen, liderlerin toprağı bir yaşam kaynağı olarak görmeden nasıl sattığına ve zarar verdiğine dair gözlemlerini de dile getiriyor, bu da filmin derin toplumsal eleştirel yönünü ortaya koyuyor.

İktidar, Travma ve Adaletsizlik Döngüsü

Pertiwi’nin köyüne dönüşü, onu hapse gönderen, şimdi ise köye egemen olan dört adamla yüzleşmesine neden oluyor. Zihinsel engelliler, eski fahişeler ve engelli bireyler gibi toplumun dışlanmış kesimleriyle birlikte, Pertiwi geçmişindeki adaletsizliklerin yeni biçimlerde devam ettiğini keşfediyor. Film, yerel mitoloji ile büyülü gerçekçiliği harmanlayarak, küresel güneydeki feminizmin karmaşıklığını aydınlatmayı amaçlıyor. Hikaye, gizemli bir şekilde ışık saçan kullanılmış elektronik eşyalar gibi terk edilmiş nesnelerden ve unutulmuş insanlardan güç alarak, direniş ve yenilenme metaforları sunuyor.

Kamila Andini: “Ülkemizdeki kalkınma maliyeti çok yüksek. Bunu bedenimizle, gözyaşımızla, kanımızla ve canımızla ödüyoruz. Yine de çok gerideyiz. Kalkınmanın çoğu insanlara bir gelecek sunmuyor, aksine sadece iktidar arayan insanların siyasi ihtiyaçlarını karşılıyor ve arkasında sadece travma bırakıyor.”

Gerçeklerden Beslenen Bir Hikaye ve Yapım Zorlukları

Filmin temaları, günümüz Endonezya’sında hala yaşanan elektrik kesintileri, cinsel taciz vakaları ve iktidar sahibi kişilerin bu tacizlerdeki rolü gibi acil ve güncel sorunlarla birebir örtüşüyor. Andini, senaryoyu yazarken ülkesinde yaşanan cinsel taciz ve tecavüz vakalarıyla ilgili haberlerin hikayeyi nasıl beslediğini çarpıcı bir şekilde anlatıyor: “Filmi yaparken bile hikayeler artmaya devam ediyor. Açıkçası, benim için bile bu tür bir hikaye yaratmak kolay değil, çünkü her seferinde kalbimi kırıyor, ancak bence bu konuda konuşma zamanı geldi.”

Yapımcı ve hayat arkadaşı Ifa Isfansyah ile Kamila Andini’nin üçüncü ortak projesi olan “Four Seasons in Java”, ikilinin başarılı iş birliğini yeni boyutlara taşıyor. Daha önce “Yuni” (Toronto 2021 Platform Ödülü) ve “Before, Now & Then” (Berlinale 2022 Gümüş Ayı) gibi uluslararası başarılar elde eden çift için bu film, dağlık bir bölgede geçmesi sebebiyle lojistik ve teknik açıdan büyük bir meydan okuma olmuş.

Uluslararası Ortaklıklar ve Venedik'teki Yolculuk

Venedik Film Festivali, Cannes ve Berlin ile birlikte 'Büyük Üçlü' olarak anılan, dünyanın en prestijli sinema festivallerinden biri olarak, global sinema gündemini şekillendiren kritik bir platformdur. Kamila Andini'nin "Four Seasons in Java" projesi, bu önemli festivalin Gap Financing Market’ında yer alarak uluslararası ilgiyi üzerine çekiyor. Bu yılki festivalde Andini'nin projesinin yanı sıra, Potsy Ponciroli'nin diyalogsuz intikam filmi 'Motor City', Yorgos Lanthimos'un 'Bugonia'sı, Noah Baumbach'ın 'Jay Kelly'si, Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein'ı, Oscar ödüllü yönetmen Charlie Kaufman'ın yeni kısa filmi 'How to Shoot a Ghost' ve Park Chan-wook'un merakla beklenen 'No Other Choice' filmi gibi iddialı yapımlar da sinemaseverlerin beğenisine sunuldu.

“Four Seasons in Java” projesi, Hollanda Film Fonu, Hubert Bals Fonu ve Sorfønd gibi önemli fonların yanı sıra, Hollanda (Lemming Film), Norveç (Storm Films), Fransa (Ici et Là Prods.), Almanya (One Two Films) ve Singapur (Giraffe Pictures) gibi birçok ülkeden ortak yapımcıyla gücünü birleştiriyor. Ifa Isfansyah, bu geniş ortaklığın her bir aşamada farklı bakış açıları getirdiğini ve Kamila’nın vizyonuna duyulan güvenin projenin temelini oluşturduğunu belirtiyor. Günümüz küresel film endüstrisinde, artan yapım maliyetleri ve ekonomik baskılar göz önüne alındığında, bağımsız yapımcılar için uluslararası ortak yapımlar ve farklı finansman kaynaklarına erişim giderek bir zorunluluk haline gelmektedir. Bu durum, filmlerin uluslararası alanda daha geniş kitlelere ulaşması ve hayata geçirilebilmesi için kritik bir öneme sahiptir.

Endonezya içinde ise dijital tanıtım kabiliyetleri güçlü Imajinari ve Endonezya film canlanmasında önemli rol oynayan Miles Films gibi yerel ortaklarla iş birliği yapılarak filmin daha geniş kitlelere ulaşması hedefleniyor. Venedik’in Gap Financing Market’ında yer alan ekip, özellikle görsel efektler için son finansmanı ve doğru satış temsilcisini arıyor. Andini için bu platform sadece finansal bir fırsattan öte, hikayesine inanan ve sesine destek veren insanlarla bir araya gelerek kolektif bir güç oluşturma arayışı anlamına geliyor.

Bu kolektif güç arayışı ve sinema sanatına olan bağlılığı sadece uluslararası platformlarla sınırlı kalmıyor. Kamila Andini, Endonezya sinemasının geleceğine de yön veren isimlerden biri olarak, 2025 yılında Jakarta'da dünya sinemasının kalbinin atacağı Jakarta World Cinema Festival (JWC 2025)'in ilk uzun metraj film yarışmasında jüri üyeliği görevini üstlenecek. Bu prestijli festival, uluslararası yapımları ve yönetmenleri bir araya getirirken, aynı zamanda yerel yeteneklere de kapı aralayarak Endonezya sinemasının küresel arenadaki yerini sağlamlaştırmayı hedefliyor.

Sen,Nexus Yorumu: Sinemanın Toplumsal Hafızadaki Rolü

Kamila Andini’nin “Four Seasons in Java” filmi, sadece Endonezya’ya özgü bir hikaye olmanın ötesinde, kalkınma, iktidar ve toplumsal adaletsizlik arasındaki ince çizgiyi sorgulayan evrensel bir yapım. Yoksullukla mücadele eden ülkelerde modernleşme vaatlerinin çoğu zaman nasıl iktidar sahiplerinin kişisel çıkarlarına hizmet ettiğini, doğal kaynakların ve insan emeğinin nasıl kolayca feda edildiğini ele almasıyla film, dünyanın birçok yerindeki benzer sorunlara ayna tutuyor. Yönetmenin özellikle cinsel taciz ve toprak sömürüsü gibi hassas konuları büyülü gerçekçilikle harmanlaması, izleyiciyi hem estetik bir yolculuğa çıkarıyor hem de gerçeklerin acımasızlığıyla yüzleştiriyor. Bu, sanatsal ifadenin toplumsal eleştiride ne kadar güçlü bir araç olabileceğini gösteriyor. Filmin Venedik gibi prestijli bir platformda destek araması, bağımsız sinemanın bu tür cesur ve derinlikli hikayeleri global arenaya taşıma misyonunun bir kanıtı niteliğinde. Umuyoruz ki bu yapım, hem sinematik başarısıyla hem de ele aldığı konularla geniş kitlelerde farkındalık yaratır ve önemli tartışmaları tetikler.

Filmden Beklentiler ve Etki Potansiyeli

Ifa Isfansyah, tamamlanan eserin özellikle iktidar pozisyonundakiler arasında kritik konuşmaları tetiklemesini umuyor. “Her bölgede iktidarda olanlar var,” diye gözlemde bulunuyor. “Genellikle zayıflara kendi yöntemleriyle yardım ettiklerini düşünüyorlar, ancak bu sadece egemenliği giderek daha dengesiz hale getiriyor.” Bu film, sinemanın sadece eğlence aracı olmaktan öte, toplumsal vicdanı uyandırma ve değişim için bir katalizör olma potansiyelini bir kez daha ortaya koyuyor.

82. Venedik Film Festivali, sadece film gösterimleriyle değil, aynı zamanda Francis Ford Coppola'nın Werner Herzog'a Yaşam Boyu Başarı İçin Altın Aslan ödülünü takdim etmesi, jüri başkanlığını Alexander Payne'in üstlenmesi gibi unutulmaz anlara sahne oldu. Ayrıca, Gazze'deki trajik bir olayı konu alan 'Hind Rajab'ın Sesi' gibi dikkat çekici dünya prömiyerleri ve müzik dünyasının ikonik ismi Marianne Faithfull'ın hayatına odaklanan 'Broken English' belgeseli de festivalin öne çıkan yapımları arasında yer aldı. Julia Roberts'ın “After the Hunt” filmiyle katıldığı basın toplantısı ise #MeToo hareketi ve iptal kültürü üzerine yoğun tartışmaları beraberinde getirerek festivalin sadece sinematik değil, toplumsal gündemi de yakaladığını gösterdi. Bu sayede Venedik, bağımsız ve sanat filmlerine kapılarını açarken, küresel sinema dinamiklerini de etkilemeye devam ediyor.

Venedik Film Festivali gibi büyük etkinliklerin nabzını tutan Variety'nin dijital günlükleri, festivaldeki tüm gelişmeleri, eleştirileri ve kırmızı halı şıklığını coğrafi sınırlamalara takılmadan küresel bir kitleye ulaştırıyor. Bu sayede Kamila Andini'nin projesi gibi önemli yapımların uluslararası görünürlüğü artıyor.

Bu haberin detaylarına ve orijinal kaynağına Variety.com adresinden ulaşabilirsiniz.

```