László Nemes'in "Orphan" Filmi: Kişisel Bir Hikayeden Tarihi Bir Yansımaya

Haber Merkezi

28 August 2025, 09:33 tarihinde yayınlandı

Oscar'lı Yönetmen László Nemes'ten Venedik'te Kişisel ve Tarihi Bir Epik: "Orphan" Filmi

Macar sinemasının uluslararası alanda en tanınmış simalarından, Oscar ödüllü yönetmen László Nemes, yeni filmi 'Orphan' ile Venedik Film Festivali'nde sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Bu yılki festivalin açılış töreninde, sinema dünyasının iki dev ismi, usta yönetmenler Francis Ford Coppola ve Werner Herzog, unutulmaz bir ana imza attı. "Baba" filminin efsanevi yönetmeni Coppola, Alman Yeni Sineması'nın öncülerinden Herzog'a, kendisinin de 1992 yılında layık görüldüğü Yaşam Boyu Başarı İçin Altın Aslan ödülünü takdim etti. Bu anlamlı tören, iki büyük sanatçının yarım asra yayılan dostluğunun ve sinemaya eşsiz katkılarının bir kutlaması niteliğindeydi. Coppola'nın geçirdiği kalp rahatsızlığının ardından ilk halka açık görünümü olmasıyla da dikkat çeken bu özel etkinlik hakkında daha fazla bilgiye Francis Ford Coppola ve Werner Herzog Venedik Yaşam Boyu Başarı Ödülü haberimizden ulaşabilirsiniz. Açılış töreninin ardından, İtalyan sinemasının usta ismi Paolo Sorrentino'nun yeni filmi 'La Grazia' ile festival resmi açılışını yaparak sinema dünyasının dikkatini çekiyor. Özellikle Holokost temalı çarpıcı filmi 'Son of Saul' ve Birinci Dünya Savaşı'na ışık tutan 'Sunset' ile eleştirmenlerden tam not alan Nemes, bu kez oldukça kişisel ve bir o kadar da evrensel bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyor.

'Orphan', yönetmenin kendi babasının gençlik yıllarındaki derin bir sırrı merkezine alıyor: Babasının 12 yaşındayken ailesinin gizemli geçmişiyle yüzleşmesini ve asıl babasının aslında hiç tanımadığı biri olduğunu öğrenmesini...

Venedik Film Festivali, Sorrentino'nun açılış filminin yanı sıra, bu yıl ayrıca Francis Ford Coppola'nın Mike Figgis'in 2024 yapımı "Megadoc" filminin yapımını konu alan belgeselinin sunumuna ve Werner Herzog'un Angolan yaylalarında gizemli bir fil sürüsünün peşine düşen "Ghost Elephants" adlı belgeselinin galasına ev sahipliği yapıyor. Herzog ayrıca festival kapsamında bir masterclass da verecek ve festivalle olan köklü bağlarını sürdürüyor. Ünlü oyuncu Noomi Rapace'in Rahibe Teresa'yı canlandırdığı "Mother" filminin Ufuklar (Horizons) bölümü açılışı, Latin Amerika sinemasından Daniel Hendler'ın "A Loose End" gibi dikkat çekici dünya prömiyerlerine de ev sahipliği yapıyor. Bu yıl ayrıca, Meksika sinemasının öne çıkan yönetmenlerinden David Pablos imzalı "On the Road" filmi de 4 Eylül'de Ufuklar bölümünde dünya prömiyerini yapacak ve İtalyan dağıtım şirketi I Wonder Pictures tarafından şimdiden satın alınarak küresel bir yolculuğa çıkacağının sinyallerini verdi. Festival, Hollywood yıldızları Brad Pitt, Joaquin Phoenix, Alfonso Cuarón, Rooney Mara ve Jonathan Glazer gibi önemli isimlerin yapımcılığını veya desteğini üstlendiği, 6 yaşındaki Hind Rajab'ın trajik gerçek hikayesini anlatan ve Kızılhaç gönüllüleriyle yaptığı acil durum telefon görüşmelerinin gerçek ses kayıtlarını kullanan 'Hind Rajab'ın Sesi' (The Voice of Hind Rajab) adlı drama filmiyle de Gazze'deki insani krizi ve sanat-siyaset gerilimini gündeme getirerek sinema dünyasının dikkatini önemli meselelere çekiyor.

Kişisel Travmanın Evrensel Yankıları ve Tarihin Gölgesi

László Nemes, babasının bu kişisel travmasının İkinci Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkileriyle birleşerek hayatını nasıl derinden şekillendirdiğini anlatıyor. Bu, sadece bir aile sırrı olmanın ötesinde, savaş sonrası nesillerin ortak hafızasına kazınan bir acıyı temsil ediyor.

"Babam, babasının aslında gerçek babası olmadığını öğrendi. Kapılarını çalan adam ise, beklediği kişi değildi. Bu kişisel travma ve üzerine İkinci Dünya Savaşı'nın hayatını dramatik bir şekilde şekillendirmesi onu adeta avladı. Sonrasında bu beni de avladı." — László Nemes

Yönetmen, bu öyküde Oedipus veya Hamlet'in ikilemlerine benzer, neredeyse arketipsel evrensel temalar bulduğunu belirtiyor. Ancak Nemes'in ilgisi sadece nesiller arası travma ile sınırlı değil. Film, 1957 yılında, başarısızlıkla sonuçlanan Macar Ayaklanması'ndan sadece birkaç ay sonraki döneme odaklanarak, dönemin komünist baskısını Andor adında inatçı bir çocuğun gözünden anlatıyor.

Macaristan'ın Tarihi Yükü ve "Büyülü Sosyalizm"

'Orphan' filmi, İkinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde doğan bir çocuğun hikayesi aracılığıyla 20. yüzyıl Avrupa'sının sistemik baskılarını ve toplumsal dönüşümlerini gözler önüne seriyor. Nemes, bu tarihi döngünün etkilerinin hala sürdüğüne veya yakın gelecekte ortaya çıkacağına inanıyor. Özellikle 1956 Macaristan Ayaklanması'nın ardından gelen baskıcı rejim, bireylerin özgürlük arayışını derinden etkilemiş ve filmin geçtiği 1957 yılı bu karmaşık dönemin bir yansıması olarak öne çıkıyor.

Nemes, bireyin kendi çağının koşullarıyla olan derin bağını vurguluyor ve sinemanın genellikle bireyin çok daha fazlasını yapabileceğini öne sürdüğünü, oysa gerçekte bireylerin tarihsel güçler karşısında sınırlı olduğunu düşünüyor. Yönetmen, bu duruma 'büyülü gerçekçilik' yerine 'büyülü sosyalizm' adını vererek, kendi özgün üslubunu ortaya koyuyor.

Yönetmen Nemes'in Sinema Felsefesi ve Eleştirel Bakış

László Nemes, kariyeri boyunca 'geçmişte olanın geçmişte kalmadığı' fikrini sinematik bir dille sorguluyor. Filmlerinde her zaman en karanlık yerlerde bile insanı yüceltecek ve insancıl kalmasını sağlayacak bir umut kırıntısı arıyor. Ancak Nemes'in çağdaş konulara yönelme konusundaki çekingenliği dikkat çekici. Teknoloji çağının hayatları istila etmesi nedeniyle güncel bir film çekmekten henüz hazır olmadığını belirtmesi, sanatsal üretimde teknolojinin rolü ve yönetmenlerin yeni gerçekliklere adaptasyonu konusunda da bir tartışma alanı yaratıyor. Bu durum, bir yandan geçmişin derinliklerine inerek evrensel dersler çıkarma arzusunu beslerken, diğer yandan günümüzün karmaşık dinamiklerine doğrudan temas etmekten kaçınma olarak yorumlanabilir.

Gelecek Projeler ve Uluslararası Hedefler

'Orphan'ın ardından Nemes'in gündeminde Fransa Direnişi'nin kahramanlarından Jean Moulin'i konu alan 'Moulin' adlı yeni bir proje bulunuyor. Eylül ayında çekimlerine başlanacak ve Gilles Lellouche'un başrol oynayacağı bu film de yine 1943 yılında geçiyor. Nemes, bu filmin bir Holokost filmi değil, bir Direniş filmi olacağını ve Moulin'in Almanlar tarafından nasıl yakalandığını detaylı bir şekilde göstereceğini belirtiyor.

Uzun zamandır İngilizce bir film yapma arayışında olan Nemes, bu konuda zorluklarla karşılaştığını dile getiriyor. Sebebinin, materyali üzerindeki kontrolü elinde tutma arzusundan kaynaklandığını düşünen yönetmen, Avrupa sineması bağlamında film yapmaya devam etmekle birlikte, tanınmış aktörlerle İngilizce bir film yapmanın da planları arasında olduğunu vurguluyor. Bu, Avrupa sinemasının sanatsal özgürlüğü ile Hollywood'un geniş kitlelere ulaşma potansiyeli arasındaki denge arayışının tipik bir örneği olarak görülebilir.

David Pablos'un "On the Road" Filmi: Meksika Sinemasından Cesur Bir Ses

Meksika sinemasının uluslararası alandaki yükselişini temsil eden filmlerden biri de Venedik Film Festivali'nin Ufuklar (Horizons) Bölümü'nde dünya prömiyerini yapacak olan ünlü yönetmen David Pablos imzalı “On the Road” oldu. Bu çarpıcı drama-gerilim, daha şimdiden İtalyan dağıtım şirketi I Wonder Pictures tarafından satın alınarak küresel bir yolculuğa çıkacağının sinyallerini verdi.

Film, izleyiciyi Meksika'nın kuzeyindeki hiper-erkekçi uzun yol kamyonculuk dünyasına davet ediyor. Hikayenin merkezinde, yol kenarı lokantalarında kamyon şoförleriyle takılan isyankar genç bir serseri olan Veneno karakteri yer alıyor. Acilen bir yolculuğa ihtiyacı varken, içine kapanık ve sert bir şoför olan Muñeco ile tanışır. Veneno, Muñeco'yu kendisini bu zorlu yolculuğa çıkarmaya ikna eder ve ikili arasında beklenmedik bir yakınlaşma başlar. Ancak Veneno'nun geçmişinden gelen gölgeler, ikisinin de hayatını riske atacak şekilde yeniden su yüzüne çıkar. Başrollerinde profesyonel olmayan aktör Victor Miguel Prieto ve deneyimli oyuncu Osvaldo Sánchez (“Pedro Páramo”) yer alıyor.

Filmin yapımcılığını, Meksika sinemasının önde gelen figürlerinden Inna Payán ve “Andor” dizisinin yıldızı Diego Luna gibi önemli isimler üstleniyor. I Wonder Pictures gibi dağıtımcıların bu tür bağımsız ve sanatsal değeri yüksek filmleri portföylerine katması, sinemanın çeşitliliği ve derinliği açısından büyük bir misyonu da temsil ediyor. Şirketin temsilcisi Giorgia Fassiano'nun Variety'ye yaptığı açıklama bu vizyonu net bir şekilde ortaya koyuyor:

“'On the Road', I Wonder Pictures'ın editoryal çizgisini mükemmel bir şekilde yansıtan, korkusuz ve duygusal açıdan çiğ bir yolculuk: Cesur, auteur odaklı sinema, az temsil edilen sesleri yükseltir ve baskın anlatılara meydan okur. Şiirsel yoğunluğu ve radikal dürüstlüğü, izleyiciyi etkileyen, rahatsız eden ve filmin bitiminden çok sonra bile akıllarda kalan filmlere olan bağlılığımızla örtüşüyor.”

Yönetmen David Pablos'un Etkileyici Filmografisi

  • The Chosen Ones (Las Elegidas): Cannes Film Festivali (Un Certain Regard) ve San Sebastián Film Festivali (Horizontes Latinos) gibi büyük uluslararası festivallerde gösterildi ve En İyi Ibero-Amerikan Film dalında Goya adaylığı kazandı.
  • Dance of the 41 (El Baile de los 41): Tarihi bir drama olarak beğeni topladı.
  • The Head of Joaquín Murrieta: Amazon Western dizisinin ilk dört bölümünü yönetti.

Sinemanın Toplumsal Rolü ve Uzun Vadeli Etkisi

Macaristan'daki siyasi istikrarsızlığa rağmen Nemes, günlük endişelerin ötesinde 'medeniyet düzeyinde ne anlama geldiğini' sorgulayan daha büyük eğilimlere odaklanıyor. Sinemanın bu 'büyük resmi' göstermede ne kadar etkili bir araç olduğuna inanıyor. 'Son of Saul' filminin Macaristan'da Holokost'u küçümseme eğiliminin aksine geçmişi kabullenme konusunda bir değişim yaratmış olması, sinemanın toplumsal psişik üzerindeki gücünü kanıtlıyor.

"İnternet tamamen anlık, anlık öfke ve çatışma üzerine kurulu. Ama benim temsil etmeye çalıştığım sinema, izleyiciye güvenebileceğiniz bir sinemadır. Onlara yeterince şey verirsiniz, ama aynı zamanda onlara biraz boşluk da bırakırsınız. Böylece bu, onlar için de kişisel bir yolculuk olabilir." — László Nemes

Nemes, izleyiciye alan bırakarak ve onlara güvenerek, her filmin kişisel bir keşif yolculuğuna dönüşebileceğine inanıyor. Bu felsefe, onun eserlerinin sadece bir hikaye anlatmaktan öteye geçip, izleyicinin kendi iç dünyasında da yankı bulmasını sağlıyor.

"Orphan" Filminin Yapım Künyesi

  • Yapımcı Şirketler: Pioneer Prods., Good Chaos, Mid March Media, AR Content
  • Uluslararası Satış (Ortak): New Europe Film Sales ve Charades

Kaynak: Variety – László Nemes'in 'Orphan' Filmi