Oscar ödüllü Güney Koreli sinema dehası Bong Joon Ho, sinema dünyasında büyük yankı uyandıracak bir kararla, 22. Marakeş Uluslararası Film Festivali'nin jüri başkanlığına getirildi. Bu prestijli görev, 28 Kasım - 6 Aralık tarihleri arasında Fas'ın tarihi şehrinde düzenlenecek olan festivalin uluslararası arenadaki ağırlığını daha da artıracak.
“Parasite” ile dünya çapında adını duyuran ve üç Akademi Ödülü kazanan yönetmen Bong Joon Ho'nun bu liderliği üstlenmesi, özellikle Étoile d’Or (Altın Yıldız) ödülü için yarışacak 14 uluslararası uzun metrajlı filmin değerlendirilmesi sürecine benzersiz bir bakış açısı katması bekleniyor.
Bong Joon Ho'dan Marakeş'e Özel Mesaj
Görevini büyük bir heyecanla kabul eden Bong Joon Ho, yaptığı açıklamada Marakeş Film Festivali'nin sinema dünyasındaki yerini vurguladı. Ho, "Uzun yıllardır Marakeş, taze ve güzel filmlerin şampiyonluğunu yapıyor. Bu geleneğin bir parçası olmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Festival izleyicileriyle güçlü bir sinema deneyimi paylaşmayı ve 'sinema'nın gerçek değeri üzerine düşünmeyi dört gözle bekliyorum. Marakeş'in büyük ekranları önünde hissedilecek beklenti ve heyecanımız somut olacak," ifadelerini kullandı.
"Uzun yıllardır Marakeş, taze ve güzel filmlerin şampiyonluğunu yapıyor. Bu geleneğin bir parçası olmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum."
Sinema Dehasının Yolculuğu: 'Parasite'tan 'Mickey 17'ye
Bong Joon Ho, 2019 yapımı Parasite (Parazit) filmiyle Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yi kazanmasının ardından, iki BAFTA ve En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Özgün Senaryo dallarında Akademi Ödülleri'ne layık görülerek tarihe geçmişti. İngilizce olmayan bir filmin En İyi Film Oscar'ını kazanan ilk yönetmen olarak uluslararası sinemada bir dönüm noktasına imza attı.
Yönetmenin filmografisi, toplumsal eleştiriyi ve türler arası geçişleri ustaca harmanlamasıyla biliniyor:
- Barking Dogs Never Bite (2000)
- Memories of Murder (2003)
- The Host (2006)
- Mother (2009)
- Snowpiercer (2013)
- Okja (2017)
- Mickey 17 (En son filmi, Robert Pattinson başrollü, bu yıl Berlin Film Festivali'nde prömiyer yaptı)
Yönetmenin eserleri, şu anda Los Angeles'taki Sinema Sanatları ve Bilimleri Müzesi'nde Ocak 2027'ye kadar sürecek olan "Director’s Inspiration: Bong Joon Ho" başlıklı bir sergiyle de onurlandırılıyor.
Marakeş Film Festivali: Arap Dünyasının Kalbinden Yükselen Sinema Işığı
Fransız yapımcı Melita Toscan du Plantier'in başkanlığında ve tam orkestrasyonunda gerçekleşen Marakeş Film Festivali, her yıl yıldızlarla dolu jürileri ve etkileyici masterclass'ları ağırlayarak Arap dünyasının önemli bir kültürel etkinliği haline geldi. Festival, Luca Guadagnino'nun geçen yılki jüri başkanlığından sonra bu yıl bayrağı Bong Joon Ho'ya devrediyor. Guadagnino'nun jürisinde Jacob Elordi ve Andrew Garfield gibi isimler de bulunuyordu.
Festivalin en takdir edilen yönlerinden biri, özellikle Fas'tan olmak üzere Arap dünyasından yeni nesil sinemacıları seçkileri ve Atlas Atölyeleri gibi endüstri programları aracılığıyla desteklemesi. Geçmişte, eleştirel başarılar elde eden birçok filmi öne çıkardı; bunlardan biri, 2023 yılında festivalin büyük ödülünü kazanan Ismae El Moudir'in "The Mother Of All Lies" filmiydi.
Değer Katan Perspektif: Bong Joon Ho ve Marakeş'in Dinamikleri
Bong Joon Ho gibi küresel çapta tanınan bir ismin Marakeş Film Festivali'ne jüri başkanı olarak gelmesi, festivalin hem uluslararası görünürlüğünü muazzam ölçüde artıracak hem de genç sinemacılar için ilham verici bir rol model sunacaktır. Ancak bu durum, bazı eleştirmenlerin aklına "küresel bir ikonun varlığı, festivalin yerel ve bağımsız sinemacılara odaklanma misyonunu nasıl etkileyecek?" sorusunu da getirebilir. Biz Sen,Nexus olarak bu durumu bir denge unsuru olarak görüyoruz.
Bong'un geniş vizyonu ve türleri aşan sinema anlayışı, Étoile d’Or için yarışan birinci ve ikinci filmleri değerlendirirken, geleneksel kalıpların dışına çıkan bir bakış açısı sunabilir. Bu da genç yönetmenler için sadece bir ödül kazanma fırsatından öte, sinema sanatının farklı boyutlarını keşfetme ve uluslararası bir ustadan ilham alma şansı anlamına geliyor. Bu yıl Marakeş, hem kendi kimliğini koruyacak hem de Bong Joon Ho'nun getireceği global vizyonla sinemanın geleceğine ışık tutacak bir buluşma noktası olacak.
Marakeş'in dinamik atmosferinin yanı sıra, sinema dünyasının gözleri aynı zamanda 82. Venedik Film Festivali'ne de çevrilmiş durumda. Tarihi Lido adasında kapılarını aralayan festival, sinema sanatının en yeni ve en çarpıcı örneklerine ev sahipliği yaparak, aynı zamanda yaklaşan ödül sezonunun ilk önemli işaretlerini de veriyor. Müzik dünyasının efsanevi isimlerinden, asi ruhu ve ikonik duruşuyla bir döneme damga vuran Marianne Faithfull'ın yaşamına odaklanan 'Broken English' belgeseli de Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapmaya hazırlanıyor. İtalyan dağıtım şirketi I Wonder Pictures, filmin İtalya haklarını alarak bu çarpıcı yapımı ülkedeki sinemaseverlerle buluşturacak. BAFTA adayı Iain Forsyth ve Jane Pollard'ın yönetmenliğini üstlendiği bu belgesel, Faithfull'ın hayatının son yıllarında çekildi ve onun son stüdyo performansını içerirken, sanat, hayatta kalma ve miras üzerine yaptığı samimi düşüncelerini, nadir ve korumasız anlarını izleyiciye aktarıyor. Film, 30 Ağustos'ta Venedik Film Festivali'nin Yarışma Dışı bölümünde prömiyer yapacak. Marianne Faithfull: 'Broken English' Belgeseli Venedik'te haberimize göz atabilirsiniz. Bu yıl festivalin Altın Aslan yarışmasında öne çıkan yapımlardan biri de Oscar ödüllü Macar yönetmen László Nemes'in 'Orphan' filmi oldu. Nemes'in filmi, Berlin Altın Ayı ödüllü yönetmen Ildikó Enyedi'nin 'Silent Friend' adlı yapımıyla birlikte festivalin en prestijli ödülü olan Altın Aslan için yarışarak Macaristan'ın sinematik gücünü bir kez daha kanıtladı. Ayrıca, İtalyan sinemasının usta ismi Paolo Sorrentino'nun yeni filmi 'La Grazia' da festivalin resmi açılışını yaparak, alışıldık barok dünyasından sıyrılıp daha sade ve içsel bir dramaya yönelmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Açılış töreninde, Francis Ford Coppola'nın usta yönetmen Werner Herzog'a Yaşam Boyu Başarı İçin Altın Aslan ödülünü takdim etmesi, yarım asra yayılan dostluklarının ve sinemaya eşsiz katkılarının bir kutlaması niteliğindeydi. Telluride, Toronto ve New York gibi diğer sonbahar festivallerinin öncesinde gelmesiyle Venedik, distribütörler için Oscar kampanyalarının temelini atma fırsatı sunan kritik bir platform haline geliyor. Festivaldeki çarpıcı prömiyerler ve ilk eleştiriler hakkında daha fazla bilgi için Venedik Film Festivali 2025: Çarpıcı Prömiyerler, İlk Eleştiriler, Ödül Sezonu Başlıyor haberimize göz atabilirsiniz. Festival sadece Marianne Faithfull gibi ikonların hikayelerine değil, aynı zamanda güncel sinema dünyasının nabzını tutan olaylara da sahne oluyor. Örneğin, Hollywood'un karizmatik yüzü George Clooney'nin, Noah Baumbach'ın yönettiği 'Jay Kelly' filminin resmi basın toplantısına sinüs enfeksiyonu nedeniyle katılamaması, festivalin nabzını tutan olaylardan biriydi. Bu tür beklenmedik durumlar, festival dinamiklerinde ünlülerin özel yaşamı ile profesyonel sorumlulukları arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne sererken, Venedik'in sadece filmlerle değil, aynı zamanda yıldızların insan halleriyle de gündem yarattığını gösteriyor. Ayrıca, Macaristan'ın Ulusal Film Enstitüsü (NFI) tarafından beş yıl önce başlatılan stratejik yeniden yapılanmanın bir sonucu olarak, Macaristan gibi ülkelerin çok uluslu ortak yapımlarla festivalde zirveye çıkışı, bağımsız sinemanın zorlu ekonomik koşullarında vergi teşvikleri ve ulusal fonlama gibi finansman yapılarının kritik rolünü bir kez daha vurguladı. Macaristan film endüstrisinin ortak yapımlarla Venedik'teki başarısı hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Uluslararası arenada dikkat çeken bir başka proje de Arjantin sinemasının önemli isimlerinden Luis Ortega'dan geldi. Ortega, son filmi 'Kill the Jockey' ile Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan için yarışmasının ardından, bir sonraki iddialı projesi 'Magnetized' ile gündeme oturdu. Yönetmen, 29-31 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek Venedik Gap-Financing Market'ta filminin finansman arayışlarını sürdürüyor. Ortega'nın 'çılgın bir aşk hikayesi' olarak tanımladığı 'Magnetized', genç bir papazın uyuşturucu ve şiddet sarmalına düşmesini, ardından esrarengiz manyetik güçler geliştirmesini ve uzak bir kasabada Mesih benzeri bir figüre dönüşmesini konu alıyor. Film, Carlos Busqued'in 1980'lerde yaşanan gerçek cinayetlere dayanan 'Magnetizado' adlı suç kitabından uyarlandı. Yönetmen, 'Magnetized' ile daha 'doğalcı' bir stile yöneldiğini belirtiyor. Bu tür cesur ve provokatif yapımlar, küresel sinema sahnesinin ne denli çeşitli ve zengin olduğunu bir kez daha gösteriyor. Luis Ortega'nın 'Magnetized' projesi ve Venedik'teki finansman arayışları hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın.
Venedik'in yanı sıra, sinema takviminde öne çıkan bir diğer önemli organizasyon da Hamptons Uluslararası Film Festivali oldu. Bu yıl Elizabeth Olsen'ın başrolünde olduğu 'Eternity' filmiyle kapılarını açmaya hazırlanan festival, 3-13 Ekim tarihleri arasında Long Island'da sinemaseverleri ağırlayacak. Elizabeth Olsen'ın 'Eternity' filmiyle Hamptons Film Festivali'ndeki açılış ve program detaylarına Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz.
Sinema dünyasının gözleri, 28 Kasım - 6 Aralık tarihleri arasında Fas'ın bu büyülü şehrinde olacak. Bong Joon Ho liderliğindeki jürinin hangi filmleri zirveye taşıyacağı şimdiden merak konusu.
Kaynak: Variety