Türkiye'nin önde gelen teknoloji ve gündem haber portalı SenNexus olarak, dünya genelinde büyük bir izleyici kitlesine sahip Dancing With the Stars yarışmasının 34. sezon açılışını mercek altına alıyoruz. Programın 20. yılına denk gelen bu özel sezonda, Alfonso Ribeiro ve Julianne Hough yeniden sunucu koltuğunda yer alırken, jüri üyeleri Bruno Tonioli ve Derek Hough da tecrübelerini konuşturdu. Ancak açılış haftası, jüri üyesi Carrie Ann Inaba'nın rahatsızlığı nedeniyle katılamamasıyla başladı.
Ray Leeper'ın koreografisini yaptığı Whitney Myer'ın 'Kill the Lights' şarkısıyla açılış dansı, izleyicilere heyecan dolu anlar yaşattı. Yepyeni dans ekibi (Carter Williams, Onye Stevenson, Jaxon Willard ve Jenna Johnson'ın kuzeni Hailey Bills) Tate McRae'nin 'Just Keep Watching' şarkısı eşliğindeki performansıyla sahneye ilk kez çıktı.
Rekor Katılımla Yükselen Heyecan: İzleyici Oyları Uçuşa Geçti
Bu sezonun ilk haftası, izleyici ilgisi açısından şimdiden rekorlara imza attı. Bölümün başlamasından sadece 80 dakika sonra, sunucu Ribeiro, 33. sezonun prömiyerindeki toplam oy sayısının aşıldığını duyurdu. Gecenin sonunda ise verilen oy miktarının geçen sezonun prömiyerini ikiye katladığı açıklandı. Bu durum, Dancing With the Stars'ın popülerliğini koruduğunu ve yeni bir jenerasyonda da ilgi görmeye devam ettiğini gösteriyor. Geleneksel televizyon formatlarının dijital platformlara karşı direnişi açısından da bu rekor oylar, dikkat çekici bir başarı olarak yorumlanabilir. Ancak, dijital platformların da canlı içerik konusunda boş durmadığı gözlemleniyor. Nitekim Netflix gibi devler, son dönemde canlı spor yayıncılığına büyük yatırımlar yaparak dikkat çekiyor. Örneğin, Terence Crawford ile Saúl “Canelo” Álvarez arasındaki boks maçı, platformda Live+Same Day formatında ortalama 36.6 milyon dakikalık bir izleyici kitlesine ulaşarak dijital platformların da canlı yayınlardaki gücünü ortaya koydu. Bu tür gelişmeler, geleneksel televizyon ve dijital platformlar arasındaki rekabetin, canlı içerik özelinde ne denli kızıştığını gösteriyor. Daha fazla bilgi için Netflix'in canlı spor yayınlarındaki başarısını inceleyebilirsiniz.
Netflix'in bu denli geniş bir ekosisteme dönüşmesinin ardında ise uzun ve zorlu bir akış macerası yatıyor. Eş CEO Ted Sarandos'un itiraflarına göre, şirketin kurucusu Reed Hastings'in 20 yılı aşkın bir süre önce ev eğlencesinin internet üzerinden sunulacağı vizyonu, Sarandos'a ilk başta "kulağa çılgınca" gelmişti. Zira 1999'da internet, eğlence içeriği için hem yavaş hem de pahalıydı. Ancak Hastings'in vizyoner kararlılığı, Sarandos'u 2000 yılında Netflix'e katılmaya ikna etti ve platformun bugünkü devasa akış macerasının temelleri atıldı. Stüdyolardan film tedarikindeki zorluklar, Netflix'i kendi orijinal içeriklerini üretmeye yöneltirken, Sarandos'un "veri odaklı sezgi" ve "muhalefeti besleyen" liderlik modeli şirketin başarısında kilit rol oynadı. Sarandos, eğlence sektörünü "kurtardıklarını" savunarak, tüketici davranışlarındaki değişimin sektördeki dönüşümün asıl itici gücü olduğunu ve Netflix'in müşteriyi olduğu yerde karşılayarak harika içerikler sunmaya devam ettiğini belirtiyor. Bu akış macerasının tüm detaylarına ve Sarandos'un açıklamalarına Netflix Ted Sarandos: Akış Macerası İtirafları haberimizden ulaşabilirsiniz.
Bu küresel rekabet ortamında, dijital yayıncılık pazarının dinamikleri hızla değişmeye devam ediyor. Dünyanın en kalabalık ülkelerinden Hindistan'da dahi çevrimiçi yayın izleyici kitlesi 601.2 milyon kişiye ulaşarak ülke nüfusunun %40'ından fazlasını kapsarken, pazarın en dikkat çekici detayı Connected TV (CTV) izleyici kitlesinin %87 gibi çarpıcı bir oranla artarak 129.2 milyon aktif kullanıcıya ulaşması oldu. Uzun süredir "mobil öncelikli" olarak kabul edilen bu pazardaki bu dönüşüm, büyük ekran deneyiminin ve dolayısıyla canlı yayınların dijital platformlardaki önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu büyüme, küresel medya ve teknoloji şirketleri için Hindistan pazarının stratejik önemini ve geleneksel TV ile dijital platformlar arasındaki geçişkenliği gözler önüne seriyor. Hindistan'daki dijital yayıncılık pazarının detaylarını ve Connected TV'nin yükselişini buradan okuyabilirsiniz.
Zirvede İki İsim ve Tartışmalı Bir Puanlama Hatası
Gecenin en çok konuşulan anlarından biri, Robert Irwin ve Witney Carson'ın son dansı oldu. Jive performanslarıyla sahneye çıkan ikili, jüri Derek Hough tarafından 'gördüğü en iyi ilk hafta dansı' olarak nitelendirildi. Irwin, bu övgülerle zirveye yerleşen isimlerden biri oldu.
Gecenin sürprizi ise bir puanlama hatasından kaynaklandı. Robert Irwin ile aynı puanı paylaşan Whitney Leavitt'in başlangıçta 14 puan alması beklenirken, jüri Bruno Tonioli'nin sehven 7 yerine 8 puan vermesiyle Leavitt de 15 puana ulaşarak zirveye ortak oldu. Bu durum, yarışmanın ilk haftasından itibaren heyecanı ve tartışmaları beraberinde getirdi. Bir yandan bu tür hataların rekabetin adilliğini nasıl etkilediği sorgulanırken, diğer yandan programın dikkat çekme ve gündem oluşturma potansiyelini artırdığı da gözlemleniyor. Acaba bu bir tesadüf müydü, yoksa izleyici ilgisini canlı tutmak için zekice bir 'kaza' mıydı?
İlk Haftanın Tüm Dansları ve Jüri Puanları: Kim Ne Yaptı?
İşte 34. sezonun ilk haftasında sergilenen tüm performanslar ve jüri puanları:
| Yarışmacı & Partner | Dans Türü | Şarkı | Puan |
|---|---|---|---|
| Robert Irwin ve Witney Carson | Jive | "Born To Be Wild" by Steppenwolf | 15/20 |
| Whitney Leavitt ve Mark Ballas | Tango | "Golden" by HUNTR/X, EJAE, AUDREY NUNA, REI AMI & KPop Demon Hunters Cast | 15/20 |
| Hilaria Baldwin ve Gleb Savchenko | Cha Cha | "Let's Get Loud" by Jennifer Lopez | 14/20 |
| Lauren Jauregui ve Brandon Armstrong | Tango | "yes, and?" by Ariana Grande | 13/20 |
| Alix Earle ve Val Chmerkovskiy | Cha Cha | "Circus" by Britney Spears | 13/20 |
| Danielle Fishel ve Pasha Pashkov | Tango | "Stronger (What Doesn't Kill You)" by Kelly Clarkson | 12/20 |
| Elaine Hendrix ve Alan Bersten | Cha Cha | "Woman" by Kesha featuring The Dap-Kings Horns | 12/20 |
| Jen Affleck ve Jan Ravnik | Salsa | "NUEVAYoL" by Bad Bunny | 12/20 |
| Jordan Chiles ve Ezra Sosa | Salsa | "Break My Soul" by Beyoncé | 10/20 |
| Baron Davis ve Britt Stewart | Cha Cha | "U Can't Touch This" by MC Hammer | 10/20 |
| Dylan Efron ve Daniella Karagach | Cha Cha | "Milkshake" by Kelis | 10/20 |
| Scott Hoying ve Rylee Arnold | Tango | "Abracadabra" by Lady Gaga | 10/20 |
| Corey Feldman ve Jenna Johnson | Tango | "It's Still Rock & Roll To Me" by Billy Joel | 9/20 |
| Andy Richter ve Emma Slater | Cha Cha | "Hold On, I'm Coming" by Sam & Dave | 9/20 |
Gelecek Haftaya Bakış: Çifte Eleme Kapıda
İlk haftada herhangi bir eleme yapılmazken, sonraki hafta yarışmacıları büyük bir sürpriz bekliyor. İlk iki haftanın halk oyları ve jüri puanları birleştirilerek iki çiftin yarışmaya veda edeceği çifte eleme gerçekleşecek. Bu durum, yarışmanın başından itibaren tansiyonu yüksek tutarak, her performansın ve her oyun ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösteriyor. Elemesiz ilk haftalar, genellikle yarışmacıların programa adapte olmaları ve izleyiciyle bağ kurmaları için bir fırsat sunar. Ancak çift eleme, bu 'balayı' dönemini kısa keserek, rekabeti erken safhada kızıştırıyor.
SenNexus'tan Ek Değer: Dans Yarışmalarının Toplumsal Etkisi
Dans yarışmaları, sadece eğlence programları olmanın ötesinde, popüler kültürde önemli bir yer tutar. Ünlü isimlerin bilinmeyen yeteneklerini sergilemesi, profesyonel dansçıların halkla buluşması ve izleyicilerin favori çiftlerine destek olması, bu programları birer sosyal fenomen haline getirir. Dancing With the Stars gibi uzun soluklu yapımlar, dansın estetik ve disiplinli yönlerini geniş kitlelere ulaştırırken, aynı zamanda yeni dans trendlerinin oluşmasına da katkı sağlar.
Bu heyecan verici başlangıçla 34. sezonun neler getireceği merakla beklenirken, önümüzdeki haftalarda yaşanacak çifte eleme, dengeleri tamamen değiştirebilir. Yarışmaya dair daha fazla detay ve güncel haberler için Variety'nin ilgili haberini inceleyebilirsiniz.
