Film ve dizi yapım sektöründe küresel rekabetin hiç bu kadar çetin ve karmaşık olmadığı bu dönemde, küresel prodüksiyon sahneleri değişirken, Asya Pasifik bölgesindeki medya endüstrisi de içerik yatırımında tarihi bir eşiği aşıyor. Mipcom Cannes fuarı gibi etkinliklerin de nabzını tuttuğu bu rekabet ortamında, Media Partners Asia'nın (MPA) yeni yayımlanan "Asia Video Content Dynamics 2025" raporuna göre, 2025 yılı itibarıyla akış platformları, içerik yatırımlarında geleneksel paralı TV'yi geride bırakarak bölgesel video sektöründe bir ilk olacak.
Bu önemli değişim, dijitalleşmenin hızla arttığı ve tüketici alışkanlıklarının dönüştüğü bir döneme işaret ediyor. Hollywood'un geleneksel merkezlerinden uzaklaşarak uluslararası alana yöneldiği bu süreçte, Türkiye gibi hızla büyüyen pazarlar için de emsal teşkil edebilecek bu trendler, küresel medya stratejilerinin yeniden şekillenmesinde kritik bir rol oynayacak.
İçerik Yatırımlarında Büyük Değişim: Rakamlar Ne Söylüyor?
MPA raporuna göre, Hindistan, Endonezya, Kore, Malezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam'ı kapsayan yedi pazarda video içerik yatırımı 2024'te spor yayın hakları ve yerel programlama sayesinde %9 artarak 16.1 milyar dolara ulaştı. Ancak 2025'te toplam içerik harcamasının reklam gelirlerindeki düşüş nedeniyle %2 azalarak 15.8 milyar dolara gerilemesi bekleniyor.
Bu düşüşe rağmen, akış platformları tek başına en büyük dikey segment haline gelecek ve tahmini 5 milyar dolarlık harcama ile paralı TV'yi ilk kez geride bırakacak. Rapor, 2029 yılına kadar içerik yatırımının 16.7 milyar dolara yükseleceğini öngörüyor.
Öne Çıkan Yatırım Trendleri ve Gelecek Öngörüleri
Asya Pasifik'teki içerik yatırımı dağılımının geleceği şu şekilde öngörülüyor:
2025 (Tahminler):
- Toplam İçerik Harcaması: 15.8 Milyar Dolar
- TV Payı: %59
- Akış (Streaming) Payı: %31
- Sinema Payı: %10
2029 (Öngörüler):
- Toplam İçerik Harcaması: 16.7 Milyar Dolar
- TV Payı: %51
- Akış (Streaming) Payı: %38
- Sinema Payı: %11
Pazar Dinamikleri ve Ülkelere Göre Durum
Bölgesel pazar dinamikleri çeşitlilik gösteriyor. Kore, 7 milyar dolarlık (+%7.1) içerik yatırımıyla en büyük pazar olmayı sürdürürken, Hindistan 6.2 milyar dolar (+%19) ile hızla arayı kapatıyor. Endonezya (%-7), Malezya (%-3-%4 düşüş) ve Filipinler'de içerik yatırımları daralırken, Tayland ve Vietnam'da da düşüşler kaydedildi.
Geleneksel TV, Tayland ve Vietnam gibi pazarlarda dayanıklılığını korurken, Hindistan bölgesel dildeki programlamayla geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor. Kore ve Filipinler'de izleyicilerin akış platformlarına kaymasıyla reytinglerde düşüş yaşanırken, Endonezya'nın TV sektörü RCTI ve SCTV'nin güçlü performansıyla istikrarlı kalıyor. Ancak, TV reklam gelirleri tüm pazarlarda ciddi düşüşler gösteriyor.
Los Angeles gibi geleneksel merkezler pazar payı kaybederken, Atlanta ve Londra gibi popüler merkezler prodüksiyon kapasitelerini doldurmuş durumda. Bu durum, Suudi Arabistan gibi gelişmekte olan bölgelere büyük bir oyuncu olma fırsatı sunarken, ülkelerin altyapı yatırımlarına ve ekip derinliklerine bağlı olarak manzarayı hızla değiştirebileceği vurgulanıyor. Kolombiya'nın "Narcos" dizisiyle küresel prodüksiyon sahnesine çıkması, yatırım yapmaya istekli hükümetlerin vergi teşvikleri ve modern tesisler sunarak bir bölgenin cazibesini artırabileceğine güçlü bir örnek teşkil ediyor. Paramount gibi büyük stüdyolar bile, küresel aktivitedeki artış nedeniyle yeni ve uygun prodüksiyon yerleri arayışında daha yaratıcı olmak zorunda kalıyor.
Akış Tüketiminde Patlama ve Platform Rekabeti
2025'te akış tüketiminde büyük bir artış gözlendi. Hindistan, ikinci çeyrekte 21.5 milyar saat premium VOD izleme süresi kaydederken, JioHotstar %56'lık pay ile liderliği sürdürdü, Amazon (Prime Video + MX Player) ise %25 paya sahip oldu. Kore ve Endonezya her biri 1.2 milyar saat, Filipinler 0.9 milyar, Tayland 0.5 milyar (41 milyon aylık aktif kullanıcı ile) ve Malezya 0.4 milyar saat izleme süresi kaydetti.
Bu rekabetçi ortamda, Hindistan'ın dijital içerik pazarındaki önemli oyuncularından SonyLIV, 2025 yılı için hazırladığı geniş içerik kataloğunu duyurarak dikkatleri üzerine çekti. Platform, otantik hikaye anlatıcılığına ve stratejik spor programlamasına büyük yatırım yaparken, en çok merak edilen yapımların başında Keşmir'in ilk profesyonel futbol takımının kuruluşundan ilham alan 'Real Kashmir Football Club' dizisi geliyor. SonyLIV ve Studio Next'in iş birimi başkanı Danish Khan'ın "beyinsel içerik" olarak tanımladığı, varlıklı ve eğitimli kitleye odaklanan bu felsefe, büyük isimler yerine özgünlüğü ve titizlikle yazılmış senaryoları ön planda tutuyor. Ayrıca, platformun Hindi, Telugu, Tamil, Malayalam ve Bengalce dillerinde 25 orijinal dizi ile çok dilli bir yapıyı benimsemesi ve 'Maya Sabha' gibi Telugu yapımlarının sekiz milyon erişimle başarı yakalaması, bölgesel içeriğe yapılan yatırımın önemini gösteriyor.
Netflix; Kore, Endonezya, Malezya ve Filipinler'de %50-80'lik pazar payı ile lider konumda. Tayland'da TrueID, Endonezya'da ise Vidio güçlü bir rekabet sergiliyor. Viu, Kore, Çin ve yerel içerik portföyü ile Güneydoğu Asya genelinde ivmesini koruyor. Premium VOD izlemelerinin yarısından fazlasını Kore dizileri ve Hollywood yapımları oluştururken, Kore ve Hindistan'da çeşitli formatlar da ilgi görüyor. Özellikle kriket liderliğindeki spor yayınları, Hindistan'daki etkileşimin temelini oluşturmaya devam ediyor.
Bu küresel genişlemenin bir parçası olarak, İspanya merkezli yaratıcı güç YouPlanet de orijinal prodüksiyon yeteneklerini artırarak YouPlanet Studios'u hayata geçirdi. Şirket, influencer pazarlama ve film dağıtımından premium film ve TV prodüksiyonuna doğru iddialı bir genişleme adımı atıyor. Ayrıca, 13 ülkede 80'den fazla yapım şirketini kapsayan geniş bir portföye sahip olan Mediawan Pictures gibi yapım devleri de Brad Pitt'in Plan B'sinin uluslararası alana açılması gibi dikkat çekici anlaşmalara imza atarak küresel içerik üretimindeki bu ivmeyi gözler önüne seriyor. Bu tür yerel güçlerin global arenaya açılması, uluslararası prodüksiyonun çeşitliliğini ve rekabetini daha da artırıyor.
SonyLIV'in Küresel Genişlemesi ve Spor Yayınları Stratejisi
SonyLIV, stratejik genişlemesini sürdürerek kademeli olarak 42 ülkeye yayıldı ve ABD'de doğrudan tüketiciye yönelik (B2C) bir uygulama başlattı. Hindistan dışındaki abonelik hizmetleri için Amazon Prime Video Channels ve YouTube'da agresif bir dağıtım hedefliyor.
Spor programları, SonyLIV için önemli bir abone çekme aracı olmaya devam ediyor. Devam eden Asya Kupası kriket turnuvasının erişimi büyük ölçüde genişletmesi bekleniyor. Rakip platform JioStar'ın Hindistan Premier Ligi (IPL) haklarına sahip olmasına rağmen, Sony geçen yıl Asya Kriket Konseyi ile sekiz yıllık bir kriket yayın hakları anlaşması imzaladı. SonyLIV'in spor portföyünde ayrıca UEFA Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, Bundesliga, ATP tenisi, Fransa Açık ve Avustralya Açık gibi önemli etkinliklerin yanı sıra İngiltere, Yeni Zelanda ve Sri Lanka ile ikili kriket serileri de bulunuyor. Platform aynı zamanda, "Shark Tank India"nın beşinci sezonu gibi senaryosuz içeriklerde de iddialı bir duruş sergiliyor.
Sinema Sektöründeki Durum: Yerel İçeriklerin Yükselişi
Sinema gişeleri tarafında ise, Hindistan'ın 2024'teki gişe hasılatı, Güney Hindistan filmlerinin etkisiyle 1.4 milyar dolara yükseldi. Kore'de %17'lik bir düşüşle 808 milyon dolara gerilemesine rağmen, yerel filmler pazarın %61'ini ele geçirdi. Endonezya mütevazı bir büyüme ile 294 milyon dolara ulaşırken, Filipinler ve Vietnam güçlü geri dönüşler sergiledi; yerel yapımlar gişenin sırasıyla %41'ini ve yaklaşık %50'sini oluşturdu.
Bu yükseliş trendine paralel olarak, Tayvan Yaratıcı İçerik Festivali (TCCF 2025) gibi etkinlikler, yerel hikaye anlatımını küresel sahneye taşımada ve uluslararası işbirliklerini teşvik etmede önemli bir rol oynuyor. 4-7 Kasım tarihlerinde Taipei'de kapılarını açacak olan TCCF, özellikle edebi uyarlamalar ve sınır ötesi projeleri odağına alarak, Tayvan'ın küresel içerik pazarındaki stratejik konumunu pekiştiriyor. Bu yılki seçkiye 44 farklı ülkeden yaklaşık 700 proje başvurusu yapılırken, uluslararası ve Tayvan ortak yapımlarının toplam başvuruların %60'ını oluşturması, Japonya, Tayland, ABD, Güney Kore ve Singapur gibi ülkelerin de yoğun katılımıyla Asya Pasifik bölgesindeki işbirliği potansiyelini gözler önüne seriyor.
Geleceğe Yönelik Yorumlar ve Sektörün Zorlukları
MPA Başkan Yardımcısı Stephen Laslocky, "Platformlar ve yayıncılar artan maliyetler ve zayıflayan reklam gelirleriyle karşı karşıya kalsa bile, Asya Pasifik'teki içerik yatırımı dirençli kalmaya devam ediyor. Hindistan ve Kore'deki spor yayın hakları kısa vadeli büyümenin çoğunu sağlarken, premium drama ve yerel hikaye anlatımına yapılan seçici yatırımlar Hindistan, Kore, Endonezya ve Tayland'da etkileşimi artırmayı sürdürüyor. Aynı zamanda, izleyici dinamikleri de değişiyor. TV hala Tayland ve Vietnam gibi pazarlarda geniş kitleleri sabit tutsa da, akış platformları artık genç demografiye hakim. Sektör için zorluk, büyüme ile karlılığı dengelemektir: rezonans uyandıran hikayelere akıllıca yatırım yapmak, reklam destekli geleceğe uyum sağlamak ve içerik oluşturma ve dağıtımını daha verimli hale getirmek için yapay zeka gibi yenilikleri benimsemektir. Kazananlar, tüketiciye yakın kalırken ölçeklenebilenler olacaktır." ifadelerini kullandı.
SenNexus Editör Notu: Zorluklar ve Fırsatlar
Bu tarihi dönüşüm, geleneksel medya aktörleri için önemli bir adaptasyon sürecini de beraberinde getiriyor. TV kanallarının reklam gelirlerindeki düşüş ve genç izleyicinin akış platformlarına yönelmesi, sadece Asya Pasifik için değil, küresel ölçekte tüm yayıncılar için stratejik bir meydan okuma sunuyor. Özellikle yapay zekanın (YZ) prodüksiyon süreçlerini kolaylaştırması, veri odaklı içerik kararları almayı sağlaması ve dinamik reklam gelirlerini optimize etmesi, sektördeki rekabeti daha da artıracak bir faktör olarak öne çıkıyor. Ancak bu, aynı zamanda yerel yetenekler için de büyük bir fırsat sunuyor; platformlar, küresel çapta ilgi görecek yerel yapımlara yatırım yaparak hem kültürel çeşitliliği artırıyor hem de yeni yetenekleri keşfediyor.
Bu değişim, tüketiciye daha fazla seçenek ve daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunarken, içerik kalitesi ve sürdürülebilir iş modelleri konusundaki beklentileri de yükseltiyor. Reklam destekli modellerin yükselişi, içerik üreticileri için yeni gelir kapıları açarken, aynı zamanda içerik kalitesinden ödün vermeden dengeyi bulma zorunluluğunu da beraberinde getiriyor. Önümüzdeki dönemde, dijital ekosistemdeki bu hızlı evrim, medya sektörünün sadece nasıl içerik ürettiğini değil, aynı zamanda nasıl tüketildiğini ve finanse edildiğini de derinden etkileyecek.
Küresel işbirlikleri, içerik sektörüne kültürel çeşitliliği artırma, daha geniş kitlelere ulaşma ve daha yüksek üretim kalitesi sağlama gibi önemli fırsatlar sunsa da, beraberinde bazı zorlukları da getiriyor. Özellikle yerel kültürel özgünlüğün erozyonu, fikri mülkiyet hakları ve dağıtım süreçlerinin karmaşıklığı, uluslararası ortak yapımların dikkat etmesi gereken kritik konular arasında yer alıyor. Bu bağlamda, Brezilya film endüstrisinin son yıllardaki yükselişi, hükümet teşviklerinin ve küresel üretimdeki geçici duraklamaların yerel içeriğin pazar payını artırmada ne denli etkili olabileceğini gösteren çarpıcı bir örnek sunuyor. Yerel filmlerin gişe payının 2023'ten 2024'e %3,3'ten %10,1'e fırlaması ve 2025'te bu oranın %10,6'ya ulaşması, doğru stratejiler ve teşviklerle yerel endüstrilerin dağıtım engellerini aşarak önemli bir büyüme kaydedebileceğini kanıtlıyor. Ancak, Latin Amerika sinemasında da görüldüğü üzere, sadece iyi bir içerik üretmek yetmiyor; bölgesel dağıtım engelleri, "yıldız gücünün" her zaman yeterli olmaması ve kültürel bariyerler, filmlerin sınırları aşmasında hala önemli birer meydan okuma olmaya devam ediyor. Bu durum, yerel endüstrilerin hem sanatsal hem de ticari açıdan güçlü filmler üreterek ve dağıtım stratejilerini geliştirerek küresel pazarda rekabet edebilirliğini artırmasının önemini vurguluyor. Ayrıca, Avrupa Birliği'nin Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Direktifi (AVMS) kapsamında yayın platformlarına %30 Avrupa içeriği sunma ve gelirlerinin belirli bir yüzdesini yerel prodüksiyonlara yeniden yatırma gibi zorunluluklar getirmesi, global akış devlerinin özellikle küçük pazarlardaki yerel içerik yatırım yükümlülüklerine yönelik lobi faaliyetlerini artırmasına neden oluyor. Benzer şekilde Brezilya gibi ülkelerde de yayın platformlarına yerel film ve diziler için kotalar getirmeyi ve bağımsız yapımlara daha fazla finansman akışını sağlamayı hedefleyen yasal tasarılar gündemde.
Yapay zeka (YZ) konusundaki tartışmalar da bu süreçte önem kazanıyor. Carol Trussell gibi sektör liderleri, YZ'nin zaman alıcı prodüksiyon görevlerini kolaylaştırma ve sanal prodüksiyonun benimsenmesini hızlandırma potansiyelini görse de, tüm panelistler yapay zekanın insan hikaye anlatımının yerini alamayacağının altını çiziyor; zira 'yaşayan ve nefes alan bir sanat formundayız'. Özellikle Avrupa Birliği'nin yakın zamanda yürürlüğe girecek olan Yapay Zeka Yasası, şeffaflık, güvenlik ve telif hakkı konularında önemli düzenlemeler getiriyor. Yapay zeka eğitiminde kullanılan içeriklerin hak sahiplerine adil bir şekilde tazminat ödenmesi 'çok yakıcı bir mesele' olup, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Henna Virkkunen'in de vurguladığı gibi, 'Kimse başkalarının eserleriyle tazminat ödemeden iş yapamaz' prensibi öne çıkarılıyor. Bu durum, küresel yayıncıların ve içerik üreticilerinin gelecekteki stratejilerini şekillendiren önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Gelecek 5-10 yıla bakıldığında, sektörde looming bir beceri açığı endişesi de dile getiriliyor. Özellikle aranılan düzeydeki departman başkanlarının eksikliği riski, daha fazla orta düzey eğitime ve film komisyonları, stüdyolar ve teşvik programları arasındaki ortaklıklar aracılığıyla sürdürülebilir iş gücü akışları oluşturmaya olan ihtiyacı gözler önüne seriyor.
Kaynak: Variety.com aracılığıyla Media Partners Asia raporundan derlenmiştir.