Bir zamanlar, farklı evrenlerden karakterlerin bir video oyununda bir araya gelmesi nadir ve heyecan verici bir olaydı. Düşünsenize, Yoda'nın Soulcalibur'da ışın kılıcı sallaması veya The Walking Dead'den Negan'ın Tekken turnuvasına katılması... Bunlar, oyuncular için unutulmaz anlar yaratan, özel sürprizlerdi. Ancak sonra sahneye Fortnite çıktı ve her şeyi değiştirdi. Başlangıçta masum görünen Marshmello veya Guardians of the Galaxy iş birlikleri, zamanla yerini devasa bir markalar geçidine bıraktı. Artık Fortnite, Vegeta olarak Ariana Grande'yi vururken, bir anda Master Chief tarafından avlanabileceğiniz tek yer haline geldi.
Bir Pazarlama Stratejisinden Öte: Bir Salgın
Bu durum, 'Fortnite'laşma' olarak adlandırabileceğimiz bir virüs gibi diğer oyunlara da yayılmaya başladı. Artık her yeni çıkan nişancı oyununda, markaların ve absürt kostümlerin ne zaman oyuna ekleneceğini bekler olduk. Beavis and Butthead'in Call of Duty'de ne işi var? Ya da Nicki Minaj'ın? Tomb Raider'ın World of Tanks'ta tank sürmesi ne kadar mantıklı? Bu durum, oyunların kendilerine özgü atmosferini ve sanatsal bütünlüğünü baltalayan, tembel bir stratejiye dönüşmüş durumda.
Asıl sorun, bu iş birliklerinin oyunların ruhunu yok etmesi. Bir oyunun en heyecan verici yanlarından biri, yeni karakterlerle tanışmak, onların hikayelerini ve içinde yaşadıkları dünyanın inceliklerini öğrenmektir. Ancak bir karakterin oyundaki varlık sebebi, bir lisans anlaşması ve pazarlama hamlesinden ibaret olduğunda, bu keşif duygusu tamamen kayboluyor.
Peki, Joker neden Sonic Racing'de araba kullanıyor? Dante, Shin Megami Tensei evrenine nasıl geldi? Sadece birileri 'havalı durur' diye düşündüğü için mi? Bu soruların cevapsız kalması, oyun dünyalarının derinliğini sığlaştırıyor ve onları birer reklam panosuna çeviriyor.
Elbette bu iş birliklerinin bir hikaye çerçevesine oturtulması istenebilir. En azından, karakterin o dünyaya nasıl geldiğini açıklayan basit bir 'Oops, kendimi tuhaf bir diyarda buldum!' senaryosu bile, hiç olmamasından iyidir. Ancak burada da dikkatli olmak gerek. Fortnite'ın 2019'daki Palpatine etkinliğinde yaptığı gibi, bir filmin senaryosuna müdahale ederek kafa karışıklığı yaratmak, çizgiyi aşmak anlamına geliyor.
Yaratıcılık mı, Güvenli Liman mı?
Günümüz oyun endüstrisinin zorlu bir dönemden geçtiği bir gerçek. Şirketler için bu tür popüler marka iş birlikleri, finansal açıdan 'güvenli liman' anlamına geliyor. Ancak her oyunun bir 'crossover' bölümü olmak zorunda değil. Oyuncuları çekmek için bir pazarlık kozu olarak Kratos veya Superman'i kullanmak yerine, güçlü karakterlere ve sürükleyici hikayelere sahip oyunlar yaratmaya odaklanılmalı.
Sonuç olarak, bu 'Fortnite'laşma' trendi, karakter listelerini veya kostüm dükkanlarını doldurmanın kolay bir yolu gibi görünse de, uzun vadede oyun dünyasının yaratıcılığını ve özgünlüğünü tüketme riski taşıyor. Oyuncular olarak bizler, bize yeni dünyalar sunan, yeni maceralar yaşatan ve yeni karakterlerle tanıştıran yapımları hak ediyoruz; sevdiğimiz her şeyin bir araya atıldığı, ruhsuz bir markalar karmaşasını değil.