Merkeziyetsiz sosyal medya platformu Bluesky, ABD'deki eyalet bazlı yaş doğrulama yasaları karşısında dikkat çekici bir strateji izliyor. Şirket, Mississippi'de hizmetlerini sonlandırma kararı alırken, South Dakota ve Wyoming'de ise farklı ve daha esnek bir teknolojiyle faaliyetlerine devam edeceğini duyurdu. Bu durum, teknoloji girişimlerinin karmaşık yasal düzenlemeler karşısındaki mücadelesini ve büyük rakipleri karşısındaki kırılganlığını bir kez daha gündeme getirdi.
Mississippi'de Kapılar Neden Kapandı?
Bluesky'ın Mississippi'den çekilme kararının arkasında, eyaletin çıkardığı yeni ve oldukça katı yaş güvencesi yasası yatıyor. Yasa, platformdan sadece yaş kısıtlamalı içeriğe erişmek isteyenleri değil, tüm kullanıcıları doğrulamalarını talep ediyordu. Ayrıca 18 yaşın altındaki kullanıcılar için ebeveyn onayı şartı getiriyor ve uyulmaması durumunda kullanıcı başına 10.000 dolara varan ağır para cezaları öngörüyordu.
Bluesky, küçük bir ekibe sahip bir girişim olarak, bu denli kapsamlı teknik değişiklikleri ve mali yükümlülükleri karşılayacak kaynaklara sahip olmadığını açıkladı. Bu durum, şirketi eyaletteki hizmetlerini tamamen durdurmak gibi zorlu bir karara itti. Bu çekilme, pazarın Meta gibi dev oyunculara kalması anlamına geliyordu.
Wyoming ve South Dakota İçin 'Orta Yol': KWS Çözümü
Mississippi'deki radikal kararın aksine, Bluesky, South Dakota ve Wyoming'deki benzer yasalar için daha uygulanabilir bir çözüm buldu. Şirket, bu eyaletlerdeki kullanıcıların yaşlarını doğrulamak için üçüncü taraf bir hizmet olan Kids Web Services (KWS) ile anlaştı. Bu sistem sayesinde kullanıcılar, farklı yöntemlerle yaşlarını doğrulayabilecekler:
- Kredi kartı bilgileri
- Resmi kimlik belgesi
- Yüz yaşını tahmin eden anonim yüz taraması
Bu yöntemin Bluesky için yeni olmadığını belirtmekte fayda var. Şirket, benzer gerekliliklere sahip olan Birleşik Krallık'ın Çevrimiçi Güvenlik Yasası'na uyum sağlamak için de aynı KWS hizmetini kullanıyor.
Bluesky, blog gönderisinde durumu şöyle açıkladı: "Bu yaklaşımın şu anda doğru dengeyi sağladığına inanıyoruz. Bluesky bu eyaletlerdeki kullanıcılar için kullanılabilir olmaya devam edecek ve uygulamayı herkes için kısıtlamak zorunda kalmayacağız."
Yasal Labirent: Küçük Girişimler İçin Bir Kâbus mu?
ABD'de federal düzeyde bir düzenleme olmaması, her eyaletin kendi internet ve yaş doğrulama yasasını çıkarmasına neden oluyor. Bu durum, teknoloji şirketleri için adeta bir 'yasal labirent' yaratıyor. Meta veya Google gibi devasa kaynaklara sahip şirketler, her eyaletin farklı yasal gerekliliklerine uyum sağlamak için özel ekipler ve bütçeler ayırabilirken, Bluesky gibi daha küçük oyuncular için bu durum varoluşsal bir tehdit haline gelebiliyor. Her eyalette farklı bir teknik altyapı kurma zorunluluğu, inovasyonun ve rekabetin önünde ciddi bir engel teşkil ediyor.
Bu yasal karmaşa karşısında büyük şirketler ise proaktif çözümler geliştiriyor. Örneğin, oyun devi Sony, çocukların oyun alışkanlıklarını yönetmek için özel bir PlayStation aile ve ebeveyn kontrolü uygulaması geliştirerek ebeveynlere oyun süresi, harcama limitleri ve içerik filtreleme gibi konularda tam yetki veriyor. Bu tür adımlar, büyük oyuncuların yasal zorunlulukları yerine getirmenin ötesinde, marka imajlarını korumak ve ailelere güvenli bir ortam sunmak için nasıl yatırım yapabildiklerini gösteriyor.
Madalyonun Diğer Yüzü: Gizlilik Endişeleri
Çocukları internetin zararlarından koruma amacı taşıyan bu yasalar, bir yandan da önemli gizlilik endişelerini beraberinde getiriyor. Gizlilik savunucuları, yaş doğrulama sistemlerinin kullanıcı verilerini topladığını ve bu durumun kimlik hırsızlığı riskini artırdığını savunuyor. Kullanıcıların kişisel bilgilerini veya biyometrik verilerini üçüncü taraf şirketlere emanet etme zorunluluğu, mahremiyetin ihlali olarak görülüyor. Bu durum, güvenlik ve özgürlük arasındaki hassas dengeyi bir kez daha tartışmaya açıyor.
Sonuç olarak, Bluesky'ın farklı eyaletlerdeki farklı stratejileri, sadece bir şirketin yasal uyum çabasını değil, aynı zamanda dijital dünyadaki düzenlemelerin küçük ve yenilikçi platformlar üzerindeki orantısız etkisini de gözler önüne seriyor. Bu gelişmeler, gelecekte internet düzenlemelerinin nasıl şekilleneceği konusunda önemli ipuçları taşıyor.
Bu haberde yer alan bilgiler, TechCrunch'ta yayınlanan makaleden derlenmiştir.