Kanada'nın Çin'den ithal edilen elektrikli araçlara (EV) uyguladığı %100'lük gümrük vergisi politikası, ülkenin uluslararası ticari ilişkilerinde kritik bir dönemeç oluşturuyor. Bu yüksek tarife, ucuz Çinli EV'lerin Kanada pazarına girişini engellerken, Pekin'in Kanada tarım ürünlerine uyguladığı misilleme tarifeleri, özellikle de ülkenin çiftçilerini zor durumda bırakıyor. Kanada hükümeti, bu karmaşık denklemi çözmek adına, Çinli EV tarifelerini düşürmeyi veya tamamen kaldırmayı değerlendiriyor. Bu hamle, hem çiftçilere destek olmayı hem de durgunluk yaşayan Kanada EV pazarını canlandırmayı amaçlayabilir.
Bu durum, küresel otomotiv sektöründe yaşanan depremlerle daha da anlam kazanıyor. **Avrupa Birliği'nin (AB) 2035 yılına kadar yeni benzinli ve dizel otomobillerin satışını yasaklama hedefi, Avrupa otomotiv endüstrisini tarihi bir dönemece sokmuş durumda. Bu radikal karar, otomotiv devlerini tamamen elektrikli mobiliteye geçiş için devasa yatırımlar yapmaya zorlasa da, sektör içinde uygulanabilirliği konusunda büyük tartışmalar devam ediyor. Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius gibi isimler, AB'nin emisyon azaltma planının endüstriyel rekabeti korumak adına yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunurken, Volvo ve Polestar gibi markalar ise 2035 hedefine sadık kalınması çağrısı yapıyor. Avrupa otomotiv sektörünün bu karmaşık gündemine ve 2035 yasağına dair detaylı bilgiye Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz.** Nitekim, Escalent'in 2025 yılı Avrupa pazarı için yayımladığı "Çin Otomotiv Etki Markaları" çalışmasının ön verileri, potansiyel alıcıların %47'sinin Çinli bir otomobili değerlendirdiğini gösterirken, bu oran 2024'te %31 idi. Aynı dönemde Amerikan otomobillerini değerlendirenlerin oranı ise %51'den %44'e düşerek, Çin markalarına duyulan güvenin artışına karşılık ABD ürünlerine olan güvenin azaldığını ortaya koyuyor. Avrupa otomobil pazarındaki bu dikkat çekici değişimlere ve Amerikan ilgisinin düşüşüne dair detaylı bilgilere Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz.** Bir yanda köklü Avrupalı markalar Stellantis ve Volkswagen gibi devler elektrikli araç (EV) dönüşümünde frene basma sinyalleri verirken, **Stellantis'in başlangıçta 2030'a kadar Avrupa'da %100 elektrikli araç satış hedefinden vazgeçmesi, AB'nin 2035 emisyon hedeflerini "gerçekçi dışı" olarak nitelendirmesi, Volkswagen'in ise ABD pazarındaki EV hedeflerini %55'ten %20'ye düşürüp hibrit modellere yönelmesi gibi adımlar bu değişimin somut göstergeleridir. Volkswagen CEO'su Oliver Blume'un, ABD hükümetiyle tarifelerin finansal yükünü hafifletecek bir ticaret anlaşması üzerinde görüştüklerini belirtmesi de, küresel ticaret politikalarının otomotiv devleri üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.** Diğer yanda Çinli dev BYD, Avrupa pazarındaki hakimiyetini pekiştirmek için stratejik adımlar atmaya devam ediyor. Bu karmaşık gelişmeler, yalnızca Çinli EV'lerin Batı pazarlarındaki yerini değil, aynı zamanda küresel rekabetteki yeni dengeleri de gözler önüne seriyor.
Ekonomik Baskı ve Çiftçilerin Çıkmazı
Kanada'nın Çinli elektrikli araçlara karşı uyguladığı %100'lük gümrük vergisi, geçen Ekim ayında yürürlüğe girmişti. Bu duruma karşılık Çin, Kanada'nın kanola küspesi, kanola yağı ve bezelye gibi temel tarım ürünlerine %100 tarife uygulayarak yanıt verdi. Reuters verilerine göre Kanada, 2024 yılında Çin'e yaklaşık 3,6 milyar dolarlık kanola ve ilgili ürün ihraç etti. Ülke ayrıca soya fasulyesi, arpa, bezelye ve et gibi önemli tarım ürünlerinin de büyük bir tedarikçisi konumunda. Çin'in misilleme tarifeleri, Kanadalı çiftçilerin en büyük ihracat pazarlarından birine erişimini kısıtlayarak ciddi ekonomik zorluklara yol açıyor.
Kanada Tarım Bakanı Heath MacDonald, CTV News'e yaptığı açıklamada, “Başbakan, EV konusunda bir inceleme olduğunu belirtti. Bunun nereye varacağını göreceğiz… görüşmeler devam ediyor” diyerek, konunun hükümet gündeminde üst sıralarda yer aldığını vurguladı. MacDonald ayrıca, “Hassas bir konumdayız, ancak her şeyden önce çiftçilerimizi desteklemek için buradayız ve eğer bu karar verilmek zorundaysa, bu karar verilmek zorundadır” ifadeleriyle, çiftçilerin önceliğini net bir şekilde ortaya koydu.
Kanada EV Pazarı Durgunlukta: Veriler Ne Anlatıyor?
Tarife indirimlerinin, zor durumdaki Kanada elektrikli araç pazarını da canlandırma potansiyeli bulunuyor. Hükümet verilerine göre, 2025'in ikinci çeyreğinde Kanada'daki toplam yeni araç tescil sayısı artış gösterse de, elektrikli araç satışları bir önceki yıla göre şaşırtıcı bir şekilde %39.2 oranında düşüş yaşadı. Hibrit araç satışları da %2.2'lik hafif bir düşüş kaydetti. Elektrikli araçlar, geçen yılın aynı çeyreğinde %18.3 olan yeni otomobil satışlarındaki payını %8.6'ya geriletti.
Kanada EV Pazarına Dair Önemli Veriler (2025 Q2):
- Toplam EV Satışlarında Düşüş: Bir önceki yıla göre %39.2 azaldı.
- Plug-in Hibrit Satışlarında Düşüş: %2.2 oranında düştü.
- EV'lerin Yeni Araç Satışlarındaki Payı: Geçen yılki %18.3'ten %8.6'ya geriledi.
- Quebec Teşvikleri: Yeni EV alımlarında 4.000 CAD, plug-in hibritlerde 2.000 CAD (2026'da yarıya inecek, 2027'de sona erecek).
- Federal Teşvik: Tüm EV ve PHEV'ler için 5.000 CAD (MSRP 55.000 CAD altı modeller için).
Teşviklerin Azalması ve Uygun Fiyatlı Model Eksikliği
EV satışlarındaki bu düşüşün temel nedenlerinden biri, bazı eyaletlerde elektrikli araçlara yönelik finansal teşviklerin kaldırılması veya azaltılması oldu. Örneğin, Quebec eyaleti Şubat ayında EV teşvik programını askıya almayı planlamış, ancak kamuoyunun tepkisi üzerine geri adım atmıştı. Ancak teşvikler 2026'da yarıya inecek ve 2027'de tamamen sona erecek. Benzer şekilde, British Columbia da Mayıs ayında EV indirim programını durdurdu. Kanadalılar hala taban MSRP'si 55.000 CAD'ın altında olan tüm EV ve PHEV'ler için 5.000 CAD'lık federal teşvikten yararlanabiliyor. Ancak Tesla gibi çoğu premium EV modelinin fiyatlarının bu sınırın üzerinde olması, bu teşvikten faydalanmalarını engelliyor. Kanada'da 45.000 CAD'dan daha düşük fiyata sahip neredeyse hiç EV bulunmaması, tıpkı ABD gibi, uygun fiyatlı elektrikli model sıkıntısı yaşandığını gösteriyor. **Oysa Avrupa pazarında, Amerikan markalarının genellikle daha büyük ve pahalı EV modelleri sunmasına karşılık, Çinli markalar MG 4 ve BYD Dolphin gibi uygun fiyatlı ve kompakt modellerle önemli bir boşluğu dolduruyor. Yapılan anketler, Avrupalı tüketicilerin %72'sinin bir Çinli otomobilin mevcut araçlarından daha ucuz olması gerektiğini düşündüğünü ortaya koyarken, bu durum uygun fiyat beklentisinin küresel bir olgu olduğunu gösteriyor. Bu duruma ek olarak, Çin'in Guangzhou hükümetine ait GAC gibi şirketler, Avrupa için ilk elektrikli modeli Aion V'i piyasaya sürmeye hazırlanırken, önümüzdeki iki yıl içinde Avrupa'daki elektrikli araç satışlarını tam 17 kat artırmayı hedefliyor ve yerel üretim tesisleri kurma olasılığını değerlendiriyor. Bu agresif büyüme hedefleri, AB'nin Çin yapımı elektrikli araçlara uyguladığı tarifelere rağmen, Çinli üreticilerin Avrupa pazarına ne denli kararlı girdiğini gözler önüne seriyor.**
Bu bağlamda, Çin otomotiv endüstrisinin son yirmi yılda düşük kaliteli taklit ürünlerden, günümüzde elektrikli araç (EV) pazarının önde gelen oyuncularından birine dönüşmesi dikkat çekiyor. IM Motors L7 gibi modellerin dikkat çekici dijital kokpitleri ve yenilikçi özellikleriyle küresel ilgi görmesi, hatta Zeekr'ın 009 modeliyle Alman devi Maybach'ın GLS modelini karşılaştırarak "Gerçek lüks hangisi?" sorusunu gündeme taşıyan viral videolar, Çinli EV'lerin hem teknolojik üstünlüğünü hem de rekabetçi fiyatlarını gözler önüne seriyor. Bu durum, Kanadalı tüketicilerin, ABD pazarında olduğu gibi, gelişmiş ve uygun fiyatlı Çinli elektrikli araçlara erişimini engelleyen gümrük vergilerinin sorgulanmasına yol açıyor. ABD pazarında Çinli elektrikli araçlara yönelik ithalat engelleri ve küresel rekabete dair detaylı bilgiye Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz.
Çinli EV'ler Kanada İçin Çözüm Olabilir mi?
Kanada'nın Çinli elektrikli araçlara uyguladığı gümrük vergilerini kaldırması durumunda, uygun fiyatlı, zengin özelliklere sahip Çin menşeli EV'lerin ülkeye akışı, alıcıları yeniden elektrikli araçlara yöneltebilir ve ülkenin elektrifikasyon sürecini hızlandırabilir. Bu durum, hem Kanadalı tüketicilere daha fazla seçenek sunarak rekabeti artırabilir hem de elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayarak çevresel hedeflere katkıda bulunabilir. **Bu potansiyel çözüme örnek olarak, BYD'nin Avrupa pazarının özel ihtiyaçlarına yönelik stratejileri gösterilebilir. Örneğin, Avrupa'nın station wagon tercihlerini göz önünde bulundurarak tasarlanan BYD Seal 6 DM-i Touring plug-in hibrit modeli, yaklaşık 45.000 dolarlık başlangıç fiyatı ve 1.300 kilometrelik (WLTP) etkileyici menziliyle menzil kaygısını gideriyor. Ayrıca, BYD'nin 'Flash' sistemi megawatt hızlı şarj teknolojisi, sadece beş dakikada 400 kilometre menzil ekleyerek elektrikli araçların şarj süreleri sorununa radikal bir çözüm sunuyor. Bu tür yenilikçi ve uygun fiyatlı modeller, Kanada pazarına da benzer bir dinamizm getirebilir. Öte yandan, BYD'nin 2028'den itibaren tüm elektrikli araçlarını Avrupa'da üretmeyi planladığını duyurması ve hatta 2026'da Türkiye'deki fabrikasını faaliyete geçirme hedefi, şirketin anti-Çin tarifelerinden kaçınma ve yerel ekonomiye entegre olma konusundaki kararlılığını gösteriyor.**
Çinli elektrikli araç üreticileri, sadece uygun fiyatlarıyla değil, aynı zamanda hızla gelişen teknolojileriyle de dikkat çekiyor. Özellikle, daha yüksek enerji yoğunluğu, hızlı şarj ve artırılmış güvenlik vaat eden katı hal batarya teknolojileri konusunda Çinli şirketler küresel lider konumunda. BloombergNEF verilerine göre, mevcut veya planlanan yarı katı hal batarya üretim kapasitesinin %83'ünü ellerinde bulundurarak bu alandaki stratejik üstünlüklerini açıkça ortaya koymaktadırlar. Nio ET7/ET5, IM Motors L6, MG4 ve Voyah Passion gibi modeller, yarı katı hal bataryalarla 1.000 km'ye varan menziller ve çok hızlı şarj süreleri sunarak Batılı rakiplerini geride bırakma potansiyelini göstermektedir. **Bu liderliğe ek olarak, BYD gibi büyük oyuncular da katı hal bataryalarının gösterimlerine 2027'de başlamayı ve seri üretimi ise 2030 sonrası hedefliyor. Hırvatistan merkezli Rimac Technology'nin IAA Mobility Fuarı'nda tanıttığı 100 kilovat-saatlik katı hal batarya paketi ise sadece 6 buçuk dakikada %10'dan %80'e kadar şarj olabilmesiyle gelecekte menzil kaygısını tamamen ortadan kaldırabilecek potansiyeli ortaya koyuyor. Toyota gibi diğer üreticiler de 2027-2028 döneminde 1.000 km'den fazla menzil ve 10 dakikadan kısa sürede %10-80 şarj vaat eden katı hal bataryalarının seri üretimine geçmeyi bekliyor.**
Peki, Kararın Gölge Yönleri Neler?
Bu potansiyel politikanın olumlu etkileri kadar, Kanada'nın iç pazar dinamikleri ve yerel otomotiv endüstrisi üzerindeki olası uzun vadeli etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Çinli EV'lerin pazar payını hızla artırması, Kanada'daki mevcut veya gelecekteki yerel EV üretim girişimlerini zorlayabilir. Ayrıca, jeopolitik gerilimlerin arttığı bir dönemde, bu tür bir taviz, müttefik ülkelerle olan ticari ilişkilerde farklı yorumlara yol açabilir. **Avrupa pazarında dahi jeopolitik gerilimlerin Amerikan markalarına yönelik tüketici algısını olumsuz etkilediği göz önüne alındığında, Kanada'nın bu hamlesi benzer diplomatik hassasiyetlere yol açabilir. Öte yandan, Çinli markaların Avrupa'da fiyat algısıyla mücadelesi ve Aito gibi premium EV'lerin yüksek fiyat beklentisi, Kanada pazarında da benzer zorluklarla karşılaşabileceğini göstermektedir. Bu bağlamda, Volvo'nun eski CEO'su Hakan Samuelsson'un "Endüstri elektrikli olacak; geri dönüş yok... Yeni dünyada iki veya üç çok güçlü Çin markası olacak. Bu, eski markalar için alanı daraltacak. Yani bu, bir yeniden yapılanma dalgasını tetikleyecek. Bazı şirketler yeni koşullara uyum sağlayacak ve hayatta kalacak. Diğerleri ise kalamayacak." yorumu, sektördeki büyük dönüşümün ve potansiyel şirket kapanışlarının habercisi olarak Kanada'daki karar alıcılar için de önemli bir uyarı niteliğindedir.** Bu karar, Kanada için sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir dengeyi de ifade ediyor.
Sonuç: Karmaşık Bir Denklem ve Belirsiz Bir Gelecek
Kanada hükümetinin Çinli elektrikli araç tarifeleri konusundaki kararı, sadece iki ülke arasındaki ticari gerilimleri değil, aynı zamanda Kanada'nın kendi iç ekonomik yapılarını da derinden etkileyecek bir hamle olacak. Çiftçilerin ayakta kalması ve elektrikli araç pazarının canlanması adına atılacak bu adımın, uzun vadede nasıl sonuçlar doğuracağı ise merak konusu. Gelişmeler yakından takip edilmeye devam edecek. **Küresel çapta yaşanan bu 'depremler', pazar dinamiklerinin ne denli kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor. ABD'de Tesla'nın elektrikli araç pazar payının 2017'den bu yana en düşük seviyesine (%38) gerilemesi, General Motors'un lüks elektrikli modellerinin üretimini geçici olarak durdurması ve Porsche'nin EV batarya hücresi üretim planlarını askıya alması gibi gelişmeler, batılı otomotiv devlerinin de zorlandığını gösteriyor. Yüksek işlem fiyatları, uzun kredi süreleri, ikinci el değer kaybı, benzinli rakiplerine kıyasla ortalama %49 daha yüksek sigorta primleri ve %22 daha pahalı onarım giderleri gibi faktörler de EV benimsenmesini yavaşlatırken. Küresel EV batarya üretim kapasitesinin tahmini talebin çok üzerinde kalmasıyla ortaya çıkan devasa arz fazlası ve** Güney Koreli Hyundai'nin ABD'deki üretim tesislerinde yaşanan vize suiistimali iddiaları gibi olaylar, sektörü çevreleyen karmaşık sosyal ve ekonomik sorunları da ortaya koyuyor. Tüm bunlar ışığında, BYD gibi Çinli markaların Avrupa'da Tesla'yı geride bırakarak geniş ürün yelpazesiyle liderliği ele geçirme çabaları, global otomotiv endüstrisinde yeni bir dönemin habercisi olarak kabul ediliyor.
**Bu karmaşık tabloda, Tesla'nın Supercharger ağını işletmelere açma stratejisi küresel şarj altyapısı sorununa potansiyel bir çözüm sunsa da, tek bir şarj noktasının ortalama 40.000 ila 45.000 dolarlık maliyeti ve uzun yatırım geri dönüş süreleri, yüksek başlangıç yatırımını işaret ediyor. Ancak MIT tarafından yapılan bir çalışma, hızlı şarj istasyonlarına yakın işletmelerin satışlarında artış olduğunu göstererek, perakende ve yeme-içme sektörleri için ek gelir ve müşteri çekme potansiyeli sunuyor.**
Kaynak: insideevs.com - Kanada'nın Çin EV Tarifeleri ve Tarım Ürünleri Krizi
```