Uluslararası sinema sahnesinde adından sıkça söz ettiren Sundance Film Festivali'nde bu yıl tarihi bir an yaşandı. Rohan Parashuram Kanwade'nin yönettiği Marathi dilindeki “Cactus Pears” (orijinal adıyla “Sabar Bonda”), festivalin en prestijli ödüllerinden biri olan Büyük Jüri Ödülü'nü kazanan ilk Hint kurgu filmi olarak tarihe geçti. Şimdi ise bu global başarı, Hindistan sinemasının en tanınmış yüzlerinden biriyle ülkesine dönmeye hazırlanıyor.
Tüm dünyada gişe rekorları kıran “Baahubali” serisinin yıldızı Rana Daggubati'nin kurucusu olduğu Spirit Media, “Cactus Pears” filminin Hindistan dağıtım haklarını satın aldığını duyurdu. Bu hamle, uluslararası alanda takdir toplayan bağımsız ve bölgesel filmlerin, ana akım figürler tarafından desteklenerek daha geniş kitlelere ulaşmasının önemli bir örneği olarak görülüyor.
"Cactus Pears" Neden Bu Kadar Önemli?
- Tarihi Başarı: Sundance Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü'nü kazanan ilk Hint kurgu filmi.
- Dil Bariyerini Aşmak: Sundance'te prömiyer yapan ilk Marathi dilindeki film olma özelliğini taşıyor.
- Evrensel Beğeni: Jüri tarafından "hepimizin anladığı samimi bir dilin kapısını aralayan, otantik bir bakış açısına sahip harika bir modern aşk hikayesi" olarak nitelendirildi.
- Festival Turu: Sundance'in ardından SXSW Londra, San Francisco Uluslararası Film Festivali ve IFFLA dahil 25'ten fazla uluslararası festivalde gösterildi ve ödüller kazandı.
Bir Aşk ve Toplumsal Baskı Hikayesi
Film, Hindistan'ın batısındaki kırsal bir bölgede geçiyor. Kişisel bir kayıpla mücadele eden ve ailesinin baskısı altında ezilen şehirli Anand'ın, atalarının köyünde 10 günlük bir yas ritüeline katılmasıyla başlıyor. Anand, burada benzer toplumsal beklentilerle yüzleşen çocukluk arkadaşı Balya ile yeniden bir araya gelir. Film, bu iki karakterin ilişkisi üzerinden sevgi, kabullenme ve dayanıklılık temalarını işliyor. Başrollerde ise Bhushaan Manoj, Suraaj Suman ve Jayshri Jagtap gibi isimler yer alıyor.
Rana Daggubati'nin Vizyonu: Sanat mı, Ticari Fırsat mı?
Rana Daggubati'nin şirketi Spirit Media'nın bu hamlesi, ilk bakışta sadece başarılı bir filme yapılan ticari bir yatırım gibi görünebilir. Şirket daha önce de Cannes'da Büyük Ödül kazanan “All We Imagine as Light” filminin dağıtımını üstlenmişti. Bu durum, Spirit Media'nın festival filmlerindeki potansiyeli gören akıllı bir strateji izlediğini gösteriyor.
Daggubati, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Spirit Media'da dilleri ve sınırları aşabilen harika hikayeleri savunuyoruz. ‘Sabar Bonda’, Hint sinemasını küresel sahnede yeni zirvelere taşıdı," diyerek filmin sanatsal değerine vurgu yaptı.
Ancak madalyonun diğer yüzünde, bu durumun Hindistan'daki bölgesel ve bağımsız sinemacılar için bir umut ışığı olduğu gerçeği yatıyor. Yönetmen Kanawade, "Bu ortaklığın beni en çok heyecanlandıran yanı, sadece filmin vizyona girmesi değil, temsil ettiği olasılık: bölgesel, otantik ve duygusal olarak dürüst Hint hikayelerinin burada sinemalarda yer bulma şansı," sözleriyle bu değişimin altını çiziyor. Dolayısıyla Daggubati'nin adımı, hem ticari bir zeka hem de sinemaya duyulan bir tutkunun birleşimi olarak yorumlanabilir.
Yönetmenin İlham Veren Yolculuğu
Filmin yönetmeni Rohan Parashuram Kanwade'nin kişisel hikayesi de filmin kendisi kadar etkileyici. Mumbai'de tek odalı bir gecekonduda, şoför bir baba ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak büyüyen Kanwade, iç mimarlık kariyerinden sinemaya geçiş yapmış bir isim. “Cactus Pears”, Venedik Bienali Sinema Koleji gibi prestijli programlarda geliştirilen, uluslararası bir ortak yapım. Bu başarı, doğru vizyon ve azimle aşılamayacak hiçbir engel olmadığını kanıtlar nitelikte.
Hindistan sinemasındaki bu tür ilham verici ve otantik hikayeler dalgası, yalnızca kurguyla sınırlı değil. Benzer bir etkiyi, sokaklarda yaşayan bir çocukken uluslararası üne sahip bir fotoğrafçıya dönüşen Vicky Roy’un hayatını konu alacak “Street Dreams” filminde de görmek mümkün. Projenin en çarpıcı yanı ise senaryosunu, 1988 yapımı Oscar adayı “Salaam Bombay” filminin yazarı Sooni Taraporevala'nın kaleme alması. Kaderin bir cilvesi olarak, “Salaam Bombay”in gelirleriyle kurulan Salaam Baalak Vakfı, yıllar sonra Vicky Roy'a yardım elini uzatan kurum olmuştu. Bu döngü, sinemanın sadece hikaye anlatmakla kalmayıp hayatları nasıl doğrudan değiştirebildiğinin de güçlü bir kanıtı.
“Cactus Pears” sadece Hindistan'da değil, aynı zamanda Strand Releasing aracılığıyla Kuzey Amerika'da da seyirciyle buluşacak. Bu global dağıtım ağı, filmin başarısının tesadüf olmadığının bir başka göstergesi.
Sonuç olarak, Sundance'te tarih yazan bu küçük bütçeli, bölgesel filmin ana akım bir yıldız tarafından kucaklanması, Hint sinemasında ezberlerin bozulduğuna ve özgün hikayelerin artık daha fazla şans bulabileceğine dair güçlü bir sinyal veriyor.
Bu küresel yükseliş sadece Hindistan ile sınırlı değil; Asya sinemasının farklı coğrafyalarında da benzer stratejik adımlar atılıyor. Örneğin, gişe rekortmeni 'Parazit' filminin yapımcısı Barunson E&A, son dönemde Endonezyalı korku yönetmeni Joko Anwar'ın yapım şirketiyle iki yıllık özel bir anlaşma imzaladı. Bu hamle, Anwar'ın Sundance Film Festivali'nde gösterilen 'Impetigore' ve gişe başarısı yakalayan 'Satan's Slaves' gibi filmlerle uluslararası alanda rüştünü ispatlamış yeteneğini küresel pazara taşımayı hedefliyor. 'Ghost in the Cell' adlı hapishane korkusuyla başlayacak bu iş birliği, Asyalı yapımcıların kendi küresel ağlarını kurarak kültürel hikayelerini dünyaya doğrudan ulaştırmasının önemli bir örneği olarak öne çıkıyor. Bu ve benzeri ortaklıklar, dünya sinemasında Batı hegemonyasına karşı güçlü bir alternatifin doğuşunu hızlandırıyor ve bölgesel başarıların küresel birer fenomen haline gelme potansiyelini gözler önüne seriyor.
Bu haberin oluşturulmasında Variety'de yayınlanan özel haberden yararlanılmıştır.