Volkswagen'in performans odaklı R alt markası, 25. yıl dönümünü heyecan verici bir haberle kutlamaya hazırlanıyor. Uzun süredir konuşulan ancak çeşitli engellerle karşılaşan beş silindirli motor hayali, nihayet gerçek olma yolunda ilerliyor. Gelen bilgilere göre, efsanevi Audi RS3'ten tanıdığımız turboşarjlı 2.5 litrelik beş silindirli EA855 motoru, Wolfsburg'un en iddialı hatchback modeli Golf R'a güç verecek. Bu hamle, Volkswagen Grubu'nun içten yanmalı motorlara yönelik son büyük vedalarından biri olabilir.
Uzun Soluklu Bir Bekleyiş Son Buluyor mu?
Golf R'a beş silindirli motor yerleştirme fikri aslında yeni değil. 2020 yılında ilk kez gündeme gelen bu plan, Audi'nin kendi performans modelini koruma isteğiyle karşılaşmış ve rafa kaldırılmıştı. Ancak son dönemde dengeler değişti. Volkswagen Grubu bünyesindeki Cupra Formentor VZ5 modelinin zaten 400 beygir gücüne yakın Audi motorunu kullanması, bu değişimin en somut göstergesiydi. Şimdi ise Golf R için benzer bir senaryonun kapıları ardına kadar açılmış durumda.
Nürburgring pistinde görüntülenen casus fotoğraflar, daha agresif görünen Golf R prototiplerini ve gizemli RS3 test araçlarını ortaya koydu. Bu araçların, beş silindirli motorun yükseltilmiş bir versiyonunu taşıdığı tahmin ediliyor. Audi Sport patronu Sebastian Grams'ın birkaç yıl önce yaptığı açıklamalarda, mühendislerin elektrifikasyona başvurmadan motorlardan daha fazla güç çıkarabileceğini belirtmesi de bu iddiaları güçlendiriyor.
Performansın Yeni Tanımı ve Teknik Detaylar
Beş silindirli Golf R'ın 400 beygirin üzerinde bir güçle gelmesi bekleniyor. Donkervoort F22 gibi bazı özel modellerde bu motorun neredeyse 500 beygire ulaştığını biliyoruz, ancak Volkswagen veya Audi'nin bu kadar ileri gitmesi pek olası değil. Autocar'ın raporlarına göre, RS3 motorunun entegrasyonuyla birlikte araç sadece yaklaşık 25 kilogram ağırlık artışı yaşayacak. Bu, daha büyük frenler ve şasi güçlendirmeleri gerektirse de oldukça etkileyici bir mühendislik başarısı.
- Motor: 2.5 TFSI Turboşarjlı Beş Silindirli (Audi RS3'ten)
- Beklenen Güç: 400+ Beygir
- Ağırlık Artışı: Yaklaşık 25 kilogram
- Şanzıman: Güncellenmiş yedi ileri DSG (manuel seçeneği kaldırıldı)
Yeni Golf R'ın, lüks kardeşi RS3'ten mekanik tork yönlendirmeli arka diferansiyeli de ödünç alabileceği konuşuluyor. Bu tork dağıtıcısı, aracın Nürburgring'deki performansını ciddi şekilde artırabilir ve hatta onu Volkswagen'in en hızlı üretim otomobili unvanına taşıyabilir. Şu anki rekor, 7:46.13'lük tur süresiyle Golf GTI Edition 50'ye ait.
Fiyat ve Pazardaki Konumu: Bir Prestij Meselesi mi?
Böylesine özel bir modelin uygun fiyatlı olması beklenmiyor. Halihazırda Golf R333 gibi özel versiyonlar, tanıdık 2.0 litrelik EA888 motoruna rağmen Almanya'da 76.410 Euro gibi dudak uçuklatan fiyat etiketleriyle satılıyordu. Normal bir Golf R'ın başlangıç fiyatı ise 55.540 Euro civarında. Bu bağlamda, Amerika pazarında 48.325 dolardan başlayan Golf R, nispeten daha erişilebilir görünüyor.
Peki, beş silindirli bir Golf R'ı kim neden Audi RS3 yerine tercih etsin? Cevap kısmen gövde tipinde yatıyor. Özellikle ABD pazarında RS3 sadece sedan olarak sunulurken, hatchback sevenler için Golf R benzersiz bir seçenek sunuyor. Diğer pazarlarda ise bu model, içten yanmalı motor çağının nihai performans Golf'ünü arayanlara hitap edecek.
Bir Dönemin Sonu ve Anlamı
Volkswagen Grubu, 1970'lerin sonlarından bu yana beş silindirli motorları kullanıyor ve bu motor tipi, özellikle Audi'nin ralli mirasından günümüzdeki RS modellerine kadar uzanan güçlü bir geçmişe sahip. TT RS ve RS Q3 modellerinden emekliye ayrılmasının ardından, bu motorun güçlü bir Golf R ile son bir 'şölen' yapması, markanın mirasçısı olduğu mühendislik harikasına yakışır bir veda olacaktır.
Sen,Nexus Yorumu: Elektrikli Çağ Öncesi Son Dans
Mk9 Golf'ün tamamen elektrikli bir model olarak geleceği zaten doğrulanmışken, mevcut neslin önümüzdeki on yıla kadar üretimde kalabileceği belirtiliyor. Avrupa Birliği'nin içten yanmalı motor yasakları ufukta belirirken, bu güçlü beş silindirli Golf R, performans tutkunları için 'şimdi ya da asla' felsefesini simgeliyor. Bu, sadece bir otomobil değil, aynı zamanda hızla değişen otomotiv dünyasında bir dönemin kapanışına yapılan güçlü bir gönderme olacak.
Bu dönüşüm rüzgarları sadece Volkswagen'i değil, birçok markayı da farklı stratejiler izlemeye itiyor. Örneğin, Japon lüks otomobil üreticisi Infiniti, daha önce planladığı elektrikli Q50 modelini rafa kaldırarak, bunun yerine manuel şanzımanlı, çift turbo V6 motorlu, arkadan çekişli bir spor sedanla geleneksel performans ruhuna geri döneceği iddialarıyla dikkat çekiyor. Bu "özür dilemeyen ve beklenmedik" yaklaşım, elektrikli araçlara tam geçişin beklentilerin altında kaldığı bir dönemde, otomobil tutkunları için benzersiz bir alternatif sunmayı hedefliyor. Otomotiv dünyasındaki bu çarpıcı strateji değişiklikleri ve Infiniti'nin bu cesur hamlesi hakkında daha fazla bilgi edinmek için Infiniti Q50 Manuel Şanzımanlı Spor Sedan: Elektrikli Planlara Veda mı? başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Bu 'analog direniş' ve geleneksel performansa dönüş eğilimine, lüks otomobil dünyasının ikonik markalarından Bentley de katılıyor. Yeni CEO'su Dr. Frank-Steffen Walliser'ın liderliğinde, marka mevcut Continental GT serisinin hibrit güç aktarımından ve dört tekerlekten çekiş sisteminden arındırılmış, safkan performansa odaklanan yeni bir Continental Supersports modelini tanıtıyor. Bu, markanın tarihinde ilk kez arkadan çekişli bir Continental GT olacak ve 640 beygir gücünde saf bir V8 motoruyla gelecek. Elektrikli çağa geçişin getirdiği değişim rüzgarlarına karşı Bentley'nin bu 'safkan performansa odaklanma' hamlesi, otomotiv tutkunları için beklenmedik ve heyecan verici bir alternatif sunarak, klasik sürüş deneyiminin hala ne kadar değerli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Bentley'nin bu radikal dönüşümü hakkında daha fazla bilgi edinmek için Bentley Continental Supersports: Arkadan Çekiş, V8 ve Walliser Performansı başlıklı haberimize göz atabilirsiniz.
Bu "son dans" felsefesine ve içten yanmalı motorlara olan bağlılığa Mercedes-AMG de katılıyor. Marka, elektrikli geleceğe doğru ilerlerken, "saf sürüş deneyimi" arayanlara yönelik yeni nesil, daha güçlü ve elektrik destekli bir V8 motor geliştiriyor. Özellikle C63 modelindeki silindir sayısı düşüşüyle gelen eleştirilere bir yanıt niteliğinde olan bu hamle, Mercedes-AMG'nin içten yanmalı motorlara olan uzun vadeli bağlılığının bir göstergesi. Bu yeni V8 motorun gelecek on yıl boyunca üretimde kalması beklenirken, Euro 7 emisyon düzenlemelerini karşılayacak şekilde daha verimli ve güçlü olacağı belirtiliyor. Bu strateji, aynı zamanda Mercedes-Benz'in daha önce 2030 yılına kadar tamamen elektrikli olma hedeflerinden geri adım atarak, içten yanmalı motorların üretimini 2030'lu yılların ortalarına kadar sürdüreceğini açıklamasıyla da destekleniyor. Zira global EV alımındaki yavaşlama, birçok otomobil üreticisini stratejilerini yeniden gözden geçirmeye itti. Mercedes-AMG'nin bu iddialı V8 motor gelişimi ve markanın içten yanmalı motorlara yönelik stratejisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için Mercedes-AMG'nin Yeni V8 Motor Stratejisi: Elektrik Destekli V8 Gelecek başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Bu "son dans" felsefesini simgeleyen gelişmelerden biri de, otomotiv dünyasının efsanevi isimlerinden, "Godzilla" lakaplı Nissan GT-R R35'in 18 yıllık soluksuz bir üretimin ardından sahneden çekilmesi oldu. 2007'den bu yana tam 48.000 adet üretilen R35'in üretim bandına veda etmesi, bir dönemin sonu anlamına gelirken, Nissan cephesinden gelen "GT-R isminin bir gün geri dönmesi bizim hedefimizdir" açıklamaları, geleceğe dair umutları yeşertiyor. Bu ikonik modelin üretimine son verilmesi ve geleceğinin nasıl şekilleneceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için Nissan GT-R R35 üretimi sona erdi: Efsanevi Godzilla'nın geleceği başlıklı haberimize göz atabilirsiniz.
Kaynak: Motor1.com aracılığıyla Autocar
```