Nissan GT-R R35 Efsanesi Sona Erdi: Gelecekteki R36 İçin 'Godzilla'nın Babasından' Benzinli Motor Çağrısı

Haber Merkezi

28 August 2025, 14:11 tarihinde yayınlandı

Nissan GT-R'ın Efsanevi R35 Dönemi Sona Erdi: R36 Benzinli mi Olacak, Elektrikli mi? 'Godzilla'nın Babası' Tartışmayı Başlattı

Nissan GT-R R35 Efsanesi Sona Erdi: Gelecekteki R36 İçin 'Godzilla'nın Babasından' Benzinli Motor Çağrısı

Otomobil dünyasının efsanevi modellerinden Nissan GT-R R35, 18 yıllık üretim serüvenini ve yaklaşık 48.000 adetlik üretimi geride bırakarak resmi olarak yollara veda etti. Japonya'daki bir müşteriye teslim edilen son model, Premium edition T-Spec Midnight Purple rengiyle adeta bir koleksiyon parçası niteliği taşıyor. Bu veda, GT-R tutkunları arasında hüzün yaratırken, aynı zamanda büyük bir soruyu da beraberinde getirdi: Japon otomobil devi Nissan, 'Godzilla' lakaplı bu performans canavarının geleceğini nasıl şekillendirecek? Özellikle, bir sonraki nesil R36'nın kaputunun altında hala benzinli bir motor mu atacak, yoksa tamamen elektrikli bir dönüşüme mi imza atılacak?

Nissan CEO'su ve Başkanı Ivan Espinosa, "Dünya çapındaki birçok GT-R hayranına şunu söylemek istiyorum ki, bu GT-R'a sonsuza dek bir veda değil; GT-R isminin bir gün geri dönmesi bizim hedefimizdir," sözleriyle geleceğe dair güçlü bir sinyal verdi. Bu açıklama, markanın son elektrikli Hyper Force konseptiyle çizdiği farklı yol haritasına rağmen, GT-R isminin yaşayacağını gösteriyordu. Ancak Espinosa'nın devam eden yorumları, R36'nın yakın zamanda yollarda olmayacağını da açıkça belirtiyor:

“Tek isteyebileceğim sabrınız. Bugün kesinleşmiş bir planımız olmasa da, GT-R gelecekte evrimleşecek ve yeniden ortaya çıkacaktır.”
Nissan USA'nın ürün planlama şefi Ponz Pandikuthira ve Ürün Pazarlama Stratejisi Başkan Yardımcısı Arnaud Charpentier de benzer şekilde, "GT-R geri dönecek, şüphesiz," ve "R35'in doğrudan halefi üzerinde çalışan insanlar var," diyerek markanın bu efsanevi modelden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Bu açıklamaların ardından, 'GT-R'ın Babası' olarak anılan efsanevi isimden gelen şaşırtıcı bir açıklama, tartışmaları alevlendirdi.

'Godzilla'nın Babası' Hiroshi Tamura'dan Benzinli R36 Çağrısı

R35'in ürün planlama süreçlerinde önemli rol oynamış ve şu anda Nissan marka elçisi olarak görev yapan Hiroshi Tamura, markanın internet sitesinde yayınlanan bir makalede kişisel tercihini net bir şekilde dile getirdi. Tamura, ideal senaryoda, R36'nın hala içten yanmalı bir motora sahip olmasını istediğini belirtti:

“Gelecekteki herhangi bir GT-R nesli için, bu sadece benim kişisel tercihim ama yine de bir miktar yanma odası notası duymak isterim.”

Ancak Tamura-san, bu açıklamasının yanlış anlaşılmaması için hızlıca bir ekleme yaparak, bunun şirketin niyetinin gizli bir göstergesi olmadığını veya Nissan'ın alabileceği potansiyel bir yöne dair ipucu olmadığını, sadece kişisel bir tercih olduğunu vurguladı. Bu açıklama, Nissan'ın resmi stratejisinin hala belirsizliğini koruduğunu gösteriyor.

Elektrikli Geleceğin Sinyali: Hyper Force Konsepti

Tamura'nın benzinli motor çağrısına karşın, Nissan'ın 2023 Japonya Mobilite Fuarı'nda tanıtarak fuarın yıldızlarından olan elektrikli Hyper Force konsepti, markanın geleceğe yönelik vizyonunu oldukça net bir şekilde ortaya koyuyor. Ultra keskin hatlara sahip, dört motorlu, tamamen elektrikli, katı hal bataryalarına sahip ve tam 1.341 beygir gücündeki bu canavar, 320 km/s (200 mph) üzeri maksimum hızıyla GT-R'ın tamamen elektrikli bir canlanışına güçlü bir işaret olarak kabul ediliyor. Bu durum, Nissan'ın önünde duran büyük ikilemi gözler önüne seriyor: Mirası korumak mı, yoksa geleceğe cesur bir adım atmak mı?

Şirket liderleri, yeni bir GT-R için henüz 'kesinleşmiş hassas bir planları olmadığını' kabul ediyor. Bu da demek oluyor ki, ister benzinli, ister elektrikli olsun, yeni nesil GT-R'ın yollara çıkması için hala yıllar var.

Bu bekleyiş devam ederken, diğer lüks performans markaları elektrikli geleceğe dair somut adımlar atmaktan çekinmiyor. Nitekim, elektrikli araçların performans limitlerini zorlayan son örneklerden biri, BYD'nin lüks alt markası Yangwang'dan geldi. Yangwang U9 Track Edition dünyanın en hızlı elektrikli otomobili unvanını Almanya'da 472.4 km/saat (293.54 mil/saat) hıza ulaşarak elde etti. Dört elektrik motoruyla 2.958 beygir gücünün üzerinde güç üreten ve dünyanın ilk seri üretim 1.200 volt ultra yüksek voltajlı platformuna sahip olan bu araç, elektrikli hiper otomobillerin potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor. Örneğin, **Mercedes-AMG**, yeni Concept AMG GT XX modeliyle elektrikli otomobil rekorlarını adeta yeniden yazdı. İtalyan Nardò pistinde gerçekleşen zorlu bir testte, 24.901 mil (yaklaşık 40.076 kilometre) yol kat ederek 25 farklı uzun mesafe rekoruna imza attı. Formula 1 pilotu George Russell dahil 17 sürücünün görev aldığı bu testte, 24 saatte 3.404 mil (yaklaşık 5.478 kilometre) ile elektrikli araç dünya rekoru kırıldı. 1.360 beygir gücünden fazla güç üreten bu platform, elektrikli araçların uzun soluklu ve zorlayıcı koşullarda da ne kadar dayanıklı ve performanslı olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu rekorlar hakkında daha fazla bilgi için Mercedes-AMG Concept GT XX Elektrikli Araç Rekorları haberimize göz atabilirsiniz. Ancak Mercedes-AMG'nin stratejisi sadece elektrikli performansla sınırlı değil. C63 modelindeki silindir sayısı düşüşüyle gelen eleştirilere bir yanıt olarak, marka şu anda yeni nesil, daha güçlü ve "elektrik destekli" bir V8 motor üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. Bu yeni V8'in, mevcut AMG GT Black Series'ten bile daha fazla güç sunarak Euro 7 emisyon düzenlemelerini karşılaması ve önümüzdeki on yıl boyunca üretimde kalması bekleniyor. Bu hamle, performans dünyasında içten yanmalı motorların hala önemli bir rol oynayacağını gösteriyor ve Nissan'ın GT-R için vereceği kararın önündeki seçenekleri çeşitlendiriyor. Bu yeni nesil V8 motor hakkında daha fazla bilgi için Mercedes-AMG Yeni V8 Motor: Gelecek Performans Elektrik Hibrit C63 Euro7 haberimizi okuyabilirsiniz. Benzer şekilde, **Volkswagen'in performans odaklı R alt markası da, elektrikli çağa geçiş öncesi içten yanmalı motorlara veda niteliğinde bir adım atıyor.** Uzun süredir konuşulan ancak Audi'nin kendi modellerini koruma isteğiyle rafa kaldırılan beş silindirli motor hayali, nihayet Golf R için gerçek oluyor. Efsanevi Audi RS3'ten tanıdığımız turboşarjlı 2.5 litrelik beş silindirli EA855 motoru, 400 beygirin üzerinde güçle, Golf R'a yeni bir soluk getirecek ve bu hamle, markanın içten yanmalı motorlara yönelik son büyük "şölen"lerinden biri olarak konumlanacak. Bu güçlü beş silindirli Golf R hakkında daha fazla bilgi için VW Golf R: Beş Silindirli Motor Audi RS3 Kalbiyle Son Şölen başlıklı haberimize göz atabilirsiniz. Bu bağlamda, Nissan'ın off-road SUV segmentindeki efsanevi modeli Nissan Xterra'yı 2028 yılında hibrit bir güç aktarım sistemiyle geri döndürme kararı, markanın gelecekteki modellere yönelik hibrit teknolojiye olan inancını güçlendiriyor ve GT-R'ın da benzer bir hibrit yola girebileceği beklentilerini artırıyor. Aynı zamanda, SUV çağının hızla yükseldiği günümüzde, Honda'nın lüks markası Acura'nın da spor otomobil ve sedan mirasını yaşatma konusundaki kararlılığını "SUV her şey değil" mesajıyla net bir dille ifade etmesi dikkat çekiyor. Bu durum, markaların geleneksel DNA'larını koruyarak sportif ve sürücü odaklı modellere olan bağlılığını sürdürmesinin önemini vurguluyor. Acura'nın SUV çağında spor otomobil ve sedan kimliğini koruma stratejisi hakkında daha fazla bilgi edinin. Ancak bu gelişmelerin yanı sıra, aynı grubun lüks markası Infiniti'nin, daha önce planladığı elektrikli Q50 modelini rafa kaldırıp, 2027 yılında manuel şanzımanlı, çift turbo beslemeli V6 benzinli bir spor sedanla geri döneceği iddiaları, sektördeki elektrikli dönüşümün hız kestiği veya en azından tek yönlü olmadığına dair önemli bir sinyal veriyor. Bu 'geleneksel spor ruhuna dönüş' hamlesi, GT-R'ın gelecekteki güç aktarım sistemi konusunda daha geniş bir perspektif sunuyor ve potansiyel olarak içten yanmalı motoru koruma yönündeki bir kararı destekleyebilir. Infiniti Q50'nin manuel şanzımanlı spor sedan planları hakkında daha fazla bilgi edinin.

GT-R'ın Geleceği Neden Bu Kadar Kritik?

Nissan GT-R'ın geleceği, sadece bir otomobil modelinin evrimi değil, aynı zamanda tüm spor otomobil endüstrisinin karşı karşıya olduğu bir ikilemi temsil ediyor. Markalar, çevre düzenlemeleri ve elektrikli araçlara yönelik artan taleple birlikte, miraslarını ve DNA'larını korurken nasıl yenilik yapacakları konusunda zorlu kararlar almak zorunda.

  • Benzinli Motorun Savunucuları: GT-R'ın 'Godzilla' ruhunun, içten yanmalı motorun sesi, titreşimi ve 'ham' sürüş deneyimiyle ayrılmaz bir bütün olduğunu savunur. Elektrikli bir GT-R'ın bu karaktere sahip olamayacağından endişe ederler.
  • Elektrikli Geleceğin Destekçileri: Elektrikli araçların anında tork, üstün hızlanma ve daha düşük ağırlık merkezi gibi performans avantajlarına odaklanır. Ayrıca, karbon emisyonlarını azaltma ve geleceğin teknolojisine ayak uydurma gerekliliğini vurgularlar.
  • Hibrit Çözüm: Bir köprü görevi görerek, hem performansı hem de nispeten daha çevreci bir yaklaşımı bir araya getirebilir. Bu, gelenekselciler ve yenilikçiler arasında bir uzlaşma noktası sunabilir.

Nissan'ın vereceği karar, sadece GT-R'ın değil, tüm markanın performans segmentindeki gelecekteki konumunu da belirleyecek kritik bir eşik olacak.

Bu genel eğilimin aksine, bazı premium markalar kendi kimliklerini korumak adına farklı stratejiler izliyor. Örneğin, elektrikli araçların "ruhsız" olduğu eleştirilerine yanıt olarak **Porsche**, sanal vites değişimleri ve Cayenne V8 motorundan alınan yapay motor sesleri eklemeyi ciddi şekilde değerlendiriyor. Hyundai Ioniq 5 N ve Ferrari gibi markalar da benzer yapay vites değişimleri ve ses simülasyonları geliştirerek elektrikli araçlara bir "ruh" kazandırma çabası içine giriyor. Bu tür "artırılmış sürüş deneyimleri" hakkında daha fazla bilgi için Porsche Elektrikli Araç Sanal Vites Yapay Motor Sesi haberimize göz atabilirsiniz. Yine de, Mercedes-AMG'nin Concept AMG GT XX modeliyle elektrikli araç rekorları kırması veya **Bentley**'nin Continental Supersports modelinde hibrit olmayan, arkadan çekişli bir V8 motoru tercih etmesi gibi farklı yaklaşımlar sergileniyor. Walliser'ın Porsche'deki efsanevi 918 Spyder ve Motorsport departmanı deneyimiyle şekillenen bu 'hardcore' felsefe, markanın geleneksel dört tekerlekten çekiş ve hibrit güç aktarımından vazgeçerek daha ham bir sürüş deneyimi sunacağını gösteriyor. Bu radikal dönüşümle ilgili daha fazla bilgiyi Bentley Continental Supersports: Arkadan Çekişli V8 Walliser Performans başlıklı haberimizde bulabilirsiniz. Elektrikli araç performansında sınırları zorlayan **Ford SuperVan 4.2**, Nürburgring'de 6 dakika 48.42 saniyelik rekor tur süresiyle kendi güçlü benzinli sporcusu Mustang GTD'den bile hızlı olduğunu kanıtlayarak elektrikli vanların bile ne denli performanslı olabileceğini gözler önüne serdi. Ford SuperVan 4.2 Nürburgring rekoruyla elektrikli vanların performansını gözler önüne serdi. **Ancak bu elektrikli performans göstergelerine rağmen, ikonik Amerikan kaslı araba efsanesi **Ford Mustang**, kendi kimliğini koruma konusunda net bir yol izliyor. Nexus olarak edindiğimiz bilgilere göre, Ford, Mustang'in tamamen elektrikli bir versiyonunu yakın zamanda üretmeyi planlamıyor ve benzinli Mustang üretimini 2030'lu yıllara kadar sürdürecek. Bu karar, özellikle geleneksel V8 motor tutkunları ve performans odaklı sürücüler için adeta bir rahatlama nefesi anlamına geliyor. Ford CEO'su Jim Farley de Mayıs 2024'te yaptığı çarpıcı bir açıklamada, "Söz verebileceğim tek şey, asla tamamen elektrikli bir Mustang üretmeyeceğimizdir" ifadeleriyle bu konudaki kararlılığını net bir şekilde ortaya koydu. Bu iddialı duruş, otomotiv endüstrisinde markanın köklü mirasına olan bağlılığını ve pazarın taleplerine esnek adaptasyonunu gösteren önemli bir duruş. Ford Mustang'in elektrikli versiyonunun gelmeyeceği ve V8 motorun devam edeceği haberi hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.** Öte yandan, Ford'un 1000 beygir gücünde hibrit bir off-road süper otomobil projesi üzerinde çalıştığını duyurması, markanın sadece elektrikli geleceğe değil, performans tutkunlarına yönelik niş ve heyecan verici projelere de odaklandığını gösteriyor. Ford'un 1000 beygirlik hibrit off-road süper otomobil projesi hakkında detayları inceleyebilirsiniz. Lüks hiper otomobil segmentinin ikonik temsilcisi **Bugatti** de yeni nesil hibrit modellerine olan yoğun taleple 2029 yılına kadar tüm üretim planlamasını doldurmuş durumda. **Jaguar'ın lüks segmentteki yeni elektrikli konsepti Type 00, ünlü tasarımcı Frank Stephenson tarafından 'neredeyse her açıdan unutulabilir' ve 'bitmemiş' olarak eleştirilse de, marka bu modelle köklü bir dönüşüm ve super-lüks pazarda Bentley gibi rakiplerle boy ölçüşme hamlesi yapıyor. Bu radikal strateji hakkında detaylı bilgi için Jaguar Type 00 Frank Stephenson Tasarım Eleştirisi: Lüks Elektrikli Otomobil haberimize göz atabilirsiniz.** **Amerikan ikonu Chevrolet de efsanevi Corvette serisi için iddialı bir adım atarak, tamamen elektrikli 2.000 beygir gücünde Corvette CX ve 2.0 litrelik çift turbolu V8 motoru üç elektrik motoruyla birleştirerek yine 2.000 beygir güç üreten hibrit Corvette CX.R konseptlerini tanıttı. Bu adımlar, markanın 2.000 beygirlik elektrikli ve hibrit Corvette gelecek vizyonunu ortaya koydu.** Lamborghini, ikonik V12 motorunu hibrit teknolojisiyle 2030 sonrasına taşıma kararı alırken, Lexus da tamamen elektrikli süper otomobil vizyonunun ardından twin-turbo V8 motorlu LFR Sport Concept'i tanıtmıştı. Bu örnekler, Nissan'ın GT-R için vereceği kararın, markaların pazar dinamikleri ile kendi DNA'larını koruma çabasının sadece bir parçası olduğunu gösteriyor. Safkan performans arayanlar için ise Ford'un **Mustang GTD Liquid Carbon** versiyonu gibi boyasız, ham karbon fiberden oluşan gövdesiyle dikkat çeken özel üretimler veya türünün son örneği olan bir **Ferrari Daytona SP3**'ün 26 milyon dolarlık rekor müzayede fiyatı, materyal işçiliğinin ve nadirliğin otomotiv dünyasındaki değerini bir kez daha kanıtlıyor.

Bu "karmaşık denge" aynı zamanda **Mercedes-Benz**'in daha önce 2030 yılına kadar tamamen elektrikli olma hedeflerinden geri adım atarak içten yanmalı motorların üretimini 2030'lu yılların ortalarına kadar sürdüreceğini açıklamasıyla da destekleniyor. Zira global EV alımındaki yavaşlama, birçok otomobil üreticisini stratejilerini yeniden gözden geçirmeye itti. Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius'un, Avrupa'nın 2035'teki içten yanmalı motor yasaklama planının gerçekçi olmadığını ve sektör için ciddi riskler taşıdığını belirtmesi de, bu stratejik yeniden değerlendirmelerin ve içten yanmalı motorlara olan bağlılığın beklenenden daha uzun sürebileceğinin önemli bir göstergesi.

"Godzilla"nın Dönüşünü Gölgelendiren Finansal Gerçekler: Şeytanın Avukatı Perspektifi

Nissan'ın geleceğe yönelik GT-R vaatlerine rağmen, şirketin mevcut finansal durumu, R36'nın yakın zamanda piyasaya sürülme ihtimaline dair soru işaretleri yaratıyor. Şirket, ciddi bir finansal darboğazdan çıkış yolu arıyor. Her ne kadar GT-R gibi bir "halo" model, markanın zedelenen imajını onarmaya yardımcı olsa da, düşük hacimli bir ürünün şirketin bilanço sorunlarını çözmesi beklenemez.

Nissan, "Re:Nissan" olarak adlandırılan ve maliyet düşürmeye odaklanan kapsamlı bir yeniden yapılanma planı uyguluyor. Bu plan kapsamında, şirketin yedi fabrikayı kapatması ve 20.000 kişiyi işten çıkarması bekleniyor. Ayrıca, parça karmaşıklığını yüzde 70 oranında azaltma ve platform sayısını 13'ten 7'ye indirme hedefleri de bulunuyor. Tüm bu radikal adımlar, şirketin kaynaklarını daha verimli kullanma ve karlılığı artırma çabasının bir parçası.

Nissan'ın "Re:Nissan" Kurtarma Planının Kilit Noktaları

  • Fabrika Kapatmalar: 7 fabrikanın kapatılması planlanıyor.
  • İşten Çıkarmalar: 20.000 kişilik istihdam azaltımı öngörülüyor.
  • Parça Karmaşıklığı: %70 oranında azaltma hedefi.
  • Platform Konsolidasyonu: Platform sayısı 13'ten 7'ye düşürülecek.

Böylesine zorlu bir finansal tablo ve kapsamlı bir yeniden yapılanma sürecinde, GT-R gibi yüksek düzeyde kişiselleştirilmiş, niş bir ürünün yakın zamanda geri döneceğini hayal etmek güçleşiyor. Liderlik kadrosu R36'nın uzun vadeli ajandanın bir parçası olduğunu belirtse de, öncelikler göz önüne alındığında, sabır süresi beklendiğinden daha uzun olabilir.

Bu arada, R35, üretimde kalan en eski Japon spor otomobillerden biriydi. Ancak onun bile uzun ömrü, 1984'ten beri üretilen ve 41 yıl sonra hala Japonya, Avustralya ve Orta Doğu'da satılan Toyota Land Cruiser 70 Serisi'nin yanında sönük kalıyor. Bu durum, GT-R'ın üretim sürecinin ne kadar değerli bir miras bıraktığını da gösteriyor.

Geçmişten Gelen Bir Ders: R35'in Değişim Süreci

Hiroshi Tamura, Nissan'ın makalesinde, R35'in geliştirme sürecindeki cesur kararlarını da hatırlatıyor. R35'in sıralı altı silindirli motordan ve manuel şanzımandan vazgeçip, V6 motor ve çift kavramalı otomatik şanzımana geçişini savunan kişi Tamura'ydı. O dönemde, 'bazı insanlar beni deli sanıyordu, sadece iki pedalı zorladığım için' diye anımsıyor. Ancak 2000'lerin başında üst düzey spor otomobillerin manuel viteslerden uzaklaşmaya başlamasıyla bu algının değiştiğini belirtiyor. Bu geçmiş tecrübe, Tamura'nın gelecekteki GT-R hakkında söylediklerine daha fazla ağırlık katıyor; zira o, pazar trendlerini ve performansı bir araya getirme konusunda geçmişte de başarılı kararlar almış bir isim.

Sonuç: Nissan GT-R İçin Bekleyiş Başladı

R35'in vedasıyla birlikte, Nissan GT-R efsanesinin bir sonraki bölümü için heyecanlı bir bekleyiş başladı. Hiroshi Tamura'nın içten yanmalı motorlara olan bağlılığı, Hyper Force konseptinin elektrikli geleceği ve Nissan yönetiminin henüz netleşmemiş planları, R36'nın nasıl bir otomobil olacağına dair merakı doruğa çıkarıyor. Nissan'ın bu ikonik modele nasıl bir gelecek biçeceği, otomobil dünyasında büyük yankı uyandıracak ve GT-R'ın yeni nesil tutkunlarını şekillendirecek.

Kaynak: Bu haber, Motor1.com'un Nissan GT-R'ın Geleceğiyle İlgili Haberinden derlenmiştir.