Bir erkeğin evi kalesidir denir, ancak kadınlar için ev, sadece kendi dünyası, kendi sığınağıdır. Maria Angeles için de öyledir; Tangier'in hareketli, çok kültürlü tarihi merkezindeki güneş gören bu daire, onun 40 yıllık emeği, anıları ve kişiliğinin bir yansımasıdır. Balkonundaki parlak sardunyalardan, mutfağındaki yıllanmış tahta kaşıklara kadar her köşesi özenle döşenmiştir. Eşi vefat ettikten sonra hissettiği yalnızlığa rağmen, gün batımı tonlarındaki, fotoğraflarla dolu duvarlar ona adeta eşlik eder. Kendi odaklı kızı Clara'nın anlayamadığı bu derin bağı, Maryam Touzani'nin yönettiği 'Calle Malaga' filmi ustalıkla ele alıyor.
Touzani'nin nazik, iç ısıtan ve ilerleyen yaş draması, bizi ayakta tutan fiziksel mekanlara yazılmış bir övgü niteliğinde. Film, aynı zamanda İspanyol sinemasının efsanevi ismi Carmen Maura'nın yorulmaz ve etkileyici sahne varlığına adanmış bir yapıt olarak öne çıkıyor. Geniş, ifade dolu gözleri, Pedro Almodóvar'ın 1970'li yıllardan 2006 yapımı 'Volver'e kadar olan filmlerinde iz bırakmış Maura, 'Calle Malaga' ile yıllar sonra en dikkat çekici ve cömert başrol performanslarından birini sergiliyor. Touzani, 2022 yapımı 'Mavi Kaftan' ile de izleyici dostu bir dokunuş sergilemişti ve Maura'nın yeteneğini en iyi şekilde nasıl kullanacağını çok iyi biliyor.
Tangier'in Ruhani Dansı ve Maria Angeles'in Dünyası
Filmin girişindeki bilgilendirme kartları, Fas'ın kuzey sahilindeki, İspanya'ya feribotla kısa mesafedeki Tangier şehrinin zengin tarihini gözler önüne seriyor. Özellikle 1930'lu yıllarda Franco diktatörlüğünden kaçan İspanyollar için bir sığınak olan şehir, bu göçmenlerin kızı olan Maria Angeles'in (Carmen Maura) de evi olmuş. Maria Angeles, tüm hayatını Tangier'de geçirmiş ve şehrin canlı, çok kültürlü enerjisiyle adeta bütünleşmiş. Filmin ilk sahnelerinde, arnavut kaldırımlı sokaklarda neşeyle yürüyüşünü, yerel bakkallar ve baharatçılarla sohbetini, mutfağında Latin caz eşliğinde yemekler yapışını görüyoruz. Eşinin vefatına rağmen, bunlar Virginie Surdej'in parıldayan sinematografisiyle herkesin arzuladığı 'altın yıllar' gibi görünüyor.
Evine Bağlılık ve Aile Çatışması
Tangier'in büyüsüne o kadar da kapılmamış olan kişi ise Maria Angeles'in tek kızı Clara (Marta Etura). Madrid'in parlak Avrupa ışıklarına uzun zaman önce gitmiş, orta yaşlı, gergin bir hemşire. Maria Angeles, kızının nadir ziyaretine çok sevinir. Ancak ziyaretin gerçek nedenini öğrenince sevinci kursağında kalır. Zorlu bir boşanma sonrası maddi sıkıntı çeken Clara, babasının kendi adına bıraktığı annesinin dairesini haftalar içinde satmayı planlamaktadır. Maria Angeles'in seçenekleri ya İspanya'da kızıyla yaşamak ya da yerel bir devlet bakımevini kabul etmektir. Tangier'den ayrılmaya gönlü razı olmayan Maria Angeles, isteksizce ikinci seçeneği kabul eder, ancak kısa sürede buraya hiç uymadığı anlaşılır. Filmde, itici bir bakımevi görevlisine karşı sergilediği beklenmedik, keskin tavır, onun ne kadar özgür ruhlu ve kendi kurallarıyla yaşayan biri olduğunu gösterir.
Maria Angeles'in Direnişi ve Beklenmedik Adımlar
Bakımevinden aniden ayrıldıktan sonra evsiz kalan Maria Angeles, çok sevdiği dairesinde gizlice kalma planı yapar. Satış için boşaltılmış olan dairesine, sattığı mobilyalarını geri getirmesi için yerel antika satıcısı Abslam'ı (Ahmed Boulane) ikna eder ve kısa süre sonra Abslam'ı çekingen bir romantizme de ikna etmeyi başarır. Touzani'nin, eşi ve yapımcı Nabil Ayouch ile birlikte yazdığı senaryonun temel olay örgüsü aşağı yukarı bundan ibaret. Film, Maria Angeles'in genel neşesi ve bir topluluğun samimi hissi üzerine ilerliyor. Bu, 'Aquarius' gibi daha zengin ve sosyal bilince sahip bir 'son kadın ayakta kalma' draması olmaktan ziyade, daha hafif ve karakter odaklı bir yapım.
Değer Katma: 'Calle Malaga' Neden Önemli?
'Calle Malaga', sadece bir evin hikayesi değil, aynı zamanda yaşlılığın zorluklarına rağmen hayata tutunmanın, kişisel özgürlüğün ve aidiyet duygusunun ne kadar güçlü olabileceğini gösteriyor. Film, modern dünyanın getirdiği kopukluklara ve aile içi çatışmalara rağmen, insanın kendi köklerine ve benliğine sadık kalmasının önemini vurguluyor. Özellikle artan yaşlı nüfus ve şehirleşmenin getirdiği sosyal değişimler düşünüldüğünde, Maria Angeles'in evi için verdiği mücadele, pek çok insan için tanıdık ve dokunaklı bir temaya dönüşüyor. Maryam Touzani'nin yönetmenlik dehası ve Carmen Maura'nın eşsiz performansı bu temayı unutulmaz kılıyor.
Fransız Sinemasının Yıldızlarını Bir Araya Getiren Komedi: 'All About Corinne'
Fransız sinemasının uluslararası alanda tanınan dev isimleri Isabelle Huppert, Sandrine Kiberlain ve Diane Kruger, usta yönetmen Marc Fitoussi'nin merakla beklenen yeni komedisi "All About Corinne" için bir araya geliyor. "Call My Agent!" (Menajerimi Ara) dizisinin bazı bölümlerini de yöneten Fitoussi'nin bu yeni projesi, sinema dünyasının göz kamaştıran vitrininin ardındaki gerçeklere eğlenceli bir bakış sunmayı vaat ediyor.
Filmin merkezinde, efsanevi aktris Isabelle Huppert'in canlandırdığı Corinne Maclou karakteri yer alıyor. Maclou, yıllardır figüranlık yapan ve bir gün büyük bir rol kapma hayaliyle yaşayan hırslı bir oyuncu adayı. Kendi dehasına sarsılmaz bir inançla bağlı olan Corinne, ünlü oyuncu Sandrine Kiberlain ile arkadaşlık kurarak hedeflerine ulaşmayı umuyor. Ancak Fransız sinema ailesinin kapalı kapılarını aralamak, sandığından çok daha zorlu bir mücadele gerektirecek.
Kadroda, Huppert ve Kiberlain'e Diane Kruger gibi bir başka uluslararası yıldız eşlik ederken, Emmanuelle Bercot, Anne Marivin, Ana Girardot, Vincent Dedienne ve Thomas Jolly gibi isimler de filmde kendilerini canlandırarak hikayeye otantik bir boyut katıyorlar.
Yönetmen Marc Fitoussi'den Sektöre Eleştirel Bir Bakış
Filmin yönetmen koltuğunda oturan Marc Fitoussi, "Copacabana" ve "Appearances" gibi filmlerin yanı sıra, global başarı yakalayan "Call My Agent!" dizisinin Huppert ve Kiberlain'in yer aldığı bölümler de dahil olmak üzere altı bölümünü yönetmişti. Bu tecrübesi, Fitoussi'ye "All About Corinne" filminde sinema dünyasının iç işleyişine dair derinlemesine ve mizahi bir perspektif sunma imkanı sağlıyor. Yakın zamanda HBO Max için "Ça, c'est Paris!" dizisini de yöneten Fitoussi, sektörün dinamiklerine olan hakimiyetini bir kez daha ortaya koyuyor.
'All About Corinne': Kamera Arkasına Eleştirel Bir Bakış
"All About Corinne" filmi, kariyer basamaklarını tırmanmak isteyen bir figüranın gözünden sinema endüstrisini ele alarak, sektöre içeriden ve eleştirel bir bakış açısı sunuyor. Özellikle Isabelle Huppert gibi "Fransız sinemasının kapalı kapılarına" çoktan girmiş, hatta o kapıları açmış bir ismin, kapı önünde bekleyen bir karakteri canlandırması, filmin ironik ve derinlikli tonunu vurguluyor. Yönetmen Fitoussi'nin "Call My Agent!" tecrübesiyle, bu film hem eğlenceli hem de sektördeki zorluklara, rekabete ve 'yıldız sistemi'ne dair gerçekçi göndermelerle dolu olmayı vaat ediyor.
Yapım ve Uluslararası Dağıtım Detayları
"All About Corinne" filminin yapımcılığını Avenue B Productions'tan Caroline Bonmarchand üstlenirken, Fransa 3 Cinéma ve Belçika'dan Beside Prods. ortak yapımcı olarak projede yer alıyor. Filmin Fransa'daki sinema dağıtımını Memento gerçekleştirecek. Uluslararası satışları ise, daha önce Fitoussi'nin 2022 yapımı "Two Tickets to Greece" filminde de çalıştığı Indie Sales şirketi yürütüyor. Indie Sales, sonbahar festival sezonunda "Corinne"in satışlarına başlayarak filmi dünya geneline taşıyacak.
Indie Sales CEO'su Nicolas Eschbach, film hakkında şunları söyledi: "All About Corinne'in film yıldız sisteminin perde arkasını bu kadar zekice ve katmanlı bir şekilde keşfetmesini çok seviyoruz. Huppert ve Kiberlain, dünya genelindeki izleyicileri eğlendirecek ve etkileyecek dinamik bir ikili olarak parlıyor. Marc ile tekrar çalışmaktan heyecan duyuyoruz."
Indie Sales'in sonbahar programında ayrıca Momoko Seto'nun Cannes Fipresci ödüllü "Dandelion's Odyssey" filminin Kuzey Amerika prömiyeri ve Toronto Film Festivali'nin kapanış filmi olacak "Peak Everything" gibi yapımlar da bulunuyor.
Daha fazla bilgi için Isabelle Huppert, Sandrine Kiberlain ve Diane Kruger'ın Başrollerini Paylaştığı "All About Corinne" Haberi'ne göz atabilirsiniz.
Sinema dünyasındaki bu tür önemli yapımlar, uluslararası film festivallerinde büyük yankı uyandırırken, festival yöneticilerinin ve jüri başkanlarının rolleri de giderek önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, Tokyo Uluslararası Film Festivali'nin jüri başkanlığına Carlo Chatrian gibi deneyimli bir ismin atanması, global sinema arenasında dikkat çeken gelişmelerden biri olmuştur. Chatrian'ın kariyeri ve bu atama hakkında daha fazla bilgi için Carlo Chatrian Tokyo Uluslararası Film Festivali Jüri Başkanı Oldu haberimize göz atabilirsiniz.
69. BFI Londra Film Festivali: Yeni Yapımlar Dikkat Çekiyor
Uluslararası sinema sahnesinde önemli bir yere sahip olan film festivalleri arasında, 69. BFI Londra Film Festivali de programına eklediği dört yeni yapımla dikkatleri üzerine çekti. 8-19 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek festivalde Oscar ödüllü yönetmen Paolo Sorrentino'nun "La Grazia"sı, Fransız sinemasının ustası Claire Denis'in "The Fence"i, Samuel Abrahams'ın ilk uzun metrajlı filmi "Lady" ve Gastón Solnicki'nin absürt komedisi "The Souffleur" gibi birbirinden değerli yapımlar izleyiciyle buluşacak. Bu zengin program ve eklenen filmler hakkında daha detaylı bilgi için 69. BFI Londra Film Festivali: Yeni Filmler Sorrentino, Denis haberimize göz atabilirsiniz.
BFI Londra Film Festivali Neden Önemli?
BFI Londra Film Festivali, sadece bir gösterim platformu olmanın ötesinde, uluslararası sinema arenasında yeni yetenekleri keşfetme ve usta yönetmenlerin en yeni eserlerini dünya izleyicisiyle buluşturma misyonunu üstleniyor. Bu yıl eklenen dört film de, farklı coğrafyalardan ve farklı anlatım biçimlerinden örnekler sunarak festivalin çok yönlülüğünü pekiştiriyor. Özellikle bağımsız yapımlara ve dünya prömiyerlerine verdiği destekle, sinemanın geleceğine ışık tutuyor. Festivalin bu seçkisi, günümüz dünyasının sosyal, politik ve kültürel meselelerine ayna tutan, düşündürücü ve eğlenceli yapımların bir karışımını sunuyor.
Aynı şekilde, dünyanın en köklü ve prestijli sinema etkinliklerinden biri olan 82. Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan ve sinema dünyasının gözünü üzerine çeviren Çin sinemasının usta ismi Cai Shangjun'un 'The Sun Rises on Us All' (Biz Hepimizin Üzerine Güneş Doğar) filmi de öne çıkan yapımlar arasında yer aldı. Venedik'teki yarışma bölümünün ardından Toronto Film Festivali'nde Kuzey Amerika, Busan Uluslararası Film Festivali'nde ise Asya prömiyerini gerçekleştirecek olan bu yapım, suçluluk duygusu ve affetme olasılığı üzerine yoğunlaşan bastırılmış bir drama olarak tanımlanıyor. Yönetmenin 2011'de Venedik'te En İyi Yönetmen dalında Gümüş Aslan kazandığı düşünüldüğünde, bu yeni filmi de merakla bekleniyor. Daha fazla detay için Cai Shangjun'un 'The Sun Rises on Us All' filmi hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Bu yılki film festivalleri seçkileri arasında, Venedik Film Festivali'nde büyük ses getiren ve Altın Aslan için güçlü bir aday olarak gösterilen Kaouther Ben Hania imzalı "The Voice of Hind Rajab" filmi de dikkat çekiyor. Gazze'de yaşanan trajik olayların merkezinde, 5 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Hind Rajab'ın yürek burkan gerçek hikayesini beyaz perdeye taşıyan bu yapım, sinemanın güncel insani dramlara ışık tutma gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Brad Pitt ve Joaquin Phoenix gibi Hollywood'un dev isimlerinin yapımcı kadrosuna dahil olmasıyla küresel yankıları artan film, sanatın zor zamanlarda nasıl güçlü bir ses olabileceğini gösteriyor. Daha fazla bilgi için The Voice of Hind Rajab: Gazze Draması Venedik Festivali'nde başlıklı haberimizi inceleyebilirsiniz.
Bu bağlamda, film festivallerinin sadece sanatsal eserlerin değil, aynı zamanda küresel siyasi gerilimlerin de sahnesi haline geldiği günümüzde, 'All About Corinne' gibi yapımların sektörün iç dinamiklerine eleştirel bakışı daha da anlam kazanıyor. Örneğin, Venedik Film Festivali'nde Julian Schnabel'in 'In the Hand of Dante' filmi ve başrol oyuncuları Gal Gadot ile Gerard Butler'a yönelik, İsrail yanlısı duruşları nedeniyle yapılan boykot çağrıları, sanat ve siyaset arasındaki ince çizgiyi bir kez daha gözler önüne serdi. Yönetmen Schnabel'in sanatsal özgürlüğü ve oyuncuların yeteneklerini vurgulayan yanıtı, günümüzün kutuplaşmış dünyasında sanat eserleri ve sanatçıların kolayca politik sembollere dönüşebileceğini gösteriyor. Ancak bu tür tartışmalar, sinema dünyasının ne kadar çeşitli ve karmaşık olduğunu da ortaya koyuyor. Özellikle sinema dünyasının kapalı kapılarının ardındaki gerçeklere ışık tutan bu tip filmler, geniş kitlelerin ilgisini çekmeye devam edecektir. Tüm bu gelişmeler ve Venedik Film Festivali'ndeki güncel tartışmalar hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayarak detaylara ulaşabilirsiniz.
Asya sinemasının önemli buluşmalarından 2025 Taipei Golden Horse Film Festivali de uluslararası arenada dikkatleri üzerine çekiyor. 6-23 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek festivalin açılışını Chen Yu-hsun'un Tayvan'ın 'Beyaz Terör' dönemine odaklanan 'A Foggy Tale' filmi yapacakken, kapanış filmi Mariko Tetsuya'nın başrollerinde Hidetoshi Nishijima ve Gwei Lun-mei'nin yer aldığı New York'ta geçen gerilim dolu 'Dear Stranger' olacak. Festival ayrıca, Japon sinemasının parlayan yıldızı Hidetoshi Nishijima'ya özel bir retrospektif sunarak kariyerindeki önemli filmleri ('License to Live', 'Cut', 'Drive My Car') izleyiciyle buluşturacak. Bu prestijli etkinlik hakkında daha fazla bilgi için 2025 Taipei Golden Horse Film Festivali: 'A Foggy Tale' ve 'Dear Stranger' başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Derinlemesine Bakış: Filmdeki Katmanlar ve Eleştiriler
Carmen Maura'nın Maria Angeles'i o kadar manyetik ve eksantrik kılması, onu dünyevi pratiklikten akıl almaz irrasyonelliğe kadar her cephede sempatik ve gerçek kılıyor ki, diğer tüm oyuncular bu kıyaslamada detay ve doku açısından eksik kalıyor. Maria Angeles'in en iyi arkadaşı, sessiz bir rahibe olan Josefa (María Alfonsa Rosso) daha çok bir fikir yansıtma aracı gibi işlerken, kızı Clara ise sürekli asık suratlı bir karakter olarak kalıyor. Senaryo, bu yüzeysel olarak sevgi dolu ama gergin anne-kız ilişkisini biraz daha incelikle ele alabilirdi. Öte yandan, filmin ani, askıda kalan sonu, aşırı belirsizlik nedeniyle izleyiciyi tatmin etme potansiyelini bir nebze düşürüyor. Film, sevilen kahramanının mutluluğuna odaklanan, daha kalabalıkları memnun eden içgüdülerine sadık kalsaydı daha iyi olabilirdi.
Yapım Detayları ve Oyuncu Kadrosu
Vizyon Tarihi: 29 Ağustos 2025 (Venedik Film Festivali – Spotlight Bölümü), Kuzey Amerika Prömiyeri: Toronto Film Festivali
Süre: 116 dakika
Yapım: Fas, Fransa, İspanya, Almanya, Belçika ortak yapımı
Yapım Şirketleri: Les Films du nouveau Monde, Mod Producciones, One Two Films, Velvet Films, Ali n’ Productions
Yönetmen: Maryam Touzani
Senaryo: Maryam Touzani, Nabil Ayouch
Görüntü Yönetmeni: Virginie Surdej
Kurgu: Teresa Font
Müzik: Freya Arde
Oyuncular: Carmen Maura, Marta Etura, Ahmed Boulane, María Alfonso Rosso
Diller: İspanyolca, Darija
Editörün Notu: Şeffaflık ve Kaynak Gösterme
Bu haber metni, Variety dergisinde yayımlanan orijinal incelemeden alınan bilgilerle derlenmiş ve zenginleştirilmiştir. Bilginin şeffaflığı ve okuyucularımıza en doğru içeriği sunma taahhüdümüz gereği, haberin hazırlanmasında faydalanılan birincil kaynağı buradan görüntüleyebilirsiniz: Variety - 'Calle Malaga' İncelemesi.