Gerçek Suç Dizilerinin Yeni Yüzü: Devil in Disguise, John Wayne Gacy Efsanesini Nasıl Yıkıyor?

Haber Merkezi

16 October 2025, 17:10 tarihinde yayınlandı

John Wayne Gacy'nin Şeytanlaştırılmasından Kaçınan Dizi: Peacock'tan Devil in Disguise İncelemesi

Gerçek suç (true crime) endüstrisi, genellikle canavarlaştırılmış katilleri ve idealize edilmiş kurbanları (tercihen beyaz, kadın ve orta sınıftan) merkezine alan bir döngüde sıkışıp kalmış durumda. Ancak son yıllarda, bu akıma karşı çıkan, kurbanların hikayelerini ön plana çıkaran ve sistemik başarısızlıkları sorgulayan yapımlar öne çıkmaya başladı. Netflix’in sansasyonel ‘Monster’ serisinin Jeffrey Dahmer sezonunun yarattığı tartışmaların ardından, Peacock’un yeni senaryolu dizisi ‘Devil in Disguise: John Wayne Gacy’, bu ‘anti-suç’ damarını daha da derinleştiriyor.

Dizi, isminden ve konusundan beklenebilecek tipik Murphy prodüksiyonlarının (Netflix'teki ‘Monster’ gibi) yüzeysel sansasyonelliğinden uzak duruyor. Patrick Macmanus’un (Dr. Death, The Girl From Plainville) yapımcılığını üstlendiği ‘Devil in Disguise’, Gacy’nin imajını kasıtlı ve dengeli bir şekilde yapıbozuma uğratmayı amaçlıyor. Dizi, Gacy’yi efsaneden sıradan, acınası bir adama indirgeyerek, Amerikan kültürünün ortak bilinçaltına işleyen ‘katil palyaço’ arketipini eleştiriyor.

Katili Görmezden Gelmek: Anti-Suç Yaklaşımının Temelleri

Bu sekiz bölümlük seri, izleyicinin Gacy davasının ana hatlarına aşina olduğu varsayımıyla hareket ediyor ve bilindik sahneleri göstermemeyi tercih ediyor. İşte serinin temel farklılıkları ve odak noktaları:

  • Palyaço Kıyafeti Yok: Michael Chernus’un canlandırdığı Gacy, ikonikleşmiş palyaço kıyafetiyle asla tam cepheden gösterilmiyor.
  • Cinayet Sahnesi Yok: Kurbanların fiili cinayet anları asla gösterilmiyor; sadece seçili birkaç cinayetin öncesine ve sonrasına dair ima ve ipuçları veriliyor.
  • Mahkeme Draması Az: Sekizinci bölümde Gacy mahkemeye çıktığında bile, tanık ifadeleri ya da yoğun bir mahkeme draması izlenmiyor. Zaten suçlu olduğu bilinen bir dava, bu sahnelerle vakit kaybetmiyor.

Dizi, boş kalan bu alanı kurbanlar ve geride bıraktıkları ailelerle dolduruyor. Her bölüm, Gacy’nin 33 kurbanından bir veya ikisine odaklanan geri dönüşlerle onların yaşamlarına bir ‘yüz’ veriyor. Bu kurbanlar arasında cinsel kimliklerini yeni keşfeden gençler, seks işçileri veya sadece dürüst iş arayanlar var. Bu yöntem, Gacy’yi merkezden uzaklaştırırken, kolluk kuvvetlerinin kendi önyargıları ve güncel veri tabanı eksikliği gibi nedenlerle nasıl felç olduğunu gözler önüne seriyor.

Sistemik Önyargılar ve Kayıp Hayatlar

‘Devil in Disguise’ hikayesini, daha önce HBO’nun ‘Last Call’ ve ‘American Crime Story: Versace Cinayeti’ gibi yapımların açtığı yolda ilerletiyor. Bu yapımlar, özellikle marjinalize edilmiş grupların (genellikle eşcinsel erkekler) hedef alındığı seri cinayetlerde, toplumun güvenliklerini değersizleştirmesi ve polisin yetersiz yanıt vermesi sorununa dikkat çekmişti.

Değer Katma: Gacy'nin Kolayca Yakalanmasının Acı Çelişkisi

Dizinin en can alıcı noktalarından biri, Dedektif Rafael Tovar’ın (Gabriel Luna) ve şefi Joe Kozenczak’ın (James Badge Dale) Gacy’yi nispeten kısa sürede yakalaması. Gacy, aslında izlerini kapatmakta oldukça başarısızdı. Eğer yeni dedektifler onu bu kadar çabuk bulduysa, ondan önceki altı yıl boyunca neden kimse zahmet etmedi? Bu çelişki, dizinin asıl eleştirdiği nokta: Polis teşkilatının, kayıp genç erkekleri 'sorun çıkaranlar' veya 'değersiz' olarak etiketleyip, soruşturmaları ihmal etmesi.

Oyunculuklar ve Eleştirel Bakış: Sam Amirante Tartışması

Michael Chernus, Gacy’yi oynarken açık bir tehditkârlıktan kaçınıyor. Aktörün komik rollerden gelen geçmişi, Gacy’nin onaylanma ihtiyacı ve abartılı Orta Batı halkçılığıyla birleşince, karakteri bir efsanevi canavardan ziyade, babasının yargılarına ve içselleştirdiği önyargılara bağlı sıradan bir adama dönüştürüyor. Bu yaklaşım, Gacy’nin cinayet motivasyonunu (kendisinden nefret ettiği yönlerini öldürmek) basitleştirse de, amaca hizmet ediyor.

Ancak dizinin yapısında bazı aksaklıklar mevcut. Gacy’nin avukatı Sam Amirante’nin (Michael Angarano) aşırı derecede ön plana çıkarılması, eleştirilen bir nokta. Amirante'nin, suçlu olduğunu bildiği birini temsil etme konusundaki iç çatışması, kaybedilen onca hayatın yanında sönük kalıyor. Bu durum, dizinin bazen ders verir gibi (pedantik) bir havaya bürünmesine yol açıyor. Yine de, Amirante karakteri, izleyicinin Gacy’nin saplantılı yalan söyleme ve kendini kandırma hallerine ön sıradan tanık olmasını sağlayarak bir amaca hizmet ediyor.

Sonuç: Gerçek Suçlara Anlam Katmak

Yapısal kusurlarına rağmen, ‘Devil in Disguise’in net bir amacı var: 20. yüzyılın en çok irdelenen cinayet serilerinden birini neden yeniden ziyaret ettiğini ve bu seriyle ne söylemek istediğini açıkça ortaya koyuyor. Çoğu gerçek suç yapımında eksik olan bu nitelik, diziyi övgüye değer kılıyor. Dizi, John Wayne Gacy ismini kullanarak izleyici çekse de, esasen kurbanlarına ve adaletin sağlanamama hikayelerine bir anıt dikiyor.

‘Devil in Disguise: John Wayne Gacy’ dizisinin tüm sekiz bölümü şu anda Peacock platformunda yayınlanmaktadır. Daha fazla inceleme ve analiz için lütfen Variety kaynağındaki orijinal habere göz atın.