Her yıl merakla beklenen San Sebastian Uluslararası Film Festivali, bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Kreatif Yatırımcılar Konferansı ile sinema ve medya dünyasının nabzını tutmaya hazırlanıyor. CAA Media Finance ile ortaklaşa düzenlenen bu prestijli etkinlik, 23-24 Eylül tarihlerinde İspanyol Screenings: Financing & Tech kapsamında, sektörün önde gelen düşünürlerini, yapımcılarını ve yatırımcılarını bir araya getiriyor. Konferans, bağımsız yapımcılığın karşılaştığı zorluklardan yeni finansman modellerine, Latin Amerika içeriğinin küresel yükselişinden Avrupa stüdyo modelinin geleceğine kadar geniş bir yelpazede kritik konuları masaya yatıracak.

Sektörün Önde Gelen İsimleri Bir Araya Geliyor

Konferans, küresel film endüstrisinin zirvesindeki isimleri ağırlıyor. CAA Media Finance'tan Roeg Sutherland, Annapurna Pictures'tan Skye Optican, Killer Films'ten Christine Vachon ve Goodfellas'tan Vincent Maraval gibi deneyimli isimler katılımcılar arasında yer alıyor. Ayrıca, Amazon Studios'tan Javiera Balmaseda, Fremantle'dan Christian Vesper, Legendary Entertainment'tan Sam Kozhaya ve Mediawan Pictures'tan Élisabeth d'Arvieu gibi dev şirketlerin temsilcileri de bu önemli buluşmada yerlerini alacaklar. Etkinliğin zengin konuk listesi, Latin Amerikalı yapımcıları da kapsıyor; Fabula'nın kurucu ortağı Juan de Dios Larraín, K & S Films'ten Matías Mosteirín ve Infinity Hill'den Axel Kuschevatzky gibi isimler, bölgenin yükselen gücünü temsil edecekler.

Bağımsız Yapımcılığın Geleceği ve Küresel Trendler

2024 Konferansı'nda bağımsız yapımcılığın karşılaştığı zorluklar, özellikle ABD'deki stüdyo yatırımlarındaki daralma ve sendika çekim maliyetlerinin sabitliği gibi konular derinlemesine ele alınmıştı. O dönemde, ABD'li yapımcıların Avrupa pazarına yönelmesinin bir çözüm olabileceği belirtilmişti. 2025'teki katılımcıların bu tartışmayı daha da ileri taşıyarak, bağımsız sinemanın cesur seslerinin nasıl finanse edilebileceğini ve bu zorluklara rağmen nasıl ayakta kalabileceğini incelemesi bekleniyor. Örneğin, 82. Venedik Film Festivali'nde büyük ilgi gören Mona Fastvold ve Brady Corbet imzalı epik müzikal drama 'The Testament of Ann Lee', 10 milyon dolarlık bütçesini toplamakta büyük zorluklar yaşamıştı. Yapımcı Andrew Morrison, "Bir Shaker müzikali fikrini satmak, tahmin edebileceğiniz gibi, hiç de kolay bir iş değildi" sözleriyle bu güçlükleri dile getirmişti. Bu örnek, bağımsız yapımcılığın sadece sanatsal vizyon değil, aynı zamanda yaratıcı finansman modelleri gerektirdiğini açıkça göstermektedir.

Bu bağlamda, son dönemde uluslararası film festivallerinde elde ettiği büyük başarılarla dikkat çeken Şili sineması, Venedik gibi prestijli festivallerde sergilediği yenilikçi ortak yapım stratejileriyle bağımsız yapımcılar için önemli bir ilham kaynağı olmaktadır. Şili, Berlin ve Cannes'da önemli ödüller kazanan filmlerinin ardından, 82. Venedik Film Festivali'nde de güçlü bir varlık göstermiştir. Ülke, Venedik Endüstri Yan Etkinliği'nin bu yılki üç odak noktasından biri olarak konumlandırılırken, Niles Atallah'ın kısa filmi "Merrimundi" Horizons bölümünde yarışmış, 20'den fazla Şilili yapımcı desteklenmiş ve beş Şili projesi Venedik Gap Finansman Pazarı'na kabul edilmiştir. CinemaChile eş direktörü Alexandra Galvis ve yapımcı Giancarlo Nasi'nin vurguladığı gibi, Şilili yapımcılar "kutunun dışında düşünerek", alışılmadık ortak yapım modelleri yaratma yeteneğine sahiptir. Yıllık 30-40 film üretmesine rağmen, Şili'nin dünyaya açık ekonomisi ve liberal fon kuralları sayesinde, nakit geri ödeme programı ve dünya genelinde masrafsız kullanılabilecek 120.000 dolarlık özel bir ortak yapım fonu gibi esneklikler sunulmaktadır. Bu durum, küçük bir ülkenin sınırlı kaynaklara rağmen küresel sinema sahnesinde nasıl etkin bir oyuncu olabileceğinin en iyi örneklerinden biridir.

Ayrıca, küresel festival trendleri ve Venedik Film Festivali'nin dijital nabzı ve İtalyan sinemasının yükselişi gibi konular da bu platformlarda detaylıca incelenmektedir.

Bağımsız yapımcılığın karşılaştığı zorluklar ve yenilikçi finansman arayışları devam ederken, küresel medya sahnesinde farklı trendler de belirginleşiyor. Örneğin, Netflix'in Kore yapımı senaryosuz içeriklere yaptığı devasa yatırım ve 'Physical: 100', 'Culinary Class Wars' gibi programların dünya çapında yakaladığı başarı, dijital platformların eğlence sektöründeki etkisini gözler önüne seriyor. Bu küresel trendlerin bir yansıması olarak, Ekim 2024'te başlayacak olan ve Kore, Japonya, Tayland, Moğolistan, Türkiye, Endonezya, Avustralya ve Filipinler'den takımları bir araya getirecek 'Physical: Asia' gibi yapımlarda Türkiye'nin de yer alması, bölgesel kültürel etkileşimi artırırken, Türk prodüksiyon şirketleri için uluslararası alanda önemli iş birliği fırsatları yaratıyor. Küresel eğlence pazarındaki bu dinamik gelişmeleri ve Netflix'in Kore odaklı stratejisini daha detaylı incelemek için Netflix Kore Senaryosuz Yapımlar Yeni Sezonlar Yayın Takvimi başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.