Sosyal medya devlerinden Meta'nın Twitter rakibi olarak konumlandırdığı Threads, kullanıcı deneyimini kökten değiştirebilecek önemli bir yeniliğe hazırlanıyor. Instagram'ın da küresel çapta aylık 3 milyar aktif kullanıcı sayısına ulaşması, platformun ve genel olarak Meta'nın bu alandaki gücünü pekiştiriyor. Threads, kullanıcıların ana akışlarını kişisel tercihlerine göre şekillendirmelerini sağlayacak, algoritma etiketleme tabanlı bir aracı test ediyor. Bu gelişme, sosyal medya algoritmalarının şeffaflığı ve kullanıcı kontrolü konusundaki tartışmalara yeni bir boyut katıyor.
Geliştirme Aşamasında Bir Proje: Algoritmayı Etiketleme Dönemi Başlıyor
Tersine mühendis Alessandro Paluzzi tarafından kodları keşfedilen bu yeni özellik, Instagram'ın da üzerinde çalıştığı benzer algoritma yapılandırma araçlarıyla ilişkili. Paluzzi'nin bulgularına göre, Threads kullanıcıları akışlarında daha fazla veya daha az görmek istedikleri içerikleri belirtmek için özel bir hesabı, '@threads.algo'yu etiketleyebilecekler. Meta, bu özelliğin henüz dahili bir prototip aşamasında olduğunu ve şu an için kullanıcılarla test edilmediğini doğruladı. Ancak, bu özellikle ilgili kullanılan Instagram hesabı aktif durumda ve Meta mühendisleri tarafından takip ediliyor olması, projenin ciddiyetini ortaya koyuyor.
X ve Grok Benzerliği: Kullanıcı Kontrolüne Yönelik Küresel Trend
Bu gelişme, akıllara Elon Musk'ın X platformu için duyurduğu benzer bir planı getiriyor. Musk, Eylül 2025'te yaptığı bir paylaşımda, X'in gelecekteki bir versiyonunun, kullanıcıların Grok adlı yapay zeka sohbet botunu etiketleyerek akışlarını gerçek zamanlı olarak ayarlamalarına olanak tanıyacağını belirtmişti. Musk ayrıca, X algoritmasının Kasım 2025'e kadar tamamen yapay zeka tabanlı olacağını ve iki haftada bir açık kaynak olarak yayınlanacağını da eklemişti. Threads'in bu yaklaşımı, kullanıcıların algoritmalar üzerindeki etkisini artırma yönündeki küresel bir trendin parçası olarak değerlendirilebilir.
Elon Musk'ın ifadesiyle, 'Kasım veya kesinlikle Aralık 2025'e kadar, Grok'a sorarak akışınızı dinamik olarak ayarlayabileceksiniz.' Bu, sosyal medya platformlarının algoritma deneyimini tamamen kullanıcı kontrolüne bırakma vizyonunun bir göstergesi.
Ancak, X'in kullanıcı kontrolü ve ifade özgürlüğü konusundaki duruşu, bazı ülkelerin sıkı düzenlemeleriyle çelişebiliyor. Nitekim, Elon Musk'ın sahibi olduğu X, Hindistan hükümetinin içerik kaldırma emirlerine karşı açtığı davayı Karnataka Yüksek Mahkemesi'nde kaybetti. Mahkeme, yabancı şirketlerin Hindistan Anayasası'nın 19. Maddesi'ndeki ifade özgürlüğü hakkından yararlanamayacağına hükmederek, Hindistan'ın teknoloji şirketleri üzerindeki kontrolünü pekiştirdi. Bu durum, Musk'ın "ifade özgürlüğü mutlakiyetçisi" kimliği ile bir ülkenin yasalarına uyma zorunluluğu arasındaki gerilimi ortaya koyuyor ve dijital egemenlik tartışmalarına yeni bir boyut katıyor. Bu karar hakkında daha fazla bilgi için Nexus Haber'in ilgili içeriğini inceleyebilirsiniz.
h2 class='text-2xl font-bold text-gray-900 mt-6 mb-3'>Instagram'ın Kapsamlı Algoritma Revizyonu ve Geçmiş DenemelerThreads'teki bu algoritma yapılandırma özelliği, Instagram'ın ana uygulamasını Reels ve önerilere odaklanarak yeniden düzenleme çabalarının bir parçası olarak ortaya çıkıyor. Instagram Başkanı Adam Mosseri, platformun son yıllardaki büyümesinin neredeyse tamamının doğrudan mesajlar (DM'ler), kısa video formatı Reels ve algoritmik öneriler sayesinde gerçekleştiğini belirtmişti. Ancak, kısa video içeriğine ve kullanıcıların takip etmediği hesaplardan gelen önerilere verilen bu yoğun ağırlık, bazı kullanıcılar arasında hayal kırıklığına neden olmuş, birçok kullanıcı ana akışlarının giderek artan bir şekilde yabancı içeriklerle dolmasından rahatsızlık duyduğunu dile getirmişti. Bu geri bildirimlere yanıt olarak, Instagram Çarşamba günü yaptığı duyuruyla, kullanıcıların akışlarında daha fazla veya daha az görmek istedikleri konuları seçerek uygulamanın algoritmasını daha doğrudan kontrol etmelerine izin vereceğini açıkladı. Mosseri'ye göre, Instagram önümüzdeki aylarda özellikle Reels'taki içerik öneri algoritmasını daha hassas bir şekilde ayarlama olanağı sunan yeni bir özelliği test edecek ve bu özellik daha sonra Instagram'daki diğer akışlara da genişletilebilecek. Bu özelliğin erken bir versiyonunda kullanıcılar, örneğin Amerikan futbolu veya film fotoğrafçılığı gibi ilgilenmedikleri konuları kapatıp açarak algoritmayı kişiselleştirebilecekler. Ayrıca Instagram, uygulamanın alt navigasyon çubuğunu da düzenleyerek içerik yükleme düğmesini, doğrudan mesajlara daha hızlı erişim sağlayan bir bağlantı ile değiştirmeyi planlıyor. Bu, Instagram'ın kullanıcı deneyimini yapılandırmaya yönelik ilk çabası değil; şirket 2022'de 'Takip Edilenler' ve 'Favoriler' gibi alternatif akışları başlatmış, Threads'te ise 2023'te 'Sizin İçin' ve 'Takip Edilenler' akışları arasında geçiş yapma imkanı sunmuştu. Adam Mosseri de aynı gün Instagram'ın Reels, DM'ler ve öneriler etrafında yeniden düzenleneceğini duyurmuştu.
Neden Bu Kadar Önemli? Kullanıcı Özerkliği ve Algoritma Denetimi
Bu değişiklikler, sosyal medya algoritmalarının gençler üzerindeki etkisi üzerine yıllarca süren Kongre duruşmalarının ve kamuoyu endişelerinin ardından geliyor. Kullanıcıların akışları üzerinde daha fazla söz sahibi olması, şeffaflık ve kişiselleştirme beklentilerinin bir yansıması. Bluesky gibi modern, açık sosyal ağların yükselişi de kullanıcıların kendi algoritmalarını ve moderasyon seçeneklerini seçme arzusunu güçlendiriyor.
Algoritmayı doğrudan etiketleme mekanizması, özellikle Threads gibi haber ve güncel olay akışının hızlı olduğu platformlarda büyük bir potansiyel taşıyor. Kullanıcıların değişen ruh hallerine ve ilgi alanlarına anında uyum sağlayabilen bir algoritma, daha tatmin edici ve alakalı bir deneyim sunabilir. Örneğin, favori futbol takımınız kötü bir sezon geçiriyorsa, bir süre futbolla ilgili daha az gönderi görmek isteyebilirsiniz. Bu özellik, tam da bu tür anlık ayarlamalara olanak tanıyor.
Ancak, bu kadar doğrudan bir kontrol mekanizması beraberinde bazı zorlukları da getirebilir. Kullanıcıların ne kadarının 'algoritmayı etiketleme' gibi nispeten teknik bir işleme gerçekten dahil olacağı veya bu sistemin karmaşıklığının genel kullanıcı deneyimini nasıl etkileyeceği bir soru işareti. Her seferinde ayarlara girip konu seçmek yerine, bir hesabı etiketlemek daha pratik görünse de, sosyal medya kullanıcılarının bu yeni etkileşim biçimine ne kadar hızlı adapte olacağı önemli bir test alanı olacak. Eleştirel bir bakış açısıyla, bu, kullanıcının daha fazla sorumluluk almasını gerektiren bir sistem; her kullanıcının bu sorumluluğu üstlenmeye istekli olup olmadığı henüz belli değil.
Sosyal medya akışlarındaki algoritma kontrolü tartışmaları devam ederken, yapay zekanın hayatımızın daha da kişisel alanlarına nüfuz etmesi, özellikle de romantik ilişkilere etkisi, giderek daha fazla mercek altına alınıyor. Flört uygulamalarından AI destekli eşleştirmelere, hatta tamamen dijital arkadaşlıklara kadar, yapay zeka artık aşk hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Bu durumun daha derin bağlantılar kurmamıza yardımcı olup olmadığı veya romantizmi algoritmik bir yanılsamaya dönüştürüp dönüştürmediği gibi çetrefilli sorular, 27-29 Ekim tarihleri arasında San Francisco’daki Moscone West’te gerçekleşecek olan **TechCrunch Disrupt 2025'in “Yapay Zeka Sahnesi”nde önemli bir panelde masaya yatırılacak**. Etkinlikte, dünyanın önde gelen yapay zeka arkadaşlık platformu Replika'nın kurucusu Eugenia Kuyda, Tinder Ürün Müdürü Mark Kantor ve Kinsey Enstitüsü Araştırma Bilimcisi Dr. Amanda Gesselman gibi sektörün önde gelen isimleri bir araya gelerek, yapay zeka destekli öneri motorlarının ilişkileri nasıl şekillendirdiğini, dijital arkadaşlığın psikolojik etkilerini ve bu alandaki etik kırmızı çizgileri tartışacaklar. Yapay zekanın romantik ilişkilerdeki rolünün tüm boyutlarıyla incelendiği bu panel hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşkın geleceği ve yapay zeka ilişkileri üzerine Nexus Haber'in bu özel içeriğini inceleyebilirsiniz.
Gelecek Belirsizliği ve Meta'nın Stratejisi
Instagram, algoritma yapılandırma özelliğinin ne zaman veya kamuya açık olarak yayınlanacağına dair daha fazla bilgi vermedi. Ancak Threads ve Instagram'daki bu ortak çabalar, Meta'nın kullanıcılarına daha fazla kontrol sunarak platform bağımlılığını azaltma ve kişiselleştirilmiş deneyimi ön planda tutma stratejisinin bir parçası olarak yorumlanabilir. Instagram'ın aylık 3 milyar aktif kullanıcı sayısına ulaşması ve algoritma kontrolüne yönelik adımları hakkında daha detaylı bilgi için Nexus Haber'in ilgili içeriğini inceleyebilirsiniz. Sosyal medya devleri, kullanıcıların dijital akışları üzerindeki özerkliğini artırarak hem memnuniyeti artırmayı hem de düzenleyicilerin baskılarına yanıt vermeyi hedefliyor gibi görünüyor.