Siyasi mizahın sınırlarını zorlamasıyla tanınan efsanevi çizgi dizi South Park, yeni sezon prömiyeriyle bir kez daha gündemin merkezine oturdu. Dizinin yaratıcıları Trey Parker ve Matt Stone, bu kez doğrudan eski ABD Başkanı Donald Trump'ı hedef alarak, onu kendi silahı olan kaba ve pervasız hakaret komedisiyle vurdu. Bu bölüm, sadece bir siyasi figürü tiye almanın ötesine geçerek, günümüz medya ortamını, kurumsal baskıyı ve ifade özgürlüğünü sorgulayan cesur bir manifesto niteliği taşıyor.
Şeytanla Dans ve Hukuki Tehditler
23 Temmuz'da yayınlanan bölümde Trump, Şeytan ile eşcinsel bir ilişki yaşayan ve küçük cinsel organı nedeniyle utanç duyan kaba bir karikatür olarak resmediliyor. Hikayeye göre, South Park kasabasının sakinleri, Trump'ın açtığı anlamsız davalarla boğuşur ve sonunda mahkeme dışında anlaşarak başkan için bir reklam filmi çekmek zorunda kalırlar. Ancak bu reklam bile, Trump'ın anatomisinin belirli bir parçasını 'mikroskobik' olarak tasvir etmekten geri durmaz.
Beyaz Saray'dan Gecikmeyen Yanıt:
Trump'ın Beyaz Saray'ı ise bölüme şu açıklamayla yanıt verdi: “Bu dizi 20 yılı aşkın süredir gündem dışı ve dikkat çekmek için çaresizce ilhamdan yoksun fikirlerle ayakta kalmaya çalışıyor. Başkan Trump, altı ayda ülkemizin tarihindeki diğer tüm başkanlardan daha fazla sözünü tutmuştur ve hiçbir dördüncü sınıf dizi onun bu başarısını gölgeleyemez.”
Kurumsal Savaşlar ve Dizginlenemeyen Yaratıcılık
Bölümün cüretkarlığı, yalnızca Trump'a yönelik eleştirilerle sınırlı değil. Parker ve Stone, dizinin sahibi olan Paramount şirketine de iğneli bir gönderme yapıyor. CBS'in (Paramount'a ait bir diğer kanal) ünlü sunucusu Stephen Colbert'in aniden görevden alınmasına atıfta bulunan bölüm, bu durumu şüpheli bir tesadüf olarak yansıtıyor. Bölümde, Hz. İsa bile kasaba halkına görünerek Colbert'in kaderini hatırlatıyor ve Tanrı'nın Oğlu olarak kendisinin bile Trump'ın 'dava yoluyla yıldırma' taktiklerine maruz kaldığını söyleyerek davadan çekilmelerini tavsiye ediyor.
Bu açık eleştirinin arkasında, Parker ve Stone'un Paramount+ ile imzaladığı ve onlara önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 1.5 milyar dolar kazandıracak olan devasa yayın anlaşması yatıyor. Bu finansal güç, ikiliyi adeta 'susturulamaz' kılıyor ve onlara kendi patronlarını bile eleştirme özgürlüğü tanıyor.
Tek Tabu: Başkanı Eleştirmek mi?
Bölümün en ilginç siyasi felsefesi, dizinin dördüncü sınıf öğrencisi karakteri Cartman aracılığıyla ifade ediliyor. Cartman, Trump'ın seçilmesiyle birlikte 'woke' (aşırı duyarlılık) kültürünün zayıfladığını ve artık söylenemeyecek hiçbir şakanın kalmadığını iddia ediyor. Ancak dizi, bu özgürlük ortamında tek bir tabunun kaldığını ima ediyor: Başkanı eleştirmek.
South Park, bu sözde tabuyu en kaba ve en cüretkar şekilde yıkarak, Trump'ın başkalarına uyguladığında belki de takdir edeceği bir üslupla ona saldırıyor. Sezonun geri kalanının da bu tonda devam edeceği sinyalleri veriliyor. Görünen o ki, Parker ve Stone bir hedef belirlediklerinde kolay kolay vazgeçmiyorlar. Ve Pennsylvania Bulvarı'ndaki en az bir izleyicinin, bu diziyi susturamadığı için öfkeden köpürdüğünü hayal etmek hiç de zor değil.