Robotlar Artık Daha Güvenli: LIDAR'a Rakip Olan 3D Ultrasonik Sensör Teknolojisi Sonair

Haber Merkezi

17 September 2025, 14:13 tarihinde yayınlandı

Robot Güvenliğinde Yeni Ufuklar: LIDAR'a Meydan Okuyan Sonair Ultrasonik Sensörü

Robotları artık sadece fabrikaların izole edilmiş montaj hatlarında görmüyoruz. Ofis koridorlarında, alışveriş merkezlerinde ve hatta evlerimizde giderek daha fazla yer alıyorlar. Bu dönüşümün bir parçası olarak, San Francisco merkezli MicroFactory gibi girişimler, insanları izleyerek karmaşık görevleri öğrenebilen ve bir masaüstüne sığabilecek kadar kompakt bir robot fabrikası üreterek otomasyonu daha erişilebilir kılıyor. Bu yaygınlaşma, teknoloji dünyasının en kritik sorularından birini de beraberinde getiriyor: İnsanlarla iç içe çalışan bu makineler ne kadar güvenli? Norveç merkezli teknoloji şirketi Sonair, bu soruna popüler LIDAR teknolojisinden hem daha ucuz hem de daha kapsamlı olduğunu iddia ettiği yeni bir çözümle yanıt veriyor: 3D ultrasonik sensörler.

Görmenin Ötesinde: Ses Dalgalarıyla 3D Algılama

Sonair'in ADAR (Acoustic Detection and Ranging - Akustik Tespit ve Mesafe Tayini) olarak adlandırdığı teknoloji, temel olarak yüksek frekanslı ses dalgaları kullanıyor. Sensör, insan kulağının duyamayacağı ultrasonik sesler yayıyor ve bu seslerin çevredeki nesnelerden nasıl geri yansıdığını analiz ediyor. Bu yankı verileri, robotun işletim sistemi için çevrenin üç boyutlu bir haritasını oluşturuyor.

Sonair CEO'su Knut Sandven, bu teknolojinin kameraların yerini almadığını, aksine onların eksiklerini tamamladığını vurguluyor. Sandven, durumu şöyle açıklıyor: “İnsanlar olarak çevremizi algılamak için en çok gözlerimizi kullanırız, ancak kulaklarımız gibi diğer duyularımız da bu algıyı tamamlar. Robotlar için de durum aynı. Kameralar çevreyi anlamak için harikadır, ancak her koşulda nesneleri güvenilir bir şekilde tespit etmek için yeterli değiller.”

Sonair ve LIDAR Arasındaki Fark Nedir?

Knut Sandven'e göre en temel fark, algılama yönteminde yatıyor. LIDAR, lazer ışınlarını bir nevi 'lazer işaretleyici' gibi belirli bir alana gönderip yansımasını ölçer. Buna karşılık Sonair'in ADAR sensörü, odaya 'bağırmak' gibidir; ses tüm odayı doldurur ve bu sayede çok daha kapsamlı bir veri seti elde edilir. Bu, özellikle kameraların zorlandığı kör noktalar veya şeffaf nesneler gibi durumlarda robotun çevresini eksiksize yakın algılamasına olanak tanır.

Madalyonun Diğer Yüzü: Teknoloji Tüm Güvenlik Sorunlarını Çözebilir mi?

Sonair'in sunduğu algılama teknolojisi, robotların çevrelerindeki insanları veya nesneleri fark etmesi için önemli bir adım olsa da, sektördeki tüm güvenlik endişelerini tek başına ortadan kaldırmıyor. Özellikle insansı robotların evlere girmesi senaryosu, farklı güvenlik katmanlarını zorunlu kılıyor. Sonair'e yatırım yapmamış olan Cybernetix Ventures'ın ortağı Fady Saad, bu konudaki çekinceleri dile getiren isimlerden biri.

Bu endişeler, sektördeki devasa yatırımlarla daha da önem kazanıyor. Örneğin, yakın zamanda Nvidia ve Intel gibi teknoloji devlerinden 1 milyar doları aşan bir fon toplayarak değerlemesini 39 milyar dolara çıkaran insansı robot şirketi Figure, bu alandaki hızlı ilerlemenin en somut örneklerinden biri. Bu tür yatırımlar, insansı robotların çok yakın bir gelecekte hayatımızın bir parçası olacağına dair beklentiyi güçlendirirken, Fady Saad gibi uzmanların güvenlik konusundaki uyarılarını da daha acil hale getiriyor.

Aslında bu güvenlik ve güvenilirlik sınavı, sadece robotik alanıyla sınırlı değil. Benzer bir 'gerçeklik kontrolü' süreci, yıllardır büyük vaatlerle gündemde olan otonom araç endüstrisinde de yaşanıyor. Kamuoyuna yansıyan kazalar, yasal belirsizlikler ve teknolojinin her koşulda mükemmel çalışmaması gibi nedenlerle, Waymo gibi sektör devlerinin de yüzleştiği gibi, tam otonomiye giden yol beklenenden çok daha engebeli bir hal alıyor. Bu durum, sensör teknolojisi ne kadar gelişirse gelişsin, kamuoyunun güvenini kazanmanın ve ölçeklenebilir bir güvenlik standardı oluşturmanın ne kadar kritik olduğunu gösteriyor.

“İnsansı robotların evlerdeki kirli sırrı; güvenlik, emniyet ve endişelerle dolu olmasıdır. Eğer bu makine evcil hayvanların veya çocukların üzerine düşerse onlara zarar verir, değil mi? Bu, çok az insanın dikkat ettiği büyük bir engelin sadece bir yönü.”

Bu eleştirel bakış açısı, Sonair gibi sensör teknolojilerinin 'çarpışmayı önleme' görevini başarıyla yerine getirebileceğini, ancak robotun fiziksel yapısından kaynaklanabilecek potansiyel tehlikelerin de ayrıca ele alınması gerektiğini gösteriyor.

Piyasanın Tepkisi ve 6 Milyon Dolarlık Yatırım

Sektördeki bu tartışmalara rağmen Sonair'in teknolojisi şimdiden ciddi bir ilgi görmüş durumda. Şirket, teknolojisinin benimsenmesini hızlandırmak için aralarında Scale Capital, Norveç devlet destekli Investinor ve ProVenture gibi yatırımcıların da bulunduğu bir turda 6 milyon dolarlık fon topladığını duyurdu. Sandven, robotik alanında aktif olan yatırımcıların, çözmeye çalıştıkları sorunu anında kavradığını belirtiyor.

Şirket, sensörlerini bu yılın başlarında piyasaya sürdü ve o zamandan beri hem robotik alanından hem de endüstriyel güvenlik sektöründen talep görüyor. Özellikle ağır makinelerin bulunduğu alanlara bir insan girdiğinde, sistemlerin kazaları önlemek için otomatik olarak kapanmasını sağlayan uygulamalarda sensörlerin kullanıldığı belirtiliyor. Sandven'in nihai hedefi ise bu teknolojiyi tüm robotlarda standart bir donanım haline getirmek; tıpkı bugün kameraların olduğu gibi.

Bu haberde yer alan bilgiler, teknoloji dünyasının önde gelen yayınlarından TechCrunch'ta yayımlanan bir analizden derlenmiştir.