Beden değiştirme komedileri, doğru işlendiğinde izleyiciyi kahkahalara boğan, eskimeyen bir formüle sahiptir. Tom Hanks'in "Big" filmindeki çocuk ruhlu yetişkin performansı ya da Jennifer Garner'ın "13 Going on 30"daki unutulmaz rolü, bu türün zirve noktalarıdır. 2003 yapımı "Freaky Friday"de ise Jamie Lee Curtis ve Lindsay Lohan, anne-kız olarak beden değiştirdiklerinde benzer bir sihir yaratarak hafızalara kazınmıştı. Şimdi, yıllar sonra gelen devam filmi "Freakier Friday", bu formülü ikiye katlayarak daha fazla karmaşa vaat ediyor; ancak ne yazık ki aynı oranda kahkahayı sunamıyor.
İki Kat Karmaşa, Yarım Kalan Komedi
Filmde, Lindsay Lohan'ın canlandırdığı Anna karakteri artık ergenlik çağında bir kızı olan bekar bir annedir. Kızı Harper (Julia Butters), annesinin nişanlısı Eric'in (Manny Jacinto) kızı olan popüler ve küstah Lily (Sophia Hammons) ile anlaşmakta zorlanır. Tam da bu cehennem gibi aile tablosu gerçeğe dönüşmek üzereyken, sihirli bir müdahale ile işler karışır. Ancak bu sefer tek bir beden değişimi yoktur: Anna ve kızı Harper yer değiştirirken, Harper'ın büyükannesi Tess (Jamie Lee Curtis) de müstakbel torunu Lily ile beden değiştirir.
Kağıt üzerinde bu çifte değişim, ilk filmden çok daha çılgın bir komedi potansiyeli taşıyor. İzleyici olarak beklediğimiz şey, oyuncuların başka bir karakterin ruhunu yansıttığı o büyüleyici performanstır. Ancak "Freakier Friday", bu beklentiyi birkaç sebepten dolayı tam olarak karşılayamıyor.
Neden Formül Bu Kez İşlemedi?
Filmin komedi ayağının aksamasının temel iki nedeni var. Birincisi, Lindsay Lohan'ın yetişkin halinde bile koruduğu genç ruhu ile kızı Harper'ı canlandıran Julia Butters'ın yaşından olgun tavırları arasındaki mesafenin çok az olması. Bu durum, ikili beden değiştirdiğinde ortaya çıkan komik çelişkiyi zayıflatıyor. Birbirlerine dönüştüklerinde karakterler arasında belirgin bir fark hissedilmiyor.
İkinci ve daha büyük sorun ise Jamie Lee Curtis ve Sophia Hammons arasındaki değişimde yaşanıyor. Küstah İngiliz genci Lily, büyükannesi Tess'in bedenine geçtiğinde bile gizemli bir şekilde İngiliz aksanını korumaya devam ediyor. Bu mantık hatası, komedinin temelini sarsıyor. Jamie Lee Curtis'in, içinde genç bir ruh taşıyan bir büyükanneyi canlandırma performansı, jenerik bir 'şımarık ergen' tavrının ötesine geçemiyor ve beklenen patlamayı yaratamıyor.
Komedi Eksik Ama Duygusallık Tam Puan
Tüm bu eleştirilere rağmen "Freakier Friday", izlenmesi keyifli, sıcak bir Disney filmi olmayı başarıyor. Komedi beklentisini bir kenara bıraktığınızda, film dokunaklı bir aile hikayesine dönüşüyor. Başta birbirlerinden nefret eden Harper ve Lily'nin, ebeveynlerinin nişanını bozmaya çalışırken aslında kardeş olmak istediklerini keşfetmeleri, filmin duygusal merkezini oluşturuyor.
Aynı zamanda Harper'ın, annesinin onun için yaptığı fedakarlıkları ve gizlice yazdığı şarkıları fark etmesi, anne-kız ilişkisine derinlik katıyor. Film, bir komedi olarak kahkahalar attırmasa da, çarpık bir Disney aile masalı olarak hedefine ulaşıyor.
Sonuç olarak, "Freakier Friday", efsanevi ikiliyi tekrar bir araya getirse de, zekice kurgulanmış bir kişilik değiştirme komedisinden çok, kalpleri ısıtan bir aile filmi olarak hatırlanacak. Nostalji ve duygusal anlar için izlenebilir, ancak ilk filmin komedi dehasını bekleyenler hayal kırıklığına uğrayabilir.