Spor otomobil tutkunları arasında uzun süredir devam eden bir tartışma var: Elektrikli araçlar, benzinli motorların sunduğu "duyguyu" ve "karakteri" gerçekten yakalayabilir mi? Teknik olarak ne kadar üstün olursa olsun, gelenekselci puristler, yüksek performanslı elektrikli araçları bir oksimoron olarak görme eğilimde. Bu tartışmalar sürerken, otomotiv dünyasının ikonik markalarından Ferrari de ilk tam elektrikli süper otomobiline ait yeni casus fotoğraflarıyla gündeme gelerek elektrikli araç dönüşümüne hızla ayak uyduracağının sinyallerini veriyor. Özellikle üretim öncesi prototipin alışılmadık ve oldukça yanıltıcı bir kamuflaj altında gözler önüne serilmesi, markanın nihai tasarımı büyük bir gizem perdesi altında saklama stratejisini de ortaya koyuyor. Ferrari'nin ilk elektrikli süper otomobili hakkında daha fazla bilgi ve casus fotoğrafları için tıklayın. Bu küçülen motor hacimleri ve elektrifikasyon eğilimine rağmen, Mercedes-Benz ise ultra lüks segmentte 'hacmin yerini hiçbir şey tutmaz' felsefesine sıkı sıkıya bağlı kalarak, on iki silindirli V12 motorlarını sunmaya devam eden nadir markalardan biri olarak öne çıkıyor. Özellikle Mercedes-Maybach S-Serisi, rakipleri BMW ve Audi'nin V12 motorlardan, hatta Bentley'in W12 motorundan vazgeçtiği bir dönemde bile bu güçlü geleneği sürdürüyor ve bu motorların 'seçili pazarlarda' uzun vadede canlı kalacağının sinyallerini veriyor. Mercedes-Maybach S680 V12 Özel Serisi motor mirası hakkında daha fazla bilgi edinin. Ancak Türkiye'nin önde gelen teknoloji ve gündem haber portalı Nexus Haber olarak, Mercedes-AMG'nin bu algıyı değiştirmeye yönelik cesur adımlarını ve sektördeki dönüşümü yakından inceliyoruz.
Bu tartışmanın en yeni örneklerinden biri de Porsche'nin, daha önce 2026 yılına kadar tamamen elektrikli olacağını duyurduğu 718 Boxster ve Cayman modellerinde benzinli motorlu versiyonları da ürün gamında tutma kararı oldu. Şirket, ayrıca Cayenne modelinin üzerinde konumlanacak olan yeni üç sıralı SUV'unun da ilk etapta tam elektrikli olarak piyasaya sürülmesinden vazgeçerek, benzinli motor ve plug-in hibrit (PHEV) güç aktarma organlarıyla tüketicilerin beğenisine sunulacağını duyurdu. Bu benzinli 718 modellerinin ise yalnızca serinin 'üst' versiyonlarında, muhtemelen RS gibi özel rozetli modellerde bulunacağı belirtildi. **Otomotiv dünyasının devi Toyota da, hibrit teknolojilerine olan uzun soluklu bağlılığına rağmen, spor otomobil segmentinde elektrikli güç aktarma organlarına geçişin sürücüler arasında tam kabul görmesi için zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Marka, bir yandan içten yanmalı motorların (ICE) sunduğu saf sürüş keyfinin vazgeçilmezliğine vurgu yaparken, diğer yandan sıkılaşan emisyon düzenlemeleri ve teknolojik ilerlemelerle hibrit performans araçlarının kaçınılmaz geleceğine işaret ediyor. Bu durum, markaların tamamen elektrikli geleceğe geçişinde pazar dinamiklerinin ne kadar belirleyici olduğunu gösteriyor.** Bu stratejik geri adım, sektördeki dönüşümün tek yönlü olmadığını ve müşteri beklentilerinin ne denli belirleyici olduğunu gözler önüne seriyor.
Mercedes-AMG, AMG bölümü aracılığıyla, on yıllara dayanan içten yanmalı motor tecrübesini tamamen elektrikli araçlara aktarabileceğine inanıyor. AMG CEO'su Michael Schiebe, yönetim kuruluna katılmadan önceki son röportajlarından birinde, elektrikli performans araçları konusunda neden heyecanlı olmamız gerektiğini Australian WhichCar dergisine anlattı. Schiebe'nin ifadesine göre, AMG'nin içten yanmalı motor ekibinden mühendisler artık elektrikli performans araçları üzerinde çalışıyor. Büyük hacimli motorların yerini alacak olan elektrikli sistemler için, V8 motor sesini taklit etmek amacıyla müzik endüstrisinden ses mühendisleri bile işe alınmış durumda. Schiebe, simüle edilmiş vites geçişlerinin bile şüpheciler tarafından takdir edileceğine güveniyor ve AMG.EA platform ekibine "piyasadaki en iyi elektrikli V8'i" geliştirme görevini verdi. Bu, sürücü ile araç arasındaki özel mekanik bağı elektrikli bir bağlama taşımak anlamına geliyor.
"Araca bindiğinizde, elektrikli olmasına rağmen araçtan geri bildirim almanız için 'çok duygusal' olduğundan emin olmalıyız, çünkü müşterilerimiz arabalarında en çok bunu seviyorlar."
Gelenekselcilerin Endişeleri ve V8'in Geleceği
Ancak AMG, herkesi ikna edemeyeceğinin farkında. Özellikle C63 modelinin V8 motorunu kaybederek dört silindirli, 2.0 litrelik plug-in hibrit bir motora geçişi sonrasında yaşanan büyük tepkiler, markayı bu konuda daha dikkatli olmaya itiyor. Sadık müşterileri memnun etmek adına, daha fazla güç ve daha iyi yakıt verimliliğine sahip, tamamen yeni bir sekiz silindirli motor geliştiriliyor. Bu yeni motor, aynı zamanda gelecek Euro 7 standardına da uyumlu olacak, böylece AB pazarında da yerini alabilecek. Ancak C63 bu yeni V8'e sahip olmayacak; onun yerine altı silindirli bir motorun giderek daha olası hale geldiği belirtiliyor.
V8 Motorlarının Ömrü: Bölgesel Farklılıklar
Schiebe, bu yılın başlarında Motor1'e yaptığı açıklamada, 2027'de gelmesi beklenen yeni V8 motorunun "insanlar istediği sürece" satışta kalacağını belirtmişti. Ancak, Avrupa'da daha sıkı emisyon kurallarının 2035'te yeni içten yanmalı motorlu araç satış yasağına yol açacağını, bunun da "doğal bir son" anlamına geldiğini vurguladı. Yine de, diğer bölgelerde bu motorun önümüzdeki on yılda da yaşamaya devam edeceğini ekledi.
Sektördeki Geniş Çaplı Dönüşüm ve Regülasyonların Etkisi
AMG, BMW M ve Audi Sport gibi performans odaklı markaların tüm yumurtalarını içten yanmalı motor sepetine koymalarını beklemek gerçekçi değil. Er ya da geç, düzenleyiciler büyük hacimli motorları fiilen yasaklayacak. Bu değişim, Avrupa'nın bazı bölgelerinde zaten dolaylı olarak devam ediyor; büyük motorlu araçlar ciddi vergilere tabi tutuluyor. Bu durum, otomobil üreticilerinin neden performans plug-in hibritlerine yatırım yapmaya devam ettiğini açıklıyor.
Öne Çıkanlar: Vergi Baskısı ve Hibritlere Geçiş
İrlanda'da bir BMW M5'in, bir M3'ten yaklaşık 10.000 € (yaklaşık 12.000 $) daha ucuz olması dikkat çekici bir örnek. Bunun nedeni, M3'ün elektrikli olmayan güç aktarım organı nedeniyle daha yüksek bir vergi dilimine girmesi. Bu durum, 2028'de gelmesi beklenen yeni M3'ün hafif hibrit sıralı altı silindirli bir motor kullanacağının rapor edilmesine şaşırmamalı. Bu arada, Audi'nin RS modelleri de plug-in hibrit bir kuruluma kavuşacak.
Pazar dinamiklerinin bu denli belirleyici olduğu bir dönemde, Porsche'nin daha önce tamamen elektrikli olacağını belirttiği 718 Boxster ve Cayman serisinde benzinli motorlu versiyonları da ürün gamında tutma kararı, lüks segmentte benzer bir stratejik geri adımla Bentley'nin 2030'a kadar tamamen elektrikli olma hedefinden vazgeçerek ilk elektrikli modelinin lansmanını 2026'ya kaydırması, ve sektördeki geniş çaplı dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Toyota da Avustralya Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Sean Hanley'nin, hibrit spor otomobillerin potansiyeline kapıyı kapatmazken pazarın bu fikre ısınması için zamana ihtiyacı olduğunu vurgulaması ve "Performans heyecan verici ve eğlencelidir, ve şu anda içten yanmalı motorlar bu pazarın ihtiyacını karşılamaya devam ediyor – bu bir gerçek." sözleriyle geleneksel içten yanmalı motorların önemine dikkat çekmesi, hatta manuel şanzımanlı içten yanmalı motorlu araçların "uzun, çok uzun bir süre daha" bizimle olacağını ekleyerek markanın bu geleneğe bağlılığını teyit etmesiyle, bu stratejik değişim, tek bir teknolojiye bağlı kalmak yerine, pazar koşullarına göre esneklik göstermenin önemini vurguluyor. Nitekim **Toyota’nın on yıldan uzun bir süre önce tanıtılan orta motorlu GRMN Sports Hybrid Concept II ve targa tavanlı hibrit bir 86 modeli olan 2017 GR HV Sports gibi konseptlerinin üretime geçmemesi, markanın elektrikli spor otomobil pazarında somut bir adım atmakta ne kadar temkinli davrandığını gösteriyor.** Ayrıca **Jeep'in uzun zamandır sözünü verdiği plug-in hibrit modeli Gladiator 4xe'nin üretim planlarından çıkarılması ve Stellantis'in bu kararı 'müşteri itiş gücü tercihlerinin evrimi' olarak açıklaması, aynı zamanda Ram 1500 REV elektrikli kamyonet projesini iptal etmesi ve Alfa Romeo Tonale, Fiat Panda, Opel Mokka, Dodge Hornet gibi popüler modellerinin üretimini zayıflayan talep nedeniyle geçici olarak askıya alması**, Jeep Gladiator 4xe hibrit projesinin iptali ve Stellantis'in elektrifikasyon stratejisindeki değişiklikler hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca **lüks otomobil üreticisi Acura'nın elektrikli SUV modeli ZDX'in üretimini bir yıl gibi kısa bir sürede sonlandırması** ve Nissan'ın Ariya modelinin ABD pazarından çekilmesi, Ford'un Almanya'daki elektrikli araç satışlarındaki yavaşlama nedeniyle işten çıkarmalar, Volkswagen'in elektrikli Golf üretimindeki gecikmeler, **Audi'nin ikonik sıralı beş silindirli motorunun sıkılaşan Euro 7 emisyon düzenlemeleri ve bu motor için gerekli yatırımın pazar talebi tarafından karşılanmaması nedeniyle üretimini sona erdirme kararı, Lamborghini'nin ilk elektrikli modeli Lanzador'un çıkışını ertelemesi, Honda'nın büyük elektrikli SUV projesini rafa kaldırması, Cupra'nın Kuzey Amerika çıkışını 2030 sonrasına ertelemesi** ve **Pagani, Koenigsegg, McLaren gibi ultra lüks markaların elektrikli süper otomobillere 'sıfır talep' nedeniyle bazı EV projelerini ertelemesi** gibi gelişmeler, markaları hibrit ve içten yanmalı motor seçeneklerini korumaya itiyor. Ayrıca, Porsche'nin K1 kod adlı üç sıralı elektrikli SUV modelinin başlangıçta tamamen elektrikli olarak tanıtılmasına rağmen lansmanının ertelenmesi ve Volkswagen Grubu'nun diğer markalarıyla birlikte geliştirilmesi planlanan yeni bir EV platformunun 2030'lu yıllara kaydırılması gibi gecikmeler, elektrikli araç lansmanlarında yaşanan maliyet engelleri ve stratejik yeniden değerlendirmeleri gözler önüne seriyor. **Bu bağlamda, Volkswagen Grubu'nun bu stratejik esnekliğinin Porsche için yaklaşık 5.1 milyar Euro ek maliyet getireceği iddiaları dikkat çekerken, Audi'nin Çin pazarına özel kurduğu AUDI markasının ilk modeli E5 Sportback'in lansmanının ilk yarım saatinde 10.000'den fazla sipariş alarak bu pazarda rekor bir başlangıca imza atması, bölgesel farklılıkların ve pazar tepkilerinin ne denli değişken olduğunu gösteriyor.** Audi CEO'su Gernot Döllner'in, beş silindirli motoru Euro 7 standartlarına uyumlu hale getirmenin "teknik olarak zor olmadığını" ancak asıl sorunun gerekli yatırım için yeterli "ölçek ve genel pazar talebi" olmadığını vurgulaması, Audi'nin de daha önce 2032'ye kadar içten yanmalı motorları tamamen bırakma hedefini esneterek, içten yanmalı motorlu araç satışlarına "yedi, sekiz, belki on yıl daha" devam etme kararı ve Mercedes CEO'su Ola Källenius'un Avrupa otomobil endüstrisinin "tam hızla bir duvara çarptığını" belirterek AB politikasını yeniden düşünme çağrısı, bu stratejik esnekliğin ne denli kritik olduğunu gösteriyor. **BMW'nin yeni nesil X5 (kod adı G65) modelinde benimsediği stratejidir. Geleneksel benzinli ve dizel motorlara ek olarak plug-in hibrit (PHEV) ve tamamen elektrikli (BEV) seçeneklerinin yanı sıra, BMW, Toyota ile ortak geliştirilen hidrojen yakıt hücreli bir türevi ve hatta menzil artırıcı özelliğe sahip elektrikli bir X5'i de ürün gamına dahil etmeye hazırlanıyor. Marka, ilk hidrojen modeli olan iX5 Hydrogen'ın 2028'de üretime gireceğini doğrulamış ve bu çok yönlü güç aktarma organları stratejisiyle geleceğin mobilite çözümlerine kucak açtığını göstermiştir. Yeni X5 G65'in çok yönlü güç aktarma organları stratejisi ve gelecek nesil detayları hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.** Lincoln'ün tamamen elektrikli crossover projesini iptal edip hibrit teknolojiye yönelmesi, Ram'in tam elektrikli kamyonet projesinden menzil uzatılmış elektrikli (REEV) Ramcharger modeline geçmesi, **Ram CEO'sunun V-8 motorunu seriden çıkarmanın bir hata olduğunu itiraf ederek Hemi V-8'i geri getirmesi ve Jeep'in Gladiator için V8 de dahil olmak üzere 'ek güç aktarma seçenekleri' sunma planları**, ve otomobil dünyasında efsanevi bir yere sahip olan Toyota’nın 4A-GE kodlu dört silindirli motorunu yıllar sonra modern üretim teknikleriyle yeniden üretme kararı alması ve Lexus'un yeni "LFR" spor otomobilinde hibrit güç ünitesine yer vermesi gibi adımlar da sektördeki bu pragmatik yaklaşımı pekiştiriyor. Nürburgring Nordschleife'deki zorlu testler sırasında prototiplerin arka camlarında görülen yüksek voltaj uyarıları taşıyan sarı etiketler, LFR'ın hibrit güç ünitesine sahip olduğunu kesin olarak doğrulamıştır. Bu genel eğilimin bir parçası olarak, **Ford Mustang'in de yıllardır süregelen söylentilerin ardından 'S650E' kod adıyla hibrit bir versiyonunun geliştirildiğine dair iddialar gündeme geldi; bu durum, markanın performans mirasını korurken modern dünyanın çevresel ve teknolojik gereksinimlerine uyum sağlama çabasının bir yansıması olarak öne çıkıyor.** Ford Mustang Hibrit S650E hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Porsche'nin yeni SUV modelinde elektrikli motor erteleme kararı ve otomotiv sektöründeki bu stratejik dönüşüm hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Tamamen elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyeti, şarj altyapısı endişeleri ve özellikle kamyonet gibi ticari araç segmentlerindeki yavaşlayan talep gibi faktörler, hibrit ve menzili artırılmış elektrikli araçları (REEV) daha cazip hale getiriyor. Güç aktarım sistemleri devi Horse Powertrain, IAA Mobility Fuarı'nda tanıttığı yeniliklerle sektörün geleceğine dair tek bir yola odaklanmak yerine, çok yönlü ve pragmatik bir yaklaşımın önemini vurgulayarak bu alandaki çözümlerini ortaya koyuyor. **Bu pragmatik yaklaşımın bir başka önemli örneği de lüks SUV segmentinin öncülerinden BMW'nin yeni nesil X5 (kod adı G65) modelinde benimsediği stratejidir. Geleneksel benzinli ve dizel motorlara ek olarak plug-in hibrit (PHEV) ve tamamen elektrikli (BEV) seçeneklerinin yanı sıra, BMW, Toyota ile ortak geliştirilen hidrojen yakıt hücreli bir türevi ve hatta menzil artırıcı özelliğe sahip elektrikli bir X5'i de ürün gamına dahil etmeye hazırlanıyor. Marka, ilk hidrojen modeli olan iX5 Hydrogen'ın 2028'de üretime gireceğini doğrulamış ve bu çok yönlü güç aktarma organları stratejisiyle geleceğin mobilite çözümlerine kucak açtığını göstermiştir. Yeni X5 G65'in çok yönlü güç aktarma organları stratejisi ve gelecek nesil detayları hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.** Horse Powertrain CEO'su Matias Giannini'nin de belirttiği gibi, "Menzil artırıcı EV’ler birçok küresel pazarda en hızlı büyüyen güç aktarım kategorisidir." Bu küresel trende Scout'ın 2027'de piyasaya süreceği 'Harvester' menzil artırıcı seçeneği, Ram'in gecikmiş Ramcharger modeli ve Hyundai'nin 2026 için planladığı menzil artırıcı elektrikli araçlar gibi örneklere ek olarak, Horse Powertrain'in kompakt menzil uzatıcı sistemlerinin yeni ailesi olan **Horse C15** de dikkat çekiyor. Motor, jeneratör ve soğutma sistemini sadece 48 x 49 x 25 cm (18.9 x 19.3 x 9.8 inç) ölçülerinde, valiz benzeri bir muhafazada birleştiren bu ünite, hem yatay hem de dikey olarak esnek kurulum imkanı sunuyor. 1.5 litrelik dört silindirli bir motora dayanan C15, atmosferik versiyonda yaklaşık 94 beygir güç sunarken, turboşarjlı versiyonlarda 161 beygire kadar çıkabiliyor. En önemlisi, benzin, etanol, metanol ve sentetik yakıtlar dahil geniş bir yakıt yelpazesiyle uyumlu olması, özellikle şarj altyapısının henüz gelişmediği bölgeler için elektrikli araçlara pratik bir alternatif sunuyor. Ayrıca, Horse Powertrain'in dizel platformu üzerine inşa edilmiş 2.0 litrelik dört silindirli yeni hidrojen içten yanmalı motoru **M20 Hydrogen** de 121 hp güç ve 300 Nm (221 lb-ft) tork üretiyor, Euro 7 emisyon standartlarını karşılarken kilometre başına bir gramın altında CO2 emisyonu sağlıyor ve yüzde 94.3'lük hidrojen kullanım oranıyla yakıt hücreli sistemlerle eşdeğer verimlilik sunuyor. Bu bağlamda, **Toyota Avustralya Satış, Pazarlama ve Franchise Operasyonları Başkan Yardımcısı Sean Hanley**, önümüzdeki birkaç on yıl içinde hidrojen tahrikli motorların dizel motorların yerini alabileceğini öne sürerek, hidrojenin uzun vadede dizelin boşluğunu dolduracağına inandığını belirtiyor. Ancak yeterli altyapının bulunmamasının hidrojenin yaygınlaşmasının önündeki en ciddi engellerden biri olduğunu da kabul ediyor. Toyota'nın hidrojen motorlarına olan inancı ve dizel motorların geleceği konusundaki iddiaları hakkında daha fazla bilgiyi Nexus Haber'de bulabilirsiniz. Horse Powertrain'in hibrit ve hidrojen motor yaklaşımlarıyla ilgili detaylı bilgiye Horse Powertrain Hibrit Hidrojen Motor: Gelecek Yaklaşım haberimizden ulaşabilirsiniz. Nissan'ın yenilikçi ZR15DDTe motorunun da Kuzey Amerika'daki ilk çıkışını 2027'de dördüncü nesil Rogue modelinde yapması bekleniyor. Bu tür motorlar, bataryayı şarjlı tutmak için büyük veya çok güçlü olmak zorunda kalmadan, yakıtı verimli bir devirde çalıştırarak hem yakıt tüketimini minimumda tutabiliyor hem de 'menzil endişesi' adı verilen yaygın korkuyu ortadan kaldırabiliyorlar. Bu gelişmeler, menzil artırıcı EV'leri, otomobil üreticilerinin tamamen bataryalı elektrikli araçlara geçişte ihtiyaç duyduğu kritik bir köprü teknolojisi haline getiriyor. Nitekim Volkswagen'in yeni nesil elektrikli Golf modelinde kullanmayı planladığı ve öncelikli olarak elektrikli otomobiller için tasarlanmış Ölçeklenebilir Sistemler Platformu (SSP) bile, menzil artırıcı jeneratörler olarak içten yanmalı motorları da barındırabilecek şekilde esnek bir yapıya sahip. **Horse Powertrain CEO'su Matias Giannini de bu görüşü destekleyerek, politikacıların teknolojiye daha açık olmasını umduğunu ve hatanın sadece hedefler belirlemekle kalmayıp, aynı zamanda belirli teknolojileri de belirtmesi olduğunu ifade ediyor. Toyota CEO'su Koji Sato'nun kısa süre önce yaptığı "Bir araba eğlenceli değilse, araba değildir." açıklaması da markanın genel felsefesini özetleyerek, GR rozeti taşısın ya da taşımasın, her araçta bir "eğlence unsuru" olması gerektiğini ve sürüş dinamiklerinden ödün verilmeyeceğini ortaya koyuyor.**
Mercedes-AMG GT XX konsepti gibi elektrikli AMG modelleri, performans odaklı elektrikli araçlara açık müşterileri hedeflerken, V8'e sadık müşterilerin de bekleyeceği bir şeyler var. Affalterbach'ın tamamen elektrifikasyona yönelmemesi, gelenekselci tutkunlar için hala umut olduğu anlamına geliyor. Mercedes, kendi markası altında V12 ve V8 gibi içten yanmalı motorları ultra lüks ve performans segmentlerinde korumanın yanı sıra, Pagani Utopia gibi egzotik modeller için de AMG V12 motorları tedarik ederek mühendislik gücünü sürdürüyor. Hem benzinli hem de elektrikli spor otomobilleri yönetebilecek kadar büyük bir marka olan Mercedes, güçlü bir geleceği güvence altına alıyor gibi görünüyor.
Mercedes'in bu stratejisine benzer şekilde, Porsche de geleceğe yönelik çok yönlü bir yaklaşım benimsiyor. Markanın yeni nesil Macan'ı, ilk nesil Macan'ın yerine 2028'de gelecek olan crossover model olarak plug-in hibrit seçeneğiyle birlikte benzinli versiyonla da sunulacak. Ayrıca, başlangıçta tamamen elektrikli olması planlanan üç sıralı 'Prestige' SUV modeli de 'pazar koşulları' nedeniyle içten yanmalı ve PHEV (plug-in hibrit) versiyonlarıyla çıkarılacak; hatta bu versiyonların elektrikli modelden önce piyasaya sürülmesi bekleniyor. İkonik 911 serisi ise bu on yıl içinde tamamen elektrikli olmayacak; bunun yerine hibrit seçenekler GTS ve Turbo S'in ötesine geçerek genişleyecek ve manuel vites geleneği özel serilerle korunmaya çalışılacak. 911 Model Serisi Direktörü Michael Rösler'in açıklamalarına göre, Porsche manuel vites tutkunlarına ulaşmak için tüm olasılıkları düşünürken, Evo dergisine verdiği röportajda "Müşterilerimize manuel vitesli seçenekler sunmak için tüm olasılıkları düşünüyoruz" ifadelerini kullanarak bu kararlılığın altını çizmişti. Günümüzde ABD pazarında sadece Carrera T ve GT3 gibi modellerde manuel 911 seçenekleri bulunuyor. Ancak manuel vitesli spor otomobillerin pazarı, ABD ve İngiltere dışındaki bölgelerde oldukça dar; örneğin Avrupa'da manuel Carrera'ların satış oranı %2-3 seviyelerindeyken, ABD'deki Carrera GTS müşterilerinin yaklaşık %50'si manuel vitesi tercih ediyor. Küresel olarak düşük manuel vites popülaritesi, Rösler için tedarik zinciri sorunlarına da yol açıyor ve "Tedarikçilerimiz belirli sayıda parça sağlamak zorunda olduğu için bu durum bize bazı sorunlar yaratıyor" sözleriyle bu ekonomik gerçekliği vurguluyor. Bu zorluklara rağmen Porsche, 911 manuel vites geleneğini özel serilerle devam ettirme konusunda kararlı görünüyor. Sport Classic, Dakar ve S/T gibi modellerin başarısı, manuel şanzımanı barındırmak için en uygun platformlar olabileceğini gösteriyor. Hatta Rösler, Carrera serisinin tamamen çift kavramalı şanzımana (PDK) geçeceğini öğrendiğinde, GT3 almak istemeyen ancak yine de manuel 911 deneyimi arayan müşteriler için bir köprü görevi gören manuel vitesli Carrera T modelinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştı. Ayrıca, yeni hibrit güç aktarma sistemlerinin manuel şanzımanla uyumsuzluğu nedeniyle bu seçeneğin gelecekte özel serilerle sınırlı kalabileceği belirtiliyor. Hatta yeni hibrit GTS modelleri manuel vitesle sunulamıyor. Cayenne ve Panamera modellerinde ise V8 motorlar da dahil olmak üzere içten yanmalı motorların 2030'lara kadar ürün gamında kalacağı doğrulanıyor. Bu durum, otomotiv sektöründeki lider markaların, tamamen elektrikli bir geleceğe doğru ilerlerken bile geleneksel motorlara ve hibrit çözümlere olan talebi göz ardı etmediğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Mercedes-AMG'nin stratejisi, otomotiv endüstrisinin karşı karşıya olduğu karmaşık dönüşümün bir yansıması. Duygusal bir sürüş deneyimi sunan elektrikli spor otomobiller yaratma hedefi iddialı olsa da, markanın bu iki dünyayı bir araya getirme çabası, gelecekteki performans araçlarının nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunuyor. **Audi'nin sanal vites geçişleri ve yapay motor seslerinin elektrikli sürüşe 'gerçekten bir şeyler kattığını' iddia etmesi, Audi CEO'su Gernot Döllner'in de belirttiği gibi bu tür sanal deneyimlerin elektrikli sürüşe "gerçekten bir şeyler katabildiğini" ve hatta yarış pistinde daha hızlı olmayı sağlayabildiğini vurgulaması, Jaguar, Hyundai Ioniq 5 N, Ferrari, Kia EV6 GT ve yaklaşan elektrikli M3 gibi markaların da benzer yapay vites değişimleri geliştirerek elektrikli otomobillerin sessiz doğasını dengelemeye çalışması, hatta Ferrari CEO'su Benedetto Vigna'nın da daha önce bahsettiği "ses imzaları" kapsamında içten yanmalı motor benzeri seslerin simüle edileceğini belirtmesi, bu "duygusal" bağ arayışının ne denli yaygın olduğunu gösteriyor. Hatta Dodge'un yeni Charger Daytona EV'si yapay bir sese sahip olsa da simüle edilmiş bir şanzıman sistemine sahip değilken, Lexus ve 2026 Honda Prelude hibrit gibi modellerde de benzer yaklaşımların beklendiği biliniyor.** Bu bağlamda, Porsche'nin de elektrikli modellerine sanal vites değişimleri ve yapay motor sesleri eklemeyi ciddi şekilde değerlendirmesi, geleneksel sürüş deneyimini dijital dünyaya taşıma arayışının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Ayrıca, 718 ve 911 serilerinin Başkan Yardımcısı Frank Moser'in elektrikli 718 modelleri için duyduğu büyük heyecan da dikkat çekiyor. Moser, "Bu araçların gerçekten, gerçekten parlak olacağını bilmelisiniz; çünkü hafifler, güçlüler ve inanın bana, iki kapılı bir spor otomobil için bu harika bir kombinasyon" sözleriyle, markanın elektrikli spor otomobil vizyonuna olan inancını pekiştiriyor. Bu denge sanatı, hem teknolojik yenilikleri hem de müşteri beklentilerini bir arada tutma zorunluluğunu ortaya koyuyor.
Kaynak: Motor1.com