Lüks spor otomobil üreticisi Porsche, elektrikli araç (EV) batarya hücrelerini kendi bünyesinde üretme planlarını sürdürmeyeceğini açıkladı. Şirket, bu girişimin ekonomik olarak fizibil olmadığını ve özellikle ABD ve Çin pazarlarında elektrikli araçlara olan talebin beklenenden daha yavaş seyretmesinin bu kararda etkili olduğunu belirtti. Bu karar, elektrikli araç (EV) dünyasının bu yıl özellikle çalkantılı bir dönemden geçtiği ve ikinci el piyasasında fiyat düşüşlerinin yaşandığı bir zamana denk geldi. Sektör analiz firması iSeeCars tarafından yayınlanan son verilere göre, geçtiğimiz yıla oranla ikinci el bir elektrikli aracın ortalama değeri %4.8 oranında düşüş gösterirken, aynı dönemde benzinli otomobillerin ortalama fiyatı %5.2 artış kaydetti. Bu düşüşler yaşanırken, ABD'de federal teşviklerin sona ereceği beklentisiyle elektrikli araç satışları rekor seviyelere ulaştı ve tüketicilerin teşvikler bitmeden önce harekete geçme telaşını açıkça ortaya koydu. Bu çalkantılı dönemde, otomotiv devleri de batarya stratejilerini yeniden konumlandırıyor; bazıları kendi üretim planlarından vazgeçerken, diğerleri ise piyasadaki değişimlere adapte olarak batarya tedarikçisi olma yolunda ilerliyor. ABD'deki bu ani EV satış patlaması ve sona eren teşvikler hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın. Sektördeki bu kritik dönemeç hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Porsche'nin batarya bölümü Cellforce, bundan böyle odak noktasını üretimden Ar-Ge'ye (Araştırma ve Geliştirme) kaydıracak. Batarya üretimi, milyarlarca dolarlık başlangıç yatırımı gerektiren ve istenen ölçeğe ulaşması zorlu bir süreç olması nedeniyle son derece maliyetli bir alan olarak biliniyor. Porsche, EV pazarının mevcut gelişim hızında kendi hücrelerini üretmek için uygun bir yol göremediğini ifade etti.
Kararın Arkasındaki Ekonomik Gerekçeler
Hem Porsche'nin hem de ana şirketi Volkswagen Grubu'nun CEO'su Oliver Blume, yaptığı açıklamada, “Hacimsel nedenler ve ölçek ekonomisi eksikliği nedeniyle Porsche, kendi batarya hücresi üretimini artık sürdürmüyor” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, sektördeki yüksek üretim maliyetleri ve rekabetçi ortamın altını çiziyor.
Porsche Araştırma ve Geliştirme İcra Kurulu Üyesi Michael Steiner ise, “Ne yazık ki, dünya genelinde elektrikli araç pazarı başlangıçta düşünüldüğü gibi gelişmedi. Çerçeve koşulları temelden değişti ve bunlara tepki vermek zorundayız. Planlanan iş modelinin ekonomik olarak uygulanabilir olmadığı sonucuna varmak zorundayız” dedi.
Porsche'nin EV Satışları ve Pazar Gerçekleri
Porsche'nin elektrikli araç satışları aslında büyüyor olsa da, bu büyüme kendi batarya üretimini karlı kılacak ölçeğe ulaşmak için yeterli değil gibi görünüyor. 2025 yılının ilk yarısında, otomobil üreticisinin küresel satışlarının %36'sını elektrikli ve hibrit araçlar oluşturdu. Ayrıca, aynı dönemde dünya genelinde satılan 45.137 Macan modelinin yaklaşık %60'ı (yaklaşık 26.000 adet) tamamen elektrikli versiyonlardan oluştu. ABD'de Taycan satışları ise bu yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda %31 artışla 807 adetten 1.064 adede yükseldi. Bu rakamlar, Porsche'nin elektrikli araçlara yönelik bir talebi olduğunu gösterse de, şirket için kendi batarya üretiminin getirdiği riskler ve maliyetler ağır basmış durumda.
Öne Çıkanlar: Porsche'nin Batarya Kararının Temel Nedenleri
- Ekonomik Fizibilite Eksikliği: Yüksek başlangıç yatırımı ve ölçek ekonomisine ulaşma zorluğu.
- Yavaşlayan EV Talebi: Özellikle ABD ve Çin gibi kilit pazarlarda beklentilerin altında kalan elektrikli araç satışları.
- Değişen Pazar Koşulları: ABD'deki yakıt ekonomisi düzenlemelerindeki geri adımlar ve EV vergi teşviklerinin sona erme olasılığı.
- Yoğun Rekabet: Çinli batarya üreticilerinin tedarik zincirindeki hakimiyeti ve düşük maliyetli üretim avantajı.
Global Batarya Pazarı ve Rekabetin Gölgesi
Porsche, pazarın beklentilerden daha yavaş geliştiğini söyleyen tek şirket değil. ABD'deki politika değişiklikleri, markanın en önemli pazarı olan bu bölgede EV endüstrisinde dalgalanma etkileri yaratıyor. Yakıt ekonomisi düzenlemelerindeki geri adımlar, satışları teşvik eden EV vergi kredilerinin sona ermesi ve temiz enerji programlarının potansiyel olarak geri çekilmesi, Porsche'nin benzinli araçlarının planlanandan çok daha uzun bir geleceğe sahip olabileceği anlamına geliyor. Nitekim, ABD federal hükümetinin elektrikli araçlara yönelik 7.500 dolarlık vergi kredisi uygulamasının 30 Eylül'de sona ermesi sektöre büyük bir belirsizlik getirirken, ancak bu karar öncesinde ve özellikle Temmuz ayında, tüketicilerin teşviklerden yararlanma telaşıyla yeni elektrikli araç satışları rekor seviyelere ulaştı. Cox Automotive'in verilerine göre, Temmuz ayında yeni EV satışları 130.082 adede yükselerek bir önceki aya göre %26,4, bir önceki yıla göre ise %19,7 artış kaydetti ve pazar payı %9,1'e ulaştı. Bu artış, 'Trump etkisi' olarak adlandırılan ve federal teşviklerin sona ermesi öncesindeki talep dalgalanmasını yansıtan şimdiye kadarki en yüksek ikinci aylık toplam olarak kayıtlara geçti. California gibi bazı eyaletler federal programın sona ermesinin ardından eyalet düzeyinde benzer bir teşvik programını sürdürme niyetinde. Bu durum, federal teşviklerin bitişiyle oluşabilecek boşluğu eyaletlerin doldurma çabasını gözler önüne seriyor. ABD elektrikli araç pazarındaki bu kritik dönemeç ve eyaletlerin inisiyatifleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın.
Avrupalı batarya şirketleri için de oldukça zorlu bir dönemden geçiliyor. Çinli batarya üreticileri sadece tedarik zincirleri üzerinde güçlü bir kontrol sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda olgun üretim süreçleri sayesinde Batılı markalara yüksek teknolojili bataryaları daha düşük maliyetlerle satabiliyor. Örneğin, İsveçli batarya üreticisi Northvolt, milyarlarca dolar harcadıktan ve gerekli üretim ölçeğine ulaşamayınca geçen yıl ABD'de iflas başvurusunda bulunmuştu. Bu durum, küçük ve orta ölçekli batarya üretim girişimlerinin karşılaştığı acımasız ekonomik gerçekleri gözler önüne seriyor. Bu zorlu koşullar altında, Ford gibi büyük hacimli otomobil üreticileri de stratejik dönüşümler yaşıyor. Güney Koreli batarya devi SK On ile kurduğu BlueOval SK ortaklığı kapsamında, ABD hükümetinden aldığı 9.2 milyar dolarlık kredi desteğiyle Tennessee ve Kentucky'deki batarya fabrikaları için milyarlarca dolar harcamasına rağmen, elektrikli araç (EV) pazarındaki büyüme hızının tahminlerin altında kalması, şirketin ihtiyaç fazlası batarya hücresi üretimiyle karşılaşmasına neden oldu. Özellikle Ford'un büyük umutlar bağladığı F-150 Lightning gibi elektrikli pickup modellerinin satışlarının hedeflerin çok uzağında kalması, bu arz fazlasının en somut nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. BlueOval SK CEO'su Michael Adams'ın da belirttiği gibi, piyasa büyümeye devam etse de bu daha yavaş bir tempoda gerçekleşiyor ve bu durum hem Ford hem de SK On için yeni iş fırsatları aramayı zorunlu kılıyor. Bu bağlamda Ford, elindeki üretim fazlası bataryaları diğer otomobil üreticilerine, şebeke ölçekli enerji depolama şirketlerine veya diğer kurumsal müşterilere satmayı değerlendirerek, otomobil devinden ABD'nin önemli bir batarya tedarikçisine dönüşme potansiyelini masaya yatırıyor. Ford'un bu stratejik değişimi ve ABD'nin batarya tedarikçisi olma yolculuğu hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın.
Büyük oyuncular dahi stratejilerini yeniden ayarlamak zorunda kalıyor. Örneğin, LG Energy Solution, EV satışlarının düzensiz büyümesi nedeniyle şebeke ölçekli depolama bataryalarına daha fazla odaklanıyor. Bu, batarya pazarının ne denli dinamik ve zorlu olduğunu gösteren bir diğer örnek.
Piyasadaki bu dalgalanma ve ekonomik baskı, sektörün lider oyuncularını bile etkiliyor. Özellikle Tesla'nın, son on yılda geleneksel otomobil üreticilerine sattığı ve şirkete yaklaşık 11.8 milyar dolar gelir sağlayan regülatif kredilerin ABD'deki yeni vergi ve harcama yasasıyla sona erecek olması, şirketin karlılık yapısını derinden etkileyecek. Bu durum, Tesla'yı ana iş kolu olan araç satışlarından elde ettiği karlılığa tamamen odaklanmaya zorlarken, elektrikli araç sektöründeki uzun vadeli ekonomik dengelerin ne kadar hassas olduğunu da gözler önüne seriyor.
Cellforce'un Yeni Yönü ve Volkswagen Grubu'nun Stratejisi
Cellforce, daha önce hücreler geliştirmiş ve pilot üretime başlamıştı. Orijinal plan, güney Almanya'daki fabrikasında yılda bir gigawatt saat (GWh) batarya üretmekti ki bu, yaklaşık 10.000 Taycan sedanı beslemeye yetecek bir miktardı. Bunun ardından daha büyük bir ikinci tesisin kurulması hedefleniyordu.
Ancak şimdi Porsche, Cellforce'un Ar-Ge çalışmalarının, daha geniş Volkswagen Grubu'nu ve bu yıl satın aldığı batarya şirketi V4Smart'ı destekleyeceğini belirtiyor. V4Smart, 911 GTS hibrit spor otomobili için yüksek performanslı hücreler sağlıyor. Bu stratejik değişiklik, Porsche'nin kaynaklarını en verimli şekilde kullanma ve ana grubun sinerjisinden faydalanma isteğini gösteriyor.
Personel Etkisi ve Gelecek
Reuters'ın konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Cellforce'da çalışan yaklaşık 300 işçiden 200'ünün işine son verileceği bildirildi. Kalan çalışanlara ise ana şirket Volkswagen Grubu'nun batarya iştiraki PowerCo'da görev teklif edilebileceği belirtildi. PowerCo da Cellforce'un Ar-Ge tesisini kullanmaya devam edecek. Bu durum, teknolojik dönüşümlerin istihdam üzerindeki kaçınılmaz etkilerini de gözler önüne seriyor.
Piyasadaki Büyük Oyuncuların Yükselişi ve Porsche'nin Tedarik Zinciri
Küresel ve ABD EV batarya üretimi hala büyüyor olsa da, bu büyüme CATL, BYD ve LG Energy Solution gibi daha az, daha güçlü ve daha büyük oyuncular tarafından yönlendiriliyor. Daha küçük batarya üreticileri, bu işin acımasız ekonomisiyle yüzleşmek zorunda kalıyor.
Porsche, Macan Electric için bataryalarını CATL'den, Taycan için ise LG Energy Solution'dan tedarik ediyor. Şirketin Cayenne Electric ve 718 ailesinden tamamen elektrikli bir spor otomobil gibi daha fazla EV modeli de geliştirme aşamasında bulunuyor. Bu kararla birlikte, Porsche'nin gelecekteki EV modelleri için de mevcut batarya tedarikçilerine bağımlılığı devam edecek gibi görünüyor.
Volkswagen Grubu'nun kendi batarya planları ise tam hız devam ediyor. Grup, hammadde tedariki, yeni nesil katı hal bataryaları ve İspanya, Almanya ve Kanada'da faaliyete geçecek üç büyük batarya fabrikasına milyonlarca dolar yatırım yaptı. Bu da gösteriyor ki, ana şirket, grup genelinde bir batarya stratejisi izlemeye kararlı ancak alt markaların kendi özel ihtiyaçları ve pazar koşulları doğrultusunda farklı yollar izlemesi mümkün.
Porsche'nin bu hamlesi, elektrikli araç dönüşümünün sadece teknolojik bir yarış değil, aynı zamanda ciddi bir ekonomik fizibilite mücadelesi olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Özellikle lüks segmentte, maliyet verimliliği ve ölçek ekonomisi, en büyük markalar için bile göz ardı edilemez faktörler haline gelmiş durumda. Bu bağlamda, bazı otomobil üreticileri batarya üretiminden vazgeçerken, Ford gibi diğerleri ise piyasadaki yavaşlama nedeniyle oluşan batarya fazlasını yeni iş fırsatlarına dönüştürmeyi hedefleyerek ABD'nin önde gelen batarya tedarikçilerinden biri olma yolunda ilerliyor.
Kaynak: InsideEVs