Uyarı: Bu yazı, Netflix'te yayınlanan The Diplomat dizisinin 3. sezon finali hakkında önemli spoilerlar içermektedir.

Netflix’in büyük ilgi gören politik gerilim dizisi The Diplomat, üçüncü sezonunda hem uluslararası krizi hem de merkezindeki çalkantılı ilişkiyi zirveye taşıyan bir finalle ekranlara veda etti. Yaratıcı ve yürütücü yapımcı Debora Cahn’ın (Homeland, The West Wing) zekice kurguladığı bu sezon, Kate Wyler (Keri Russell) ve Hal Wyler (Rufus Sewell) arasındaki dinamiklerin ne kadar yıkıcı olabileceğini bir kez daha gösterdi. Ancak finaldeki asıl şok, Hal’in kariyer hırsının sınırlarını tamamen aşmasıyla yaşandı.

Gündem: Başkanlık, Bombalama ve Kariyer Rekabeti

Üçüncü sezonun başlangıcı, eski Başkan William Rayburn'ın ölümü ve Yardımcısı Grace Penn’in (Allison Janney) Beyaz Saray’a geçmesiyle sarsıcı bir hızla başladı. Grace Penn’in, HMS Courageous gemisinin bombalanmasının arkasındaki isim olduğu ortaya çıktı. Bu bilgiyi bilen Hal Wyler, krizin merkezine yerleşti. Grace Penn, Kate’e olan eski rekabet duygularıyla hareket ederek, Kate yerine Hal’i Başkan Yardımcısı olarak atadı. Bu, Wyler evliliğindeki gerilimi doruğa çıkardı.

Kate, İngiltere Büyükelçiliği görevini bırakıp Hal’i havaalanında terk etti. İlişkileri görünürde bitmiş olsa da, Hal’in sürpriz bir ziyarette Kate’in MI6 ajanı Callum Ellis (Aidan Turner) ile ilişkisi olduğunu görmesi, hem profesyonel hem de kişisel kıskançlıkları yeniden alevlendirdi.

Şeytanın Planı: Suçu Ölü Başkana Yüklemek

Rus kaynaklarından gelen, bombalamaya bir Amerikalının karıştığı yönündeki bilginin sızması üzerine, Grace Penn, Hal ve Beyaz Saray ekibi (Billie Appiah) durumu örtbas etmek için çaresizce bir plan yaptı. İlk başta, ölen bir İngiliz yetkiliyi suçlama fikri ortaya atılsa da, Kate bu planın felaketle sonuçlanacağını biliyordu. Kate, bir anlık dehasıyla ve Grace Penn'in kocası Todd Penn (Bradley Whitford) aracılığıyla, suçu ölen Başkan Rayburn’a atma fikrini sundu. Bu, Rayburn’ün ölmüş olması nedeniyle en “zararsız” çözüm gibi görünüyordu.

Ancak bu politik manevraların ortasında Kate, Hal’i Grace Penn’i devirerek kendisinin başkan olmak için krizden faydalanmaya çalışmakla suçladı. Bu, Wyler çiftinin birbirlerini ne kadar iyi tanıdıklarının ve ne kadar güvensiz olduklarının çarpıcı bir göstergesiydi.

En Büyük Şok: Poseidon Silahı Twist’i

Final, İngiltere kıyılarında batan ve efsanevi süper silah Poseidon’u taşıyan bir Rus denizaltısıyla yeni bir kriz yarattı. Bu silah, nükleer kapasitesi nedeniyle tüm dünyayı tehdit ediyordu. Kate, Callum ile olan ilişkisinin Hal ile olan ilişkisinin toksik bir kopyası olduğunu fark etti ve işbirliklerinin gücünü hatırlayarak Hal’e geri döndü. Hal ve Kate, Trowbridge’i (İngiltere Başbakanı) denizaltıyı gömmeye ikna etmek için mükemmel bir ekip çalışması sergiledi.

Barışan ve Washington’a dönmeye hazırlanan Kate, son anda Callum’dan aldığı bilgiyle sarsıldı: Denizaltının radyasyon seviyesi %60 düşmüştü. Poseidon silahı çalınmıştı. Kate, ilk başta Rusları suçladı. Ancak kocasının Grace Penn ile fısıldaşmasını izlediğinde gerçeği anladı: Poseidon’u çalan, Amerikan-İngiliz ilişkilerini kalıcı olarak kendi çıkarlarına şekillendirmek isteyen **Hal ve Grace Penn’di.**

Yaratıcı Debora Cahn’dan Açıklamalar

Dizi yaratıcısı Debora Cahn, sezon sonunu ve karakterlerin motivasyonlarını detaylıca yorumladı. Cahn’a göre, Kate’in karmaşık ve dağınık yapısı karakterinin çekirdeğinde yer alıyor. Kate’in neden Dennison (David Gyasi) yerine Hal’e çok benzeyen “kötü bir adam” olan Callum ile ilişki yaşadığı sorulduğunda, Cahn çarpıcı bir psikolojik analiz sundu:

“İnsanlar ilk boşandıklarında bunu yapar: Aynı kişiyi bulurlar. Çünkü eşlerinde mükemmel kişiye sahip olduklarını düşünürler — sadece o kusurlar hariç. Yeni birini aradıklarında, o mükemmel kişiyi, bu sefer o kusurlar olmadan isterler. Ancak kusurlar, o kişinin kim olduğunu belirleyen şeyin tam tersidir.”

Cahn, Kate’in havaalanında Hal’i terk etmesini bir ‘duvara çarpma’ anı olarak nitelendirdi ve Hal’in dönüp onu almayı reddetmesinin de Hal’in de bu kaostan sorumlu olduğunu belirtti. Ayrıca Cahn, Dennison’ın neden Kate’le ilişki yaşamadığını, onun kariyerini tehlikeye atmak istemeyen bir “ahlaki merkez” haline gelmesine bağladı.

Ebeveynlerinin Evliliğini Yazdığını Fark Etmesi

Cahn, röportaj sırasında yaptığı beklenmedik bir itirafta, Kate ve Hal’in dinamiklerini yazarken aslında ebeveynlerinin evliliğini yazdığını fark ettiğini söyledi. Annesinin ayrılmak istediğini, babasının ise yıkıldığını anlattı. Annesinin, kararlar alarak ve onları yaşayarak denemeler yapmasını “çok cesur” bulduğunu ifade etti.

Hal’in nihai niyeti sorulduğunda, Cahn, Hal’in Kate’i geri istediğini ama aynı zamanda boş denizaltıyı gömme anlaşmasını yapmak için Kate'i kullandığını kabul etti. Cahn, dizideki karakterlerin yaptığı hiçbir şeyin, yazar bakış açısıyla gerekçelendirilemeyecek kadar kötü olmadığını vurguladı; bu da Hal’in eylemlerinin onun kişisel mantığı içinde bir amacı olduğunu gösteriyor.

Sonuç: İlişkisel ve Politik Bir Füzyon

The Diplomat, sadece siyasi entrikaları değil, aynı zamanda Kate ve Hal’in tutkulu, bağımlılık yaratan ve kesinlikle yıkıcı ilişkisini de merkeze koyuyor. Silahın çalınması, Grace Penn ve Hal’in kendi ulusları pahasına bile olsa kişisel güçlerini pekiştirmek için yaptıkları soğukkanlı bir hamleydi. Bu, 4. sezonda uluslararası gerilimi ve Wyler çiftinin ahlaki krizini katlayarak artıracak bir zemin hazırladı.

Televizyon Gündemi: Yellowstone Evreninden Yeni Gelişmeler

The Diplomat'ın politik kaosu devam ederken, televizyon dünyasının en popüler serilerinden Taylor Sheridan imzalı Yellowstone evreni de genişlemeye devam ediyor. Öte yandan, Fox'un popüler dizisi 9-1-1'ın başrol oyuncularından Rockmond Dunbar'ın (Michael Grant karakteri), COVID-19 aşı zorunluluğu nedeniyle işten çıkarılması üzerine Disney'e (20th Television) açtığı yüksek profilli dava da sonuçlandı. Dunbar, dini inançlarına atıfta bulunarak muafiyet talep etmişti, ancak sekiz üyeli federal jüri oy birliğiyle Disney lehine karar verdi. Yapım şirketi, Dunbar'ın inançlarının samimiyetini sorgularken, oyuncu davanın kendisini finansal bir çıkmaza sürüklediğini belirtmişti. Bu karar, işverenlerin pandemi sırasındaki sağlık politikalarının yasal geçerliliğini pekiştiren önemli bir emsal teşkil etti. Davanın detaylarını ve Disney'in savunma argümanlarını Rockmond Dunbar 9-1-1 COVID aşı davası sonucu Disney kazandı haberimizde okuyabilirsiniz.

CBS'in efsanevi polis drama serisi Blue Bloods'un devam dizisi Boston Blue, finalden kalan büyük bir soruyu yanıtladı: Donnie Wahlberg'in canlandırdığı Danny Reagan ve uzun süreli ortağı Maria Baez (Marisa Ramirez), romantik bir ilişkinin başlangıcındalar. Ancak Danny'nin polis memuru olan oğlu Sean'a (Mika Amonsen) yakın olmak için Boston’a transfer olması, bu ilişkiyi uzun mesafeli bir sınava sokuyor. Danny ve Baez ilişkisindeki bu yeni dönemeç, ayrıca Sean Reagan karakterinin neden yeniden oyuncu seçimiyle (recasting) canlandırıldığına dair detayları Boston Blue spin-off haberimizde okuyabilirsiniz.

Beth Dutton (Kelly Reilly) ve Rip Wheeler’ın (Cole Hauser) yaşamlarına odaklanacak olan spinoff projesi **‘The Dutton Ranch’**, kadrosuna yeni yetenekleri ekleyerek çiftlikteki mücadeleyi derinleştiriyor. Dizinin ana kadrosuna Ozark’tan tanıdığımız Marc Menchaca (Zachariah), Natalie Alyn Lind (Oreana), Juan Pablo Raba (Joaquin) ve JR Villarreal (Azul) gibi isimler katıldı. Bu yeni karakterler, Dutton çiftliğinde hayatta kalma ve toprakları koruma mücadelesinde Beth ve Rip’e potansiyel olarak yeni tehditler veya müttefikler getirecek. Yeni oyuncular ve karakter detayları hakkında daha fazla bilgi almak için Yellowstone spinoff The Dutton Ranch yeni oyuncular kadrosu haberine göz atabilirsiniz.

Kaynak: Variety