Küresel teknoloji devlerinin enerji talebi hızla artarken, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim de kritik bir ivme kazanıyor. Bu bağlamda Microsoft, hesaplama (compute) ihtiyaçlarını sürdürülebilir bir şekilde karşılamak amacıyla Japonya'da önemli bir adım attı. Şirket, Japon geliştirici Shizen Energy'den 100 megavat (MW) gücünde güneş enerjisi kapasitesi satın aldığını duyurdu.

Bu uzun soluklu anlaşma, Microsoft'un özellikle Asya-Pasifik bölgesindeki veri merkezlerini yeşil enerjiyle besleme taahhüdünün en son örneğini teşkil ediyor. Microsoft'un Japonya’da hali hazırda işlettiği iki veri merkezi bulunuyor ve şirketin bu ülkeye önümüzdeki yıl 2.9 milyar dolarlık devasa bir yatırım yapma planı var. Bu genişleme, doğal olarak enerji ihtiyacını da katlayarak artırıyor.

Anlaşmanın Temel Detayları: 20 Yıllık Güvence

Geçtiğimiz hafta açıklanan anlaşma, sadece tek bir santrali değil, dört farklı güneş enerjisi geliştirme projesini kapsıyor. Bu projelerden biri halihazırda faaliyetteyken, diğer üçü inşaat aşamasında bulunuyor. Anlaşmanın belki de en önemli maddesi, santrallerden üretilen enerjinin 20 yıl boyunca Microsoft’a tahsis edilmesini öngören uzun süreli bir enerji satın alma (PPA) sözleşmesi olmasıdır.

Teknoloji Devlerinin Favorisi: Neden Güneş Enerjisi?

Son yıllarda, özellikle veri merkezi işletmecileri ve büyük teknoloji şirketleri için güneş enerjisi, rüzgar ve diğer yenilenebilir kaynaklar arasında öne çıkan bir tercih haline geldi. Bunun temel nedenleri, güneş enerjisinin hızla ve nispeten ucuza inşa edilebiliyor olmasıdır. Yeni enerji üretim kapasiteleri arasında en uygun maliyetli kaynaklardan biri olan güneş enerjisi projeleri, genellikle 18 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanabilmektedir.

Ek olarak, güneş enerjisi projeleri henüz tamamlanmadan dahi kullanıcıların enerji çekmeye başlayabilmesi, hızlı büyüme ihtiyacı duyan teknoloji şirketleri için büyük bir lojistik avantaj sağlamaktadır.

Daha Büyük Resim: Microsoft'un Yeşil Enerji Yarışı

Bu 100 MW'lık Japonya anlaşması, Microsoft’un 2024 yılı başından bu yana yaptığı agresif güneş enerjisi alımlarının yalnızca bir parçası. Şirket, yılın başından bu yana toplamda 1 gigawatt (GW)'tan fazla güneş enerjisi kapasitesi için sözleşme imzaladı. Bu rakamlar, teknoloji dünyasında yenilenebilir enerjiye geçişin ne kadar büyük bir ölçekte gerçekleştiğini gösteriyor.

Peki, bu adımlar yeterli mi? Hızla yükselen yapay zeka (AI) ve bulut bilişim talepleri, veri merkezlerinin enerji tüketimini rekor seviyelere taşıyor. Microsoft gibi devlerin yaptığı her yeşil enerji anlaşması önemli olsa da, bazı eleştirmenler, bu kapasite artışının, şirketin toplam karbon ayak izini nötrleme hızına yetişemeyeceği endişesini dile getiriyor. Şirketlerin, büyümeyi sürdürürken aynı anda karbon ayak izlerini de nasıl yönetecekleri, önümüzdeki dönemin en kritik teknolojik ikilemi olmaya devam edecektir.

Bu devasa enerji talebini somutlaştıran en büyük örneklerden biri, yapay zeka devi OpenAI'ın çip tedariki için attığı adımlardır. Örneğin, AMD ile yapılan çok yıllı stratejik ortaklık kapsamında, OpenAI’ın 'Stargate' projesi için Instinct MI450 serisi GPU'lar üzerinden toplam 6 gigawatt (GW) hesaplama kapasitesi tedarik edilmesi kararlaştırıldı. Bu devasa kapasite, tek bir şirketin YZ altyapısı için ihtiyaç duyduğu gücü gözler önüne seriyor. Bu AMD OpenAI dev çip anlaşması, teknoloji dünyasındaki enerji talebinin ne denli kritik bir boyuta ulaştığını göstermektedir. Microsoft’un bu tür anlaşmalarla hem kendi operasyonel hedeflerini desteklemesi hem de küresel enerji piyasalarında yenilenebilir kaynakların yayılmasına katkıda bulunması, diğer büyük şirketler için de bir emsal teşkil ediyor.

Kaynak: Microsoft’un Japonya’daki bu önemli yenilenebilir enerji hamlesi hakkında daha fazla teknik detay için TechCrunch’taki orijinal habere göz atabilirsiniz.