Dijital dünyanın sınırlarının giderek belirsizleştiği bir dönemde, Apple App Store'da inanılmaz bir yükseliş sergileyen Neon Mobile adlı uygulama, kullanıcıların kişisel verileri ve mahremiyeti konusunda ciddi endişeleri beraberinde getirdi. Kısa sürede sosyal ağ kategorisinde ikinci sıraya kadar yükselen Neon, kullanıcılara telefon görüşmelerini kaydetmeleri karşılığında para ödemeyi teklif ediyor. Ancak bu cazip teklifin ardında yatan riskler, uzmanları ve kamuoyunu alarma geçirmiş durumda.
Neon Nasıl Çalışıyor ve Ne Vaat Ediyor?
Neon Mobile, kendini bir para kazanma aracı olarak pazarlıyor ve kullanıcıların sesli konuşmalarına erişim karşılığında yıllık yüzlerce, hatta binlerce dolar kazanabileceklerini iddia ediyor. Uygulama, diğer Neon kullanıcılarıyla yapılan görüşmelerin dakikası başına 30 sent, diğer kişilerle yapılan görüşmeler içinse günlük maksimum 30 dolara kadar ödeme yapıyor. Ayrıca referans yoluyla yeni kullanıcı getirenler de ödeme alabiliyor. Appfigures verilerine göre, 18 Eylül'de sosyal ağ kategorisinde 476. sıradayken, kısa sürede ilk 10'a, ardından ilk 2'ye ve hatta genel uygulamalar listesinde 6. sıraya kadar yükseldi. Bu hızlı yükseliş, bir yandan uygulamanın çekiciliğini gösterirken, diğer yandan da kullanıcıların mahremiyet algısının ne kadar değiştiğini gözler önüne seriyor.
Gizlilik Politikası ve Büyük Çelişkiler
Neon'un pazarlama stratejisi, yalnızca sizin tarafınızdan yapılan aramaların kaydedileceğini (başka bir Neon kullanıcısıyla konuşmuyorsanız) iddia etse de, uygulamanın hizmet koşulları çok daha geniş bir yetki alanı tanıyor. Şirket, elde ettiği ses verilerini 'yapay zeka şirketlerine' sattığını açıkça belirtiyor. Bu veriler, makine öğrenimi modelleri, yapay zeka araçları ve ilgili teknolojilerin geliştirilmesi, eğitimi, test edilmesi ve iyileştirilmesi amacıyla kullanılıyor.
Neon'un hizmet koşulları, 'Kaydedilenlerinizin tamamını veya bir kısmını, şimdi bilinen veya bundan sonra geliştirilen her türlü medya formatında ve medya kanalıyla satmak, kullanmak, barındırmak, depolamak, aktarmak, halka açık olarak sergilemek, halka açık olarak gerçekleştirmek, halka iletmek, çoğaltmak, görüntüleme amacıyla biçimlendirmek için değiştirmek, bu Koşullar'da yetkilendirilen türev çalışmalar oluşturmak ve dağıtmak için dünya çapında, münhasır, geri alınamaz, devredilebilir, telifsiz, tam ödenmiş bir hak ve lisans (çoklu katmanlar aracılığıyla alt lisanslama hakkı ile birlikte)' verdiğini belirtiyor. Bu ifade, şirkete kullanıcı verileriyle iddia ettiğinden çok daha fazlasını yapma esnekliği sunuyor.
Öne Çıkan Mahremiyet Riskleri
- Kapsamlı Veri Kullanımı: Pazarlama iddialarına rağmen, hizmet koşulları Neon'a kullanıcının ses kayıtları üzerinde neredeyse sınırsız haklar tanıyor.
- Anonimleştirme Şüphesi: Neon, isimleri, e-postaları ve telefon numaralarını kaldırdığını iddia etse de, ses verisinin tamamen anonimleştirilmesi zor ve kimlik tespiti riski taşıyor.
- Dolandırıcılık Potansiyeli: Ses verileri, yapay zeka ile sahte aramalar oluşturmak veya kullanıcıların seslerini taklit ederek dolandırıcılık yapmak için kötüye kullanılabilir.
- Üçüncü Parti Riski: Neon, verileri sattığı AI ortaklarını veya bu ortakların verileri ne şekilde kullanabileceğini açıklamıyor. Veri ihlalleri her zaman bir risk faktörü.
Hukuki Boyut ve Etik Tartışmalar
Uygulamanın meşruiyeti konusunda hukuk uzmanları arasında farklı görüşler bulunuyor. Blank Rome'un Gizlilik, Güvenlik ve Veri Koruma Grubu'ndan hukukçu Jennifer Daniels, 'Yalnızca telefon görüşmesinin bir tarafını kaydetmek, gizli dinleme yasalarını atlatmayı hedefliyor' diyor. Birçok eyaletin yasalarına göre, bir konuşmayı kaydetmek için her iki tarafın da rızası gerekiyor. Bu 'tek taraflı kayıt' yaklaşımı, yasal bir boşluk olarak görülebilir.
Greenberg Glusker'dan siber güvenlik ve gizlilik avukatı Peter Jackson ise 'tek taraflı transkript' dilinin, Neon'un aslında görüşmelerin tamamını kaydettiği, ancak diğer tarafın söylediklerini nihai transkriptten çıkarıyor olabileceği anlamına gelebileceğini belirtiyor. Uzmanlar ayrıca, verilerin ne kadar anonimleştirildiğine dair endişelerini dile getiriyor. Neon, verileri yapay zeka şirketlerine satmadan önce kullanıcı adlarını, e-postalarını ve telefon numaralarını kaldırdığını iddia etse de, yapay zeka ortaklarının bu verileri nasıl kullanabileceği belirsizliğini koruyor.
Peter Jackson, 'Sesiniz bir kez oraya ulaştığında, dolandırıcılık için kullanılabilir. Şimdi bu şirket sizin telefon numaranıza ve ses kayıtlarınıza sahip; bu da sizin taklit edilmenize ve her türlü dolandırıcılığın yapılmasına yetecek bilgi demek' uyarısında bulunuyor.
Toplumsal Etki ve Mahremiyetin Geleceği
Neon uygulamasının yükselişi, yapay zekanın kullanıcıların hayatlarına ve bir zamanlar özel kabul edilen alanlara ne kadar girdiğinin bir göstergesi. Geçmişte Facebook'un gençleri gözetleyen bir uygulama karşılığında para ödediğinin ortaya çıkması büyük bir skandal yaratırken, şimdi insanlar mahremiyetlerini kuruşlar karşılığında değiştirmeye istekli görünüyor. Bu durum, AI'ın veri toplama konusundaki hassasiyetimizi azaltıp azaltmadığı sorusunu akıllara getiriyor. Tam da bu noktada, yapay zeka teknolojisinin hızla ilerlemesiyle birlikte bu alandaki düzenlemeler giderek daha fazla tartışılıyor. Hatta teknoloji devleri, eyalet düzeyinde artan AI yasalarına karşı koymak amacıyla önemli yatırımlarla süper PAC'ler kurarak bu düzenlemeleri şekillendirmeye çalışıyor. Bu konuda Meta'nın AI regülasyonuna karşı kurduğu süper PAC'e ilişkin detaylı bilgiye Meta AI Regülasyonuna Karşı Süper PAC Kurdu başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Jennifer Daniels, günümüzde AI ajanlarının toplantılara katılarak notlar aldığını veya her zaman açık AI cihazlarının piyasada olduğunu ancak bu durumlarda herkesin kayda rıza gösterdiğini belirtiyor. Oysa Neon örneğinde, kaydedilen tarafın bundan haberi bile olmayabilir, bu da büyük bir etik sorun teşkil ediyor. Verilerin yaygın olarak satılması ve kullanılması karşısında bazı kişilerin, 'verilerim zaten satılıyorsa, bari ben de bundan kâr edeyim' düşüncesine kapıldığı görülüyor. Ancak bu durum, hem kendi mahremiyetlerini hem de etkileşimde oldukları kişilerin mahremiyetini farkında olmadan riske atabilir.
Sonuç: Dijital Mahremiyet Her Zamankinden Daha Önemli
Neon Mobile uygulaması, dijital çağda veri gizliliği ve kişisel mahremiyetin ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha gösteriyor. Kullanıcılara cazip görünen maddi teklifler karşılığında kişisel verilerini ve seslerini üçüncü partilere açmak, kısa vadeli kazançların çok ötesinde uzun vadeli riskler barındırıyor. Her geçen gün gelişen yapay zeka teknolojileriyle birlikte, ses verilerinin kötüye kullanım potansiyeli artarken, dijital mahremiyet bilincinin ve veri güvenliği önlemlerinin her zamankinden daha önemli hale geldiği aşikar.
Kaynak: Bu haberin detayları ve orijinal araştırması TechCrunch'ın 'Neon, the No. 2 social app on the Apple App Store, pays users to record their phone calls and sells data to AI firms' başlıklı makalesinden derlenmiştir.