Meksika sinemasının uluslararası alandaki en bilinen yüzlerinden biri olan Diego Luna, sadece oyunculuğuyla değil, aynı zamanda yapımcı kimliğiyle de dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Luna'nın yapımcılığını üstlendiği ve David Pablos'un yönetmen koltuğunda oturduğu 'On the Road' (En el camino) adlı film, Venedik Film Festivali'nin 'Horizons' bölümünde dünya prömiyerini yaparak sinema dünyasında büyük yankı uyandırdı. 'Andor' dizisindeki performansıyla takdir toplayan Luna, bu yeni projeyle Meksika'nın karanlık ve göz ardı edilmiş bir yüzünü beyaz perdeye taşıyor.

Meksika Otoyollarının Gizemli Dünyası: 'On the Road' Ne Anlatıyor?

Film, Kuzey Meksika otoyollarının acımasız ve hiper-maskülen dünyasında geçen çarpıcı bir dramayı konu alıyor. Hikaye, 'cachimbas' adı verilen 24 saat açık yol kenarı lokantalarında tır şoförlerini baştan çıkararak hayatta kalmaya çalışan, başına buyruk genç bir gezgin olan Veneno (profesyonel olmayan oyuncu Víctor Miguel tarafından canlandırılıyor) etrafında dönüyor. Veneno, bu hayattan kaçmaya can atarken, duygularını saklayan uzun yol tır şoförü Muñeco (Osvaldo Sánchez) ile yolları kesişir. Muñeco, isteksizce Veneno'nun kendisine eşlik etmesine izin verir ve ikili arasında beklenmedik bir yakınlık gelişmeye başlar. Ancak Veneno'nun sorunlu geçmişi peşlerini bırakmaz ve her ikisinin de hayatını tehlikeye atar.

Diego Luna, filmin senaryosunu okuduğunda yaşadığı etkiyi şöyle ifade ediyor: "Senaryoyu okuduğumda çok güçlü, çok dokunaklı, çok duygusal ve aynı zamanda nadiren gördüğümüz, varlığından bile haberdar olmadığımız, hayatın tüm zenginliği ve karmaşıklığıyla yaşandığı kayıp yerleri ortaya çıkaran bir Meksika'yı keşfettim. Bu filmi daha önce dahil olduğum hiçbir şeyle karşılaştıramam."

Diego Luna'nın Yapımcı Gözüyle 'On the Road'

Diego Luna, filmin baş yapımcısı Inna Payán'ı, projeyi kendisine sunan kişi olarak gösteriyor. Luna, yapımcılığı sevdiğini ve başkalarının süreçlerini gözlemlemenin kendisi için çok zenginleştirici olduğunu belirtiyor. Onun yapımcılık kariyeri, Gael García Bernal ile kurduğu La Corriente del Golfo şirketi aracılığıyla bağımsız ve cesur projelere imza atma arzusunun bir göstergesi.

Yönetmen David Pablos'tan Bir 'Gerçeklik' Yolculuğu

Filmin yönetmeni David Pablos, ilham kaynağının belgeselci Jose Maria Castro Ibarra'nın 'Los Hijos del Camino' ('Yolun Çocukları') adlı kitabı olduğunu belirtiyor. Ibarra'nın yıllarca Meksika'yı tır şoförleriyle gezerek ve 'cachimbas'ları ziyaret ederek yazdığı bu kitap, tır şoförleri arasındaki sosyal dinamikleri, göçebe yaşam tarzını ve 'cachimbas'larda gelişen ilişkileri derinlemesine inceliyor.

'Cachimbas'lar ve Toplumsal Gerçeklik

Pablos, her 'cachimba'nın uyuşturucu ve fuhuşla bağlantılı olmadığını, ancak birçoğunun uyuşturucu kartelleri tarafından kontrol edildiğini veya onlarla anlaşmaları olduğunu vurguluyor. Yönetmen, bu kapalı dünyanın içine girebilmek için büyük çaba sarf ettiğini, başlangıçta şoförlerin çekingen davrandığını, ancak güven kazandıktan sonra her şeyi anlattıklarını belirtiyor. Filmin, Meksika'nın bu göz ardı edilmiş, ancak canlı ve karmaşık yaşam alanlarını gözler önüne sermesi, kültürel bir sorumluluk taşıdığını gösteriyor.

Profesyonel Olmayan Oyuncularla Çekim Süreci

Pablos, filmin oyuncu kadrosunun çoğunluğunun profesyonel olmayan aktörlerden oluştuğunu ve bu casting sürecinin zorluklarını anlattı. Tır şoförleriyle yapılan görüşmelerde yaşanan sorunlar nedeniyle, ekip Ciudad Juárez'in dış mahallelerinden, işçi sınıfı semtlerinden, oto tamirhanelerinden, hatta rehabilitasyon merkezlerinden ve spor salonlarından oyuncu aradı. Aylarca süren hazırlıklar, oyuncu koçu ve yakınlık koordinatörü Patricia Ortiz ile yakın iş birliği içinde yapıldı.

Erkeklik Teması ve Sanatsal Cesaret

Film, baştan sona erkeklik teması etrafında dönüyor. Pablos, 'hegemonik erkekliğin' alaya alındığı birçok an olduğunu ve özellikle cinsellik ile karakterler arasındaki ilişkileri içeren sahnelerin çekingen veya kısıtlı olmaması gerektiğini belirtiyor. Yönetmen, cinselliğin 'cachimbas' estetiği içinde nasıl ifade edildiğini göstermenin önemli olduğunu vurguluyor ve protez kullanılmadığını ekliyor. Bu hiper-erkekliğe rağmen, Pablos'un film okulu arkadaşı olan kadın görüntü yönetmeni Ximena Amann ve yapım tasarımcısı Belén Estrada ile çalışmayı tercih etmesi, filme dengeli ve derin bir perspektif katıyor.

Diego Luna, görüntü yönetmeni Ximena Amann'ın çalışmasını şu sözlerle övüyor: "Manzaraları yakalama biçimi, ışığa olan sabrı ve kamerayı bu kadar hassas konumlandırması - hepsi inanılmaz derecede düşünülmüş. Fazla veya yersiz gelen tek bir çekim bile yok. Yaklaşımında çok ekonomik ve bu kısıtlama, her kareyi daha güçlü kılıyor."

Pablos'un Sinematik İmzası ve Toplumsal Mesajları

David Pablos, filmlerinde ailenin ve özellikle baba figürünün tekrar eden bir tema olduğunu belirtiyor. Ayrıca, Tijuana'dan gelen biri olarak Kuzey Meksika'nın manzaraları, insanları ve aksanlarıyla güçlü bir bağ kurduğunu ve bu bölgenin sinemada yeterince temsil edilmediğini düşünüyor. Yönetmen, rahatsız edici olabilecek karakterlere veya görünürlük kazanamayan hikayelere yönelmekten hoşlandığını, göz ardı edilen bu alanlara ışık tutarak statükoyu sorgulayan hikayelerin kendisini cezbettiğini ekliyor.

Gelecek Duraklar ve Uluslararası Satışlar

'On the Road', Venedik'ten sonra Morelia Film Festivali'nde de gösterime girecek. Filmin uluslararası satışlarını Berlin merkezli M-Appeal şirketi üstleniyor. Bu, filmin dünya çapında daha geniş kitlelere ulaşacağının ve Meksika sinemasının derinlikli anlatımının küresel sahnede takdir göreceğinin bir işareti.

'On the Road', sadece bir yol filmi olmanın ötesinde, Meksika'nın kültürel ve toplumsal dokusuna cesur bir dalış yaparak, izleyicileri rahatsız edici ama bir o kadar da gerçekçi bir yolculuğa çıkarıyor. Diego Luna ve David Pablos'un bu iş birliği, sinemanın sadece eğlence değil, aynı zamanda güçlü bir toplumsal eleştiri aracı olabileceğini bir kez daha kanıtlıyor.

Bu tür güçlü toplumsal eleştiriler sunan ve gençlik draması öğelerini barındıran filmler, farklı coğrafyalarda da dikkat çekmeye devam ediyor. Örneğin, Locarno Film Festivali'nde Ivana Mladenović'in yönettiği, günümüz dünyasının kaotik ruh haline bir ayna tutan, cesur ve hiciv dolu Rumen komedisi 'Sorella di Clausura' dikkatleri üzerine çekti. Film, mizahın sınırlarını zorlarken derin toplumsal meselelere de dokunmayı başarıyor. 'Sorella di Clausura' filmi incelemesini okuyun. Aynı festivalde, Kazakistan sinemasından genç yönetmen Zhannat Alshanova'nın ilk uzun metrajlı filmi 'Becoming' de eleştirmenlerden tam not alarak dikkatleri üzerine çekti. Film, 17 yaşındaki Mila'nın aidiyet arayışı, bağımsızlık mücadelesi ve gençliğin karmaşık duygusal dalgalanmalarını modern Kazakistan'ın kentli orta sınıfından bir perspektifle işleyerek evrensel bir gençlik deneyimine odaklanıyor. 'Becoming', tıpkı 'On the Road' gibi, gençliğin zorluklarını ve toplumsal gerçekliklerini sinemanın evrensel diliyle beyaz perdeye taşıyarak izleyicileri derin bir düşünce yolculuğuna çıkarıyor. Kazakistan gençlik draması 'Becoming' filmi incelemesini okuyun.

Sinema dünyası genelinde ise, Diego Luna'nın ortağı Gael García Bernal'in başrolünde yer aldığı, İtalyan yönetmen Piero Messina imzalı bilim kurgu draması 'Another End' gibi dikkat çekici yapımlar da gündemdeki yerini koruyor. Sevdiklerini kaybedenlerin acılarını dindirmek amacıyla ölen kişinin bilincini yaşayan bir bedene aktarma teknolojisini konu alan bu düşünsel film, 2024 Berlin Film Festivali'nde büyük beğeni toplamış ve ABD'de 19 Eylül'de vizyona girmeye hazırlanıyor. Bu cesur ve etik sorularla dolu yapıma dair daha fazla detayı Another End: Gael García Bernal ve Renate Reinsve Başrollü Bilim Kurgu Draması haberimizde bulabilirsiniz. Ayrıca, Guillermo del Toro'nun Frankenstein uyarlaması gibi dikkat çeken diğer projelerle de hareketli bir yıl geçirmeye hazırlanıyor. Netflix çatısı altında Oscar Isaac ve Jacob Elordi'nin başrollerini paylaştığı bu iddialı yapım hakkında daha fazla detayı buradan öğrenebilirsiniz. Ayrıca, sinema dünyasının yaşayan efsanelerinden Emma Thompson'ın başrolünde yer aldığı yeni aksiyon-gerilim filmi 'Dead of Winter' da Locarno Film Festivali'ndeki başarılı prömiyerinin ardından 26 Eylül'de Birleşik Krallık, İrlanda ve Kuzey Amerika'da vizyona girmeye hazırlanıyor. Yönetmenliğini Brian Kirk'ün üstlendiği bu filmde Thompson, kar fırtınasında mahsur kalıp kaçırılmış bir genç kızı kurtarma mücadelesi veren dul bir balıkçı olan Barb karakterine hayat veriyor. 'Dead of Winter' hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Variety