Otomotiv dünyasında uzun süredir devam eden 'fiziksel düğme mi, dokunmatik ekran mı?' tartışması, son dönemde büyük bir değişim rüzgarına sahne oluyor. Teknolojiye öncülük eden markalardan Mercedes-Benz, yeni GLC modeliyle birlikte direksiyonlardaki fiziksel kontrol düğmelerine geri dönüş yaparak bu tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bu hamle, sadece bir tasarım tercihi olmaktan öte, sürücü deneyimi, güvenlik ve endüstri standartları hakkında önemli ipuçları taşıyor.
Veriler Konuştu: Mercedes-Benz Neden Geri Adım Attı?
Mercedes-Benz'in bu kararı tesadüfi değil. Markanın yazılım sorumlusu Magnus Östberg'in Munich Otomobil Fuarı'nda Autocar'a yaptığı açıklamaya göre, şirket kapsamlı veri analizleri sonucunda fiziksel düğmelerin sürücüler tarafından daha çok tercih edildiğini ortaya koydu. İlk yazılım tanımlı araçları olan CLA'dan elde edilen veriler, özellikle belirli yaş grupları ve popülasyonlar için gerçek düğme ve anahtarların 'çok önemli' olduğunu gösteriyor.
“Veriler bize fiziksel düğmelerin daha iyi olduğunu gösteriyor ve bu yüzden onları geri koyduk.” – Magnus Östberg, Mercedes-Benz Yazılım Yöneticisi
Bu durum, otomobil üreticilerinin sadece estetiğe odaklanmak yerine, ergonomi ve kullanım kolaylığına daha fazla önem vermeye başladığının bir işareti. Gelecekteki Mercedes-Benz modellerinde bu 'düğme dolu' direksiyonların standart hale gelmesi beklenirken, farklı pazarlar için farklı varyantların sunulabileceği belirtiliyor.
Sektör Geneli Bir Trend mi? Diğer Otomobil Üreticileri Ne Diyor?
Mercedes-Benz yalnız değil. Otomobil üreticileri, müşterilerinden ve güvenlik savunucularından gelen geri bildirimleri nihayet dinlemeye başladı. Dokunmatik ekranların popülaritesi artarken, kritik işlevler için fiziksel kontrollerin önemi giderek daha fazla vurgulanıyor. İşte bu konuda farklı markaların yaklaşımları:
- BMW: Yeni iX3'ü tasarlarken, milyonlarca veri noktasından faydalanarak bazı fiziksel düğmeleri ve kadranları kaldıramayacaklarını fark ettiler. UI/UX geliştirme kıdemli başkan yardımcısı Stephan Durach'ın açıklamasına göre, 10 milyondan fazla araçtan toplanan veriler, özellikle ses kontrol düğmesinin ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Sürücüler, direksiyon üzerindeki kontroller olsa bile geleneksel ses düğmesini kullanmayı tercih ediyor. Bu yüzden yeni crossover'da hala fiziksel ses kontrol düğmesi, ayna ve pencere kontrolleri gibi temel anahtarlar bulunuyor. BMW'nin bu veri odaklı yaklaşımı hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
- Volkswagen: Araçlarına fiziksel düğmeleri geri koymaya başladı. Hatta dokunmatik direksiyon düğmelerinin aşırı hassas olduğu gerekçesiyle açılan davaların ardından fiziksel düğmeleri geri getirme sözü verdi. Bu dönüş sadece iç mekanla sınırlı kalmıyor; Volkswagen CEO'su Thomas Schäfer, gövdeyle bütünleşik gömme kapı kollarının aerodinamik avantajlarına rağmen 'kullanımının korkunç' olduğunu itiraf etti. Bu tür kapı kolları, ID.4 modelinde yaşanan ve yaklaşık 100.000 aracın geri çağrılmasına neden olan su yalıtımı sorunları ve üretim durdurmaları gibi ciddi pratik sorunlara yol açtı. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan Schäfer, 'İnsanların istediğini veriyoruz. Çok araştırıyor, müşterilerden, bayilerden, medyadan geri bildirim alıyor ve bunu ciddiye alıyoruz' diyerek, gelecekte geleneksel kapı kollarına dönüş sinyali verdi. Ayrıca, gömme kapı kolları sorunu sektör genelinde yaygın olup, Çin'de bu tür tasarımların yasaklanması dahi gündemde. Volkswagen'in bu konudaki gelişmeleri hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
- Hyundai: Sürücü güvenliği için fiziksel kontrolleri tutma konusunda ısrarlı olduğunu ve düğmelerin sürücüler için daha güvenli olduğunu iddia ediyor.
- Ferrari: Fiziksel kontrol birimlerini kaldırmanın bir hata olduğunu kabul etti ve yeni 849 Testarossa hibrit hiper otomobilinde geleneksel fiziksel düğmeleri direksiyon simidine geri getirdi.
- Mazda: Müşteri geri bildirimlerine dayanarak, ekran odaklı kokpitlere geçiş yaparken direksiyonu düğmelerle donattı.
- Aston Martin: Menülerde arama yaparken yaşanan hayal kırıklığını ölçmek için 'bıkkınlık faktörü' (piss-off factor) grubu kurarak, daha iyi güvenlik derecelendirmeleri almayı hedefliyor.
Güvenlik ve Regülasyon Baskısı: Euro NCAP'in Rolü
Otomotiv sektöründeki bu dönüşümde, düzenleyici kurumların da önemli bir etkisi var. Euro NCAP (Avrupa Yeni Araba Değerlendirme Programı), 2026 Ocak ayından itibaren yeni kurallar getireceğini duyurdu. Bu kurallar, araç içi fiziksel kontrol eksikliği olan otomobillerin güvenlik derecelendirmelerini olumsuz etkileyebilir. Hiçbir otomobil üreticisinin güvenlik derecesinin düşmesini istemeyeceği göz önüne alındığında, bu durum markaların fiziksel düğmelere yönelmesinde önemli bir katalizör görevi görüyor.
Dokunmatik Ekranların Geleceği ve Sürücü Deneyimi
Değer Katma: Şeytanın Avukatı Perspektifi Büyük dokunmatik ekranlar modern ve minimalist bir iç mekan sunarken, hızla akan trafikte anlık ayarlar yapmak için sürücünün gözünü yoldan ayırmasına neden olabilir. Fiziksel düğmeler ise dokunsal geri bildirim sağlayarak, sürücünün bakmadan dahi işlevleri kontrol etmesine olanak tanır. Bu, özellikle klima, ses, sürüş modları gibi sık kullanılan temel işlevlerde güvenliği ve sürüş konforunu doğrudan etkiler. Otomotiv üreticilerinin, estetik cazibe ile pratik kullanım ve güvenlik arasında bir denge bulma arayışı, gelecekte hibrit kontrol sistemlerinin daha yaygın hale gelmesine yol açabilir.
Örneğin, Mercedes-Benz'in baş tasarımcısı Gorden Wagener, BMW'nin yeni iX3 modelinde sunduğu "Panoramic Vision" adlı fütüristik kabin deneyimini eleştirerek, "O kadar uzakta ki okunması zor. Her şey daha küçük görünecek, bu da dikkat dağıtıcı. Ayrıca dokunmaya duyarlı olmak için çok uzakta olduğu için onu çalıştırmak için bir cihaza ihtiyacınız var, bu yüzden bir dokunmatik ekran koymak zorunda kaldılar. Bence bu ilerleyici olduğunu düşünüyorlar ve sevmeleri gerekir, yoksa yapmazlardı, ama ben buna ikna olmadım" ifadelerini kullandı. Bu eleştiri, büyük ekranların her zaman en iyi çözüm olmayabileceği ve ergonomik zorluklar yaratabileceği fikrini pekiştiriyor.
Bu genel dönüşümde Volkswagen gibi markalar, müşteri geri bildirimlerini dikkate alarak ID.2 Polo gibi gelecek modellerinde geleneksel kapı kollarına dönüş sinyalleri verirken, aynı zamanda 'Halkın Otomobili' felsefesini sürdürerek 25.000 Euro altı fiyat etiketli elektrikli hatchback ID. Polo ve 20.000 Euro altı şehir otomobili ID.1 ile erişilebilir elektrikli araçlara odaklanıyor. Ancak sektör genelinde, özellikle lüks performans segmentinde, tamamen elektrikli araçlara geçişin zorlukları da belirginleşiyor. Örneğin, Mercedes-Benz'in daha önce belirlediği 2030 yılına kadar tamamen elektrikli olma hedeflerinden geri adım atması ve içten yanmalı motorların üretimini 2030'lu yılların ortalarına kadar sürdüreceğini açıklaması dikkat çekici. Hatta Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius'un AB'ye 2035 içten yanmalı motor yasağını gözden geçirme çağrısı, elektrikli dönüşümün gerçekçi zorluklarını ve pazar dinamiklerinin belirleyiciliğini açıkça ortaya koyuyor. Bu durum, otomotiv endüstrisinin sadece estetik ve aerodinamikten öte, pazar dinamikleri ve tüketici talepleri doğrultusunda çok yönlü bir gelecek stratejisi benimsediğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Mercedes-Benz'in ve diğer büyük otomobil üreticilerinin fiziksel düğmelere dönüşü, sadece bir tasarım trendi değil, aynı zamanda sürücü güvenliği ve kullanıcı memnuniyeti odaklı bir evrimin işareti. Bu değişim, otomobil iç mekanlarının gelecekte nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunuyor ve dijitalleşmenin sınırlarının yeniden tanımlandığı bir döneme işaret ediyor.
Kaynak: Daha fazla bilgi için Motor1.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
