Otomotiv dünyası, elektrikli araçların (EV) performans limitlerini her geçen gün daha da zorladığına şahit oluyor. Bu iddialı yarışta son sözü söyleyen, BYD'nin lüks alt markası Yangwang oldu. Yangwang U9 Track Edition, Almanya'da gerçekleştirdiği sürüşle dudak uçuklatan bir hıza ulaşarak, dünyanın en hızlı elektrikli otomobili unvanını resmen ele geçirdi.

Yeni Rekor: 472.4 KM/S ile Zirveye Yerleşti

8 Ağustos tarihinde Almanya'da yapılan denemelerde, Yangwang U9 Track Edition tam 293.54 mil/saat (yaklaşık 472.4 km/saat) hıza ulaşarak yeni bir dönüm noktasına imza attı. Bu başarı, daha önce 2024 yılında Aspark Owl'un 272.6 mil/saat (yaklaşık 438.7 km/saat) ile elde ettiği rekoru geride bırakarak, elektrikli hiper otomobillerin potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi.

Teknolojinin Sınırlarını Zorlayan Mühendislik

Bu rekorun ardında sadece ham güç değil, aynı zamanda ileri düzey mühendislik ve inovasyon yatıyor. Yangwang U9 Track Edition, halihazırda piyasada olan U9 modelinin temellerini kullanmakla birlikte, performansı artırıcı önemli değişiklikler içeriyor.

• 1.200 Volt Mimari: Aracın belki de en dikkat çekici özelliği, dünyanın ilk seri üretilen 1.200 volt ultra yüksek voltajlı araç platformuna sahip olması. Bu platform, yüksek güç aktarımını daha verimli hale getirirken, optimize edilmiş termal yönetim sistemiyle birlikte aşırı performans koşullarında dahi kararlılık sağlıyor.
• Dört Motorlu Güç Ünitesi: Her biri 744.26 beygir gücü üretebilen dört bağımsız elektrik motoruyla, toplamda 2.958 beygir gücünün üzerine çıkılıyor. Bu, U9 Track Edition'ı dünyanın en güçlü otomobillerinden biri yapıyor.
• DiSus-X Akıllı Gövde Kontrol Sistemi: U9'un karakteristik özelliklerinden biri olan bu sistem, aracın üç tekerlek üzerinde gitme veya zıplama gibi sıra dışı hareketler yapabilmesini sağlıyor. Track Edition için özel olarak optimize edilen bu yazılım, her bir tekerlek için bağımsız süspansiyon ayarları yaparak pistte optimum yol tutuşu ve kontrol sunuyor.
• Tork Vektörleme: Yüksek hızlarda tekerlek kaymasını ve çekiş kaybını önlemek için tasarlanmış tork vektörleme sistemi, saniyede 100 kez tork ayarlaması yapabiliyor.
• Aerodinamik İyileştirmeler: Görsel olarak standart U9'un arka kanadını kaybeden Track Edition, seri üretime alınan bir karbon fiber ön splitter (hava yönlendirici) kazanarak aerodinamik verimliliğini artırıyor.

Sadece Bir Hız Rekorundan Fazlası: BYD'nin Küresel İddiası

Yangwang U9 Track Edition'ın bu rekoru, sadece bir mühendislik başarısı olmanın ötesinde, Çinli otomotiv devi BYD'nin global pazardaki teknolojik liderlik iddiasını pekiştiriyor. Lüks ve yüksek performans segmentinde Avrupa ve Amerikan markalarına meydan okuyan BYD, elektrikli araç teknolojilerinde erişilen en uç noktayı gözler önüne seriyor.

Bu tür hız rekorları, günlük kullanıcılar için doğrudan bir anlam ifade etmese de, otomotiv endüstrisi için önemli bir Ar-Ge laboratuvarı görevi görüyor. Yüksek voltajlı güç aktarım sistemleri, gelişmiş batarya soğutma teknolojileri, motor verimliliği ve aerodinamik yenilikler gibi bu araçlarda geliştirilen teknolojiler, zamanla daha erişilebilir elektrikli araçlara da sızarak genel performansı ve verimliliği artırıyor.

Mercedes-AMG Concept GT XX: Sadece Hız Değil, Dayanıklılık Rekorları

Elektrikli araçların sınırlarını zorlama yarışı sadece en yüksek hızla sınırlı değil. Mercedes-AMG de yeni Concept AMG GT XX modeliyle elektrikli otomobil dayanıklılık ve uzun mesafe rekorlarını adeta yeniden yazdı. İtalyan Nardò pistinde gerçekleşen bu devasa test, markanın gelecekteki elektrikli performans araçları için bir dönüm noktası niteliğinde oldu. Mercedes, Nardò'da 24.901 mil (yaklaşık 40.076 kilometre) uzunluğunda, kelimenin tam anlamıyla bir dünya turuna eşdeğer bir mesafeyi kat etmeyi hedefleyerek, yeni elektrikli araç mimarisini gerçek dünya koşullarına yakın, ancak kontrollü bir ortamda test etme arzusundan doğan zorlu bir denemeye imza attı. Formula 1 pilotu George Russell dahil 17 sürücü ve geniş bir ekibin görev aldığı bu maratonda, iki Concept AMG GT XX aynı anda yola çıkarak toplamda 25 farklı uzun mesafe rekoruna imza attı. Araçlar, 3.177 tur atarak 7 gün, 13 saat, 24 dakika ve 7 saniyede programı tamamladı. Kırılan rekorlar arasında en dikkat çekicilerden biri, bir elektrikli aracın 24 saatte kat ettiği en uzun mesafe rekoru oldu; AMG GT XX, bir günde 3.404 mil (yaklaşık 5.478 kilometre) yol katederek önceki rekoru 940 milden fazla geliştirdi. Ayrıca, 25.000 mil (40.233 km) mesafeyi 8 günden daha kısa sürede tamamlayan ilk elektrikli araç unvanını da kazandı. Bu zorlu test süresince araçlar, saatte ortalama 186 mil (yaklaşık 299 km) hızı koruyarak sürekli bir tempoyu sürdürdü ve şarj molaları dışında neredeyse hiç durmadan, ortalama 850 kilovatlık şarj gücüyle bu tempoyu sekiz güne yakın bir süre boyunca sürdürebildi. Bu başarıların temelinde, Mercedes'in geliştirmekte olduğu 800 voltluk AMG.EA platformu yatıyor. Bu platform, sıvı soğutmalı bir batarya ile beslenen ve dört tekerleği de tahrik eden, iki elektrikli tahrik ünitesinde bulunan üç adet eksenel akılı motor kullanarak Concept AMG GT XX'te 1.360 beygir gücünden fazla güç üretiyor. Mercedes'in Baş Teknoloji Sorumlusu Markus Schäfer'in de belirttiği gibi: “Hedefimiz, elektrikli tahrik çağında teknik olarak mümkün olanın sınırlarını yeniden tanımlamaktır.” Bu rekorlar, elektrikli araçların sadece kısa mesafelerde değil, uzun soluklu ve zorlayıcı koşullarda da ne kadar dayanıklı ve performanslı olabileceğini gözler önüne seriyor. Daha fazla bilgi için Mercedes-AMG Concept GT XX Elektrikli Araç Rekorları haberimize göz atabilirsiniz.

300 Mil/Saat Bariyeri Yakın Mı?

Yangwang'ın geçen yıl 243 mil/saatlik (yaklaşık 391 km/saat) denemesinden sonra bu yıl kaydettiği sıçrama, elektrikli araçların 300 mil/saat (yaklaşık 482 km/saat) bariyerini aşmasının artık çok yakın olduğunu gösteriyor. Rimac Nevera ve Aspark Owl gibi rakiplerin de benzer başarılar peşinde koştuğu bu alanda, önümüzdeki yıllarda daha da çarpıcı rekorlar görmemiz kaçınılmaz görünüyor.

Ancak bu rekor yarışı, bazı eleştirel soruları da beraberinde getiriyor. Çevre dostu imajıyla öne çıkan elektrikli araçların, böylesine yüksek performans hedefleri uğruna harcadığı kaynaklar ve enerji tüketimi ne kadar sürdürülebilir? Bu tip hiper otomobillerin karbon ayak izi, geleneksel içten yanmalı motorlu muadillerine kıyasla ne durumda? Bu sorular, teknolojik ilerlemeyle birlikte etik ve çevresel sorumlulukların da göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyor.

Yangwang U9 Track Edition'ın başarısı, elektrikli araçların sadece çevre dostu alternatifler olmadığını, aynı zamanda performans ve hız konusunda da içten yanmalı motorlu araçlara kafa tutabilecek hatta onları geride bırakabilecek güce sahip olduğunu kanıtlıyor. Otomotivin geleceği, bu heyecan verici ve hızlı gelişmelerle şekillenmeye devam ediyor.

Bu hızlı gelişmelere paralel olarak, Pininfarina ve Vittori iş birliğiyle hayat bulan 'Turbio' gibi modeller de otomotivin geleceğine farklı bir perspektiften yaklaşıyor. "Dünyanın ilk yapay zeka hiper otomobili" olarak tanıtılan Pininfarina Vittori Turbio yapay zeka hiper otomobili, şasi ve gövde bileşenlerinin üretiminde yapay zeka destekli 3D baskı tekniklerini kullanarak sadece mühendislik değil, tasarım ve üretim süreçlerinde de bir devrim vadediyor. 6.8 litrelik V-12 benzinli motor ve ön aksa entegre tek bir elektrik motorundan oluşan hibrit güç ünitesiyle toplam 1.110 beygir gücü sunan ve sadece 50 adetle sınırlı üretilecek olan Turbio, performansın ve teknolojinin sınırlarını zorlayan bu heyecan verici yarışta yeni bir dönemi işaret ediyor.

Kaynak: Motor1.com