Hollywood'un deneyimli ismi, 'Taksi Şoförü'nün senaristi ve 'First Reformed'un yönetmeni Paul Schrader, yapay zeka (AI) teknolojisinin film endüstrisini kökten değiştireceği konusunda net bir vizyon paylaştı. Ünlü yönetmen, Vanity Fair ile yaptığı son röportajda, filmlerin giderek daha fazla yapay zeka içereceğini savunarak iddialı bir tahminde bulundu: 'Bence ilk tam yapay zeka uzun metrajlı filmi için sadece iki yılımız kaldı.'
Schrader, elinde bu yeni teknolojiyi tamamen kullanmaya uygun, 'mükemmel bir senaryo' bulunduğunu belirterek, bu alandaki kişisel hazırlıklarını da gözler önüne serdi. Bu açıklama, sektörde zaten Tilly Norwood gibi 'yapay zeka oyuncuları' ve tamamen AI tarafından yönetilen projelerle artan bir heyecan ve gerilim varken geldi.
Yapay Zeka Bir Araçtır: Yaratıcılık ve Piksel Manipülasyonu
Teknolojinin benimsenmesi konusundaki istekliliğini dile getiren Schrader, yapay zekayı temelde bir 'araç' olarak tanımlıyor. Bir yazarın bir karakterin tepkisini kelimelerin 'kodu' ile ifade etmesi gibi, AI'nın da yüz ifadelerini ve duyguları 'piksellerle yaratarak' aynı sanatsal hedefe ulaşabileceğini öne sürdü. Bu, yazarın anlatıdaki rolünü bir 'piksellere dönüştürme' sanatına evriltme potansiyeline işaret ediyor.
"Bir yazar, birinin tepkisini tarif etmek zorundadır. Bir kelime kodu kullanırsınız... Bir oyuncunun kendine özgü bir kodu vardır. Peki şimdi bir piksellatörsünüz ve yüzü yaratabilir, yüzdeki duyguyu yaratabilir ve bunu bir yazarın bir romanda veya hikayede tepkiyi şekillendirmesi gibi şekillendirebilirsiniz."
Film İncelemeleri ve Şeffaflık Tartışması
Schrader'ın yapay zeka hakkındaki yorumları sadece yaratıcı süreçle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda film eleştirmenliği alanına da dokunuyor. Yönetmen, AI'nın film incelemelerinin yerini almasından şaşırmayacağını, çünkü yapay zekanın 'ortalama bir incelemeden daha iyi kapsam' sunabileceğini belirtiyor. En önemli avantajı ise, bir insanın aksine AI'nın 'kayırıcı olmaması' gerçeği.
Eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, bu durum film eleştirisinin tarafsızlığı açısından bir nimet olarak görülebilir. Ancak, bazı eleştirmenler, sinema eleştirisinin sadece teknik analizden ibaret olmadığını, aynı zamanda duygusal rezonans ve kültürel bağlamın da önemli olduğunu savunarak, bu durumun sanatın yorumlanma biçimini yoksullaştırabileceği endişesini taşıyor.
Değerli Yorum: Fikir Üretimi ve Yapay Zeka
Daha önce de ChatGPT'ye kendi de dahil olmak üzere ünlü yönetmenlerin filmleri için senaryo fikirleri ürettirdiğini ve sonuçlardan etkilendiğini belirten Schrader, fikir arama sürecinde aylarca beklemek yerine AI'dan saniyeler içinde orijinal ve gelişmiş fikirler almanın avantajlarına dikkat çekmişti. Bu, özellikle bağımsız film yapımcıları ve dar bütçeli projeler için zaman ve maliyet tasarrufu anlamına gelebilirken, senaristlerin yaratıcı rollerinin yeniden tanımlanmasını zorunlu kılabilir.
Şeytanın Avukatı Perspektifi: Orijinallik Krizi
Schrader'ın AI'ya yönelik bu hevesli yaklaşımına karşın, sektördeki bazı sesler derin endişelerini dile getiriyor. Eğer AI, 'mükemmel' ve hızlıca üretilmiş fikirler sunmaya başlarsa, sinemanın ruhunu oluşturan insan deneyimi, özgünlük ve risk alma cesareti ne olacak? Yapay zeka tarafından üretilen bir eserin, bir yazarın yıllarını verdiği, ter döktüğü bir eserin duygusal ağırlığını taşıyıp taşıyamayacağı en büyük soru işareti olarak kalmaya devam ediyor. Bir aracın kullanım kolaylığı, sanatın derinliğini gölgede bırakabilir mi?
Bu tartışmanın bir başka boyutu da, yapay zekanın sadece içerik üretimi için değil, aynı zamanda sanatsal manipülasyon ve provokasyon aracı olarak da kullanılmasıdır. Örneğin, Rumen yönetmen Radu Jude, "Trailer for Dante’s Paradise" (Dante'nin Cenneti İçin Fragman) adlı kısa filminde, vintage porno görüntülerini, yapay zeka tarafından seslendirilen Dante’nin epik eseri “İlahi Komedya”nın dizeleriyle birleştirerek sinemanın sınırlarını zorladı. Jude'un bu cüretkar projesi, teknolojinin dil ve sansür üzerindeki manipülatif etkilerini sorgularken, Paul Schrader'ın bahsettiği verimlilik odaklı AI kullanımının ötesinde, AI'nın sanatsal otoriteyi sarsma potansiyelini de gözler önüne seriyor. Bu provokatif sanat eseri hakkında daha fazla detaya ulaşmak için Radu Jude’un AI ve sinema provokasyonu başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.
Teknolojinin evrimi kaçınılmaz olsa da, Paul Schrader'ın bu 'yeni dönem' vizyonu, sinema dünyasında hem bir dönüm noktası hem de varoluşsal bir tartışmanın fitilini ateşleyecek gibi görünüyor.
Kaynak: Bu analiz, Paul Schrader'ın yapay zeka ve sinema vizyonuna dair Variety'de yayımlanan orijinal röportajına dayanmaktadır.