Küresel mobilite sektörü, bir yandan elektrikli araç (EV) satışlarında tarihi zirveleri görürken, diğer yandan büyük oyuncuların geleceğe yönelik stratejik hamleleriyle şekillenmeye devam ediyor. Japon otomotiv devi Toyota, bu dönüşümün merkezine yerleşmek için devrim niteliğinde bir adım attı ve girişim ekosistemine 1.5 milyar dolarlık yeni bir sermaye taahhüdünde bulundu. Bu yatırım, Toyota'nın sadece araç üretmekten öte, mobilite inovasyonunun her aşamasına nüfuz etme arzusunu gösteriyor.
Toyota İnovasyonu: Erken Aşamadan Olgunluğa Tam Destek
Toyota’nın bu büyük sermaye taahhüdü, iki ana kol üzerinden yürütülecek. Şirket, yeni kurulan stratejik yatırım iştiraki Toyota Invention Partners Co.’ya yaklaşık 670 milyon dolar tahsis ederken, büyüme aşaması girişimlerine odaklanan risk sermayesi kolu Woven Capital için ikinci bir 800 milyon dolarlık fon başlattı. Toplamda 1.5 milyar dolarlık bu sermaye, bir buluşun ilk tohumlarından olgun bir şirkete dönüşümüne kadar olan tüm yaşam döngüsünü desteklemeyi amaçlıyor.
Toyota'nın bu hamlesi, otomotiv devlerinin Ar-Ge departmanlarının ötesine geçerek, dışarıdan gelen hızlı ve yıkıcı yenilikleri kurum içi stratejilerine entegre etme çabasının en somut örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu, mobilite alanındaki küçük, çevik startup'lar için önemli bir finansman ve işbirliği kapısı açıyor.
ABD EV Pazarı Kritik Virajda: Vergi Kredisi Bitti, Satışlar Ne Olacak?
Toyota’nın uzun vadeli stratejileri bir yana, ABD elektrikli araç pazarı kısa vadeli büyük bir belirsizlikle karşı karşıya. Tüketiciler, 30 Eylül'de sona eren 7.500 dolarlık federal vergi kredisinden yararlanmak için son çeyrekte adeta yarışa girdiler. Bu durum, otomobil üreticileri için rekor teslimat rakamları getirdi.
Özellikle Tesla, satış büyümesinin azaldığı yönündeki endişelere rağmen, çeyreklik teslimat rekorunu kırarak 497.099 araç teslim etti. Bu rakam, bir önceki çeyreğe göre %29'luk devasa bir artış anlamına geliyor. Ford Motor, General Motors ve Hyundai gibi diğer büyük üreticiler de rekor EV satışları bildirdi. Lüks EV üreticisi Rivian dahi teslimatlarını 13.201 araca yükselterek kayda değer bir büyüme kaydetti.
Rivian, sadece satış hedeflerinde değil, kullanıcı güvenliğinde de proaktif adımlar atıyor. Yaklaşan R2 modelinde, estetik ve aerodinamik avantajlar için kullanılan elektronik kapı kollarının yol açtığı güvenlik endişeleri üzerine kritik bir tasarım revizyonuna gidildi. Şirket, acil durumlarda araç içinde mahsur kalma riskini azaltmak amacıyla, manuel tahliye kollarını daha görünür ve erişilebilir bir konuma taşıma kararı aldı. Bu hamle, EV sektöründe estetik uğruna temel işlevselliğin feda edilmemesi gerektiği yönündeki genel güvenlik tartışmalarına bir yanıt niteliğinde olup, Rivian R2 ile ilgili detaylı kapı kolu güvenlik yeniden tasarım çalışmalarını yansıtıyor.
Vergi kredisinin bitişi öncesindeki Q3 teslimatları, pazarın kısa süreliğine nasıl canlandığını gösteriyor:
- Tesla: 497.099 araç (Şirketin tek çeyrekteki en iyi performansı)
- Rivian: 13.201 araç (Q2'deki 10.661 araçtan önemli artış)
Ancak asıl soru, bu teşvik dönemi sonrası satışların nasıl etkileneceği. Çoğu uzman, satışların düşüşe geçmesini bekliyor. Rivian’ın şimdiden 2025 yılı için beklentilerini aşağı çekmesi, sektördeki zorlu dönemin ilk işareti olarak yorumlanıyor. Otomobil üreticileri, yeni 2026 modelleri piyasaya sürülürken, kâr marjlarını düşürmeden stokları eritme gibi zorlu bir denklemi çözmek zorunda kalacak.
Temiz Enerji Projelerinde İptal Şoku: $7.56 Milyarlık Kayıp
Mobilite ve enerji sektöründeki bir diğer önemli gelişme ise ABD Enerji Bakanlığı (DOE) cephesinden geldi. Bakanlık, toplamda 7.56 milyar dolar değerindeki 321 temiz enerji projesini iptal etti. Bu iptallerin coğrafi dağılımı dikkat çekiciydi; kaynaklara göre iptal edilen projelerin büyük çoğunluğu, son başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'ye oy veren eyaletlerde bulunuyordu.
En büyük darbeyi, 2.2 milyar dolarlık hibe kaybeden Kaliforniya aldı. Bu kayıplar arasında, ulusal bir model olabilecek 630 milyon dolarlık bir şebeke modernizasyon programı da bulunuyordu. Bu durum, özellikle küçük startup’lar ve temiz enerji geliştiren firmalar için hükümetin güvenilir bir ortak olma potansiyelini sorgulatıyor. Politik rüzgarların değişmesiyle büyük çaplı hibe ve kredilerin aniden kesilmesi, uzun vadeli planlama yapan şirketler için ciddi bir risk faktörüdür.
Kaliforniya'dan Tarihi Karar: Gig Ekonomisinde Sendikalaşma Hakkı
Kaliforniya, temiz enerji projelerindeki büyük kayıpların yanı sıra, mobilite sektörünün işgücü dinamiklerini kökten değiştiren tarihi bir düzenlemeye de imza attı. Vali Gavin Newsom'un imzaladığı yasa tasarısı ile Uber ve Lyft gibi araç çağırma uygulamalarının yüz binlerce bağımsız yüklenici statüsündeki sürücüsüne sendikalaşma ve toplu pazarlık yapma hakkı tanındı. Bu karar, uzun süredir devam eden işçi hakları tartışmalarını yeni bir seviyeye taşıyor ve 800 binden fazla sürücüyü doğrudan etkileyecek. Bu yasa, bir yandan sürücülere söz hakkı verirken, diğer yandan şirketlerin operasyonel maliyetlerini düşüren (daha düşük sigorta gereksinimleri gibi) bir uzlaşmanın ürünüdür. Bu gelişme, gig ekonomisinin gelecekteki düzenlemelerinde emsal teşkil etmesi beklenirken, detayları Kaliforniya Uber Lyft sürücüleri sendikalaşma hakkı haberimizde yer almaktadır.
Girişim Finansmanında Öne Çıkan Diğer Başlıklar
Sektördeki diğer önemli anlaşmalara bakıldığında, İsveçli elektrikli ve otonom araç girişimi Einride'ın 100 milyon dolar yatırım topladığı görülüyor. Ancak bu rakam, şirketin birkaç yıl önceki 500 milyon dolarlık dev fonlamasına kıyasla daha mütevazı kalıyor. Ayrıca, daha ucuz LFP bataryaları geliştiren Electroflow, 10 milyon dolarlık tohum yatırım turunu tamamladı.
Bu mobilite odaklı yatırımlar devam ederken, küresel risk sermayesi (VC) manzarasında yapay zeka (YZ) girişimlerinin mutlak hakimiyeti dikkat çekiyor. PitchBook verilerine göre, 2025 yılı, yapay zeka girişimlerinin küresel VC fonlarının %50’sinden fazlasını topladığı ilk yıl olarak tarihe geçti. Toplam 366.8 milyar dolarlık yatırımın 192.7 milyar doları (%52.5) doğrudan YZ sektörüne yönlendirildi. Bu durum, mobilite veya temiz enerji gibi geleneksel derin teknoloji alanlarının finansmana erişimini zorlaştırarak, sektörde 'ya YZ'desin ya da değilsin' şeklinde bir ayrım yarattı. Yapay zeka girişimlerinin VC yatırımlarının %50'sini aşması hakkında daha detaylı bilgi için yapay zeka girişimlerinin VC yatırımlarının yüzde 50’sini aşması haberimize göz atabilirsiniz.
Finansman dünyasında son dönemde dikkat çeken bir başka trend ise ABD hükümetinin kritik madencilik ve teknoloji şirketlerine ortak olması. DOE, 2.26 milyar dolarlık federal kredinin yeniden yapılandırılması kapsamında, Kanada şirketi Lithium Americas ve General Motors ile olan Nevada madencilik ortak girişiminde %5 hisse aldı. Hükümetin daha önce Intel ve MP Materials gibi şirketlerde de hisse alması, devletin endüstri üzerindeki etkisini artırdığı yeni bir ekonomik modelin işareti olarak yorumlanıyor.
***
Kaynak: Haberin hazırlanmasında TechCrunch Mobility bülteninden faydalanılmıştır.