Dijital haklar grubu Elektronik Sınır Vakfı (EFF) ve çeşitli sendikalar, Trump yönetimine karşı önemli bir dava açtı. Davanın temelinde, hükümetin Amerika Birleşik Devletleri'nde yasal olarak ikamet eden kişilerin sosyal medya faaliyetlerini izlediği iddiası yatıyor.

İddiaya göre, hükümet yapay zeka (AI) ve diğer gelişmiş yöntemleri kullanarak, geçerli bir vizeye sahip olan veya daimi oturum izni almış olan hemen hemen her yabancı uyruklunun sosyal medya paylaşımlarını takip ediyor. Dahası, bu gözetleme faaliyetinin, hükümetin hoş karşılamadığı görüşleri ifade eden paylaşımları hedef aldığı belirtiliyor.

Hangi Paylaşımlar Hedefte?

Dava dosyasında yer alan bilgilere göre, yasaklı paylaşımlar listesi oldukça geniş. Amerikan kültürünü ve hükümetini eleştiren, antisemitik veya Filistin yanlısı destek içeren (üniversite protestolarına destek dahil), Charlie Kirk'ün ölümünü haklı gösteren veya hafife alan, Trump yönetimini veya eylemlerini eleştiren paylaşımlar bu listede yer alıyor.

Bu durum, ifade özgürlüğünün sınırları ve hükümetin gözetleme yetkisi konularında ciddi tartışmaları beraberinde getiriyor. Acaba hükümetin ulusal güvenlik gerekçesiyle bu tür bir gözetleme yapma hakkı var mı? Yoksa bu, bireylerin temel hak ve özgürlüklerine bir müdahale mi?

Vize İptalleri ve Sınır Dışı Tehdidi

EFF ayrıca, hükümetin bu gözetleme faaliyetlerine ek olarak, yabancı uyruklu kişileri cezalandırmakla tehdit ettiğini de iddia ediyor. Bu cezalar arasında vizelerin iptal edilmesi ve göçmenlik yoluyla sınır dışı edilme gibi ağır yaptırımlar bulunuyor.

Dava, Dışişleri Bakanlığı'nın X (eski adıyla Twitter) hesabındaki paylaşımlara da dikkat çekiyor. Özellikle, Charlie Kirk hakkındaki yorumlar nedeniyle iptal edilen vizeleri belgeleyen bir gönderi zinciri örnek olarak gösteriliyor.

Sendikalar da Davaya Dahil Oldu

Dava, New York Güney Bölgesi için ABD Bölge Mahkemesi'nde otomobil işçileri sendikası, öğretmenler sendikası ve iletişim işçileri sendikası adına açıldı. EFF'nin iddiasına göre, bu cezalandırıcı eylemler ve "bakış açısı temelli" gözetleme, sendika üyelerinin ifade özgürlüğünün yasa dışı bir ihlali anlamına geliyor.

Bu davanın sonuçları, gelecekteki sosyal medya gözetleme politikaları ve ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri açısından büyük önem taşıyor. Karar, hükümetin yetkileri ile bireysel haklar arasındaki hassas dengeyi nasıl kurması gerektiği konusunda önemli bir emsal teşkil edebilir.

Kaynak: Bu haber, techcrunch.com adresindeki orijinal metinden derlenmiştir.