Fox'ta yayınlanan popüler dizi 9-1-1'ın başrol oyuncularından Rockmond Dunbar'ın, COVID-19 aşısı zorunluluğuna karşı dini inançlarını gerekçe göstererek açtığı işten çıkarma davası, Hollywood'da büyük yankı uyandıran bir kararla sonuçlandı. Sekiz üyeden oluşan federal jüri, Dunbar’ın iddialarını reddederek, Disney’e ait yapım şirketi 20th Television lehine oy birliğiyle karar verdi.
Kararın açıklanmasının ardından mahkeme salonunda duygusal anlar yaşandı. Dunbar, başını ellerinin arasına alarak yüksek sesle, “Aman Tanrım! Çok üzgünüm. Yine de iyi olacağız,” diyerek eşine ve çocuklarına yöneldi. Dunbar, davanın hayatını finansal bir çıkmaza sürüklediğini ve tüm emeklilik birikimini harcadığını ifade etmişti.
Dini İnanç Mı, Kişisel Tercih Mi? Davanın Odak Noktası
Rockmond Dunbar, 2022 yılında açtığı davada, yapım şirketinin, Aşı ve diğer tıbbi müdahalelere karşı çıkan “Evrensel Bilgelik Cemaati” (Congregation of Universal Wisdom) ilkelerine olan inancına makul bir uyum sağlamayı reddettiğini iddia etmişti. Dunbar'ın dizideki karakteri Michael Grant, şirketin aşı zorunluluğunu getirmesiyle 2021 yılında senaryodan çıkarılmıştı. Dunbar, mahkemede bölüm başına 100.000 dolar kazandığı bu işi 'bir piyango kazanmak' olarak nitelendirmişti.
Oyuncu, mahkemede aşıya karşı çıkışını manevi bir savaşa benzetmişti: “İnsan, COVID-19 aşısını sizi Tanrı'dan ayırmak için yarattı. Bu manevi bir savaş. Ben iyi tarafında, Tanrı'nın tarafında durdum.”
Disney'in Savunması: Güvenilirlik Sorunu
Disney’in avukatları ise, Dunbar’ın dini inançlarının samimiyetini sorgulayan güçlü karşı argümanlar sundu. Avukat Maria Rodriguez, Dunbar’ın iddia ettiği inancın lideri tarafından “kutsala saygısızlık” olarak nitelendirilen sentetik testosteron ve anastrozol gibi ilaçları düzenli olarak kullandığını kanıtladı. Rodriguez, kapanış konuşmasında Dunbar’ın kullandığı 37 farklı ilacın listesini göstererek, oyuncunun dini inançlarını bahane edip aşırı derecede kişisel bir aşı karşıtlığını dinî muafiyet olarak sunmaya çalıştığını öne sürdü.
Dunbar, aşıların cenin hücreleri, hastalık içerdiği ve hatta mikroskop altında tanımlanamayan yabancı cisimler barındırdığı gibi bilimsel temeli olmayan iddialarda bulunmuştu. Disney'in çağırdığı danışman Dr. Glenn Braunstein ise bu iddiaları kesin bir dille reddederek, 'Saçmalık' (Hogwash) olarak nitelendirdi ve aşıların fetal hücre veya canlı hastalık içermediğini teyit etti. Bu, jürinin kararında Dunbar'ın genel güvenilirliğini sarsan önemli bir faktör olarak öne çıktı.
Yasal Yorum: Samimiyet ve İşyeri Standartları
Dunbar'ın avukatı Scott Street, müvekkilinin işini kaybetme pahasına aşıyı reddetme isteğinin, inancının samimiyetini gösterdiğini ve inancın ana akım olup olmamasının önemli olmadığını savundu: “Önemli olan kişinin kendisine ve inancına sadık olup olmadığıdır. İşverenin inancı sorgulama hakkı yoktur.”
Ancak jüri, Dunbar’ın dini itirazının samimi olup olmadığına ve işvereniyle makul bir çözüm süreci (interactive process) başlatıp başlatmadığına odaklandı. Jürinin kararı, büyük şirketlerin COVID-19 pandemisi sırasında uygulamaya koyduğu sağlık ve güvenlik politikalarının, çalışanların dinî muafiyet taleplerine rağmen yasal zeminde korunabildiğini gösteriyor.
Kararın ardından 20th Television, “Sayın Dunbar’a karşı adil ve yasal davrandığımızı doğrulayan bugünkü karardan memnunuz,” açıklamasını yaptı. Dunbar ise mahkeme dışında, “Tanrı bugün hala kazandı,” yorumunda bulundu.
Kaynak: Haberin hazırlanmasında Variety'nin orijinal makalesinden yararlanılmıştır.
