Müzik dünyasının efsanevi isimlerinden, asi ruhu ve ikonik duruşuyla bir döneme damga vuran Marianne Faithfull'ın yaşamına odaklanan 'Broken English' belgeseli, dünya sinemasının en köklü ve prestijli etkinliklerinden biri olan Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapmaya hazırlanıyor. İtalyan dağıtım şirketi I Wonder Pictures, filmin İtalya haklarını alarak bu çarpıcı yapımı ülkedeki sinemaseverlerle buluşturacak. Bu yıl festivalin Altın Aslan yarışmasında öne çıkan yapımlardan biri de Oscar ödüllü Macar yönetmen László Nemes'in 'Orphan' filmi oldu. Nemes'in filmi, Berlin Altın Ayı ödüllü yönetmen Ildikó Enyedi'nin 'Silent Friend' adlı yapımıyla birlikte festivalin en prestijli ödülü olan Altın Aslan için yarışarak Macaristan'ın sinematik gücünü bir kez daha kanıtladı. László Nemes'in Venedik'te gösterilen 'Orphan' filmi incelemesine Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz. Festivalin açılış töreni ise sinema dünyasının iki dev ismi, usta yönetmenler Francis Ford Coppola ve Werner Herzog'un unutulmaz anlarına sahne oldu; efsanevi Coppola, Alman Yeni Sineması'nın öncülerinden Herzog'a, kendisinin de bir zamanlar layık görüldüğü Yaşam Boyu Başarı İçin Altın Aslan ödülünü takdim etti. Venedik Film Festivali gibi köklü etkinliklerin yanı sıra, sinema takviminde öne çıkan bir diğer önemli organizasyon da Hamptons Uluslararası Film Festivali oldu. Bu yıl Elizabeth Olsen'ın başrolünde olduğu 'Eternity' filmiyle kapılarını açmaya hazırlanan festival, 3-13 Ekim tarihleri arasında Long Island'da sinemaseverleri ağırlayacak. Elizabeth Olsen'ın 'Eternity' filmiyle Hamptons Film Festivali'ndeki açılış ve program detaylarına Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz.
Bir Müzik İkonunun Vedası ve Yeniden Doğuşu
BAFTA adayı Iain Forsyth ve Jane Pollard'ın ('20,000 Days on Earth') yönetmenliğini üstlendiği 'Broken English', Faithfull'ın hayatının son yıllarında çekildi ve onun son stüdyo performansını içeriyor. Belgesel, şarkıcı-söz yazarı, şair ve oyuncu kimlikleriyle tanınan Faithfull'ın sanat, hayatta kalma ve miras üzerine yaptığı samimi düşüncelerini, nadir ve korumasız anlarını izleyiciye aktarıyor. Film, 30 Ağustos'ta Venedik Film Festivali'nin Yarışma Dışı bölümünde prömiyer yapacak. Cannes ve Berlin gibi diğer büyük festivallerle birlikte "Büyük Üçlü" arasında yer alan Venedik, yeni yetenekleri keşfetme ve dünya sinemasına eleştirel bir bakış açısı sunma misyonuyla Oscar yarışının da önemli bir başlangıç noktasıdır. Bu prestijli atmosferde, İtalyan sinemasının usta ismi Paolo Sorrentino'nun yeni filmi 'La Grazia' da festivalin resmi açılışını yaparak, alışıldık barok dünyasından sıyrılıp daha sade ve içsel bir dramaya yönelmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Sorrentino'nun 'La Grazia' filmi hakkında daha fazla bilgi edinmek için buradaki incelememizi okuyabilirsiniz.
Iain ve Jane, Marianne Faithfull'ın kim olduğunu ve neden 20. yüzyılın en derin sanatçılarından biri olarak, kolayca kutladığımız erkek muadilleriyle omuz omuza durduğunu anlamamıza hiç bu kadar yaklaşmamızı sağlayan gerçekten eşsiz bir sinematik yolculuk yarattılar.
'Unutulmayanlar Bakanlığı'nda Bir Araştırma
Belgesel, Faithfull'ın yaşamına sıra dışı bir perspektiften yaklaşıyor. Tilda Swinton ve George MacKay'in başrolde olduğu filmde, ikili 'Unutulmayanlar Bakanlığı' adı verilen 'kültürel hafızayı unutulmaktan kurtarmaya adanmış gizli bir şiirsel yapı' çerçevesinde araştırmacı rollerini üstleniyor. Bu yıl Venedik Film Festivali'nde "La Grazia" gibi önemli yapımların kırmızı halısında da boy gösteren Tilda Swinton'ın, belgeseldeki bu rolü de festivalin dikkat çeken detaylarından biri oldu. Faithfull, röportajlar, arşiv görüntüleri ve ses manzaralarıyla dokunmuş bir goblen aracılığıyla bu bakanlığın ilk 'konusu' haline geliyor. Bu metaforik yaklaşım, kültürel hafızanın ne denli değerli olduğunu vurgularken, Faithfull'ın sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda korunması gereken bir miras olduğunu da işaret ediyor.
Neden Önemli? Marianne Faithfull'ın Simgesel Kimliği
Marianne Faithfull, sadece bir ilham perisi olmanın ötesinde, şöhret, skandal ve yeniden icat etmenin tam merkezinde bir figürdü. Basın tarafından hedef gösterildi, endüstri tarafından hafife alındı; kalp kırıklığı ve bağımlılıkla mücadele etti, ancak asla keskinliğini ya da gerçeği kavrayışını yitirmedi. 35'ten fazla albüm yayınlarken sürekli kendini yeniden tanımladı. Onun hikayesi, sanatsal direnişin, toplumsal baskıya rağmen var olabilmenin ve kişisel trajedilerden güçle çıkabilmenin eşsiz bir örneği. 'Broken English' belgeseli, bu karmaşık mirasın günümüz izleyicisi için nasıl yorumlanacağını ve eleştirel bir bakış açısıyla ele alınıp alınmayacağını merak konusu yapıyor. Film, sadece bir kutlama mı olacak yoksa Faithfull'ın inişli çıkışlı hayatının tüm katmanlarını cesurca ortaya koyacak mı?
Ünlü İsimlerden Katkılar ve Yapım Detayları
'Broken English', Faithfull'ın son performansının yanı sıra, Nick Cave, Warren Ellis, Courtney Love, Suki Waterhouse, Beth Orton ve Jehnny Beth gibi arkadaşları ve uzun süreli işbirlikçilerinden de değerli katkılar sunuyor. Ek oyuncu kadrosunda Zawe Ashton, Calvin Demba ve Sophia Di Martino yer alıyor.
Yapım Ekibi:
- Yapımcı: Beth Earl (Rustic Canyon Pictures)
- Yürütücü Yapımcılar:
- Thomas Benski, Marisa Clifford, Isabel Davies ve Tim O’Shea (Magna Studios)
- Marc Robinson (Globe Originals)
- Julia Xu (Q&A Entertainment)
- Victoria Steventon
- Miranda Bailey ve Julia Stier (Cold Iron Pictures)
- Oliver Hsu, Jennifer Lin, Cristina Ljungberg, Tien-Tsung Ma, Stuart Souter ve Alvin Wang
- Ortak Yapımcılar: Liam Coutts ve Laura Rees
- Arşiv Yapımcıları: Kate Griffiths, Mike Griffiths ve Tess McNally-Watson
Global Constellation uluslararası satışları yürütürken, Cinetic Media Kuzey Amerika haklarını temsil ediyor. 'Broken English', müzik tarihinde eşsiz bir yere sahip olan Marianne Faithfull'ın mirasını yeni nesillere aktarırken, sinema ve müziğin kesişiminde önemli bir durak olacak gibi görünüyor. Festival sadece Marianne Faithfull gibi ikonların hikayelerine değil, aynı zamanda güncel sinema dünyasının nabzını tutan olaylara da sahne oluyor. Örneğin, Hollywood'un karizmatik yüzü George Clooney'nin, Noah Baumbach'ın yönettiği 'Jay Kelly' filminin resmi basın toplantısına sinüs enfeksiyonu nedeniyle katılamaması, festivalin nabzını tutan olaylardan biriydi. Bu tür beklenmedik durumlar, festival dinamiklerinde ünlülerin özel yaşamı ile profesyonel sorumlulukları arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne sererken, Venedik'in sadece filmlerle değil, aynı zamanda yıldızların insan halleriyle de gündem yarattığını gösteriyor. Ayrıca, Macaristan'ın Ulusal Film Enstitüsü (NFI) tarafından beş yıl önce başlatılan stratejik yeniden yapılanmanın bir sonucu olarak, Macaristan gibi ülkelerin çok uluslu ortak yapımlarla festivalde zirveye çıkışı, bağımsız sinemanın zorlu ekonomik koşullarında vergi teşvikleri ve ulusal fonlama gibi finansman yapılarının kritik rolünü bir kez daha vurguladı. Macaristan film endüstrisinin ortak yapımlarla Venedik'teki başarısı hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Kaynak: Variety – Marianne Faithfull Belgeseli 'Broken English' Venedik Öncesi Haklarını Aldı