İranlı Yönetmenden Radikal Bir Duruş: Sadece Bir Telefonla Çekilen Sürgün Filmi 'Cenazeci'

Haber Merkezi

07 August 2025, 14:02 tarihinde yayınlandı

Sürgündeki Yönetmenin Telefonlu İsyanı: 'Cenazeci' Filmi Dünyaya Açılıyor

Sinema dünyası, İranlı yönetmen Abdolreza Kahani'nin endüstri normlarına meydan okuyan son eseri 'Cenazeci' (Mortician) ile çalkalanıyor. Geleneksel film yapım süreçlerini, büyük setleri ve kalabalık ekipleri tamamen reddeden Kahani, sadece bir cep telefonu kullanarak çektiği bu filmiyle 2025 Edinburgh Uluslararası Film Festivali'nde ana yarışmada dünya prömiyerini yapmaya hazırlanıyor. Filmin dünya çapındaki satış haklarını ise bağımsız sinemanın önemli dağıtımcılarından Visit Films üstlendi.

Niva Art yapımı olan film, Kanada'da sürgünde yaşayan ve ölen İranlıların cenazelerini geleneklere uygun şekilde hazırlayan yalnız bir morg görevlisinin hikayesini merkezine alıyor. Başrollerini Nima Sadr, Gola ve Pouya Razavi'nin paylaştığı yapımda, morg görevlisinin tekdüze ve izole hayatı, saklanan muhalif bir şarkıcıdan gelen beklenmedik bir taleple altüst olur. Bu talep, sadece rutinini değil, aynı zamanda pasif direnişini de kırar.

Tek Kişilik Sinema: Bir Felsefe ve Zorunluluk

Keskin sosyal hicivleriyle tanınan ve Karlovy Vary'de ödül kazanan 'Twenty' gibi filmleriyle bilinen Kahani, sansür ve baskılarla dolu kariyerinde radikal bir yola saptı. Yönetmenin "tek kişilik sinema" olarak adlandırdığı bu yeni akım, onun için hem felsefi bir tercih hem de pratik bir zorunluluk. Kahani, bu süreci şu sözlerle açıklıyor:

"Büyük ekiplerle yıllarca film çektikten sonra bir tükenme noktasına geldim. İşin kendisinden değil, onu çevreleyen her şeyden yorulmuştum. Daha dürüst bir şeye geri dönmem gerekiyordu. Bu yüzden tek başıma çalışmaya başladım. Bu basitlik, sinemayı daha sezgisel, hafif ve özgür kıldı."

'Cenazeci', yönetmenin bu minimalist yöntemle çektiği ikinci film. Süreçte sabit bir senaryo bulunmuyor; sahneler, hikaye organik bir şekilde geliştikçe yazılıp atılıyor. Bu da filme ham, canlı ve öngörülemez bir yapı kazandırıyor. Ancak Kahani, bu yöntemin herkes için olmadığını vurguluyor: "Bu bir tavsiye değil. Alçakgönüllülük, sabır ve kontrolü bırakma yeteneği gerektirir. Işıklar yok. Ekip yok. Sadece sen, telefonun ve hikayen. Hepsi bu."

Sürgünün ve Direnişin Öyküsü

Film, ölüm ritüellerinin ötesine geçerek, bağımsız bir ruhla yaşamanın getirdiği tehlikeleri ve sürgünün acı gerçeklerini gözler önüne seriyor. Kendisi de İran'da sansürle yüzleşmiş ve yurt dışında sürgünde yaşayan Kahani için bu film bir eylem çağrısı niteliğinde.

"Sessiz kalamazdım. Sadece sosyal medyada gezinip bekleyemezdim. Harekete geçmeliydim," diyen yönetmen, İran rejiminin etkisinin sınırları aştığını ve dünyanın dört bir yanındaki hayatları tehlikeye attığını belirtiyor. Bu gerilim, oyuncuların performanslarına da yansımış. Gerçek hayatta bir şarkıcı olan Gola'nın performansı için Kahani, "Kendini oynamıyor, yeni bir karakter inşa ediyor," diyor.

Hiçbir kurumsal fon veya geleneksel yapım desteği olmadan yoluna devam eden Kahani, kararlılığını şu sözlerle özetliyor:

"Destek gelirse alırım. Gelmezse de filmi yine yaparım. Belki bir gün, bayrağı olmayan bir sporcu gibi, ülke adı olmadan filmler yayınlarım. Sinema benim nefes alma biçimim. Uyanık kalmak, uyuşmamak için çalışıyorum."

Filmin yürütücü yapımcılığını Zahra Safari, Abdolreza Kahani ve Nima Sadr üstlenirken, dünya hakları Visit Films tarafından temsil ediliyor.