Fransız televizyonunun merakla beklenen yapımlarından “Vendetta”, Akdeniz’in incisi Korsika’nın organize suç portresine cesur bir bakış açısı sunuyor. Yönetmen Ange Basterga’nın imzasını taşıyan dizi, nesillerdir süren bir intikam döngüsünden kurtulmaya çalışan bir adamın çetin mücadelesini ele alırken, bölgeyle ilgili yerleşik klişeleri kırmaya odaklanıyor. Unifrance Rendez-Vous TV pazarında büyük ilgi gören yapım, izleyicileri hem gerilimli bir dünyaya hem de derin insani çatışmalara davet ediyor.

Klişeleri Yıkan Bir Vizyon: Ange Basterga'nın Kaleminden

Korsikalı yönetmen Ange Basterga, Variety’ye verdiği demeçte, dizinin temel amacının Korsika hakkındaki klişeleri kırmak ve gençlere ilham verebilecek pozitif bir kahraman yaratmak olduğunu belirtiyor. Basterga, bölgedeki şiddet sorunlarına dikkat çekerek, genellikle şiddet yanlısı mafya anti-kahramanlarına ve intikam motiflerine odaklanan diğer yapımlardan farklı bir yol izlediklerini vurguluyor. “Vendetta”, intikamı reddeden bir adamın hikayesiyle öne çıkarak, mevcut anlatıların dışına çıkmayı hedefliyor. Anto adında Parisli bir polisin, ölmek üzere olan kardeşine verdiği sözü tutmak için memleketi Korsika’ya dönerek ailesini koruma çabası, dizinin merkezine oturuyor. Ancak bu çaba, Anto’yu beklenmedik bir şiddet sarmalının içine çekiyor.

Gerçek suç veya suç draması türünde klişeleri kırmaya yönelik bu arayış, günümüz sinema ve televizyon dünyasında önemli bir yer tutuyor. Örneğin, 'Gomorrah' ve 'Sicario: Day of the Soldado' gibi yapımlarıyla tanınan Stefano Sollima da, yaklaşan Netflix dizisi 'Floransa Canavarı' ile tek bir soruşturma teorisine bağlı kalmak yerine, insan doğasındaki 'canavarlığı' daha geniş bir mercekten inceleyerek türün derinliğini artırmayı hedefliyor. Bu durum, karmaşık suç hikayelerini işlerken, sadece olay örgüsüne değil, aynı zamanda insani ve toplumsal yönlerine de odaklanma eğilimini güçlendiriyor.

Modern televizyon dünyasında sadece türlerin derinleşmesi değil, aynı zamanda köklü markaların gücü de önemli bir rol oynuyor. Bu duruma bir örnek olarak, popüler komedi klasiği "The Office" evreninde geçen yeni dizi “The Paper” gösterilebilir. Efsanevi komedi dizisi The Office'ın yaratıcısı Greg Daniels'ın imzasını taşıyan bu belgesel tarzı yeni spinoff, Ohio'da kapanmak üzere olan yerel bir gazete olan Toledo Truth Teller'ın kadrosunu merkeze alıyor. Dunder Mifflin'i takip eden belgesel ekibi, şimdi de Truth Teller'ın kapısına dayanarak yeni bir dizi konuyu ele alıyor. Peacock platformunda 4 Eylül'de yayınlanacak olan dizi, ilk sezonu izleyiciyle buluşmadan sadece bir gün önce ikinci sezon onayını alarak dikkatleri üzerine çekti. Bu erken onay, NBCUniversal içinden ve erken gösterimlere katılan gazetecilerden alınan güçlü olumlu geri bildirimlerin yanı sıra, projenin arkasındaki yaratıcı ekibe (başta "The Office"in yaratıcılarından Greg Daniels olmak üzere) ve mevcut markanın potansiyeline duyulan güveni gözler önüne seriyor. Ayrıca, The Office spinoffu 'The Paper' ve merkezindeki Toledo Truth Teller hakkında daha fazla bilgiye ulaşabileceğiniz gibi, tüm bölümlerin "The Office"in izlenme alışkanlıklarından ilham alınarak tek seferde yayınlanacak olması gibi stratejiler de günümüz izleyici dinamiklerine uyum sağlama çabasını gösteriyor.

Yapımcının Perspektifi: Marco Cherqui'den Evrensel Çekicilik

Jacques Audiard’ın “A Prophet” filminin arkasındaki saygın yapımcı Marco Cherqui’nin liderliğindeki CPB Films tarafından hazırlanan “Vendetta”, uluslararası dağıtımını France TV Distribution aracılığıyla yapıyor. Cherqui, projeye olan ilgisini açıklarken, kahramanları çok karmaşık durumlara sokan ve genellikle yanlış giden seçimler yapmak zorunda bırakan hikayeleri sevdiğini belirtiyor. Aynı zamanda, bir topluluğa veya klana ait olup bağımsızlığını koruyan, kendi kararlarını alan ve gelenekleri reddeden karakterlerin çekiciliğine vurgu yapıyor. Bu konsept, “A Prophet” filmindeki gibi, “Vendetta”da da Cherqui’yi etkileyen temel unsurlardan biri olmuş. Yapımcı, yerel olanın evrensel olana ulaşabileceğine dair inancını da dile getiriyor; “Tecrübelerim bana gösterdi ki, ne kadar yerel olursanız, o kadar evrensel bir kitleye ulaşabilirsiniz. Hepimiz aynıyız, aynı hedeflerimiz ve aynı hayallerimiz var, sadece bunları ifade etme şekillerimiz farklı.”