Yapay zeka dünyasının en önemli aktörlerinden OpenAI, en büyük yatırımcısı Microsoft ile kritik bir anlaşmaya imza attı. Perşembe günü yapılan açıklamaya göre, şirket kar amacı güden birimini bir Kamu Yararı Şirketine (Public Benefit Corporation - PBC) dönüştürmek için Microsoft'tan bağlayıcı olmayan bir onay aldı. Bu dönüşüm, OpenAI'nin gelecekteki finansman yapısını, yönetimini ve yapay zeka ekosistemindeki konumunu kökten değiştirebilecek potansiyele sahip.
Dönüşümün Detayları ve Potansiyel Etkileri
Varılan mutabakat zaptı (MOU) bağlayıcı olmasa da, tarafların niyetini ve beklentilerini ortaya koyuyor. OpenAI yönetim kurulu başkanı Bret Taylor'ın blog yazısında belirttiği üzere, bu geçişin eyalet düzenleyicilerinden onay alması durumunda, OpenAI ek sermaye çekebilecek ve nihayetinde halka açık bir şirket haline gelebilecek. Anlaşma uyarınca, OpenAI'nin kar amacı gütmeyen orijinal kolu varlığını sürdürecek ve şirketin operasyonları üzerindeki kontrolünü koruyacak. Ayrıca, bu kar amacı gütmeyen kuruluş, şirketin PBC'sinde 100 milyar doların üzerinde bir değere sahip bir hisse elde edecek. Anlaşmanın diğer detayları ise henüz açıklanmadı.
“Microsoft ve OpenAI, ortaklığımızın bir sonraki aşaması için bağlayıcı olmayan bir mutabakat zaptı (MOU) imzaladı. Kesin bir anlaşmadaki sözleşme koşullarını sonuçlandırmak için aktif olarak çalışıyoruz.” - Microsoft ve OpenAI Ortak Açıklaması
Geleneksel Olmayan Yapı ve Geçmiş Gerginlikler
Bu gelişme, OpenAI ile Microsoft arasında ChatGPT üreticisinin dönüşüm planları üzerine aylardır süren müzakerelerin sonuna işaret ediyor gibi görünüyor. Çoğu startup'tan farklı olarak, OpenAI kar amacı gütmeyen bir yönetim kurulu tarafından kontrol ediliyor. Bu alışılmadık yapı, 2023 yılında OpenAI yönetim kurulu üyelerinin CEO Sam Altman'ı görevden almasına yol açmıştı. Altman birkaç gün sonra göreve iade edildi ve birçok yönetim kurulu üyesi istifa etti, ancak aynı yönetim yapısı bugün de yürürlükte. Bu durum, kar ve misyon dengesi açısından sık sık tartışmalara neden oluyor.
Neden Bir Kamu Yararı Şirketi (PBC)?
Bir Kamu Yararı Şirketi (PBC), hem hissedar kârı hem de belirli bir kamu yararı sağlamak üzere tasarlanmış yasal bir yapıdır. Bu, OpenAI'nin yapay zeka misyonunu (insanlığa fayda sağlayan yapay genel zeka - AGI geliştirme) sürdürürken, aynı zamanda daha geniş yatırımcı tabanına açılmasını ve sermaye piyasalarına erişimini kolaylaştırmasını sağlayabilir. Ancak bu modelin misyon odaklı bir kuruluşu ne kadar koruyabileceği, yapay zeka etiği konusunda endişeleri olanlar tarafından sorgulanmaya devam ediyor.
Microsoft'tan Bağımsızlaşma Çabaları ve Rakip İş Birlikleri
Mevcut anlaşmalarına göre Microsoft, OpenAI'nin teknolojisine öncelikli erişim sağlaması ve startup'ın birincil bulut hizmet sağlayıcısı olması bekleniyordu. Ancak ChatGPT'nin 2019'da Microsoft'un ilk yatırım yaptığından çok daha büyük bir iş haline gelmesiyle, OpenAI'nin bu müzakereler kapsamında bulut sağlayıcının kontrolünü gevşetmeye çalıştığı bildiriliyor. Geçtiğimiz yıl OpenAI, Microsoft'a olan bağımlılığını azaltacak bir dizi anlaşma yaptı. Bu çeşitlendirme stratejisinin en çarpıcı örneği ise Wall Street Journal'a göre OpenAI'nin 2027'den itibaren beş yıllık bir dönemde bulut sağlayıcısı Oracle ile imzaladığı 300 milyar dolarlık devasa anlaşma oldu. Bulut bilişim tarihindeki en büyük sözleşmelerden biri olarak kayıtlara geçecek bu hamle, yapay zeka yarışının ne kadar maliyetli hale geldiğini de gözler önüne seriyor.
Bu anlaşma, OpenAI için stratejik bir bağımsızlık hamlesi olmasının yanı sıra, bulut pazarında geleneksel olarak Amazon, Microsoft ve Google'ın gerisinde kalan Oracle için de tarihi bir fırsat niteliği taşıyor. Şirket, OpenAI gibi bir devi müşteri portföyüne katarak yapay zeka altyapısı konusundaki iddiasını güçlendiriyor. OpenAI'nin ayrıca Japon konglomerat SoftBank ile Stargate veri merkezi projesinde de ortaklık kurması, şirketin bulut altyapısı ve genel operasyonlarında daha fazla esneklik ve çeşitlilik arayışında olduğunu teyit ediyor.
Kulislerdeki Gerilimler ve Elon Musk Faktörü
OpenAI ve Microsoft arasındaki müzakerelerdeki gerilimlerin son aylarda tavan yaptığı da kulislerde konuşuluyordu. Wall Street Journal, Microsoft'un OpenAI'nin bu yılın başlarında satın almayı planladığı yapay zeka kodlama startup'ı Windsurf'ün teknolojisi üzerinde kontrol sahibi olmak istediğini, OpenAI'nin ise startup'ın fikri mülkiyetini bağımsız tutmak için mücadele ettiğini bildirdi. Ancak anlaşma suya düştü ve Windsurf'ün kurucuları Google tarafından işe alındı.
Microsoft'un bu hamlesi, yapay zeka geliştirme ekosistemi üzerindeki kontrol mücadelesinin sadece bir parçası. Benzer bir rekabet, hem Google'ın yatırım yaptığı hem de Microsoft'un Azure platformuna entegre ettiği, yakın zamanda 3 milyar dolar değerlemeye ulaşan kodlama platformu Replit üzerinde de yaşanıyor. Bu durum, bulut devlerinin OpenAI gibi büyük iş ortaklarının yanı sıra, geleceğin yapay zeka uygulamalarını geliştirecek olan geliştirici topluluklarını ve platformlarını kontrol etmenin stratejik önemini anladığını gösteriyor.
Elon Musk'ın OpenAI'ye karşı açtığı davada da, şirketin kar amacı güden dönüşümü önemli bir tartışma konusu. Musk'ı temsil eden avukatlar, Microsoft ve OpenAI'nin geçiş müzakereleriyle ilgili bilgileri ortaya çıkarmaya çalıştı. Musk, bu yılın başlarında OpenAI için 97 milyar dolarlık istenmeyen bir devralma teklifi sunmuş, ancak bu teklif yönetim kurulu tarafından hızla reddedilmişti. Ancak, hukuk uzmanları o dönemde Musk'ın teklifinin OpenAI'nin kar amacı gütmeyen hissesinin fiyatını yükseltmiş olabileceğini belirtmişti. Özellikle, bu anlaşma uyarınca kar amacı gütmeyen kuruluşun OpenAI PBC'deki hissesi, Musk'ın teklif ettiğinden daha büyük bir değeri temsil ediyor.
Misyon mu, Kar mı? Eleştirel Bakış Açıları
Son aylarda Encode ve The Midas Project gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlar, OpenAI'nin kar amacı güden dönüşümünü eleştirerek, bunun startup'ın insanlığa fayda sağlayacak AGI geliştirme misyonunu tehdit ettiğini savundu. OpenAI ise bu gruplara gönderdiği celplerle karşılık vererek, kar amacı gütmeyen kuruluşların rakipleri (başta Musk ve Meta CEO'su Mark Zuckerberg) tarafından finanse edildiğini iddia etti. Encode ve The Midas Project ise bu iddiaları reddediyor.
Bu durum, yapay zeka alanındaki şirketlerin misyonlarını koruma ve finansal büyüme hedefleri arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne seriyor. OpenAI'nin PBC'ye geçişi, bir yandan daha fazla finansal esneklik sağlarken, diğer yandan şirketin kurucu felsefesine olan bağlılığını nasıl sürdüreceği konusunda endişeleri de beraberinde getiriyor. Taylor, OpenAI ve Microsoft'un geçiş planı üzerinde