Lincoln, İddialara Göre Hibrit Motorlu Yeni Bir Üç Sıralı Crossover Hazırlığında

Haber Merkezi

19 September 2025, 09:01 tarihinde yayınlandı

Lincoln'dan Hibrit SUV Hamlesi: Yeni Üç Sıralı Crossover Yolda mı?
```html

Lüks otomobil üreticisi Lincoln, ürün yelpazesini genişletme yolunda önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. Marka yöneticilerinin bayilere, yakın gelecekte yeni ve ek bir modelin satışa sunulacağını bildirdiği iddia ediliyor. Bu haber, Lincoln'ın elektrikli araçlara yönelik stratejisinde dikkate değer bir değişime işaret ediyor.

Elektrikli Araçtan Hibrit Yaklaşımına Geçiş

Automotive News tarafından yayımlanan habere göre, Lincoln aslında 2027 yılında Ford'un eşdeğer bir modeli üzerine inşa edilecek, üç sıralı tamamen elektrikli bir crossover üzerinde çalışıyordu. Ancak bu proje, geçtiğimiz yıl önce ertelenmiş, ardından tamamen iptal edilmişti. Bu iptalin ardından Lincoln'ın yönünü hibrit teknolojisine çevirdiği belirtiliyor. Bu stratejik değişim, sektördeki genel bir eğilimin parçası olarak da görülebilir. Nitekim, Ford da Avrupa'daki elektrikli araç (EV) satışlarında yaşanan yavaşlama nedeniyle Almanya'nın Köln kentindeki fabrikasında 1.000 kadar çalışanı işten çıkaracağını ve 2026 yılından itibaren fabrikanın üretimini iki vardiyadan tek vardiyaya düşüreceğini duyurdu. Bu hamle, şirketin Avrupa pazarındaki zorlu rekabet ve değişen tüketici tercihleri karşısında aldığı radikal önlemlerin bir parçası olarak dikkat çekiyor. Ford'un Almanya'daki bu stratejik hamlesi hakkında daha fazla bilgi edinin. Nitekim, Stellantis de büyük bir merakla beklenen tam elektrikli Ram 1500 REV kamyonet projesini iptal ederek, Kuzey Amerika'da tam boyutlu bataryalı elektrikli kamyonetlere olan talebin yavaşlamasını gerekçe göstermiştir. Ram, bunun yerine menzili uzatılmış elektrikli araç (REEV) olan Ramcharger modelini yeni 'Ram 1500 REV' olarak yeniden markalaştırarak Lincoln'ınkine benzer bir hibrit yaklaşımı benimsemiştir. Ram'in bu stratejik dönüşümü hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.

Ford Motor Company CEO'su Jim Farley'nin geçen ay yaptığı açıklama, bu stratejik değişikliği destekliyor. Farley, hibrit ve menzili artırılmış elektrikli araçların şu anda Lincoln'ın ihtiyaçlarına daha iyi hizmet edeceğini belirtmişti. Bu, markanın elektrikli araç pazarının mevcut zorlukları karşısında daha esnek bir yaklaşım benimsemesinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Bu stratejik dönüşüm sadece Lincoln'a özgü değil; otomotiv sektöründe genel bir eğilime işaret ediyor. Ram'in yanı sıra Audi'nin merakla beklenen tam elektrikli RS6 E-Tron projesini iptal ettiği iddiaları, Honda'nın büyük elektrikli SUV projesini rafa kaldırdığı, hatta Volkswagen'in de ikonik Golf modelinin tamamen elektrikli versiyonunun yüksek üretim maliyetleri nedeniyle dokuz ay kadar gecikeceğini duyurması ve lüks segmentin temsilcilerinden Lamborghini'nin uzun süredir beklenen elektrikli araç programını 2029'a erteleği haberleri, birçok üreticinin tam elektrikli dönüşüm hedeflerini gözden geçirdiğini gösteriyor. Özellikle de Audi'nin bu kararı, projenin geliştirme maliyetlerini haklı çıkaracak düzeyde yeterli talep olmaması nedeniyle aldığı iddia edilirken, geçtiğimiz yıl elektrikli araç teslimatlarının %7,8 düşüşle 164.480 adede gerilediği ve markanın toplam teslimatlarındaki elektrikli araç payının sadece %9,7 seviyesinde kaldığı da bu iddiaları destekliyor. Audi RS6 E-Tron iptal iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin. Nitekim, Audi, 2032 yılına kadar tamamen elektrikli araçlara geçme yönündeki iddialı hedefinden vazgeçtiğini ve içten yanmalı motorlu araç satışlarına “yedi, sekiz, belki on yıl daha” devam edeceğini duyurarak önceki hedeflerini esnekleştirdi. Audi'nin elektrikli araçlara yönelik stratejisindeki bu esnek tutum hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Volvo'nun da başlangıçta 2035'e kadar tüm yeni otomobillerin tamamen elektrikli olacağına dair iddialı hedefini, 2030 için belirlediği sadece EV satışı hedefini terk ederek, on yılın sonunda satışlarının yüzde 90 ila 100'ünü şarj edilebilir hibrit ve tamamen elektrikli araçların oluşturmasını hedefleyecek şekilde revize etmesi bu durumu pekiştiriyor. Yılın ilk sekiz ayında Volvo, içten yanmalı motoru olmayan araç satışlarında yüzde 24'lük devasa bir düşüş yaşarken, şarj edilebilir hibrit satışları yüzde bir, benzinli ve hafif hibrit modeller ise yüzde yedi düşüşle toplam teslimatlarında yüzde 10'luk bir düşüş kaydetti. Benzer şekilde, başlangıçta 2030'a kadar tamamen elektrikli olmayı hedefleyen Mercedes-Benz gibi rakipleri de, pazar gerçekleri karşısında bu hedeflerini gözden geçirerek içten yanmalı motorların üretimini 2030'lu yılların ortalarına kadar sürdüreceğini açıkladı. Ancak bu durum, Mercedes'in elektrikli araç atağını tamamen durdurduğu anlamına gelmiyor; marka, yeni elektrikli C-Serisi'nin 2026'da 800 km menzil, 800 volt mimarisi ve Hyperscreen gibi özelliklerle geleceğini ve ikonik G-Serisi'nin elektrikli versiyonu olan 'Baby G'yi de 2026'da piyasaya süreceğini duyurdu. Mercedes-Benz Baby G tamamen yeni elektrikli SUV hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Rakibi BMW de benzer şekilde Neue Klasse platformunda yükselecek yeni elektrikli iX3 ve i3 modellerini tanıtmaya hazırlanıyor. BMW i3 elektrikli 3 Serisi dönemi hakkında detaylı bilgi edinin. Bu gecikme, Wolfsburg fabrikasının elektrikli araç üretimine uyarlanması için gereken beklenenden yüksek maliyetler nedeniyle yaşanmaktadır. Nitekim, Volkswagen Golf'ün üretimi 2015'teki bir milyon adetten geçen yıl 300.000 adedin biraz üzerine gerilerken, bu yıl sayının 250.000'e düşmesi bekleniyor ve marka yeni nesil Golf için Amerikalı elektrikli araç üreticisi Rivian ile işbirliği yapmayı planlıyor. Bu bağlamda, Volkswagen'in merakla beklenen dokuzuncu nesil elektrikli Golf modelinin piyasaya sürülmesinde önemli bir gecikme yaşanacağı iddiaları da elektrikli dönüşümün zorluklarını gözler önüne seriyor. Şirketin Wolfsburg fabrikasını yeni nesil elektrikli araçlar için modernize etme maliyetlerinin beklenenden çok yüksek çıkması nedeniyle, projenin dokuz ay kadar erteleneceği belirtiliyor. Benzer şekilde, elektrikli T-Roc modelinin de gecikme yaşayacağı öngörülüyor. Bu gecikme, sadece yeni nesil elektrikli modellere değil, mevcut Golf Mk8'in geleceğine de etki edebilir. Volkswagen, Mk8 üretimini 2027'den itibaren Meksika'daki Puebla fabrikasına taşımayı planlıyordu; ancak fabrika dönüşümündeki gecikmeler nedeniyle hatchback ve station wagon modellerinin Wolfsburg'da planlanandan daha uzun süre üretilmeye devam etmesi muhtemel görünüyor. Volkswagen Elektrikli Golf'ün gecikme nedenleri ve fabrika modernizasyon maliyetleri hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Hatta Mercedes-AMG'nin, geleneksel V8 motorundan dört silindirli, elektrik destekli bir üniteye geçirdiği C63 modelinin performans tutkunları arasında büyük yankı uyandırması ve markanın 'bazı müşterileri kaybettik' itirafıyla birlikte bu güç aktarım organı seçimiyle yanlış adımlar attığını kabul etmesi, elektrikli dönüşümün zorluklarını gözler önüne seriyor. Nitekim, şirket, daha önce AMG C63'te kullanılan dört silindirli turbo motor gibi güç aktarma organı seçimlerinde bazı yanlış adımlar attığını kabul etmiş ve bu durumu telafi etme arayışına girmiştir. Mercedes-AMG Yönetim Kurulu Üyesi Mathias Geisen, Auto Express'e yaptığı bir açıklamada, C63'ün daha büyük bir motor seçeneğine kavuşabileceğine dair önemli ipuçları vererek, "Dört silindirli seçenek sunduğumuz bazı modellerde, gelecekte altı silindirli motorlar da sunacağız. Hibrit olabilir veya sadece içten yanmalı olabilir, o aşamaya geldiğimizde size haber vereceğiz." sözleriyle potansiyel bir değişimin sinyalini vermiştir. Bu açıklama, V8 motorunun C63'e geri dönmeyeceğini kesinleştirse de, performans sedanının kaputunun altında sıralı altı silindirli, 'M256M' kod adlı hafif hibrit 3.0 litrelik bir motorun yer alacağı beklentilerini güçlendiriyor. Bu stratejik değişiklik, mevcut dört silindirli C63'ün rakiplerine kıyasla yüksek başlangıç fiyatı (ABD'de 87.200 dolar) ve konumlandırma sorunları nedeniyle markanın müşteri kayıplarını ve satış zorluklarını aşma çabası olarak yorumlanıyor. Mercedes-AMG C63'ün motor değişikliği iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin. Pagani, Koenigsegg ve hatta Ferrari gibi ultra lüks markaların bile müşterilerinin elektrikli süper otomobillere ilgi göstermediği ve bazı EV projelerini "sıfır talep" nedeniyle ertelediği belirtilirken, McLaren de tam elektrikli bir model piyasaya sürmek için acele etmediğini, içten yanmalı motorların "bu markanın büyük rolünü gerçekten uzun bir süre oynamaya devam edeceğini" vurguluyor. Hatta Mercedes-AMG'nin, Porsche 911 gibi ikonlara meydan okuyacak iki kapılı elektrikli bir AMG GT XX modelini değerlendirmesine rağmen, bu iddialı adımın yatırımı haklı çıkaracak büyüklükte bir pazar olup olmadığı sorusunu sorması, lüks elektrikli pazarındaki belirsizliği yansıtıyor. Mercedes'in dört silindirli C63 hamlesi, emisyon düzenlemelerine uyum ve elektrifikasyona geçiş stratejisinin bir parçasıydı. Ancak bu modernleşme çabası, markanın geleneksel müşteri kitlesiyle beklentileri arasında ciddi bir uyumsuzluğa yol açtı. Müşteri kayıplarının ve satış zorluklarının itiraf edilmesi, pazar gerçeklerinin ve marka mirasın önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu durum, küresel otomotiv endüstrisinde Avrupa Birliği'nin (AB) 2035 yılı itibarıyla içten yanmalı motorlu (ICE) araçların satışını yasaklama kararına karşı artan endişelerle de örtüşüyor. Mercedes CEO'su Ola Källenius'un da Avrupa otomobil endüstrisinin "tam hızla bir duvara çarptığını" ve AB politikasını yeniden düşünmezse "çökebileceğini" belirtmesi, markanın içten yanmalı motorları planlanandan daha uzun süre piyasada tutmak için bir "rota düzeltmesi" yapmak zorunda kaldığını ortaya koyuyor. Hatta marka, talep olduğu sürece efsanevi V-12 motorların üretimini dahi sürdüreceğini açıkladı. Mercedes'in bu yaklaşımı, Audi'nin de 1976'dan bu yana süregelen bir geleneği sona erdirerek, performansa düşkün tutkunları arasında kült statüsüne ulaşmış sıralı beş silindirli motorunun üretimini sona erdirme kararıyla benzer bir doğrultuda ilerlediğini gösteriyor. Özellikle RS3 modelinin yaklaşık iki yıl içinde üretimden kalkmasıyla veda edecek bu efsanevi motorun sonlandırılmasının ardındaki temel nedenler, sıkılaşan Euro 7 emisyon düzenlemeleri ve bu motor için gerekli mühendislik ve maliyet yatırımını haklı çıkaracak pazar talebinin olmaması olarak belirtiliyor. Nitekim Audi CEO'su Gernot Döllner, beş silindirli motoru Euro 7 standartlarına uyumlu hale getirmenin "teknik olarak zor olmadığını" ancak asıl sorunun gerekli yatırım için yeterli "ölçek ve genel pazar talebi" olmadığını vurguladı. Audi'nin bu ikonik motoruna vedası hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın. Mercedes-AMG'nin elektrikli Porsche 911 rakibi planları ve lüks EV pazar analizi hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Porsche'nin de IAA Mobility Show'da tamamen elektrikli Cayenne prototipini sergileyecek olsa da benzinli Cayenne üretiminin en az 2030'a kadar devam edeceğini belirtmesi, ikonik 718 serisi Boxster ve Cayman modellerini tamamen elektrikli bir geleceğe taşıma konusunda kararlılığını sürdürürken, ilk elektrikli 718'lerin tanıtımının 2026 yılına kadar uzaması bekleniyor ve son içten yanmalı motorlu versiyonların üretim bandından yakın zamanda ineceği bildiriliyor. Porsche'nin amiral gemisi 911 Turbo S modelini **701 beygir gücüyle, 0-100 km/s hızlanmasını 2.4 saniyede tamamlayarak** hibrit güç aktarma organıyla tanıtması, Ferrari'nin efsanevi Testarossa adını 1.000 beygirden fazla güce sahip elektrikli V-8 hibrit teknolojisiyle buluşturması ve Polestar 5'in ABD'de %100'lük gümrük vergileri nedeniyle pazar girişinde zorluklar yaşaması, sektörde tam elektrikli araçlara geçişin tek ve düz bir yol olmadığını kanıtlıyor. Avrupa Birliği'ndeki toplam araç satışlarının yalnızca %15.6'sını bataryalı elektrikli araçların oluşturması ve Birleşik Krallık ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri dahil edildiğinde bu oranın %17.4'e yükselmesi de pazarın mevcut zorluklarını gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, Ford'un Almanya'daki pazar payının son on yılda %7'den %3'ün altına gerilediği ve ancak %4,5'e mütevazı bir geri dönüş sağlayabildiği, Almanya'da 2024 yılında yeni araç tescillerinde bir önceki yıla göre %14,3'lük bir düşüş yaşandığı da bu durumu pekiştiriyor. Ford'un Almanya pazarındaki bu değişimler hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Polestar 5 hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Porsche'nin ikonik 718 serisi Boxster ve Cayman modellerinin tamamen elektrikli bir geleceğe taşıma kararı ve bu dönüşüm süreci hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.

Peki Yeni Model Neye Benzeyecek?

Henüz resmi bir doğrulama olmamakla birlikte, yeni gelecek Lincoln modelinin yine üç sıralı bir crossover olması bekleniyor. Potansiyel hibrit güç aktarım sistemleri arasında menzili genişletilmiş elektrikli araçların bulunabileceği tahmin ediliyor. Eğer bu iddialar doğru çıkarsa, Navigator ve Aviator'ın yanına üçüncü bir üç sıralı Lincoln SUV modeli eklenmiş olacak.

İptal edilen Ford üç sıralı elektrikli aracının Explorer boyutlarında ve 560 kilometrenin üzerinde menzile sahip olması planlanmıştı. Lincoln versiyonunun da Aviator'a benzer özellikler taşıması bekleniyordu. Yeni model büyük bir crossover olursa, bu benzerliklerin korunması olası.

Değer Katma: Hibrit Stratejinin Artıları ve Eksileri

Lincoln'ın hibrit stratejisi, elektrikli araç pazarındaki dalgalanmalar göz önüne alındığında mantıklı bir adım olarak görülebilir. Tamamen elektrikli modellere geçişin yüksek maliyeti ve şarj altyapısı endişeleri devam ederken, hibritler tüketicilere elektrikli sürüşün avantajlarını sunarken menzil kaygısını ortadan kaldırıyor. Ancak, markanın geçmişte Aviator hibritini düşük talep nedeniyle durdurduğunu unutmamak gerekir. Bu durum, yeni bir hibrit crossover için pazarın tepkisinin kritik olacağını gösterir. Lincoln'ın bu kez daha cazip bir paket sunması gerekecek.

Bu bağlamda, Audi CEO'su Gernot Döllner'in elektrikli araçların geleceğin tek geçerli yolu olduğuna ve karbon emisyonlarını azaltmada en etkili teknoloji olduğuna dair sarsılmaz inancı, pazarın mevcut zorluklarına rağmen markanın uzun vadeli vizyonunu koruduğunu gösteriyor. Döllner, "Önümüzdeki yıllarda ulaştırmada CO₂ emisyonlarını azaltma konusunda elektrikli araçtan daha iyi bir teknoloji bilmiyorum. Ancak iklim korumanın ötesinde bile, elektrikli araç basitçe daha iyi bir teknoloji." ifadeleriyle bu görüşünü pekiştiriyor. Ayrıca Döllner, Avrupa Birliği'nin 2035'ten itibaren yeni içten yanmalı motorlu araç satışlarını yasaklama kararını da açıkça destekliyor ve bu yasağın gevşetilmesi çağrılarını "verimsiz" olarak nitelendirerek, üreticiler ve düzenleyiciler arasındaki sürekli belirsizliğin "müşterileri tedirgin ettiğini" vurguluyor.

Tamamen elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyeti, şarj altyapısı endişeleri ve özellikle kamyonet gibi ticari araç segmentlerindeki yavaşlayan talep gibi faktörler, hibrit ve menzili artırılmış elektrikli araçları (REEV) daha cazip hale getiriyor. Horse Powertrain CEO'su Matias Giannini'nin de belirttiği gibi, "Menzil artırıcı EV’ler birçok küresel pazarda en hızlı büyüyen güç aktarım kategorisidir." Bu küresel trende Scout'ın 2027'de piyasaya süreceği 'Harvester' menzil artırıcı seçeneği, Ram'in gecikmiş Ramcharger modeli ve Hyundai'nin 2026 için planladığı menzil artırıcı elektrikli araçlar gibi örnekler de eklenebilir. Nissan'ın yenilikçi ZR15DDTe motorunun da Kuzey Amerika'daki ilk çıkışını 2027'de dördüncü nesil Rogue modelinde yapması bekleniyor. Bu tür motorlar, bataryayı şarjlı tutmak için büyük veya çok güçlü olmak zorunda kalmadan, yakıtı verimli bir devirde çalıştırarak hem yakıt tüketimini minimumda tutabiliyor hem de 'menzil endişesi' adı verilen yaygın korkuyu ortadan kaldırabiliyorlar. Bu gelişmeler, menzil artırıcı EV'leri, otomobil üreticilerinin tamamen bataryalı elektrikli araçlara geçişte ihtiyaç duyduğu kritik bir köprü teknolojisi haline getiriyor. Nitekim Volkswagen'in yeni nesil elektrikli Golf modelinde kullanmayı planladığı ve öncelikli olarak elektrikli otomobiller için tasarlanmış Ölçeklenebilir Sistemler Platformu (SSP) bile, menzil artırıcı jeneratörler olarak içten yanmalı motorları da barındırabilecek şekilde esnek bir yapıya sahip.

Lincoln'ın Mevcut Hibrit Portföyü ve Gelecek Vizyonu

Şu an için Lincoln'ın ürün yelpazesinde sadece Corsair modeli hibrit seçeneği sunuyor. Aviator ise ikiz turboşarjlı 3.0 litrelik V-6 motorla 400 beygir güç ve 563 Nm tork üretiyor. Daha önce Aviator'ın hibrit versiyonu bulunsa da, düşük talep nedeniyle 2024 model yılı için üretimi durdurulmuştu. Bu durum, Lincoln için hibrit pazarının çetin geçebileceğine dair bir uyarı niteliğinde.

Jim Farley'nin 'uygun fiyatlı bir elektrikli Lincoln'un markaya uygun olacağı' yönündeki açıklamaları, şirketin tamamen elektrikli araç vizyonunu tamamen terk etmediğini ancak mevcut önceliklerin değiştiğini gösteriyor. Bu, Lincoln'ın uzun vadede hem hibrit hem de belirli EV segmentlerinde varlık göstermeyi planladığının bir işareti olabilir.

Özet Tablo: Lincoln'ın Üç Sıralı SUV ve Hibrit Stratejisi

Lincoln'ın ürün yelpazesi ve hibrit stratejisi hakkında öne çıkan bazı bilgiler:

  • Mevcut Üç Sıralı SUV'lar: Navigator, Aviator
  • Potansiyel Yeni Model: Üç sıralı hibrit crossover (henüz doğrulanmadı)
  • Mevcut Hibrit Model: Corsair
  • Önceki Hibritler (Durduruldu): Aviator Hibrit (düşük talep nedeniyle)
  • İptal Edilen EV Projesi: 2027 için planlanan üç sıralı elektrikli crossover
  • Yeni Strateji Yönü: Hibrit ve menzili artırılmış elektrikli araçlara odaklanma

Lincoln'ın bu stratejik hamlesi, lüks segmentte hem performansı hem de yakıt verimliliğini bir arada sunan bir model arayan tüketiciler için cazip olabilir. Ancak, geçmiş deneyimlerden ders çıkararak ve pazarın taleplerini doğru analiz ederek başarılı bir çıkış yapması gerekecek.

Bu genel pazar dinamiklerinin ve stratejik değişikliklerin arkasında, Avrupa Birliği'nin 2035 yılı itibarıyla içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklama kararının potansiyel yıkıcı etkilerine dair endişeler de önemli rol oynuyor. BMW Teknoloji Sorumlusu (CTO) Joachim Post ve Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius gibi sektör liderleri, AB'nin bu kararının müşterilerin tercihlerini, şarj altyapısının gelişimini ve enerji fiyatlarını göz ardı ettiğini vurgulayarak, böyle bir politikanın sektöre büyük zararlar verebileceği konusunda uyarıyorlar. Ancak, Audi CEO'su Gernot Döllner gibi bazı liderler, Avrupa Birliği'nin 2035'ten itibaren yeni içten yanmalı motorlu araç satışlarını yasaklama kararını açıkça destekliyor. Döllner, bu yasağın gevşetilmesi çağrılarını "verimsiz" olarak nitelendirerek, üreticiler ve düzenleyiciler arasındaki sürekli belirsizliğin "müşterileri tedirgin ettiğini" belirtiyor. Bu zıt görüşlere rağmen, Volvo'nun kardeş markası Polestar ise, Münih'teki IAA Mobility Show'da rakip markaların daha önceki açıklamalarından alıntılar sergileyerek AB'yi 2035 sıfır emisyon zorunluluğunu sıkı tutmaya çağırarak bu tartışmaya farklı bir boyut katıyor. Bu bağlamda, Volkswagen'in ikonik Golf Mk8 modelinin AB'nin içten yanmalı motor yasağına kadar on yıl daha satışta kalabileceğini öne sürmesi ve yasağın 2035 sonrası için gözden geçirilme ihtimali, sektördeki belirsizliği daha da artırıyor. Hatta, geleneksel motorlara olan ilgi de devam ediyor; Ram'in sevilen Hemi V-8 motorunu 1500 pickup modellerine geri getirmesi ve CEO Tim Kuniskis'in bu karar için 'Hata yaptık' itirafında bulunması, içten yanmalı motorlara olan talebin özellikle belirli segmentlerde hala güçlü olduğunu gösteriyor. Benzer şekilde Ford Mustang'in tamamen elektrikli bir versiyonunu yakın zamanda üretmeme ve benzinli Mustang üretimini 2030'lu yıllara kadar sürdürme kararı, geleneksel performans araçlarına olan talebin devam ettiğini gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor. Ford Mustang'in bu stratejisi ve elektrikli araç pazarındaki genel gelişmeler hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Benzer şekilde Mercedes-Benz'in AMG'den yeni bir V8 motorunun yolda olduğunu açıklaması ve AMG C63 modelinin müşteri beklentilerini karşılayamaması üzerine daha büyük, sıralı altı silindirli bir motor seçeneğine geri dönme sinyalleri vermesi, pazar gerçeklerinin markaların stratejilerini nasıl etkilediğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Ayrıca, Audi'nin performansıyla efsaneleşmiş sıralı beş silindirli motorunun üretimini, sıkılaşan Euro 7 emisyon düzenlemeleri ve yeterli pazar talebi olmaması nedeniyle sonlandırma kararı da dikkat çekiyor. Mercedes-AMG C63 ve Audi'nin motor stratejisi değişimi hakkında daha fazla bilgi edinin. Benzer şekilde, Toyota'nın efsanevi 4A-GE motorunu modern dokunuşlarla yeniden üretme kararı da klasik mühendislik harikalarına ve içten yanmalı motorlara olan bağlılığın elektrifikasyon çağında bile devam ettiğini gözler önüne seriyor. Mercedes-Benz ve BMW motor işbirliği iddialarını kesin bir dille reddederek markanın motor kimliğinin %100 'Stuttgart Yapımı' kalmaya devam edeceğini vurgulamıştır. Jaguar'ın 'Type 00' kod adlı ultra lüks elektrikli coupe modelinde bile gizemli bir V8 motor sesi çıkarması, elektrikli araçların doğal sessizliğini dengelemek ve geleneksel spor otomobil tutkunlarına 'coşku' hissi vermek amacıyla yapay motor seslerinin ne kadar önemli hale geldiğini gösteriyor. Jaguar'ın bu yaklaşımı ve elektrikli spor otomobillerdeki sanal ses deneyimi hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Bu karmaşık pazar dinamikleri, Lincoln gibi markaların esnek ve çok yönlü stratejiler benimsemesini zorunlu kılıyor.

Öte yandan, Audi elektrikli geleceğe olan inancını, TT ve R8 arasında konumlandırılacak ve 2027'de üretime geçmesi beklenen yeni elektrikli spor otomobil konsepti 'Concept C' ile pekiştiriyor. Bu model, sanal vites geçişleri ve yapay motor sesleri gibi yenilikçi özelliklerle sürüş deneyimini zenginleştirmeyi hedeflerken, yol versiyonunun Porsche'nin yeni nesil 718 EV modelleriyle aynı, yeni geliştirilmiş bir platformu paylaşması bekleniyor. Şirket, 2027'de yollara çıkacak üretim versiyonunun konseptle neredeyse aynı olacağını (%87 oranında benzerlik) duyurdu. Concept C'nin tamamen elektrikli bir araç olarak satılacağı ve içten yanmalı motorlu bir versiyonunun olmayacağı da kesinleşti. Audi CEO'su Gernot Döllner, yıllık satış tahminlerinin "çok düşük beş haneli" rakamlarda olmasına rağmen, altı haneli fiyat etiketiyle Concept C'nin karlı olacağına ve markanın genel satış hedeflerine doğrudan hacim katkısından ziyade, 'TT Anı 2.0' olarak marka imajını güçlendirerek showroomlara daha fazla müşteri çekeceğine inanıyor. Bu arada **Lexus, Kia EV6 GT, yaklaşan elektrikli M3, 2026 Honda Prelude hibrit ve** İngiliz lüks otomobil üreticisi Jaguar'ın da elektrikli dönüşümünü 'Type 00' kod adlı ultra lüks bir elektrikli coupe modeliyle sürdürürken, son test sürüşlerinde tamamen elektrikli olmasına rağmen gizemli bir V8 motor sesi çıkardığı gözlemlenmesi, performans odaklı elektrikli araçlarda yapay motor seslerinin giderek yaygınlaştığını gösteriyor. Porsche, Hyundai Ioniq 5 N ve Ferrari gibi markaların da benzer yapay vites değişimleri ve motor sesleri geliştirmesi, performans odaklı elektrikli araçlarda bu yöndeki eğilimin altını çiziyor. **Ancak Dodge'un yeni Charger Daytona EV'si yapay bir sese sahip olsa da simüle edilmiş bir şanzıman sistemine sahip değilken, Ferrari'nin yeni 849 Testarossa hibrit hiper otomobili ve Mercedes'in elektrikli C-Serisi gibi modeller Hyperscreen gibi devasa dijital ekranlara rağmen orta konsol ve direksiyon simidinde fiziksel tuşların varlığını koruyarak sürücü odaklı bir yaklaşım sergiliyor.**

**Bu genel dönüşüm rüzgarları, yalnızca elektrikli araçlara geçişi değil, aynı zamanda karoser tercihlerini de derinden etkiliyor; örneğin, uzun yıllar station wagon segmentinin liderlerinden olan Volvo, sevilen lüks modeli V90'ın üretimini bu ayın sonunda durdurarak ve doğrudan bir halefi planlamayarak, markanın köklü station wagon geleneğinden vazgeçtiği ve tüketici ilgisinin yoğunlaştığı SUV'lara yöneldiği şeklinde yorumlanıyor. Benzer şekilde, bir zamanlar sportif sürüş deneyimiyle bilinen Honda da odağını büyük SUV'lara ve hibrit modellere kaydırırken, lüks üretici Audi de sportif fastback modelleri A7 ve S7'yi 2026 yılı itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri pazarından çekme kararı aldı. Bu bağlamda, Japon devi Toyota'nın hibritlere öncelik veren 'çoklu yol' stratejisinin, dünya genelinde elektrikli araç talebinin yavaşlamasıyla giderek daha fazla haklılık kazandığı gözlemleniyor. Öte yandan, Volkswagen de elektrikli araçları için tanıdık isimleri yeniden kullanma stratejisiyle öne çıkıyor. CEO Thomas Schäfer'ın ifadesiyle, 'ID. Polo, bilinen isimlerimizi geleceğe taşımanın sadece başlangıcı.' Bu açıklama, markanın ID.3'ü ID. Golf'e, ID.4'ü ID. Tiguan'a ve ID.7'yi ID. Passat'a dönüştürme ihtimalini güçlendiriyor. ID. Cross'un seri üretim versiyonunun önümüzdeki yaz yeni bir isimle (muhtemelen ID. Polo Cross) tanıtılacak olması, bu stratejinin bir parçası. Ayrıca, standart ID. Polo'nun resmi tanıtımı Mayıs 2026'da gerçekleşecekken, elektrikli Polo serisi önümüzdeki sonbaharda iki farklı batarya boyutu ve üç farklı güç çıkışı seviyesiyle satışa sunulacak. Merakla beklenen ID. Polo GTI versiyonu ise 223 beygir gücündeki performansıyla yıl sonundan önce piyasaya sürülerek elektrikli hot hatch segmentine iddialı bir giriş yapacak. Markanın en uygun fiyatlı elektrikli aracı ise 2026'da 20.000 Euro etiketiyle e-up! modelinin yerini alacak olan ID.1 olacak ve ID.2 için Almanya'da hedeflenen 25.000 Euro'luk rekabetçi fiyatlandırma ile elektrikli araçlara erişimi genişletmeyi amaçlıyor. Diğer yandan Audi, lüks otomobil pazarında yıllık 2 milyon araç satışı gibi iddialı bir hedefe ulaşmayı amaçlarken, bu hedefin markanın tarihinde hiç ulaşamadığı bir zirve olduğunu belirtiyor. Bu strateji doğrultusunda, Volkswagen Polo tabanlı A1 supermini ve Q2 kompakt crossover modelleri, mevcut jenerasyonlarının ömrünü tamamlamasının ardından üretimden kaldırılacak. Bu hamlelerle birlikte, A3 modeli markanın en uygun fiyatlı modeli konumuna gelirken, Audi 2026 yılında pazara sunacağı yeni bir giriş seviyesi elektrikli araç ile farklı bir strateji izleyecek. Performans meraklıları için ise, ABD pazarında 2026 yılı itibarıyla sportif fastback modelleri Audi A7 ve S7 satıştan çekilirken, RS7 modeli 2026 yılı ve sonrasında da Amerika'da sunulmaya devam edecek. ABD pazarının Audi'nin 2 milyonluk satış hedefinde kilit rol oynayacağı belirtilirken, Trump yönetiminin uyguladığı gümrük vergilerini aşmak amacıyla yerel üretimin değerlendirildiği de ekleniyor ki bu, Audi'nin bölgesel satışlarını ikiye katlamasını sağlayabilir. Bu bağlamda, Skoda'nın Vision O konseptinin bir sonraki nesil elektrikli Octavia'yı önizlediği düşünülse de, içten yanmalı motorlu Octavia'nın sonunun yakın zamanda gelmesi pek olası görünmüyor. Zira 1996'dan bu yana markanın en çok satan otomobili olma özelliğini koruyan Octavia'yı, Skoda'nın bu kadar kısa sürede içten yanmalı motorlu versiyonu bırakıp tüm enerjisini bu cesur tasarımlı konseptten ilham alan bir elektrikli modele yatırması, pazar stratejisi açısından büyük bir risk taşıyacaktır. Cupra'nın alışılmadık tasarımlarla 'kutunun dışında düşünmeye' çalışması ise takdire şayan. Ancak, bir üretim versiyonu gelirse bile, yakın zamanda Amerika Birleşik Devletleri pazarına ulaşmayacak. Cupra, otomotiv endüstrisindeki devam eden zorlukları ve değişen pazar dinamiklerini gerekçe göstererek Kuzey Amerika'daki çıkışını 2030 sonrasına ertelemişti. Avrupa'nın en prestijli otomotiv etkinliklerinden biri olan ve 9-14 Eylül 2025 tarihleri arasında Messe München fuar merkezi ve şehir genelinde düzenlenecek olan IAA Mobility Fuarı, elektrikli geleceğe kararlılıkla ilerleyen markaların vitrini oldu. Yıllardır merakla beklenen Polestar'ın yeni amiral gemisi elektrikli sedanı Polestar 5, bu fuarda tüm ihtişamıyla sahneye çıkarken, lüks elektrikli sedan pazarında Porsche Taycan ve Lucid Air gibi güçlü rakiplere meydan okumaya hazırlanıyor. Aynı fuar kapsamında, Mercedes-Benz de 7 Eylül Pazar günü tam tanıtımı yapılacak olan lüks SUV segmentindeki popüler temsilcisi GLC'nin tamamen elektrikli versiyonuyla (ABD pazarına sunulacak ilk tam elektrikli GLC olma unvanını taşıyarak Audi Q6, Porsche Macan ve BMW'nin Neue Klasse platformunu kullanan yeni BMW iX3 gibi güçlü rakipleriyle doğrudan rekabet edecek) otomobil dünyasına adım attı. Marka ayrıca, bu fuarda 1.360 beygir gücündeki elektrikli hiper otomobil konsepti Mercedes-AMG Project XX'in ve elektrikli/hafif hibrit seçeneklerle CLA Shooting Brake'in de halka açık ilk gösterimini yaparak dikkatleri üzerine çekti. Hyundai'nin geleceğin kompakt elektrikli vizyonunu sergileyen Concept Three'yi gün yüzüne çıkarması da fuarın öne çıkan yeniliklerinden biriydi. Bu dönüşüm sürecinde, elektrikli spor otomobillerin "duygu" eksikliğini gidermek adına yenilikçi çözümler de geliştiriliyor. Audi CEO'su Gernot Döllner'in "sanal bir şanzıman ve sesin elektrikli bir otomobil sürmeye gerçekten bir şeyler kattığını" belirtmesi ve hatta yarış pistinde sanal şanzımanla daha hızlı olduğunu iddia etmesi dikkat çekici. Bu durum, elektrikli araçların doğal sessizliği ve tek vitesli aktarımının geleneksel spor otomobillerde alışık olunan 'geribildirim' hissini ortadan kaldırması sorununa bir çözüm sunma arayışını gösteriyor. Audi'nin sanal olarak beş silindirli motor sesini bile canlandırabileceği konuşulurken, yazılımın esnekliği sayesinde gelecekteki elektrikli araçlarına istediği motor sesini ekleyebilecek olması, bu alandaki inovatif yaklaşımı pekiştiriyor.**

**Kaynak: Motor1.com

```