Venedik Film Festivali, sadece sinemanın yıldızlarını değil, aynı zamanda küresel siyasi gerilimleri de sahnesine taşıyor. Yönetmen Julian Schnabel'in yeni filmi "In the Hand of Dante"nin gösterimi öncesi, başrol oyuncuları Gal Gadot ve Gerard Butler'a yönelik İsrail yanlısı duruşları nedeniyle yapılan boykot çağrıları gündeme bomba gibi düştü. Schnabel, bu çağrılara sert bir dille yanıt vererek, sanatsal özgürlük ve siyasi duruş arasındaki ince çizgiyi bir kez daha tartışmaya açtı.
Bu yıl festivalde dikkat çeken bir diğer güçlü insani dram ise, Gazze'deki olayları merkezine alan ve ayakta alkışlanan Kaouther Ben Hania imzalı "The Voice of Hind Rajab" (Hind Rajab'ın Sesi) filmi oldu. Brad Pitt ve Joaquin Phoenix gibi Hollywood'un dev isimlerinin yapımcı kadrosuna katılmasıyla küresel yankıları daha da büyüyen bu film, Altın Aslan için de en güçlü adaylardan biri olarak gösteriliyor. Film, Gazze'de İsrail güçlerinin saldırısında mahsur kalan ve hayatını kaybeden 5 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Hind Rajab'ın yürek burkan gerçek hikayesini, son telefon görüşmelerindeki ses kayıtlarını kullanarak beyaz perdeye taşıyor. Festivalde öne çıkan bir diğer önemli yapım ise, sekiz yıl aradan sonra geri dönen Oscar ödüllü yönetmen Kathryn Bigelow'un nükleer savaş tehdidini ele alan gerilim filmi 'A House of Dynamite' oldu. Başrollerini Idris Elba ve Rebecca Ferguson'ın paylaştığı bu film, Beyaz Saray yetkililerinin ABD'ye yönelik füze saldırısı tehdidiyle başa çıkma mücadelesini dramatik bir şekilde aktarırken, Bigelow filmiyle dünyayı yok etmenin iyi bir savunma tedbiri olamayacağını vurgulayarak, insanlığın nükleer silahlar konusunda 'bir dinamit evinde yaşadığını' belirtti.
Venedik'i Karıştıran Aktivist Çağrıları
Festivalin başlamasıyla birlikte yüzlerce uluslararası sinemacı ve sanatçıdan oluşan bir grup, açık bir mektupla Venedik Film Festivali organizatörlerine seslendi. Mektupta, Gazze'de devam eden savaşın "açık ve net bir şekilde kınanması" talep edilirken, Gal Gadot ve Gerard Butler gibi İsrail'e kamuoyu önünde destek veren bazı ünlülerin festivalden çıkarılması çağrısı yapıldı. Bu durum, festival yönetimini diplomatik bir krizin eşiğine getirdi.
Schnabel'den Sanatsal Değere Vurgu
Çarşamba günü "In the Hand of Dante"nin basın toplantısında konuyla ilgili sorulan bir soruya Julian Schnabel, "Bence sanatçıları boykot etmek için hiçbir sebep yok," yanıtını verdi. Schnabel, oyuncu seçimlerini tamamen sanatsal liyakatlerine göre yaptığını vurgulayarak, "Onları oyuncu olarak yeteneklerinden dolayı seçtim ve filmde olağanüstü bir iş çıkardılar, hepsi bu kadar. Bence bu konudan ziyade filmden bahsetmeliyiz," ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, sanatın siyasetten bağımsız olması gerektiği yönündeki klasik argümanı bir kez daha ortaya koydu.
Venedik Film Festivali Direktörü Alberto Barbera, daha önce yaptığı açıklamada söz konusu oyuncuların festivalden çıkarılmadığını teyit etmiş olsa da, ne Gadot ne de Butler'ın festivalde boy göstermemesi dikkat çekti. Bu durum, resmi bir boykot olmasa bile, uluslararası baskının ve siyasi hassasiyetlerin dolaylı yoldan etkili olabileceği yorumlarını beraberinde getirdi.
Sanat ve Siyaset Arasındaki İnce Çizgi: Bir Editörün Gözünden
Bu olay, sinema dünyasında giderek artan bir trendin yansıması: sanat ve siyasetin kaçınılmaz kesişimi. Julian Schnabel gibi bir yönetmenin, oyuncuların politik duruşlarından bağımsız olarak sadece sanatsal yeteneklerini ön planda tutma çabası takdire şayan. Ancak günümüzün kutuplaşmış dünyasında, sanat eserleri ve sanatçılar da kolayca politik sembollere dönüşebiliyor. Venedik gibi köklü bir festivalin bu hassas dengede nasıl yol alacağı, uluslararası sanat camiası için önemli bir gösterge niteliği taşıyor. Aktivistlerin amacı bir farkındalık yaratmak olsa da, sanatçıları boykot etmenin nihayetinde sanatsal ifade özgürlüğünü kısıtlayıp kısıtlamadığı, üzerinde düşünülmesi gereken bir etik ikilemi yaratıyor. Öte yandan, "The Voice of Hind Rajab" gibi filmler ise, doğrudan insanlık dramına odaklanarak ve Hollywood'un önemli isimlerinden destek alarak, Gazze'deki durumu küresel vicdanın gündemine taşıma konusunda sanatın farklı bir siyasi aktivizm biçimi olabileceğini gösteriyor. Bu bağlamda, Ortadoğu sinemasının önde gelen isimlerinden Annemarie Jacir'in Toronto Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan 'Filistin 36' adlı tarihi epik yapımı da, İngiliz İmparatorluğu'nun bölgedeki onlarca yıllık hakimiyetine karşı yükselen Filistin ayaklanmasının gerilimli atmosferini mercek altına alıyor. Film, Avrupa'daki anti-Semitizmden kaçan Yahudi göçmenlerin gelişiyle Kudüs ve köylerde artan gerilimleri, İngiliz baskınlarının tetiklediği siyasi çalkantıları ve günümüzdeki İsrail-Filistin çatışmasının erken kökenlerini anlamak için kritik bir zemin sunarak, sanatın geçmişle bugünü birleştiren güçlü bir köprü olabileceğini kanıtlıyor.
"In the Hand of Dante": Beklenen Eser ve Oyuncu Kadrosu
Julian Schnabel'in yönetmenliğini üstlendiği "In the Hand of Dante", Nick Tosches'in aynı adlı romanından uyarlandı. Zaman yolculuğu temalı bu film, Vatikan kütüphanesinde bulunan Dante Alighieri'nin "İlahi Komedya" el yazmasının peşine düşen bir hikayeyi anlatıyor. El yazması, bir rahipten New York'lu bir mafya babasına geçiyor ve ardından Tosches'in kendisi, otantikliğini doğrulamak için devreye giriyor. Film, Dante gibi Tosches'in de kendi yolculuğuna çıkmasını konu alıyor.
Oscar Isaac'ten "İmkansız Rüya" Yorumu
Filmde hem Nick Tosches hem de Dante karakterlerini canlandıran Oscar Isaac, basın toplantısında projeye kendisini neyin çektiğini anlattı. Isaac, "Bence onun imkansızlığı. Sanırım bu tür şeylere bu yüzden giriyoruz, biliyorsunuz. İmkansız rüya," dedi. Gizemli olana doğru ilerlemenin ve eseri okurken nasıl hayata geçirileceği hakkında hiçbir fikrinin olmamasının kendisini heyecanlandırdığını belirtti.
Yıldızlarla Dolu Kadro
"In the Hand of Dante"nin oyuncu kadrosunda Gal Gadot ve Gerard Butler'ın yanı sıra Jason Momoa, John Malkovich, Louis Cancelmi, Sabrina Impacciatore ve Franco Nero gibi önemli isimler de yer alıyor. Yönetmen Schnabel ayrıca, Dante Alighieri'nin "İlahi Komedya"yı yazdığı dönemde ona ilham veren Isaiah adında yaşlı bir bilge rolünde Martin Scorsese'yi küçük ama etkili bir rolle kadroya dahil etmeyi başardı. Impacciatore ve Nero'nun yanı sıra Claudio Santamaria, Guido Caprino, Paolo Bonacelli ve Dora Romano gibi pek çok İtalyan oyuncu da filmde rol alıyor.
"In the Hand of Dante", tüm bu tartışmaların gölgesinde Venedik Film Festivali'nde seyirciyle buluştu. Bu tartışmaların yanı sıra, "The Voice of Hind Rajab" filmi de Gazze'deki savaşın Venedik Film Festivali'nin ana gündem maddelerinden biri haline gelmesiyle, sanatın güncel olaylara nasıl güçlü bir ayna tuttuğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yönetmen Schnabel'in sanatın birleştirici gücüne olan inancı ve politik gerilimlerin ötesine geçme arzusu ile Ben Hania'nın insani dramı odağına alan cesur duruşu, festivalin en çok konuşulan konularından biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Kaynak: Bu haber, Variety.com'da yayınlanan orijinal habere dayanarak hazırlanmıştır.