Yapay zeka devi OpenAI'ın finansal stratejileri, şirket içi çatışmalar ve kamuoyu tepkileriyle dolu dramatik bir haftaya sahne oldu. Şirketin mevcut yıllık gelir oranının 20 milyar doların üzerinde (ARR) olması beklenirken, şirket yapay zekadaki rekabet avantajını korumak için önümüzdeki sekiz yıl içinde veri merkezlerine ve gelişmiş çip kullanımına yaklaşık 1.4 trilyon dolarlık devasa bir yatırım taahhüdü verirken, bu maliyeti nasıl karşılayacağı en çok merak edilen konulardan biri haline geldi.

Tartışmaların fitilini ateşleyen açıklama, OpenAI'ın Finans Direktörü (CFO) Sarah Friar'dan geldi. Wall Street Journal etkinliğinde konuşan Friar, ABD hükümetinin şirketin altyapı kredilerine “kefil olmasını” (backstop) arzuladığını belirtti. Bu kefalet, borç verenler için riski azaltacağı için, OpenAI'ın çok daha uygun koşullarla kredi alabilmesini ve her zaman en yeni, en güçlü çipleri kullanabilmesini sağlayacaktı.

Devlet Kefaleti Neden Gündem Oldu?

Friar'ın açıklamasına göre, yapay zekayı bir “ulusal stratejik varlık” olarak gören ABD hükümetiyle bu tür görüşmelerin zaten devam ettiği ima edildi. Devlet kefaleti, kısaca bir şirketin borcunu ödeyememesi durumunda faturanın vergi mükelleflerine kalması anlamına geliyor. Bu durum, özellikle hızla büyüyen ancak aynı oranda devasa riskler taşıyan bir teknoloji şirketi için finansman maliyetini önemli ölçüde düşürebilirken, kamuoyunda büyük bir etik tartışmayı da beraberinde getiriyor.

“Kefalet, finansmanın maliyetini ciddi ölçüde düşürebilir ve öz sermayenin üzerine alınabilecek borç miktarını artırabilir.” – Sarah Friar

Piyasanın Şeytanın Avukatı: Gelen Sert Tepkiler

Friar’ın bu talebi, özellikle Silicon Valley yatırımcılarından ve X (eski adıyla Twitter) kullanıcılarından anında ve sert bir tepki aldı. Eski ABD Yapay Zeka Çarı ve önemli bir risk sermayedarı olan David Sacks, X üzerinden yaptığı açıklamada, ABD’nin herhangi bir yapay zeka şirketini kurtarma planı olmadığını kesin bir dille belirtti.

Sacks, ABD’de en az beş büyük öncü yapay zeka şirketi bulunduğunu ve birinin başarısız olması durumunda diğerlerinin onun yerini alacağını savunarak, vergi mükelleflerinin finanse ettiği bir kurtarma planı fikrinin “saçma” olduğunu dile getirdi. Sacks’ın bu yorumları, Silikon Vadisi’nin rekabetçi ruhunu yansıtarak, piyasaya müdahale edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Hızlı Geri Adım ve Altman'ın Kesin Çizgisi

Gelen yoğun tepkilerin ardından, Sarah Friar hızla geri adım atarak LinkedIn üzerinden bir açıklama yayınladı ve “backstop” kelimesinin yanlış anlaşıldığını, OpenAI'ın altyapı taahhütleri için hükümet garantisi aramadığını netleştirdi.

Perşembe günü ise OpenAI CEO'su Sam Altman, Sacks'ın eleştirilerini destekler nitelikte uzun bir X paylaşımı yaparak, şirketin pozisyonunu kesinleştirdi.

“OpenAI veri merkezleri için hükümet garantimiz yok ve istemiyoruz. Hükümetlerin kazananları veya kaybedenleri seçmemesi gerektiğine ve vergi mükelleflerinin, kötü iş kararları veren veya piyasada kaybeden şirketleri kurtarmaması gerektiğine inanıyoruz.” – Sam Altman

Altman, hükümet destekli kredi garantilerinin sadece ABD'deki yarı iletken (çip) üretim tesislerinin kurulmasına destek olmak amacıyla diğer şirketlerle birlikte tartışıldığını, ancak bunun OpenAI'ın kendi veri merkezleri için geçerli olmadığını vurguladı.

1.4 Trilyon Dolarlık Soru: Finansal Görünüm

Bu tartışmalar, OpenAI'ın devasa finansman ihtiyacının altını çiziyor. Şirketin mevcut yıllık gelir oranı 20 milyar doların üzerinde olmasına rağmen, sekiz yıllık 1.4 trilyon dolarlık yatırım taahhüdü, muazzam bir finansal denge gerektiriyor. Özellikle bu devasa altyapı taahhüdünün, yapay zeka modellerinin eğitim ve çıkarım süreçlerinin temelini oluşturan hesaplama gücüne olan yüksek talebi karşılamak için veri merkezlerine ayrıldığı belirtiliyor.

Altman, şirketin kurumsal çözümler, yeni tüketici cihazları ve robotik gibi alanlardaki beklentileri konusunda iyimser olduğunu dile getirse de, CFO'nun piyasaya sürdüğü bu devlet kefaleti fikri, şirketin finansal yükümlülüklerinin büyüklüğünü ve bu yükümlülükleri geleneksel yollarla (bankalar, özel sermaye) karşılama zorluğunu açıkça gözler önüne serdi. OpenAI'ın bu finansman ihtiyacını karşılamak için hisse satışı (equity) ve ek kredi alımı gibi geleneksel yolların da masada olduğunu belirtilirken, şirketin mevcut bir milyon işletme müşterisinin üzerine inşa edilecek kurumsal çözümler, Jony Ive'ın io şirketinin satın alınmasıyla sinyalleri verilen tüketici cihazları ve robotik ile bilimsel keşif alanlarına odaklanarak yeni gelir akışları yaratmayı hedeflediği de ortaya çıktı.

Bu olay, Sam Altman’ın yapay zeka alanında “kazan ya da bat” modelini desteklediğini ve şirketinin geleceğini vergi mükelleflerinin sırtına yüklemek yerine, saf pazar rekabetine bıraktığını gösteren güçlü bir mesaj olarak öne çıkıyor. Şirketin 20 milyar doları aşan ARR geliri, 1.4 trilyon dolarlık veri merkezi yatırımı ve Sam Altman'ın finansal stratejileri hakkında daha fazla detay için Nexus Haber'in ilgili yazılım haberini inceleyebilirsiniz.