ABD'nin H-1B Vizesi Ücret Zammı Teknoloji Sektörünü Karıştırdı: Startuplar İçin Zorlu Dönem Başladı

Haber Merkezi

25 September 2025, 23:03 tarihinde yayınlandı

ABD H-1B Vizesi Ücret Artışı: Startuplar İçin Yetenek Krizi mi, İnovasyon Engeli mi?
```html

Amerika Birleşik Devletleri'nde teknoloji ve inovasyon dünyası, H-1B vizesi programında yapılan radikal bir değişiklikle sarsılıyor. Eski Başkan Donald Trump'ın açıkladığı yeni düzenlemeye göre, her bir H-1B vizesi başvuru ücreti, daha önceki 2.000-5.000 dolar aralığından tam 100.000 dolara yükseltildi. Bu dramatik artış, özellikle ülkenin inovasyon motoru olarak görülen startuplar için ciddi bir yetenek krizinin kapısını aralıyor.

Bu gelişme, yapay zeka startup'ı Vectara'nın kurucusu Amr Awadallah gibi birçok girişimci tarafından büyük bir endişeyle karşılandı. Awadallah, TechCrunch'a yaptığı açıklamada, “100.000 dolar ödemeye gücüm yetmez” diyerek, yeni ücretin birçok startup'ı uluslararası yetenek havuzundan mahrum bırakacağını belirtti. H-1B vizesi, bilişim teknolojileri ve mühendislik gibi alanlarda dünya genelinden yetenekli profesyonelleri ABD'ye getirmek amacıyla oluşturulmuş bir program.

Trump'ın Göçmenlik Politikaları ve H-1B Vizesinin Kökenleri

Donald Trump, 2016'daki başkanlık kampanyasından bu yana göçmenlik konusunu ana gündem maddelerinden biri haline getirmişti. H-1B vizesinin ABD vatandaşlarının işlerini elinden almak için kullanıldığını iddia etmesi, bu ücret artışının temel motivasyonlarından biri olarak görülüyor. Ancak bu durum, vizenin ülkeye sağladığı önemli katkıları göz ardı etme riski taşıyor.

H-1B vizesi geçmişinde Google CEO'su Sundar Pichai, Microsoft CEO'su Satya Nadella ve Tesla kurucusu Elon Musk gibi isimler yer alıyor. Bu örnekler, vizenin sadece işgücü açığını kapatmakla kalmayıp, küresel ölçekte milyarlarca dolarlık şirketler kuran vizyonerlere ev sahipliği yaptığını gösteriyor.

Bu dar kapsamlı göçmenlik bakış açısının ötesinde, Trump yönetimi, enerji dönüşümünü "yeşil yeni dolandırıcılık" olarak nitelendirmesine rağmen, stratejik sektörlere yönelik pragmatik adımlar da atmıştır. Örneğin, ABD Enerji Bakanlığı'ndan alınan 2.26 milyar dolarlık kredinin geri ödeme koşullarını yeniden müzakere etme karşılığında, Kanada merkezli lityum madenciliği şirketi Lithium Americas'tan yüzde 10'a kadar hisse talep etmiştir. Trump yönetiminin Kanada lityum madenine ortaklık isteği, Nevada'daki Thacker Pass gibi önemli lityum kaynaklarının elektrikli araç (EV) tedarik zincirindeki rolünü güvence altına alma ve ABD'nin küresel rekabet gücünü artırma çabasının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Bu hamle, hükümetin Intel ve MP Materials gibi stratejik öneme sahip diğer şirketlerde daha önce yaptığı hisse alımlarına da benzerlik göstermektedir. Bu pragmatik yaklaşımların bir başka örneği olarak, Trump yönetiminin enerji dönüşümünü "yeşil yeni dolandırıcılık" olarak nitelendirmesine rağmen, ülkenin önde gelen elektrikli araç üreticisi **Tesla**, diğer büyük otomotiv oyuncularının kuralların gevşetilmesini istediği bir dönemde, Çevre Koruma Ajansı'na (EPA) mevcut araç emisyon standartlarının geri çekilmemesini talep etmiştir. Bu hamle, eski Başkan Donald Trump'ın iklim değişikliğini 'kurgu' ve 'sahtekarlık' olarak nitelendirdiği haftaya denk gelmesiyle, otomotiv sektöründeki karmaşık çıkar ilişkilerini ve çevresel duruşlardaki tezatları gözler önüne sermektedir. Tesla'nın EPA emisyon kurallarına desteği, şirketlerin hem çevresel misyonlarını hem de stratejik ticari çıkarlarını nasıl dengelediğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir. **Bu stratejik yaklaşımlar çerçevesinde, H-1B vizesi geçmişinde adı geçen Elon Musk'ın yapay zeka şirketi xAI'ın Grok adlı sohbet robotunu ABD federal hükümetine bir buçuk yıl boyunca sadece 42 cent gibi sembolik bir ücretle sunma anlaşması dikkat çekicidir. Bu düşük maliyetli ve agresif piyasa girişi, yapay zeka pazarının devleri OpenAI ve Anthropic ile olan rekabeti yeni bir boyuta taşırken, aynı zamanda hükümetin yapay zeka teknolojilerine olan stratejik ilgisini ve önemli teknoloji şirketleriyle olan ilişkilerini de gözler önüne sermektedir. xAI'ın Grok'u ABD hükümetine 42 cent'e sunması, yapay zeka sektöründeki rekabetin sadece teknolojik üstünlükle değil, stratejik fiyatlandırma ve nüfuzla da şekillendiğini vurgulamaktadır.**

Maliyet ve İnovasyon Üzerindeki Etkileri

DesignRush'ın TechCrunch ile paylaştığı verilere göre, her yıl tahsis edilen 85.000 yeni H-1B vizesinin yaklaşık 55.000'i bilgisayar ve teknolojiyle ilgili pozisyonlara ayrılıyor. Daha önce bu çalışanların işe alınmasının maliyeti yılda 200 milyon ila 400 milyon dolar arasındayken, yeni ücretle bu rakamın yılda 5.5 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Öne Çıkan Veriler:

  • Yeni H-1B Vize Ücreti: 100.000 Dolar
  • ABD'deki Mevcut H-1B Sahipleri: 700.000'den Fazla
  • Yıllık Yeni Vize Kotası: 85.000 kişi
  • Teknoloji Sektörüne Yıllık Maliyet Artışı: 200-400 Milyon Dolar'dan 5.5 Milyar Dolar'a

Amr Awadallah, bu durumun “büyük şirketlere kıyasla daha küçük startupların rekabet gücü ve inovasyonu üzerinde ciddi bir etki yaratacağını” vurguluyor. Büyük teknoloji devleri bu ücretleri daha kolay karşılayabilirken, startuplar için bu bir varoluşsal tehdit anlamına geliyor. Iterate AI şirketinin kurucu ortağı Brian Sathianathan da, önceki başarılı girişimini H-1B vizesiyle çalışan kurucu ortağı ve mühendislik başkanı sayesinde kurabildiğini belirterek, yeni ücretlerle bunun mümkün olmayacağını ifade ediyor.

Karşıt Görüşler ve Endişeler: ABD'nin Yetenek Çekiciliği Azalıyor mu?

Vize ücreti artışını savunanlar, yüksek maliyetlerin başvuru sayısını sınırlayacağını ve böylece vize çekilişine olan ihtiyacın ortadan kalkabileceğini öne sürüyor. Ayrıca, önerilen değişiklikler kapsamında H-1B vizesi sahiplerine ödenmesi gereken asgari maaşın da artırılması planlanıyor. Bu adımın, ABD'li çalışanların maaşlarının düşürülmesini engellemeye yardımcı olacağı düşünülüyor.

Ancak bu argümanlara karşı, birçok eleştirel ses yükseliyor. ABD'de özellikle yapay zeka mühendisliği gibi kritik becerilerde teknik yetenek açığı olduğu biliniyor. Lightspeed Venture Partners'ın Hindistan merkezli ortağı Hemant Mohapatra, yüksek maliyetli vize engellerinin ABD startup ekosisteminde bir “inovasyon boşluğu” yaratabileceği konusunda uyarıyor. Zira tek boynuzlu at (unicorn) ve on boynuzlu at (decacorn) şirketlerin büyük bir yüzdesi aslında göçmenler tarafından kuruluyor.
<4 class='text-xl font-semibold text-gray-900 mt-5 mb-3'>Gelecek Belirsizliği ve Alternatif Çözümler

Göçmenlik avukatı Sophie Alcorn, 100.000 dolarlık ücretin başvurunun reddedilmesi durumunda iade edilip edilmeyeceği gibi kritik soruların henüz cevapsız olduğunu belirtiyor. Bu belirsizlik, birçok startup'ı H-1B başvurularını askıya almaya zorluyor.

ABD'li startuplar ise yeni yollar arayışında. Bazıları kendileri için istisna talep ederken, vize danışmanlık şirketleri O-1 ve EB-1A gibi diğer vize türlerine olan ilginin %50'den fazla arttığını bildiriyor. Ancak bu vizelerin de kendine özgü kısıtlamaları bulunuyor.

Native Teams şirketinin CEO'su Jack Thorogood, ABD merkezli şirketlerin vizesiz global işe alım seçeneklerine yöneldiğini, uzaktan çalışmanın popülaritesinin arttığını söylüyor. Hatta bir H-1B çalışanının maliyetinin, diğer birçok ülkede 20 uzaktan çalışana denk gelebileceğini ifade ediyor. Bu durum, Kanada, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler için bir fırsat penceresi açıyor; zira bu ülkeler, ABD'nin yükselen engelleri karşısında yetenekleri kendi bünyelerine çekmek için adımlar atabilirler.

AI kurucusu ve Toronto Üniversitesi profesörü Daniel Wigdor, bu ücret artışının ABD için iyi bir adım olmadığını vurgulayarak, “Dünyanın en iyileri için rekabet etmek yerine, şirketlerin onları ithal etmek için ne kadar ödeyeceğini test ediyorlar. Bu duruş ülke içinde işe yarayabilir ama Amerika'nın küresel teknoloji hakimiyetini baltalama riski taşıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Sonuç olarak, H-1B vizesi ücretlerindeki bu devasa artış, ABD'nin inovasyon ekosistemi ve küresel yetenek rekabetindeki konumunu derinden etkileyecek gibi görünüyor. Startuplar yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalırken, dünya genelindeki diğer teknoloji merkezleri ABD'den kaçan yetenekler için cazip birer destinasyon haline gelebilir. Bu gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz.

Kaynak: TechCrunch – Trump's 100K H-1B Fee: A Talent Tariff That Will Hurt Innovation

```