San Francisco’daki Moscone West’te 27-29 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen TechCrunch Disrupt 2025 etkinliği, on binden fazla kurucu, yatırımcı ve geliştiriciyi bir araya getirerek, iki gün süren yoğun sunumlar ve canlı demoların ardından heyecan doruğa ulaştı. Binlerce başvuru arasından eleme sürecini geçerek Disrupt sahnesinde yarışan 20 şirketten sadece beşi, ‘Startup Battlefield’ finaline yükselmeyi başardı. Bu beş girişim, sadece projelerinin yenilikçiliğiyle değil, aynı zamanda küresel sorunlara getirdikleri radikal çözümlerle de dikkat çekiyor.
Uzman jüri üyelerinin (Allison Baum Gates, Cathy Friedman ve Charles Hudson gibi sektör liderleri dahil) geri bildirimleriyle belirlenen bu beş finalist, tamı tamına 100.000 dolarlık hissesiz fonlama ödülü ve prestijli Startup Battlefield Kupası için bir kez daha sahneye çıkacak. Finalistler, uzay sigortacılığından lojistiğe, yapay zeka destekli biyoteknolojiden emlak teknolojisine kadar geniş bir yelpazede geleceği şekillendirecek çözümler sunuyor.
Startup Battlefield Finalistleri ve Çığır Açan Çözümleri
İşte TechCrunch Disrupt 2025’te finale kalan, sektörlerinin kurallarını yeniden yazmaya aday 5 girişim:
- Charter Space: Uzay Fintek alanında risk değerlendirmesini hızlandırıyor.
- Glīd: Konteyner taşımacılığında lojistik maliyetlerini ve karmaşıklığı azaltıyor.
- MacroCycle: Geri dönüştürülmüş plastiği bakir materyal kadar ucuz hale getiriyor.
- Nephrogen: Yapay zeka ile gen düzenleyici ilaçları böbreğe güvenle iletiyor.
- Unlisted Homes: Henüz piyasaya sürülmemiş evler için bir 'Zillow' modeli sunuyor.
1. Charter Space: Uzay Sigortacılığında Yeni Dönem
Charter Space, uzay mühendisleri için bir geliştirme aracı olarak yola çıksa da, asıl misyonu kendisini bir uzay fintek şirketi olarak konumlandırmak. Şirket, üretim ve test verilerini doğrudan kaynaktan toplayarak, bu veri setini piyasadaki en büyük sigorta sağlayıcılarıyla doğrudan bağlantılı bir değerlendirme arayüzüne (underwriting interface) aktarıyor. Amaç, uzay aracı sigortası için risk değerlendirmesini daha hızlı, ucuz ve güvenilir hale getirmek. Uzun vadede ise, risk sermayesi dışındaki yeni kredi ve fonlama formlarına güç vermeyi hedefliyor.
2. Glīd: Küresel Lojistiği Hızlandırmak
“Glide” olarak telaffuz edilen Glīd, kurucu Kevin Damoa'nın ordu sahasında yaşadığı zorluklardan ilham alarak, lojistik sektöründe özellikle konteynerlerin karayolundan demiryolu şebekelerine aktarılması (transload) sürecindeki verimsizliği ve yüksek maliyetleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Şirket, konteynerleri demiryolu başına ve hedeflerine ulaştırmanın maliyetini ve süresini azaltmak için hem donanım hem de yazılım ürünleri geliştirdi. İlk ürünü olan GliderM, hibrit elektrikli bir araç olup, 20 fitlik konteynerleri forkliftlere veya hostler kamyonlarına ihtiyaç duymadan doğrudan raylara taşıyabiliyor. Ayrıca, treylerlerin altına kayabilen, otonom olarak kaldırabilen ve demiryoluna doğru hareket ettirebilen zırhlı, alçak profilli bir platform olan Rāden'i de geliştirdi. Bu inovasyonlar, küresel tedarik zinciri sıkıntılarına pratik ve otonom bir çözüm sunuyor.
Glīd'in iş modeli, geleneksel aktarma yöntemlerindeki ton başına mil maliyetini radikal bir şekilde düşürmeyi hedefliyor. Müşteriler, GliderM veya Rāden ile birlikte EZRA-1SIX lojistik yazılımına erişim sağlayan yıllık 300.000 dolarlık abonelik ücreti ödüyor. Antler hızlandırıcı programından geçen ve güçlü yatırımcı ilgisi gören Glīd Technologies, Outlander VC liderliğinde gerçekleştirilen tohum öncesi tur dahil olmak üzere toplamda 7,1 milyon dolar fon topladı ve 35 milyon dolarlık bir değerlemeye ulaştı. Glīd teknolojilerinin otonom konteyner taşımacılığına getirdiği lojistik yenilikler hakkında daha fazla detay için Glīd Teknolojileri Otonom Konteyner Taşımacılığı ve Lojistik Yenilik haberimize göz atabilirsiniz.
3. MacroCycle: Geri Dönüşümün Maliyet Engelini Kaldırmak
Sürdürülebilirlik alanında dikkat çeken MacroCycle, geri dönüştürülmüş plastiği bakir materyaller kadar ucuz hale getirme vaadiyle öne çıkıyor. Küresel olarak üretilen plastiğin yalnızca yaklaşık %9'u geri dönüştürülebilirken, sentetik tekstil elyaflarının sadece %0.5'inin döngüye dahil edilebildiği bu kritik ortamda, MacroCycle kimyasal geri dönüşüme enerji verimli bir çözüm getiriyor. Girişim, atık tekstillerden istenilen sentetik lifleri ayıklayarak diğer her şeyi geride bırakan bir yöntem geliştirdi. Çoğu kimyasal geri dönüşümün aksine, MacroCycle polimerleri parçalamıyor. Bunun yerine, polimer zincirlerini kendi üzerlerine geri çevirerek makro döngüler (macrocycles) adı verilen halkalar oluşturmaya zorluyor ve kirleticiler yıkandıktan sonra bu makro döngüler kalıyor. Bu yöntem, sıfır polyester üretiminde gerekenden %80 daha az enerji kullanarak geri dönüşümün ticarileşmesi önündeki en büyük engellerden biri olan maliyet sorununa çözüm olabilir. MacroCycle’ın bu plastik ve tekstil geri dönüşümünde enerji verimli çözümü hakkında daha fazla bilgi edinilebilir.
4. Nephrogen: Böbrek Hastalıklarında Devrim
Nephrogen, yapay zeka ve gelişmiş tarama teknolojilerini kullanarak, gen düzenleme ilaçlarını böbrekteki tam hedeflenen hücrelere güvenli bir şekilde ulaştırmak için özel bir dağıtım sistemi geliştiren bir biyoteknoloji girişimidir. Kurucu Demetri Maxim, FDA tarafından onaylanan mevcut “taşıyıcılardan” 100 kat daha verimli bir mekanizma yarattıklarını belirtiyor. Polikistik böbrek hastalığıyla yaşayan Maxim’in, klinik çalışmaya kendisinin de katılmayı planlaması, girişimin kişisel misyonunu ve önemini gösteriyor.
5. Unlisted Homes: Piyasada Olmayan Evlerin Gizli Potansiyeli
Unlisted Homes, kendisini “piyasada henüz listelenmemiş evler için Zillow” olarak tanımlıyor. Kamu kayıtlarından 21 milyon evin verilerini kullanarak, her mülk için standart emlak sitelerinde bulunabilecek türden profiller oluşturuyor. Platform, emlak işlemlerine aracılık etmeyi planlamıyor; bunun yerine, bireysel posta kodları (ZIP code) üzerindeki sponsorlukları emlak acentelerine satacak. Bu acenteler, ilgili posta kodundaki her ev profilinde yerel uzmanlar olarak listeleniyor, böylece emlak sektörü için yeni bir müşteri edinme kanalı yaratılıyor.
“Bu yılki finalistler, teknoloji yatırımının nereye kaydığını gösteriyor: Derin teknoloji (Deep Tech) ve kritik altyapı sorunlarına odaklanmış niş çözümler. Özellikle Charter Space’in uzay sigortasını fintek mantığıyla çözmesi ve MacroCycle’ın polimer kimyasını yeniden yorumlaması, sadece mevcut pazarları dönüştürmekle kalmayıp, tamamen yeni pazarlar yaratma potansiyeli taşıyor.”
Geniş Bir Yelpazede Geleceğin Teknolojileri
TechCrunch Disrupt 2025 Startup Battlefield, girişimcilik ekosisteminin nabzını tutmaya devam ediyor. Bu yılki finalist seçkisi, yatırımcıların sadece hızlı büyüyen yazılım çözümlerine değil, aynı zamanda bilimsel engelleri aşmayı gerektiren, uzun vadeli ve yüksek riskli 'Deep Tech' projelerine de yöneldiğini gösteriyor. Builders Stage'de açıklanan AI Disruptors 60 listesi ve Space Stage’de öne çıkan, uzay operasyonlarında anlık karar verme yeteneği sağlayan Sınırdaki Yapay Zeka (Edge AI) teknolojisi, etkinliğin temel odağının derin teknolojiye kaydığını netleştiriyor. Özellikle Nephrogen örneği, yapay zekanın sağlık alanında ne kadar kişiselleştirilmiş ve hücresel düzeyde etkili çözümler sunabileceğinin bir kanıtı niteliğinde. Finalistlerin Çarşamba günü gerçekleştireceği son sunumların ardından, 100.000 dolarlık büyük ödülün sahibi belli olacak.
Etkinliğin ilk gününde öne çıkan kritik oturumlar, uzay teknolojileri ve yapay zeka odaklı network fırsatları hakkında daha fazla bilgi almak için girişimcilik, uzay ve yapay zeka alanındaki gelişmeleri inceleyebilirsiniz.
Kaynak: Teknoloji dünyasının en prestijli yarışmasının finalistleri hakkında detaylı bilgiye TechCrunch Disrupt 2025 Startup Battlefield Finalistleri sayfasından ulaşabilirsiniz.