Filipinler'in önde gelen film etkinliklerinden QCinema Uluslararası Film Festivali'nin endüstri kanadı olan QCinema Proje Pazarı (QPM), üçüncü edisyonu için heyecan verici bir seçkiyi duyurdu. Güneydoğu Asya genelinden gelen 71 başvuru arasından titizlikle seçilen 20 film projesi, bölgenin dinamik ve çeşitli sinema potansiyelini gözler önüne seriyor. Bu projelerin 12'si Filipinler'den gelirken, kalan sekizi bölgenin komşu ülkelerinden katılıyor. Organizatörler, bu projeleri "cesur sesler, özgün türler ve küresel yankı uyandıracak hikayeler" olarak tanımlıyor.
QCinema Proje Pazarı: Küresel Sinemanın Yeni Köprüsü
Film festivalleri ve proje pazarları, bağımsız sinemacılar için finansman, ortaklıklar ve dağıtım fırsatları bulma konusunda hayati bir rol oynar. QPM de tam da bu noktada, Güneydoğu Asya'dan yükselen yetenekleri uluslararası platforma taşıyan güçlü bir köprü görevi üstleniyor. QCinema endüstri başkanı Liza Diño'nun ifade ettiği gibi, "QPM sadece bir platform değil; o bir köprü. Güneydoğu Asya hikayelerini dünya ile buluşturarak, film yapımcılarına ihtiyaç duydukları görünürlüğü ve finansman, ortak ve dağıtım sağlama erişimini sunuyoruz." Bu sayede bölge sinemasının uluslararası alanda kendine sağlam bir yer edinmesi hedefleniyor.
Bu tür etkinlikler sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de büyük önem taşır. Örneğin, sekiz yıllık aranın ardından Oscar ödüllü yönetmen Kathryn Bigelow'un nükleer savaş tehdidini işleyen "A House of Dynamite" filmiyle büyük ilgi gören ve bağımsız sinemanın önemli duraklarından biri olan Venedik Film Festivali veya her yıl düzenlenen San Sebastian Kreatif Yatırımcılar Konferansı gibi prestijli buluşmalar, bağımsız yapımcılığın karşılaştığı zorlukları, yeni finansman modellerini, Latin Amerika içeriğinin küresel yükselişini ve Avrupa stüdyo modelinin geleceğini masaya yatırarak sektöre ışık tutmaktadır. CAA Media Finance ile ortaklaşa düzenlenen bu konferanslar, Annapurna Pictures, Killer Films, Amazon Studios, Fremantle gibi önde gelen şirketlerin temsilcilerini ve deneyimli yapımcıları bir araya getirerek, bağımsız sinemanın küresel pazarda rekabet edebilmesi için gerekli stratejileri ve bağlantıları sağlamaktadır. Bu küresel ölçekteki işbirlikleri, QPM gibi bölgesel pazarların da uluslararası vizyonunu beslemekte ve Güneydoğu Asya sinemasının dünya sahnesindeki yerini pekiştirmesine yardımcı olmaktadır.
QPM Mezunlarının Başarıları Göz Kamaştırıyor
QPM'in ne kadar etkili bir kuluçka merkezi olduğunu kanıtlayan pek çok başarı hikayesi mevcut. Malezyalı yönetmen Woo Ming Jin'in "The Fox King" filmi, bu ay Toronto Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapmaya hazırlanıyor. Ayrıca, Venedik Eleştirmenler Haftası'nda büyük ödülü kazanan Dương Diệu Linh'in "Don’t Cry, Butterfly" ve Busan'da Fipresci Ödülü'nü alan Loeloe Hendra'nın "Tale of the Land" gibi projeler de QPM'in uluslararası başarıya ulaşmış mezunları arasında yer alıyor. Bu örnekler, QPM'in sadece bir başlangıç noktası değil, aynı zamanda küresel rekabet gücüne sahip eserler için sağlam bir temel oluşturduğunu gösteriyor.
Güneydoğu Asya'dan Çarpıcı Hikayeler: Tür Çeşitliliği ve Tematik Derinlik
QPM seçkisindeki bölgesel projeler, tür ve tema açısından olağanüstü bir çeşitlilik sunuyor. Korkudan dramaya, fantastikten sosyal eleştiriye kadar geniş bir yelpazede hikayeler bulunuyor:
- Singapur'dan "Penumbra" (Russell Morton): Kaçak bir adamın yüzen bir balık çiftliğine sürüklenmesi ve esrarengiz sakinlerle karşılaşmasını konu alan gizemli bir yapım.
- Tayland'dan "Ray of Light" (Nontawat Numbenchapol): 1960'ların cazibesini yansıtan bir film setinde, kukla gibi bir yıldız aktris ile görünmez bir ışık teknisyeninin yasak bir bağ kurmasını anlatan, sınıf ayrımcılığına değinen bir dram.
- Kamboçya'dan "Romdoul, the Evening Fragrance" (Lomorpich Rithy): Savaş ve sessizliğin hala etkisinde olan bir ülkede, üç nesil Kamboçyalı kadının iç içe geçmiş hikayesini anlatan dokunaklı bir dram.
- Malezya'dan "The Willing" (Joon Goh): Yeraltı dövüşlerine zorlanan Endonezyalı göçmen bir genç ile değişken annesi tarafından tuzağa düşürülen bir okul kızının birbirlerinde sığınak bulmasını işleyen sosyal bir drama.
- Vietnam'dan "The River Knows Our Names" (Mai Huyền Chi): Mekong Nehri'ndeki belgesiz yüzen evlerdeki yaşamı, küçük bir kızın doğum günü dileği üzerinden keşfeden hassas bir gözlem.
Filipinler Sinemasının Zengin Dokusu: Yerel Yeteneklerin Yükselişi
Filipinler'den seçilen 12 proje de ülkenin sinema çeşitliliğini ve anlatım gücünü gözler önüne seriyor. Tarihi dramalardan fantastik gerilimlere, sosyal gerçekçilikten romantik öykülere kadar geniş bir yelpaze sunuluyor:
- "Luzonensis and Floresiensis" (Glenn Barit): Filipinler ve Endonezya'dan iki tarih öncesi hominidin sömürgecilerin topraklarında göçmen işçi olarak karşılaşmasını anlatan özgün bir hikaye.
- "Ozzy and Onie" (Jaime Pacena II): 1996 Manila'sında inanç, aile ve çökmekte olan bir sistem arasında kalan iki talihsiz aşığın öyküsü.
- "Sentinel" (Carl Joseph E. Papa): Bir öğrenci gazetesi makalesinin karanlık okul sırlarını ifşa etme tehdidiyle beş hayatın korku ve sadakat mücadelelerini birbirine bağlaması.
- "What’s Left Of Us" (Tyrone Acierto): Çökmüş bir dünyada, demans benzeri bir veba ile mücadele eden bir çift ve kronik hasta kızlarının akıl sağlığını koruma savaşını konu alan distopik bir gerilim.
- "Jollywood" (Khavn De La Cruz): Sakinlerinin TikTok ve Amerikalı erkek arkadaşların yoksulluğa çözüm olduğuna inandığı bir toplulukta, yıkımla mücadele eden bir aileyi ve 10 yaşındaki Rony'nin daha iyi bir hayat hayallerini konu alan çarpıcı bir dram.
Quezon City: Güneydoğu Asya'nın UNESCO Yaratıcı Şehir Adayı
QPM girişimi, aynı zamanda Quezon City'nin kültürel diplomasi çabalarını da destekliyor. Bu, şehrin Filipinler'in film başkenti statüsünü pekiştirirken, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'nda "Film Şehri" olma hedefini güçlendiriyor. Bu unvan, şehrin sinema alanındaki katkılarını uluslararası düzeyde tanınmasını sağlayarak, yerel sinema endüstrisi için yeni fırsatlar yaratabilir. Ancak bu hedefe ulaşmak, sadece proje pazarları düzenlemekle kalmayıp, yerel film yapımcılarına sürekli destek, eğitim ve sürdürülebilir altyapı sağlamayı da gerektiriyor. Uluslararası görünürlük kadar, yerel ekosistemin güçlendirilmesi de uzun vadeli başarı için kritik öneme sahip.
Bağımsız yapımcılığın karşılaştığı zorluklar, özellikle büyük stüdyo yatırımlarındaki daralma ve sendika çekim maliyetlerinin sabitliği gibi konular, küresel ölçekteki film endüstrisinin gündemini meşgul etmektedir. Bu bağlamda, yenilikçi finansman arayışları ve stratejik işbirlikleri büyük önem taşır. Örneğin, uluslararası film festivallerinde büyük başarılar elde eden Şili sineması, Venedik gibi prestijli festivallerde sergilediği "kutunun dışında düşünme" yaklaşımı ve alışılmadık ortak yapım modelleriyle bağımsız yapımcılar için önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Küçük bir ülke olmasına rağmen, Şili'nin dünyaya açık ekonomisi, liberal fon kuralları, nakit geri ödeme programları ve özel ortak yapım fonları gibi esneklikleri sayesinde küresel sinema sahnesinde etkin bir oyuncu haline gelmesi, sınırlı kaynaklarla dahi nasıl küresel rekabet gücü elde edilebileceğinin en iyi örneklerinden biridir.
Bu küresel ölçekteki etkinlikler, aynı zamanda bağımsız ve yenilikçi yapımlara da kapılarını sonuna kadar açarak, sektördeki çeşitliliği ve sanatsal derinliği artırır. Örneğin, 82. Venedik Film Festivali, gişe filmlerinin yıldızı Dwayne 'The Rock' Johnson'ın bugüne kadarki en dramatik rolüyle dikkat çektiği "The Smashing Machine", popüler kültür ikonu Charli XCX'in feminist queer fantazi "100 Nights of Hero" ile ilk büyük oyunculuk deneyimini yaşadığı yapım ve Amanda Seyfried'ın Shaker tarikatının kurucusu Ann Lee'yi canlandırdığı epik müzikal drama "The Testament of Ann Lee" gibi niş projelere yer verdi. Usta yönetmen Gus Van Sant'ın gerçek bir rehine dramını temel alan ve mortgage ödemelerinde sıkışıp kalan bir emlak geliştiricisinin umutsuzluğunu konu alan “Dead Man's Wire” filmi de Venedik'te büyük ilgi gördü. Colman Domingo'nun ifadesiyle, "Bu film, dünyada hiçbir kaynağı ya da gücü olmadığını hisseden sıradan bir insanın hikayesi," diyerek günümüz toplumunun ekonomik baskıları altında ezilen bireylerine ayna tuttu. Hint sinemasından Anuparna Roy'un "Songs of Forgotten Trees" gibi içten ve kişisel hikayeler, genç İsviçre-Kenyalı yönetmen Damien Hauser'ın yapay zekayı anlatının ve yaratıcılığın bir parçası olarak kullandığı 'Prenses Mumbi'nin Anıları' ve Çinli usta yönetmen Jia Zhangke'nin yapay zeka ve sinemanın geleceği üzerine masterclass'ı gibi yenilikçi yaklaşımlar da festivalin kapsamlılığını gösterdi. Ödüllü yönetmen Kamila Andini'nin “Four Seasons in Java” projesi ise Venedik Gap-Financing Market’ta dikkatleri üzerine çekti. Bu örnekler, QPM gibi bölgesel pazarların da uluslararası vizyonunu beslemekte ve Güneydoğu Asya sinemasının dünya sahnesindeki yerini pekiştirmesine yardımcı olabilecek küresel eğilimleri ve fırsatları yansıtmaktadır.
Güneydoğu Asya sineması, son yıllarda uluslararası festivallerde ve eleştirmenlerden aldığı övgülerle adından sıkça söz ettiriyor. QPM gibi platformlar, bu yükselişin önemli itici güçlerinden biri. Ancak küresel pazarda rekabet etmek ve kendi özgün sesini korumak, sürekli yenilik ve stratejik işbirlikleri gerektirecektir.
Kaynak: Variety - Philippines’ QCinema Market Unveils 20 Film Projects Across Southeast Asia