"The Conjuring: Son Ayin" Birleşik Krallık ve İrlanda Gişesini Sarsıyor: Korku Filmleri Yeniden Zirvede

Haber Merkezi

09 September 2025, 10:33 tarihinde yayınlandı

The Conjuring: Son Ayin, Birleşik Krallık ve İrlanda Gişesinde Zirveye Oturdu: Korku Sineması Gücünü Gösteriyor

Warner Bros. Pictures'ın sevilen doğaüstü korku serisinin son halkası "The Conjuring: Son Ayin" (The Conjuring: Last Rites), Birleşik Krallık ve İrlanda gişesinde beklentileri aşarak liderlik koltuğuna oturdu. Film, ilk haftasında elde ettiği 6.7 milyon sterlin (yaklaşık 9.1 milyon dolar) hasılatla, yaz sonu gişe dönemine güçlü bir başlangıç yapılmasına öncülük etti. **Küresel çapta da büyük bir başarı yakalayan film, ilk hafta sonunda tüm tahminleri altüst ederek 83 milyon doların üzerinde hasılat elde etti; bu, beklenenin yaklaşık 20 milyon dolar üzerinde bir performanstı. Özellikle bir korku yapımı için nadir görülen IMAX gösterimlerinde de güçlü bir performans sergileyen film, Warner Bros. Pictures için üst üste yedinci kez 40 milyon doların üzerinde açılış yapan bir filmi işaret ediyor ve bu, stüdyo tarihinde daha önce görülmemiş bir seri. Bu başarı, stüdyo yöneticileri Pamela Abdy ve Michael De Luca'nın 'yönetmen odaklı, orijinal yapımlara verdikleri önemin' bir kanıtı olarak görülüyor; daha önce 'Sinners' ve listede de yer alan 'Weapons' gibi orijinal korku filmleri büyük gişe sürprizleri yapmıştı.** Bu başarı, korku türünün sinema salonlarındaki devam eden etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

Serinin uzun soluklu başarısı, "The Conjuring" evreninin sadık bir hayran kitlesine sahip olduğunu ve kaliteli korku yapımlarına olan talebin yüksek olduğunu kanıtlıyor. Bu türün, özellikle gişede büyük bütçeli aksiyon veya animasyon filmlerinin arasına sızarak zirveye yerleşmesi, sinema sektöründe tür çeşitliliğinin önemini de vurguluyor.

Gişenin Diğer Güçlüleri ve Genel Tablo

"The Conjuring: Son Ayin"in arkasından gelen filmler de kendi kategorilerinde önemli başarılar elde etti. İşte Birleşik Krallık ve İrlanda gişesinin öne çıkan diğer filmleri:

Birleşik Krallık ve İrlanda Gişe Top 5 (İlk Hafta Performansına Göre Değişkenlik Gösterir)

SıraFilm AdıHasılat (Dolar)Toplam Hasılat (Dolar)
1The Conjuring: Son Ayin (Warner Bros.)9.1 milyon9.1 milyon
2The Roses (Disney)2 milyon7.2 milyon
3Weapons (Warner Bros.)506,52315.1 milyon
4Freakier Friday (Disney)480,57211 milyon
5The Bad Guys 2 (Universal)447,38317.1 milyon

İlk beşte yer alan filmlerin yanı sıra, Sony'nin suç draması "Caught Stealing" 411,805 dolarla altıncı sırayı alırken, Malayalam dili süper kahraman filmi "Lokah Chapter One: Chandra" 301,758 dolar hasılat elde etti. Disney'in "The Fantastic Four: First Steps" filmi toplamda 32 milyon dolara ulaşarak sekizinci sırada yer aldı. Bu dağılım, sadece büyük stüdyo yapımlarının değil, aynı zamanda bağımsız ve yerel filmlerin de izleyici bulabildiğini gösteriyor.

Korku Sinemasının Sırrı: Neden Bu Kadar Çekici?

Korku filmlerinin gişedeki tutarlı başarısı, insan doğasındaki bilinmeyene duyulan merak ve adrenalini güvenli bir ortamda deneyimleme arzusuna dayanır. "The Conjuring" serisi gibi yapımlar, sadece jumpscare öğeleriyle değil, aynı zamanda derinlemesine karakterler, sürükleyici hikayeler ve güçlü atmosfer yaratımıyla da izleyiciyi kendine bağlıyor. Bu tür filmler, genellikle daha düşük bütçelerle çekilip yüksek gelirler elde edebildikleri için stüdyolar için de cazip bir yatırım olmaya devam ediyor.

Gelecek Haftanın Beklentileri ve Sektöre Yansımaları

Önümüzdeki haftalarda Birleşik Krallık ve İrlanda sinemaları oldukça hareketli olacak. Anime devi "Demon Slayer: Kimetsu No Yaiba Infinity Castle" Sony aracılığıyla sinemalara gelecek ve hayranlarından yoğun ilgi görmesi bekleniyor. Universal ise "Downton Abbey: The Grand Finale" ile dönem draması severleri salonlara çekmeyi hedefliyor.

Geniş vizyon filmler arasında Francis Lawrence yönetmenliğindeki distopik gerilim "The Long Walk" ve kült rock destanının devamı "Spinal Tap II: The End Continues" dikkat çekiyor. Ayrıca, Telugu dilinde Hint korku filmi "Kishkindhapuri" gibi uluslararası yapımlar da çeşitliliği artıracak. Belgesel ve niş filmler cephesinde ise "From Ground Zero: Stories From Gaza", "Holding Liat", "Deaf", "The Golden Spurtle" ve "To Be Frank" gibi yapımlar izleyiciyle buluşacak. Bu çeşitlilik, sinema salonlarının farklı zevklere hitap etme potansiyelini artırırken, gişe performansının daha da hareketlenmesine yardımcı olabilir.

Bu hafta elde edilen "The Conjuring" başarısı, genel gişe gelirlerinin hala pandemi öncesi seviyelere ulaşmakta zorlandığı bir dönemde, belirli türlerin ve güçlü markaların hala büyük bir çekim gücüne sahip olduğunu gösteriyor. Ancak, gişenin sadece tek bir süperhit filme bağlı kalması yerine, "Demon Slayer" veya "Downton Abbey" gibi farklı segmentlerden gelecek filmlerin de başarılı olması, pazarın daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunun işareti olacaktır.

Birleşik Krallık ve İrlanda gişesindeki bu belirli eğilimler gözlemlenirken, küresel eğlence sektörü daha karmaşık bir tablo sunuyor. Örneğin, 1,4 milyar nüfuslu devasa bir pazar olan Hindistan'da, sinema salonları yeniden güç kazanırken, dijital yayın platformları abone sayısında benzeri görülmemiş bir durgunluk yaşıyor. Bu dikotomi, farklı bölgelerdeki çeşitli zorlukları ve fırsatları vurgulamakta; Hindistan gibi bir pazarın, abonelik doygunluk noktasını aşmak için reklam destekli yayıncılığa geçiş gibi yeni büyüme modelleri aradığını göstermektedir. Bu dinamikler hakkında daha fazla bilgi edinmek için Hindistan eğlence sektörünün sinema canlanırken streaming platformlarının yaşadığı durgunluğunu inceleyebilirsiniz.

**Benzer şekilde, Afrika sinema endüstrisi, özellikle de dünya genelinde yükselişini sürdüren Nijerya'nın Nollywood'u, uluslararası arenada kendine daha geniş bir yer bulma yolunda önemli bir adım attı. Nijeryalı dağıtım şirketi Nile Entertainment, İngiliz Sovereign Films'in tür odaklı markası Action Xtreme ile kapsamlı bir 'first-look' (ilk bakış) anlaşması imzalayarak bu küresel yükselişi perçinledi. Bu stratejik ortaklık, Afrika'da çekilecek aksiyon filmleri ve dizilerinin hem ortak yapımını hem de dağıtımını hedefliyor ve otantik Afrika hikayelerini dünya sahnesine taşırken, Nollywood'un yetenekli oyuncu ve ekibine uluslararası yapımlarda çalışma fırsatları sunmayı amaçlıyor. Bu iş birliğinin ilk meyvesi, Lagos'ta geçecek aksiyon-gerilim filmi 'Son of the Soil' olacak. Bu önemli anlaşma ve Nollywood'un küresel sahneye taşınması hakkında daha fazla bilgi için tıklayabilirsiniz.**

Hollywood'da Ödüller ve Sektörün Geleceğine Dair Tartışmalar

Ana Emmy törenine sayılı günler kala Creative Arts Emmy Ödülleri'nde ilk kazananlar belli oldu. Drama dalında "Severance" ile "The Pitt", komedi dalında ise "Hacks" ile "The Studio" arasındaki rekabet iyice kızışırken, misafir oyuncu kategorilerinde ödüller eşit olarak bölündü ve bu da ana törende yaşanacak çekişmenin habercisi oldu.

Gecenin en dokunaklı anlarından biri, "Severance"taki çalışmasıyla bir saatlik programda sinematografi dalında Emmy kazanan ilk kadın olan Jessica Lee Gagné'nin zaferiydi. Senior artisans editörü Jazz Tangcay, "Daha önce hiçbir kadının bu kategoride ödül almamış olması inanılmaz" diyerek bu anın sektördeki çeşitlilik ve kapsayıcılık adına önemini vurguladı. Bu önemli adımın yanı sıra, sektördeki sosyal adalet ve kapsayıcılık tartışmaları da devam ediyor. Hollywood'un yükselen yıldızlarından Ayo Edebiri, son filmi 'After the Hunt'ın Venedik Film Festivali'ndeki tanıtımında, #MeToo ve Black Lives Matter (BLM) hareketlerinin Hollywood'daki durumu hakkındaki soruların sadece beyaz oyuncu arkadaşlarına yöneltilmesi üzerine duruma müdahale ederek, bu hareketlerin kesinlikle 'bitmediğini' net bir dille ifade etti. Edebiri'nin bu cesur çıkışı, toplumsal adalet konusundaki duruşunu pekiştirirken, aynı zamanda sektördeki farkındalık eksikliğine de dikkat çekti. Ayo Edebiri'nin bu güçlü açıklamaları hakkında daha fazla bilgi edinin.

Creative Arts Emmy sahne arkasında, kazananlar ve sunucular sektörün karşı karşıya olduğu temel sorunları da dile getirdi. "The Pitt" dizisindeki performansıyla drama dalında misafir oyuncu ödülünü kazanan Shawn Hatosy, Los Angeles'taki prodüksiyon kayıplarına dikkat çekerek yerel üretimin ve deneyimli ekiplerin önemini vurguladı. Sunucu Giancarlo Esposito ise sinema salonlarına geri dönüşü sağlamak için radikal bir öneride bulundu. Pandemi sonrası azalan sinema seyircisi sayısına dikkat çekerek stüdyoların ve sinema işletmecilerinin bilet fiyatlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Dahası, Esposito, izleyicinin sinemaya olan tutkusunu yeniden canlandırmak için dev şirketlerin belirli bir hafta sonu tüm filmleri ücretsiz sunmasını önerdi. "Patlamış mısır ve sodadan para alın, ama biletler ücretsiz olsun," diyen Esposito, bu sayede insanların sinema deneyimini yeniden keşfedeceğini savundu.

Değer Katma: Esposito'nun Önerisi Gerçekçi mi?

Giancarlo Esposito'nun "biletler bedava, yiyecek içecek ücretli" modeli, ilk bakışta cüretkar görünse de, bazı perakende modellerinde (örneğin ücretsiz girişli müzeler veya etkinlikler) başarıyla uygulanabiliyor. Ancak sinema endüstrisinin mevcut kar marjları ve stüdyo-dağıtıcı-salon zinciri karmaşık yapısı düşünüldüğünde, bu modelin uygulanabilirliği ciddi finansal ve operasyonel zorluklar barındırıyor. Yine de, Esposito'nun bu önerisi, sektörün geleneksel iş modellerini sorgulamasını ve yenilikçi çözümler aramasını teşvik eden önemli bir tartışma noktası oluşturuyor.

Tüm bu gelişmeler ve Hollywood'daki güncel tartışmalar hakkında daha fazla bilgi için Conjuring: Son Ayin gişe başarısı, Emmy tartışmaları ve Hollywood'un geleceğine dair analizlere göz atabilirsiniz.

Kaynak: Variety