Oyun dünyasında uzun yıllardır süregelen bir tartışma var: Büyük bütçeli, pahalı RPG'ler yapmak için aksiyon odaklı bir savaş sistemine geçiş şart mı? Geleneksel sıra tabanlı mekanikler, on milyonlarca satış rakamına ulaşmak isteyen AAA stüdyolar için artık demode mi kaldı? Japon oyun devi Square Enix'in, Final Fantasy serisini tamamen aksiyon-RPG formatına kaydırması bu endişenin somut bir göstergesiydi.
Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, bu genel kabul görmüş fikrin tam tersini kanıtlıyor. Final Fantasy 16 ve Final Fantasy 7 Rebirth gibi oyunlar, şirketin yüksek beklentilerini karşılamakta zorlanırken, sektör genelinde sıra tabanlı RPG'ler, adeta bir rönesans yaşıyor. Bu yeni dalga, sadece nostaljiye dayanmak yerine, ritim oyunları ve bulmaca mekanikleri gibi taze fikirlerle türü yeniden tanımlıyor.
Final Fantasy İkilemi ve Yenilikçi JRPG'lerin Yükselişi
Square Enix’in endişeleri anlaşılabilir. Pazar, devasa, hızlı tempolu aksiyon oyunlarını ödüllendiriyor gibi görünse de, eleştirel başarı ve derin oynanış arayan oyuncular, sıra tabanlı sistemlere geri dönüyor. Elbette, 2023 yılında Baldur's Gate 3'ün yakaladığı küresel başarı, bu türün savunulmaya ihtiyacı olmadığını gösterdi. Ancak son bir yıl içinde özellikle JRPG cephesinde gözlemlenen yenilikler, türün sadece hayatta kalmakla kalmayıp, geliştiğini kanıtlıyor.
Sıra tabanlı oyunların başarısı, stüdyolara, oyuncuların sadece yüksek bütçeli grafikler ve kesintisiz aksiyon değil, aynı zamanda stratejik derinlik ve zeka gerektiren mekanikler aradığını gösterdi.
Sıra Tabanlı Savaşta Çığır Açan Mekanikle
Tokyo Game Show (TGS) sırasında sergilenen ve büyük ilgi gören bazı oyunlar, türün ne kadar esnek olduğunu gözler önüne serdi:
- Monster Hunter Stories 3 (Capcom): Final Fantasy serisinin aksiyona kaydığı bir dönemde, Capcom bu yan serisiyle aksiyon dinamiklerini sıra tabanlı bir savaş sistemine başarıyla entegre ediyor. Doğru silahı doğru canavar parçasına karşı kullanma ve canavar yoldaşları çağırma gibi katmanlı stratejiler sunuyor.
- People of Note (Annapurna Interactive): Batılı bir stüdyodan çıkan bu indie RPG, sıra tabanlı savaşın üzerine ritim oyunlarının zamanlamaya dayalı tuş basma mekaniklerini yapıştırıyor. Savaşın temel ritmi (tempo) ve hatta müzik türünü değiştiren yetenekler, karakterlere ekstra güçler sağlıyor. Bu, stratejiye yepyeni bir müzikal boyut katıyor.
- Stray Children: Moon: Remix RPG'nin devamı olan bu oyun, geleneksel 90’lar JRPG görünümüne sahip olsa da, savaşı rastgele karşılaşmalardan uzaklaştırarak ve Undertale'ın mini oyun benzeri dövüş mekaniklerinden ilham alarak tür beklentileriyle oynuyor.
Klasik Yeniden Doğuşlar ve Dedike Kitleler
Yenilik sadece yeni IP'lerden gelmiyor; klasik serilerin modernizasyonu da büyük beğeni topluyor. Nihon Falcom’un köklü serisi Trails’in son oyunu Trails in the Sky 1st Chapter, sıra tabanlı dövüşü koruyarak, modern kamera açıları ve üç boyutlu görsellerle yeniden yapıldı. Bu tür remake'ler, eski formüllere sadık kalarak, güncel kalite standartlarını yakalamanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Final Fantasy yapımcıları, oyunlarının 20 milyon adede ulaşması gerektiğini düşündükleri için aksiyona yöneliyor. Ancak Like a Dragon veya Trails gibi seriler, mütevazı grafiklere ve karmaşık hikayelere rağmen her yıl yeni bir oyun çıkararak, daha küçük ama aşırı derecede sadık bir kitle oluşturmayı başarıyor. Bu durum, sıra tabanlı RPG'lerin “hit” olmaması gereken tüm nedenlerin, aslında onların istikrarlı bir şekilde sevilmesinin sebebi olduğunu gösteriyor.
Bu arada, büyük stüdyoların dahi zorlandığı sistemik derinlik ve kusursuz açık dünya vaatlerini, tek bir geliştiricinin ürünü olan Sword Hero RPG gibi bağımsız yapımlar yüklenebiliyor. ForestWare takma adlı solo geliştirici, Steam demosuyla, oyunun en çarpıcı özelliği olan sistemik uzuv parçalanması (kalıcı uzuv kayıpları) ve karmaşık NPC simülasyonu olan 'Tragedy Events' gibi iddialı mekanikleri başarıyla sergiledi. Bu tür projeler, aksiyon-RPG formatında bile olsa, derinliğin bütçeden bağımsız olarak yakalanabileceğini gösteriyor. Solo geliştiricinin iddialı RPG projesi Sword Hero hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Geçtiğimiz dönemde büyük başarı yakalayan Clair Obscur: Expedition 33 de, bu talebin ne kadar yüksek olduğunu kanıtladı. Yapımcıları, geliştirme aşamasına başlarken piyasada yeni sıra tabanlı RPG eksikliği hissettiklerini ve diğer oyuncuların da aynı açlığı çektiğini tahmin ettiklerini belirtmişti. Oyunun zamanlamaya dayalı blok ve savuşturma mekanikleri, var olan sıra tabanlı formüllere taze bir aksiyon dokunuşu getirdi.
Bu başarılar zinciri, Japonya'daki büyük stüdyoların, özellikle Square Enix'in, artık AAA oyunlarının varsayılan olarak aksiyon olmak zorunda olup olmadığını yeniden düşünmesine yol açabilir. Sektör, stratejik derinliğin ve yenilikçi mekaniklerin, sadece yüksek hızlı tuş kombinasyonlarından daha değerli olabileceği bir döneme giriyor olabilir. Zira bu eğilim, sadece tek oyunculu RPG'ler için değil, tüm rol yapma oyunları piyasası için geçerli. MMORPG'lerde dahi World of Warcraft ve Final Fantasy 14 gibi devler, oyuncu demografisinin yaşlanması ve sınırlı boş zamana sahip olması sebebiyle, bir zamanlar katı olan 'hardcore' ve 'casual' oyuncu ayrımını sona erdirerek zorluğu oyuncu seçimine bırakan kademeli sistemleri benimsemiştir. Artık oyuncular, haftalık 40 kişilik baskınlar için saatlerce plan yapmak zorunda kalmadan da oyunun en derin içeriklerine erişebiliyor. MMORPG casual/hardcore ayrımının sona ermesi ve oyun tasarımının nasıl değiştiği hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Öne Çıkan Sıra Tabanlı RPG'ler
- Baldur's Gate 3
- Clair Obscur: Expedition 33
- Monster Hunter Stories 3
- People of Note
- Trails in the Sky 1st Chapter (Remake)
- Metaphor: ReFantazio
Kaynak: Bu haber metni, sıra tabanlı oyunlardaki güncel trendleri ve endüstri görüşlerini analiz eden PC Gamer'ın 'Modası Geçmiş Eleştirilerine Rağmen Sıra Tabanlı RPG'ler Yeni Fikirlerle Zirvede' başlıklı detaylı içeriğinden derlenmiştir.