Parazit'in Yapımcısı, Endonezyalı Korku Dehası Joko Anwar ile Küresel Arenada Güçlerini Birleştirdi

Haber Merkezi

20 August 2025, 10:24 tarihinde yayınlandı

Parazit'in Yapımcısı Gözünü Asya Korku Sinemasına Dikti: Endonezyalı Usta Yönetmenle Dev Anlaşma

Sinema dünyasında dengeleri değiştiren ve Güney Kore'ye En İyi Film Oscar'ını kazandıran 'Parazit' filminin yapımcısı Barunson E&A, rotasını Güneydoğu Asya'ya çevirdi. Şirket, son yıllarda korku ve gerilim türündeki filmleriyle adından sıkça söz ettiren Endonezyalı yönetmen Joko Anwar'ın yapım şirketi Come and See Pictures ile iki yıllık özel bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Bu anlaşma, Anwar'ın filmlerinin dünya çapındaki satış ve dağıtım haklarını Barunson E&A'ya devrediyor.

Stratejik Bir Hamle: Neden Joko Anwar?

Bu iş birliği, Barunson E&A'nın sadece portföyünü genişletmekle kalmayıp, aynı zamanda Güneydoğu Asya'nın dinamik ve hızla büyüyen film pazarındaki etkisini artırma stratejisinin önemli bir parçası. Joko Anwar, özellikle 'Satan's Slaves' (Şeytanın Köleleri) gibi yerel gişede rekorlar kıran ve 40'tan fazla ülkede izleyiciyle buluşan filmleriyle tanınıyor. Sundance Film Festivali'nde gösterilen ve Endonezya'nın Oscar adayı olan 'Impetigore' ile uluslararası alanda da rüştünü ispatlamış bir isim.

Anwar'ın Amazon MGM için çektiği ve geçtiğimiz hafta Prime Video'da yayınlanan 'The Siege at Thorn High' filmi ise Hollywood'a attığı ilk adım olarak dikkat çekiyor. Bu hamleler, yönetmenin küresel pazardaki potansiyelini açıkça ortaya koyuyor.

Barunson E&A CEO'su Yoonhee Choi, bu ortaklığın temelinin geçmişe dayandığını belirtti. Choi, daha önce CJ ENM'de çalıştığı dönemde Anwar'ın 'Impetigore' ve 'Satan’s Slaves' gibi filmlerinde görev almıştı. Bu mevcut ilişki ve Endonezya pazarına olan hakimiyet, anlaşmanın sağlam temeller üzerine kurulduğunu gösteriyor.

İlk Proje: Hücredeki Hayalet (Ghost in the Cell)

Anlaşma kapsamındaki ilk proje, Anwar'ın yönetmenliğini üstlendiği 'Ghost in the Cell' adlı hapishane korkusu olacak. Film, doğaüstü bir tehdide karşı birlikte savaşmak zorunda kalan mahkumlar ve gardiyanların hikayesini anlatıyor. Projenin uluslararası satışı, önümüzdeki ay Toronto film pazarında başlayacak ve ardından Busan'da devam edecek. Bu, Anwar'ın kendine özgü gerilim dolu anlatımını küresel izleyiciyle buluşturmak için önemli bir vitrin olacak.

Anlaşmanın Kilit Noktaları

  • Taraflar: Barunson E&A (Güney Kore) ve Come and See Pictures (Endonezya)
  • Süre: 2 Yıllık Özel Anlaşma
  • Kapsam: Joko Anwar filmlerinin dünya çapındaki tüm satış hakları
  • İlk Film: 'Ghost in the Cell' (Hapishane Korkusu)
  • Amaç: Endonezya sinemasını ve özgün tür hikayelerini küresel pazara taşımak

Eleştirel Bakış: Küresel Başarı Yerel Kimliği Tehdit Eder mi?

Bu tür büyük ortaklıklar, her zaman bazı soru işaretlerini de beraberinde getirir. 'Parazit'in başarısı, Güney Kore sinemasına büyük bir prestij kazandırdı, ancak aynı zamanda küresel izleyici beklentilerine yönelik bir üretim baskısı da yarattı. Benzer bir durumun Joko Anwar için de geçerli olup olmayacağı merak konusu.

Şeytanın avukatlığını yaparsak; küresel dağıtım ağına sahip bir yapımcıyla çalışmak, Anwar'ın kendine has, yerel kültürden beslenen korku anlayışını törpüleyebilir mi? Filmlerin, Batılı izleyicinin damak zevkine daha uygun hale getirilmesi için özgünlüğünden ödün verilmesi riski var mı? Bu sorular, anlaşmanın getireceği yaratıcı sonuçları değerlendirirken akılda tutulmalı. Ancak diğer yandan bu iş birliği, Hollywood'a bir alternatif olarak Asyalı yapımcıların kendi küresel ağlarını kurmasının ve kültürel hikayelerini dünyaya doğrudan ulaştırmasının bir yolu olarak da görülebilir.

Asya Sinemasının Yükselişi İçin Bir Kilometre Taşı

Sonuç olarak, Barunson E&A ve Joko Anwar ortaklığı, sadece iki şirketin ticari bir anlaşmasından çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu, 'Parazit' ile küresel bir başarı modelinin mümkün olduğunu kanıtlayan bir yapımcının, bu formülü farklı bir Asya ülkesinin yeteneğiyle birleştirme denemesidir. Başarılı olursa, bu model diğer Asyalı yönetmenler ve yapımcılar için de ilham kaynağı olabilir ve dünya sinemasında Batı hegemonyasına karşı güçlü bir alternatifin doğuşunu hızlandırabilir.

Bu küresel içerik stratejileri, sadece Asya ile sınırlı kalmayıp farklı coğrafyalarda da yankı buluyor. Örneğin, son dönemde Brezilya'nın televizyon devi Globo'nun, başarısı kanıtlanmış yerel dizilerini Amerikan izleyicisi için uyarlamak üzere yaptığı anlaşma, özgün fikri mülkiyetin dünya pazarındaki artan değerini ve Hollywood'un test edilmiş yeni hikayelere olan ilgisini gösteren bir başka önemli gelişmedir. Benzer şekilde, Netflix'i küresel bir fenomene dönüştüren 'Stranger Things' yaratıcıları Duffer Kardeşler'in, dijital yayın devinden ayrılarak köklü stüdyo Paramount Pictures ile dört yıllık özel bir anlaşma imzalaması da Hollywood'da gücün stüdyolardan giderek daha fazla 'yaratıcılara' kaydığının ve yetenek avının ne denli kızıştığının bir kanıtı olarak öne çıkıyor. Bu stratejik hamle hakkında daha fazla bilgi için Nexushaber'in detaylı haberine göz atabilirsiniz. Benzer bir bölgesel güç birliği, finansal teşvikleriyle öne çıkan Dominik Cumhuriyeti ile yaratıcı ve pazarlama gücü yüksek Şili sineması arasında da yaşanıyor. Bu modelde Dominik Cumhuriyeti cömert vergi teşvikleri ve altyapı sunarken, Şili yaratıcı gücünü masaya getiriyor. Bu tür uluslararası iş birliklerinin Türkiye için de kapılar aralayabileceği, Dominik Film Komisyonu'nun ortak yapım anlaşması için Arjantin'in yanı sıra Türkiye ile de görüşme halinde olduğunu açıklamasıyla somutlaşıyor. Bu tür hamleler, başarısı kanıtlanmış yerel hikayelerin, kültürel sınırları aşarak küresel birer metaya dönüştüğünü kanıtlıyor.

Kaynak: Bu haberin oluşturulmasında Variety'de yayınlanan bilgilerden yararlanılmıştır.