Amanda Seyfried Gözyaşlarına Boğuldu: 'The Testament of Ann Lee' Venedik'i Salladı, Festival Rekoru Kırdı

Haber Merkezi

01 September 2025, 20:17 tarihinde yayınlandı

Amanda Seyfried'lı 'The Testament of Ann Lee' Venedik'i Salladı: 15 Dakika Alkışın Sırrı Ne?

Venedik Film Festivali, sinema dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olarak, Cannes ile Berlin'le birlikte 'Büyük Üçlü' festivaller arasında yer alarak Oscar yarışının da önemli bir başlangıç noktası haline gelen 82. Venedik Film Festivali, bu yıl da dikkat çekici anlara sahne oluyor. Oscar ödüllü yönetmen Charlie Kaufman'ın merakla beklenen kısa filmi 'How to Shoot a Ghost' ile Gümüş Aslan ödüllü Çinli yönetmen Cai Shangjun'un ana yarışmada yer alan yeni filmi 'The Sun Rises on Us All' da bu yılki festivalin öne çıkan yapımları arasında yer alıyor. Bu yılki jüri başkanlığını ise 'The Holdovers', 'Election' ve 'Sideways' gibi başarılı filmlerin yönetmeni Alexander Payne üstleniyor. Son günlerde festivalde tüm gözler, başrolünde ünlü oyuncu Amanda Seyfried'ın yer aldığı, yönetmen Mona Fastvold ve senarist Brady Corbet'in imzasını taşıyan bu epik müzikal drama 'The Testament of Ann Lee' filmine çevrildi. Ancak festival sahnesinde dikkat çeken bir diğer isim de, kariyerinde dramatik bir dönüşüm yaşayan Dwayne 'The Rock' Johnson oldu. Johnson'ın, UFC şampiyonu Mark Kerr'i canlandırdığı 'The Smashing Machine' filmi de Venedik'te büyük yankı uyandırarak, gişe odaklı rollerden sıyrılma arayışının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ancak bu büyüleyici hikayenin perdeye taşınması, sektörün alışılagelmiş finansman modellerine meydan okuyan büyük zorlukları da beraberinde getirdi. Seyfried, filmin prömiyerinin ardından aldığı 15 dakikalık aralıksız alkış tufanı karşısında gözyaşlarına hakim olamayarak büyük bir duygu yoğunluğu yaşadı. Bu süre, festivalde şu ana kadar 'Frankenstein' filminin rekorunu kırarak en uzun alkış alan yapım unvanını elde etti ve filmin başarısı hakkında güçlü sinyaller verdi.

Yönetmen Mona Fastvold ve senarist Brady Corbet, filmi Venedik Film Festivali'ndeki basın toplantısında tanıtırken, 'The Testament of Ann Lee' gibi niş bir konuya sahip bir filmi finanse etmenin ne kadar güç olduğunu açıkça dile getirdi. Corbet, "Bir Shaker müzikali fikrini satmak, tahmin edebileceğiniz gibi, hiç de kolay bir iş değildi" sözleriyle sektördeki zorluklara dikkat çekti. Filmin 10 milyon dolarlık bütçesini bir araya getiren yapımcı Andrew Morrison ise, "Elbette daha kolay projeler var" diyerek bu cesur adımın altını çizdi. Kore sinemasının dünyaca ünlü yönetmeni Park Chan-wook'un son filmi 'No Other Choice'un yapım sürecinin tam 20 yıl sonra, finansal engeller aşılarak hayata geçebilmesi gibi çarpıcı hikayeler de, sinema dünyasının bütçe denklemlerinin ne denli karmaşık olabileceğini ve büyük isimlerin bile finansal zorluklarla karşılaşabileceğini göstermesi açısından dikkat çekiyor. Bu durum, gişe garantili formüllerin hüküm sürdüğü günümüz sinema endüstrisinde, özgün ve sanatsal projelere yatırım yapmanın ne kadar riskli ve takdire şayan olduğunu gösteriyor.

Bu bağlamda, aksiyon filmleriyle tanınan Dwayne 'The Rock' Johnson'ın 'The Smashing Machine' ile dramatik bir role soyunması da, Hollywood'un belirli bir kategoriye hapsetme eğilimine karşı bir duruş olarak yorumlandı. Johnson, festivaldeki açıklamalarında uzun zamandır bu tür bir rol arayışında olduğunu belirterek, "Hollywood'da, hepimizin bildiği gibi, her şey gişe başarısı etrafında dönüyor. Gişenin peşinden koşarsınız ve bu durum sizi belirli bir kategoriye ve köşeye itebilir. Bu sizin kulvarınızdır ve Hollywood sizden bunu yapmanızı ister," sözleriyle sektördeki baskılara dikkat çekti. Emily Blunt ve Benny Safdie gibi isimlerin kendisini bu yöne teşvik ettiğini belirten Johnson, "Gerçekten kendi hayallerimi mi yaşıyorum, yoksa başkalarınınkini mi?" sorusunu sorduğunu aktardı.

Duygu Dolu Anlar ve 15 Dakikalık Alkış Fırtınası

Prömiyerin ardından salonda yükselen alkış ve tezahüratlar yedinci dakikasına ulaştığında, Amanda Seyfried'ın duygularına hakim olamadığı ve yumruklarını havaya sallayarak coşkuya katıldığı görüldü. Filmin ortak yazarı Brady Corbet de kalabalığı coştururken, yönetmen Mona Fastvold aldığı yoğun tepki karşısında adeta ışık saçıyordu. Sekizinci dakikada Seyfried'ın "Şimdi ne yapmamız gerekiyor?" diye mırıldanması, bu anın ne denli beklenmedik ve özel olduğunu gözler önüne serdi.

Alkışlar onuncu dakikayı geçtiğinde orkestra bölümündeki kalabalığın bir kısmı azalsa da, prodüksiyon ekibi ve potansiyel alıcıların da aralarında bulunduğu balkon katındaki izleyiciler coşkuyla alkışlamaya devam etti. Corbet ve Fastvold, alkışlar tamamen dinmeden önce salonu terk ederken, Seyfried Variety'ye yaptığı açıklamada, "Sanırım insanlar oldukça beğendi," diyerek mütevazı bir değerlendirmede bulundu.

'The Testament of Ann Lee': Tarihi Bir Efsanenin Spekülatif Yeniden Anlatımı

Film, baş karakter Ann Lee olarak Amanda Seyfried'ı ve kardeşi William Lee rolünde Lewis Pullman'ı bir araya getiriyor. Kadroda ayrıca Thomasin McKenzie, Stacy Martin, Tim Blake Nelson, Christopher Abbott ve Matthew Beard gibi isimler bulunuyor. 'Destansı bir efsane' olarak tanımlanan 'The Testament of Ann Lee', 18. yüzyılın az sayıdaki kadın dini liderlerinden biri olan Ann Lee'nin hayatının spekülatif bir yeniden anlatımı niteliğinde. Film, Shaker hareketinin kuruluşunu ve Lee'nin yaşamını detaylandırıyor. Benzer şekilde, Dwayne Johnson'ın 'The Smashing Machine' filmi de, UFC Ağır Sıklet Şampiyonu Mark Kerr'in ringdeki zaferlerinin yanı sıra, ağrı kesici bağımlılığı ve o zamanki eşi Dawn Staples (Emily Blunt) ile çalkantılı ilişkisini ele alarak biyografik bir derinlik sunuyor. Johnson'ın bu rol için kapsamlı makyaj ve protezlerle neredeyse tanınmaz hale gelmesi, karakterine olan bağlılığını gösteriyor. İngiltere, Manchester'da doğan ve dini baskılarla yüzleşen Lee, 1776'da küçük bir grup takipçisiyle ABD'ye göç ederek cinsiyet eşitliği, faydacı tasarım, coşkulu şarkı söyleme ve bekarlığıyla bilinen bir ütopik toplum kurdu. Yönetmen Mona Fastvold da bu projeye olan tutkusunu ve kadın temsiliyetine verdiği önemi vurgulayarak, "Ann Lee'nin görkemli ve harika bir anlatımı hak ettiğini düşündüm. Erkek ikonlarla ilgili kaç tane destansı hikaye izledik? Neden böyle bir kadın hakkında bir hikaye görmeyelim?" ifadelerini kullandı. Seyfried ise rolünü "aydınlatıcı ve inanılmaz derecede terapötik" olarak tanımlarken, "Daha önce hiç bu şekilde serbest bırakılmadım. İnanılmazdı ama bir lideri oynamak da zordu" dedi.

Shakerlar Kimdir? Kısa Bir Bakış

  • Köken: 18. yüzyılda İngiltere'de ortaya çıkan, dini zulümden kaçarak ABD'ye göç eden bir Hıristiyan mezhebi.
  • İnançlar: Coşkulu şarkı ve hareketlerle ibadet etmeleri, cinsiyet eşitliğini savunmaları, faydacı tasarımları ve bekarlığı benimsemeleriyle bilinirler.
  • Yaşam Tarzı: Kendi kendine yeten, komünal yaşam tarzını benimsemiş ve basitliği yücelten bir topluluktu.

Shaker Hareketi ve Günümüzdeki Yankıları

Shaker'lar, İngiltere'den göç ederek başlangıçta New York'a yerleşen, ibadetleri sırasında gösterdikleri coşkulu davranışlar, bekarlık (iffet) pratiği ve komünal yaşam tarzlarıyla bilinen dini bir gruptu. Oldukça katı bir yaşam felsefesine sahip olan bu hareketin, neslin devamını sağlamayan çileci yaşam tarzı nedeniyle zamanla azaldığı biliniyor. Günümüzde ise bu büyük hareketten geriye sadece üç üye kalmış durumda. Film, bu az bilinen ve tarihsel olarak önemli figürün hayatına ışık tutarak, izleyicilere hem dini tarihin bir kesitini sunuyor hem de modern toplumun bu tür inanışlara bakış açısını sorgulatıyor.

15 Dakikalık Alkış: Bir Filmin Başarısının Tek Göstergesi mi?

Her ne kadar Venedik gibi festivallerde uzun süreli ayakta alkışlar, filmin kalitesinin ve yaratacağı etkinin güçlü bir göstergesi olarak kabul edilse de, bu durumun her zaman mutlak bir başarı garantisi olmadığını belirtmek gerekir. Festival atmosferinin getirdiği yoğun duygusal ortam, filmin yapımcıları ve potansiyel alıcıların bulunduğu kalabalık gibi faktörler, alkışın süresini etkileyebilir. Yine de 'The Testament of Ann Lee' için bu durum, filmin güçlü bir başlangıç yaptığının ve önümüzdeki ödül sezonunda adından söz ettireceğinin önemli bir işareti olarak kabul ediliyor.

Amanda Seyfried'dan "Şarkı Söylememe" Deneyimi

Film tam anlamıyla bir müzikal olmasa da, Amanda Seyfried'ın filmde şarkı söylediği sahneler bulunuyor. Müziği, geçen yılın Gümüş Aslan ödüllü 'The Brutalist' filminin Oscar ödüllü bestecisi Daniel Blumberg tarafından yapılan filmde, Seyfried'ın şarkı söyleme deneyimi oldukça farklı olmuş. Seyfried, Variety'ye verdiği demeçte, "Bazıları şarkı söylememek gibiydi. Öyle bir şey yok! Şarkıyı geri almak mı? Anti-şarkı mı? Çoğu melodik sesler yerine hayvan sesleriydi. Ve kendini dinlemekten çok farklıydı," ifadelerini kullandı. Seyfried, 'Mamma Mia 2'den bu yana ilk kez bu kadar farklı bir tarzda şarkı söylediğini belirtti. Ayrıca bir şarkı için "ihtiyaçlarımı, kulağımı, Amanda'nın ihtiyaçlarını bırakmam gerektiğini, tutkuyu, hamlığı, kederi ve umutsuzluğu barındıran sesi bulmak" için çok deneme yaptığını açıkladı. Bu açıklama ve detaylar, filmin sanatsal derinliği ve deneyselliği hakkında ipuçları veriyor.

Venedik Film Festivali'nin bu yılki programı, 'The Testament of Ann Lee' gibi sanatsal derinliği olan niş projelerle birlikte, Benny Safdie'nin ilk solo yönetmenlik denemesi olan ve Dwayne Johnson'ın gişe filmlerinden dramatik bir dönüşüm arayışını sergileyen 'The Smashing Machine' gibi yapımlarla sinema dünyasının farklı yüzlerini bir araya getiriyor. Bu çeşitliliğe, Oscar ödüllü yönetmen Charlie Kaufman'ın varoluşsal sorgulamaları işleyen kısa filmi 'How to Shoot a Ghost' ve Gümüş Aslan ödüllü Cai Shangjun'un Çin sinemasındaki dönüşümünü yansıtan, ahlaki temalı yeni filmi 'The Sun Rises on Us All' da ekleniyor. Julia Roberts'ın #MeToo tartışmalarına yol açan "After the Hunt" ve müzik dünyasının ikonik ismi Marianne Faithfull'ın hayatına odaklanan "Broken English" belgeseli gibi yapımlar da festivalin zengin programında yer buldu. Francis Ford Coppola'nın Alman Yeni Sineması'nın öncülerinden Werner Herzog'a Yaşam Boyu Başarı İçin Altın Aslan ödülünü takdim etmesi gibi unutulmaz anlara da sahne olan festival, her iki film gibi, sektördeki alışılagelmiş kalıpları zorlama ve oyuncuların kendini yeni rollerle kanıtlama çabasının önemli örneklerini sunarak sinema dünyasının nabzını tutmaya devam ediyor.

'The Testament of Ann Lee', Venedik'teki çarpıcı prömiyeriyle şimdiden sinema dünyasında adından söz ettirmeye başladı. Amanda Seyfried'ın performansının ve filmin cesur hikaye anlatımının, önümüzdeki dönemde daha fazla tartışma ve ödül adaylığı getirmesi bekleniyor. Bu film, hem tarihi bir figürü modern izleyiciyle buluşturması hem de deneysel anlatım tarzıyla dikkat çekiyor.

Kaynak: Daha fazla bilgi için Variety'nin ilgili haberini inceleyebilirsiniz.