2010 yılında sinema dünyasını kasıp kavuran ve Facebook'un kuruluş hikayesini dramatik bir dille ele alan “The Social Network” (Sosyal Ağ) filminin devamı nihayet geliyor. 15 yıllık bekleyişin ardından senarist Aaron Sorkin, aynı zamanda yönetmenliğini de üstleneceği yeni filmi “The Social Reckoning” (Sosyal Hesaplaşma) ile izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Filmin vizyon tarihi ise 9 Ekim 2026 olarak belirlendi.
Ancak bu devam filmi, ilkinin bittiği yerden başlamayacak. Aksine, Facebook'un adını Meta olarak değiştirmesine yol açan ve teknoloji devinin halkla ilişkilerini derinden sarsan, 2021 yılındaki Frances Haugen sızıntılarına odaklanacak. Film, Meta'nın kârı insan sağlığının ve güvenliğinin önünde tuttuğu iddialarını merkeze alıyor.
Yeni Mark Zuckerberg Kim Olacak? Jeremy Strong’dan Büyük Değişim
Filmin en çok konuşulan yönlerinden biri de kadro değişikliği. İlk filmde Mark Zuckerberg’i canlandırarak dikkatleri üzerine çeken Jesse Eisenberg, devam filminde yer almayacak. Yerine, HBO’nun popüler dizisi “Succession”daki Kendall Roy karakteriyle tanınan ve metot oyunculuğuyla bilinen Jeremy Strong getirildi.
Strong’un bu seçimi, Zuckerberg’in kamuoyundaki 'ciddi' imajına daha uygun bir portre çizeceği şeklinde yorumlanıyor. Metot oyunculuğuna olan bağlılığıyla tanınan Strong'un, karakterine derinlemesine nüfuz etmek için Zuckerberg'in son dönemdeki ilgi alanları olan MMA dövüş sporlarına ya da sanal gerçeklik (Metaverse) evrenine ilgi duymaya başlaması, çekimlerin yaklaştığının bir işareti olabilir.
Bu bağlamda, Meta'nın son dönemdeki en büyük hamlelerinden biri de yapay zekaya (AI) verdiği ağırlıktır. Şirket, kullanıcılar arasında "AI slop" olarak adlandırılan düşük kaliteli içerik endişelerine rağmen, tamamı yapay zeka tarafından oluşturulan kısa videoların paylaşıldığı yeni platformu "Vibes"ı tanıttı. Zuckerberg'in bizzat duyurduğu bu platform, teknoloji devinin içerik kalitesinden ziyade AI üretimine öncelik verme eğilimini gösteriyor ve bu durum, filmin ele alacağı etik tartışmaların güncel bir örneğini sunuyor. Meta'nın bu tartışmalı platformu Meta Vibes Yapay Zeka Kısa Video Platformu Tanıtımı hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.
The Social Reckoning’in Odak Noktası: Frances Haugen
Filmin anlatı merkezinde, Meta’nın eski çalışanı olan ve şirketin iç yazışmalarını içeren devasa belgeleri sızdıran Frances Haugen (Mikey Madison) bulunuyor. Haugen, belgeleri Wall Street Journal muhabirine (Jeremy Allen White) teslim etmiş ve şirketin “kârları insanların önüne koyduğunu” iddia etmişti. Bu sızıntılar, ABD Kongresi’nde Meta yöneticilerinin ifade vermesine yol açmıştı.
Frances Haugen sızıntıları, teknoloji dünyasında 'Facebook Dosyaları' olarak anılmakta ve şirketin özellikle genç kullanıcılar üzerindeki etkileri konusunda önemli tartışmaları beraberinde getirmiştir.
Bu bağlamda, sosyal medya platformlarının gençlerin ruh sağlığı üzerindeki ikili etkisi, filmin ele alacağı en karmaşık konulardan biri olacaktır. Zira araştırmalar, özellikle LGBTQ+ gençlerin, yüz yüze ortamlarda kendilerini güvende hissetmediklerinde çevrimiçi topluluklara yöneldiğini ve bu dijital destek sistemlerinin ruh sağlıkları için hayati önem taşıdığını göstermektedir. Ne var ki, Haugen sızıntılarında ortaya çıkan zararlı içerik riskleri ile bu gençlerin ihtiyaç duyduğu destekleyici online alanlar arasındaki dengeyi kurmak, Meta gibi teknoloji devlerinin en büyük etik sınavı olarak öne çıkmaktadır. LGBTQ+ gençlerin online destek sistemlerine duyduğu acil ihtiyaç hakkında daha fazla bilgi edinmek için LGBTQ+ Gençlerin Ruh Sağlığı İçin Dijital Topluluklar Hayati başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Haugen Sızıntılarının Ortaya Çıkardığı Kritik Veriler
İç Belgelerdeki Şok Edici İddialar:
- Genç Kızların Akıl Sağlığı: Şirket içi araştırmaların, Instagram’ın özellikle genç kızların ruh sağlığı üzerindeki zararlı etkilerinin farkında olduğunu gösteren bulgular.
- Etnik Şiddet İddiaları: İçerik denetimi kaynaklarının İngilizce dışındaki dillerde yetersiz kalması nedeniyle Meta'nın platformunun Etiyopya gibi ülkelerde 'etnik şiddeti körüklediği' yönündeki Kongre ifadesi.
- Dezenformasyon Harcamaları: Meta'nın yanlış bilgiyle mücadele için yaptığı harcamaların %87’sinin İngilizce içeriğe ayrıldığı bilgisi. Oysa İngilizce konuşan kullanıcılar, toplam kullanıcı tabanının yalnızca %9’unu oluşturmaktadır.
Eleştirel Bakış: Mark Zuckerberg İlk Filmi Nasıl Değerlendirmişti?
Meta CEO’su Mark Zuckerberg ve şirket, ilk film olan “The Social Network”ün şirketlerinin doğuşunu tasvir ediş biçimine her zaman eleştirel yaklaştılar. Zuckerberg, filmi izlediğinde spesifik detayların (ne giydiği gibi) doğru olduğunu ancak motivasyonları ve karakterinin anlatısal arkının 'tamamen yanlış' olduğunu belirtmişti.
Bu durum, yeni filmin de benzer bir tartışmayı tetikleme potansiyelini gösteriyor. The Social Reckoning, Haugen sızıntılarının çarpıcı gerçeklerini sunarken, Meta yönetimi bu anlatıyı bir kez daha 'yanlış motivasyon' veya 'abartı' olarak değerlendirebilir. Film, teknoloji devlerinin toplumsal sorumluluğu ile kâr arasındaki etik dengeyi sorgulayan güncel tartışmalara yeni bir boyut katacak. Zira, Haugen sızıntıları sonrası artan baskılara yanıt olarak Meta, Threads ve Instagram gibi platformlarında kullanıcıların akışlarını kişisel tercihlerine göre şekillendirmelerini sağlayan, algoritma etiketleme tabanlı yeni araçlar test etmeye başlamıştır. Bu gelişmeler ışığında, kullanıcıların deneyimlerini ve sosyal medya algoritmalarını nasıl kontrol ettiğini daha detaylı incelemek isterseniz, Threads Algoritma Kontrolü ve Kullanıcı Deneyimi konulu yazımıza göz atabilirsiniz.
Bu önemli sinema projesi hakkındaki tüm detaylar ve teknoloji dünyasındaki yankıları için bizi takip etmeye devam edin.
Kaynak: TechCrunch