Yayıncılar ve Yapay Zeka Devleri Arasında Gerilim Tırmanıyor: Google İçerik Mi Çalıyor?

Haber Merkezi

13 September 2025, 09:22 tarihinde yayınlandı

Google'a "Kötü Aktör" Suçlaması: Yayıncılar Yapay Zeka Devleriyle İçerik Savaşına Tutuştu

Neil Vogel, ABD'nin en büyük dijital ve basılı yayıncılarından People Inc.'in CEO'su, Google'ı "kötü aktör" olmakla suçladı. Vogel'a göre, Google arama motoru için web sitelerini tarayan botu, aynı zamanda kendi yapay zeka (AI) ürünlerini eğitmek amacıyla da kullanarak, yayıncıların içeriğini haksız yere sömürüyor. Bu iddia, yapay zeka çağında içerik üreticileri ile teknoloji devleri arasındaki gerilimi bir kez daha gözler önüne serdi.

Tek Bir Tarayıcı, Çift Amaç: "Google İçeriğimizi Çalıyor"

Fortune Brainstorm Tech konferansında konuşan Vogel, Google'ın aynı tarayıcıyı (crawler) hem arama motoru dizini oluşturmak hem de yapay zeka modellerini eğitmek için kullandığını belirtti. "Google'ın tek bir tarayıcısı var, bu da aynı tarayıcıyı bize hala trafik gönderdiği aramaları için kullandığı gibi, içeriğimizi çaldığı yapay zeka ürünleri için de kullandığı anlamına geliyor," ifadeleriyle Google'ın bu yaklaşımını sertçe eleştirdi.

People Inc. gibi dev bir yayıncı için Google'ın trafiğindeki düşüş dikkat çekici. Üç yıl önce şirket trafiğinin yaklaşık %65'i Google Arama'dan gelirken, bu oran günümüzde %20'li rakamlara kadar geriledi. Geçtiğimiz ay AdExchanger ile paylaştığı daha çarpıcı bir istatistik ise, birkaç yıl öncesine kadar Google trafiğinin People Inc.'in açık web trafiğinin %90'ını oluşturduğunu gösteriyor. Bu düşüşe rağmen Vogel, "Şikayet etmiyorum. Okuyucu kitlemizi büyüttük. Gelirimizi artırdık. Harika gidiyoruz. Buradaki yanlış olan şey şu: İçeriğimizi bizimle rekabet etmek için kullanamazsınız," diyerek temel itirazının haksız rekabet olduğunu vurguladı.

Yayıncılar Nasıl Karşı Koyuyor: Yapay Zeka Tarayıcılarına Engel

Vogel, yapay zeka çağında yayıncıların daha fazla söz sahibi olması gerektiğine inanıyor. Bu nedenle, yapay zeka sistemlerini eğitmek için web sitelerini tarayan otomatik programları (AI crawlers) engellemenin hayati olduğunu düşünüyor. Bu engelleme, yapay zeka oyuncularını içerik anlaşmaları yapmaya zorlayabilir. People Inc., bu doğrultuda web altyapı şirketi Cloudflare'ın AI tarayıcılarını engelleyen yeni çözümünü kullanmaya başladı bile. Vogel, OpenAI ile "iyi bir aktör" olarak tanımladığı bir içerik anlaşması yaptıklarını belirtirken, Cloudflare çözümü sayesinde ödeme yapmayan büyük dil modeli (LLM) sağlayıcılarından da anlaşma teklifleri aldıklarını ancak henüz bir anlaşma imzalanmadığını dile getirdi.

Google'ın Çift Yüzü: Engellenemeyen Bir 'Kötü Aktör' mü?

Ancak Google'ın tarayıcısını engellemek, diğer yapay zeka şirketlerinde olduğu gibi kolay değil. Vogel, Google'ın tarayıcısının engellenmesinin, People Inc. sitelerinin Google Arama'da dizine eklenmesini de engelleyeceğini ve hala gelen %20'lik trafiğin kesilmesine yol açacağını belirtti. "Bunu biliyorlar ve tarayıcılarını ayırmıyorlar. Dolayısıyla burada kasıtlı olarak kötü aktörlük yapıyorlar," diyerek Google'ın bu durumu bilinçli olarak sürdürdüğünü savundu.

“Google’ın tek bir tarayıcısı var, bu da aynı tarayıcıyı bize hala trafik gönderdiği aramaları için kullandığı gibi, içeriğimizi çaldığı yapay zeka ürünleri için de kullandığı anlamına geliyor.” — Neil Vogel, People Inc. CEO'su

Haber bülteni sağlayıcısı Ankler Media'nın genel yayın yönetmeni ve CEO'su Janice Min de Vogel'ın görüşlerine katılarak, Google ve Meta gibi büyük teknoloji şirketlerini "uzun süredir içerik kleptomanları" olarak nitelendirdi. Şirketinin AI tarayıcılarını engellediğini belirten Min, "Şu an itibarıyla herhangi bir yapay zeka şirketiyle ortak olmanın bize fayda sağladığını düşünmüyorum," dedi.

Hukuki Mücadeleler ve Yapay Zeka'nın Geleceği: Cloudflare CEO'sundan Farklı Bakış Açısı

Öne Çıkanlar: Yapay Zeka Telif Hakları Tartışması

  • Tek Tarayıcı Sorunu: Google'ın arama ve yapay zeka için tek bir tarayıcı kullanması, yayıncılar için içerik denetimini imkansız hale getiriyor.
  • Trafik Düşüşü: Google'dan gelen yayıncı trafiği önemli ölçüde azaldı, ancak Google hala önemli bir kaynak.
  • Bloke Etme Stratejisi: Yayıncılar, Cloudflare gibi çözümlerle yapay zeka tarayıcılarını bloke ederek anlaşma masasına oturmayı hedefliyor.
  • Hukuki Belirsizlik: Mevcut telif hakkı yasaları, yapay zeka tarafından üretilen türev içerikler için yeterli koruma sağlayamıyor olabilir.
  • Gelecek Öngörüsü: Google'ın önümüzdeki yıl içerisinde içerik yaratıcılarına ödeme yapmaya başlaması bekleniyor.

Panele katılan ve AI engelleme çözümleri sunan Cloudflare'ın CEO'su Matthew Prince ise, yapay zeka şirketlerinin davranışlarının gelecekte değişeceğine inandığını belirtti ve bu değişikliklerin yeni düzenlemelerle tetiklenebileceğini düşündüğünü ifade etti. Prince, yapay zeka öncesi dönem için oluşturulan telif hakkı yasaları gibi hukuki çözümlerle yapay zeka şirketleriyle mücadele etmenin doğru bir yaklaşım olup olmadığını da sorguladı.

Bu bağlamda, ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) da yapay zeka sektöründeki etik ve güvenlik endişelerini göz ardı etmiyor. FTC, yapay zeka destekli sohbet botları üreten Alphabet, CharacterAI, Instagram, Meta, OpenAI, Snap ve xAI gibi yedi büyük teknoloji şirketine yönelik kapsamlı bir soruşturma başlattı. Bu soruşturma özellikle çocuk ve genç kullanıcılara yönelik AI arkadaşlık botlarının güvenlik, gelir modelleri ve olası olumsuz etkilerini anlamayı amaçlıyor. Şirketlerin bu konularda aldığı önlemler ve ebeveynleri potansiyel riskler hakkında ne kadar bilgilendirdiği detaylıca incelenecek. Bu önemli gelişme hakkında daha fazla bilgi için FTC'nin yapay zeka sohbet botlarına yönelik çocuk güvenliği soruşturması başlıklı haberimizi okuyabilirsiniz.

Bu federal soruşturmalara ek olarak, eyalet düzeyinde de önemli yasal adımlar atılıyor. Özellikle Kaliforniya, yapay zeka arkadaşlık botlarına yönelik geliştirilen ve Eyalet Meclisi ile Senato'dan iki partili destekle geçerek Vali Gavin Newsom'un onayına sunulan SB 243 adlı yasa tasarısı ile dikkat çekiyor. Eğer Newsom yasayı imzalarsa, Kaliforniya, yapay zeka şirketlerini bu alanda yasal olarak sorumlu tutan ilk eyalet olacak. Ocak 2026'da yürürlüğe girmesi beklenen bu yasa, adaptif, insana benzer yanıtlar veren ve kullanıcıların sosyal ihtiyaçlarını karşılama kapasitesine sahip "arkadaşlık botlarının" intihar düşüncesi, kendine zarar verme veya cinsel içerikli sohbetlere girmesini engellemeyi amaçlıyor. Ayrıca, çocuk kullanıcılar için her üç saatte bir yapay zeka ile konuştuklarını hatırlatan uyarılar, yıllık raporlama ve şeffaflık gereklilikleri ile yasa ihlallerinden zarar gören bireylerin yapay zeka şirketlerine karşı dava açarak tazminat talep etme hakkı gibi önemli yükümlülükler getiriyor. Kaliforniya'daki bu öncü düzenleme hakkında daha fazla bilgi edinmek için Kaliforniya Yapay Zeka Arkadaşlık Botları Düzenlemesi: SB 243 Yasası başlıklı haberimizi ziyaret edebilirsiniz.

"Bu yola girmek aptalca bir uğraş, çünkü telif hakkı yasasında, tipik olarak bir şey ne kadar türevse, adil kullanım kapsamında o kadar korunur... Bu yapay zeka şirketlerinin yaptığı, aslında türevler yaratmaktır," diyen Prince, Anthropic'in yakın zamanda kitap yayıncılarıyla 1.5 milyar dolarlık bir anlaşma yapmasının, olumlu telif hakkı kararını korumak amacıyla olduğunu savundu. Bu, mevcut yasal çerçevelerin yapay zeka üretimi içeriği nasıl yorumladığına dair karmaşık bir perspektif sunuyor. Bu tür büyük anlaşmaların yanı sıra, yapay zeka dünyasının önde gelen oyuncularından Anthropic'in Claude sohbet botunda yaşadığı servis kesintileri, teknoloji dünyasının bu birkaç büyük yapay zeka modeline olan aşırı bağımlılığını ve bu sistemlerde yaşanabilecek en ufak bir aksaklığın küresel ölçekte yol açabileceği potansiyel verimlilik kaybını da gözler önüne seriyor. Bu durum, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda operasyonel kırılganlıkları da düşündürüyor.

Bu bağlamda, yapay zeka devi OpenAI'ın bulut bilişiminin köklü oyuncusu Oracle ile 5 yıl sürecek tam 300 milyar dolarlık devasa bir altyapı anlaşması imzalaması da sektördeki operasyonel ve stratejik zorlukları gözler önüne seriyor. Bu hamle, OpenAI'nin en büyük yatırımcısı Microsoft'a olan bulut hizmeti bağımlılığını azaltma ve altyapısını çeşitlendirerek stratejik bağımsızlığını pekiştirme çabasının önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, Oracle'ın yıllardır süper bilişim temelleri geliştiren yeteneklerinin bu anlaşmada kritik rol oynadığını belirtiyor. Ancak bu devasa harcama tablosu (yıllık yaklaşık 60 milyar dolar), OpenAI'ın yıllık 10 milyar dolarlık gelirini göz önüne alındığında, şirketin finansal sürdürülebilirliği hakkında ciddi soru işaretleri doğuruyor. OpenAI'ın kar amacı güden birimini Kamu Yararı Şirketi'ne (PBC) dönüştürerek ek sermaye çekme ve halka açılma hedefi de bu maliyetleri karşılama stratejisinin bir parçası. Konuyla ilgili daha fazla detay için Oracle-OpenAI 300 Milyar Dolarlık Anlaşma: Yapay Zeka Enerji Krizi başlıklı haberimize göz atabilirsiniz.

Yapay Zekanın Enerji Açlığı

İkinci ve belki de daha büyük sorun ise enerji. Yapay zeka modellerini eğitmek ve çalıştırmak, akıl almaz miktarda elektrik tüketiyor. Rhodium Group tarafından yayımlanan bir rapora göre, veri merkezlerinin 2040 yılına kadar ABD'deki toplam elektriğin %14'ünü tüketmesi bekleniyor. Bu, yapay zekanın ilerlemesinin önündeki en büyük engellerden biri olabilir.

Google, Meta ve Amazon gibi teknoloji devleri bu sorunu öngörerek güneş enerjisi santralleri ve nükleer enerji santralleri satın alarak kendi enerji kaynaklarına yatırım yapıyor. Ancak OpenAI, şimdiye kadar 'varlık-hafif' (asset-light) bir strateji izledi. Şirket doğrudan enerji yatırımı yapmak yerine, CEO'su Sam Altman'ın kişisel olarak Oklo (nükleer) ve Helion (füzyon) gibi enerji girişimlerine yatırım yapmasıyla yetindi.

Bu devasa altyapı talebi ve enerji ihtiyacı, yapay zeka donanımının, otonom araçların ve insansı robotların geleceğinin teknoloji gündeminin en üst sıralarında yer almasından kaynaklanıyor. Hatta TechCrunch Disrupt 2025 gibi önemli küresel etkinlikler, bu konulara özel oturumlar ayırarak sektördeki bu dönüşümün boyutunu ve süregelen inovasyon arayışını vurguluyor. Yapay zeka donanımındaki bu atılımlar ve otonom sistemlerin yaygınlaşması, OpenAI gibi şirketlerin bulut altyapısı ve enerji konusundaki stratejik kararlarını doğrudan etkiliyor.

Bu 300 milyar dolarlık anlaşma, OpenAI'ın bu stratejisini değiştirmesini zorunlu kılabilir. Şirket ya doğrudan enerji yatırımlarına yönelecek ya da bu ağır yükü de Oracle'ın omuzlarına bırakarak maliyetleri daha da artıracak. Bu anlaşma, Oracle için bir zafer, OpenAI için stratejik bir zorunluluk olsa da, aynı zamanda yapay zeka endüstrisinin karşı karşıya olduğu devasa finansal ve çevresel zorlukları da gözler önüne seriyor.

Prince ayrıca, "Bugün dünyadaki yanlış olan her şeyin bir düzeyde Google'ın suçu olduğunu" iddia etti; çünkü Google'ın yayıncılara orijinal içerik oluşturmaktan çok trafiğe değer vermeyi öğrettiğini ve BuzzFeed gibi yayıncıların tıklamalar için yazmasına neden olduğunu savundu. Yine de Google'ın rekabetçi açıdan zor bir durumda olduğunu kabul etti. Matthew Prince'in önemli bir tahmini de var: "Dahili olarak, ne yapacakları konusunda büyük tartışmalar yaşıyorlar ve benim tahminim şu ki, gelecek yıl bu zamanlarda Google, içerik oluşturuculara içeriklerini taramak ve yapay zeka modellerine dahil etmek için ödeme yapıyor olacak."

Bu gelişmeler, dijital yayıncılık ve yapay zeka dünyası arasındaki ilişkinin kritik bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Yayıncılar, emekleriyle oluşturdukları içeriklerin haksız yere kullanılmasının önüne geçmek için aktif adımlar atarken, teknoloji devleri ise hem rekabetçi baskılarla hem de telif hakkı tartışmalarıyla yüzleşiyor. Özellikle Matthew Prince'in tahmini gerçekleşirse, önümüzdeki dönemde içerik üreticileri için yeni bir gelir kapısı açılabilir ve yapay zeka etiği konusunda önemli bir standart oluşabilir. Bu durum, dijital ekosistemde dengelerin yeniden kurulmasına zemin hazırlayabilir.

Kaynak: TechCrunch