John Wayne Gacy Serisi "Devil in Disguise": Şiddetsiz Bir True Crime Dizisi Başarılı Olabilir mi?

Haber Merkezi

18 October 2025, 09:27 tarihinde yayınlandı

True Crime Türüne Radikal Yaklaşım: Patrick Macmanus, John Wayne Gacy Dizisinde Şiddeti Neden Göstermedi?

Gerçek suç (True Crime) yapımları, televizyon ve streaming platformlarının en popüler içerikleri arasında yer alıyor. Ancak bu tür genellikle yüksek dozda şiddet, cinayetlerin grafik tasvirleri ve katilin karmaşık psikolojik geçmişine odaklanmasıyla eleştirilir. Peacock’ta yayınlanan yeni John Wayne Gacy serisi Devil in Disguise, bu geleneği tamamen reddederek türün sınırlarını yeniden çiziyor. **Özellikle Netflix’in sansasyonel Jeffrey Dahmer sezonunun yarattığı tartışmaların ardından, bu sekiz bölümlük seri ‘anti-suç’ damarını derinleştirerek, tipik sansasyonellikten bilinçli olarak uzak duruyor.**

Dizinin yaratıcısı Patrick Macmanus (daha önce başarılı Dr. Death serisine imza atmıştı), bu projeye başlarken net bir şart koştu: Ya sadece mağdurların hikayeleri anlatılacak ya da dizi çekilmeyecekti. Macmanus, 33 kurbanın cinayetlerinin hiçbirini göstermeme kararı alarak, odağı Gacy’den alıp, kurbanlara, ailelerine, polislere ve olayın geçtiği dönemdeki toplumsal koşullara kaydırdı.

**Bu 'anti-suç' yaklaşımı çerçevesinde, dizi Gacy davasının bilindik, sansasyonel sahnelerini kasıtlı olarak atlıyor. Serinin temel farklılıkları ve odak noktaları şunlardır:**

  • **Palyaço Kıyafeti Yok:** Gacy'yi canlandıran Michael Chernus, ikonikleşmiş palyaço kıyafetiyle asla tam cepheden gösterilmiyor.
  • **Cinayet Sahnesi Yok:** Kurbanların fiili cinayet anları gösterilmiyor; dizi boş kalan bu alanı kurbanlar ve geride bıraktıkları ailelerle dolduruyor.
  • **Mahkeme Draması Az:** Mahkeme sürecine dair yoğun bir dramaya yer verilmiyor, zira zaten suçlu olduğu bilinen bir dava.

Macmanus: “Şiddet Olmayan Bir Show’un Çalışıp Çalışmayacağını Bilmiyorum”

Bu radikal karar, Macmanus’un kendisinde bile bir merak ve endişe uyandırmış durumda. Zira izleyici kitlesi, "true crime" dendiğinde genellikle sansasyonel ve şiddet içeren anlatımlara alışkın:

“Salisiyöz veya müstehcen olarak algılanabilecek bir anlatım şeklinin işe yaradığını biliyoruz. İnsanları ekrana çekiyor. Cinayet göstermeyen bir dizinin işe yarayıp yaramayacağını bilmiyorum. Ancak bu denemeye kesinlikle değerdi.”

Değer Katma Çabası: Neden Sadece Mağdurlar?

Macmanus’un yaklaşımı, true crime yapımlarının etik sorumluluğu konusundaki uzun süredir devam eden tartışmalara cevap niteliğinde. Birçok eleştirmen, seri katil hikayelerinin sadece katili yücelttiğini ve kurbanları birer istatistiğe dönüştürdüğünü savunuyor. Devil in Disguise ise bu döngüyü kırarak, kurbanların kaybolan hayallerine, aşklarına ve Chicago’daki 70'lerin zorlu yaşam koşullarına odaklanmayı tercih ediyor.

Gacy Neden Sadece Tek Bir Sahnedeydi? Katilin Önemi Azaltıldı

Macmanus, Gacy’nin merkezde olmamasını sağlamak adına, çekilen 23 dakikalık Gacy görüntüsünün neredeyse tamamını kesti. Dizinin son bölümünde Gacy, yalnızca hayatta kalan kurbanlardan Jeffrey Rignall ile arabada sigara içerken kısa bir an için görünüyor. Bu bilinçli bir karardı. **Michael Chernus'un Gacy'yi canlandırırken açık bir tehditkârlıktan kaçınması, karakteri efsanevi bir canavardan ziyade sıradan, onaylanma ihtiyacı olan acınası bir adama dönüştürüyor.**

“Bu, izleyiciye Gacy’nin hikayenin merkezi olmadığını söylemek için son şansımızdı.”

Sistemsel Başarısızlık ve Toplumsal Önyargılar

Macmanus ve ekibi, Gacy’nin eylemlerinin ardındaki potansiyel nedenleri (örneğin istismarcı babası veya kimlik mücadelesi) ele almayı reddetti. Bunun yerine, Gacy’nin işlediği suçların, dönemin polisinde yaygın olan homofobi ve ihmalkarlıkla nasıl beslendiğine odaklandılar.

Bu nedenle, dizinin geliştirme sürecinde GLAAD ile yakın iş birliği yapıldı. Macmanus, soruşturma sırasında eşcinsel topluluğa yönelik önyargının rolünü doğru ve saygılı bir şekilde anlatmak için GLAAD’dan danışmanlık almanın önemini vurguladı. **Bu yaklaşım, özellikle marjinalize edilmiş grupların hedef alındığı seri cinayetlerde, toplumun güvenliklerini değersizleştirmesi ve polisin yetersiz yanıt vermesi sorununa dikkat çeken, HBO’nun ‘Last Call’ gibi yapımların izinden ilerliyor.**

Hayatta Kalanlar ve Aileler ile İletişim

Yapım sürecinde Macmanus, hayatta kalan kurbanlar ve kurban aileleriyle temasa geçmek için yoğun çaba sarf etti. Ulaşılan beş aileden beşi de ekibe iyi dileklerini iletti. Amaç, onlardan izin almak değil, seslerini duyurmak ve hikayeyi doğru anlatmalarına olanak tanımaktı.

**Ancak dizinin yapısında eleştirilen bir nokta da mevcut: Gacy’nin avukatı Sam Amirante’nin (Michael Angarano) iç çatışmalarının yer yer çok fazla ön plana çıkarılması. Bazı eleştirmenler, suçlu olduğunu bildiği birini temsil etme konusundaki bu dramanın, kaybedilen onca hayatın yanında sönük kaldığını belirtiyor.**

Rekabet Değil, Saygı: Ryan Murphy'ye Övgü

Macmanus, true crime alanındaki diğer yapımcıları, özellikle de seri katil dizileriyle dikkat çeken Ryan Murphy’yi rakip olarak görmediğini belirtiyor. Macmanus, Murphy’nin, televizyonda farklı geçmişlere sahip insanlara yer açarak sektöre büyük katkı sağladığını ve bu nedenle çalışmalarını ilgiyle takip edeceğini ifade ediyor.

Devil in Disguise: John Wayne Gacy, Macmanus'un belirttiği gibi, şiddete doymuş bir tür içinde “riskli” bir deney. Ancak yapım, true crime anlatımının odağını katilden mağdura çevirerek izleyiciye derin bir empati ve sistemsel eleştiri sunmayı hedefliyor.

**Nexus Haber İncelemesi:** Peacock’un bu anti-suç dizisi hakkında daha derin bir analiz için, **John Wayne Gacy: Peacock Devil in Disguise anti-suç dizisi incelemesine** göz atabilirsiniz. (Orijinal röportaj kaynağı: Patrick Macmanus, Devil in Disguise Serisinde Şiddeti Neden Reddetti?)