Türkiye'nin önde gelen teknoloji ve gündem haber portalı Sen,Nexus olarak, küresel otonom araç pazarındaki son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyoruz. Taşımacılık devi Lyft, otonom araç teknolojileri şirketi May Mobility ile olan ortaklığının ilk ticari meyvesini Atlanta'da verdi. Şehir sakinleri artık Lyft uygulaması üzerinden May Mobility'ye ait robotaksileri çağırabiliyor. Bu mütevazı başlangıç, Lyft'in robotaksi pazarında kendine bir yer edinme çabasının son adımı olarak dikkat çekiyor.
Ancak bu girişim, pazardaki dev rakipleri Uber ve Waymo ile arasındaki mesafeyi kapatma konusunda Lyft'in önünde uzun bir yol olduğunu gösteriyor. Zira Uber ve Waymo, Atlanta'da Haziran ayından bu yana tamamen sürücüsüz robotaksi hizmetleri sunuyor. Bu durum, Lyft'in stratejisinin ne denli başarılı olacağı konusunda sektörde farklı yorumlara yol açıyor.
Lyft'in Otonom Araç Hedefleri ve Zorlu Rekabet Ortamı
Lyft'in Atlanta'daki bu lansmanı, otonom araç pazarında kendine bir pay kapma arayışının bir göstergesi. Geçtiğimiz dönemde Bank of America analistleri, Uber'in agresif AV ortaklık stratejileri ve Waymo'nun Kaliforniya'daki genişlemesi nedeniyle Lyft hisselerini 'Satın Al'dan 'Endeksin Altında Performans'a düşürmüşlerdi. Bu durum, şirketin otonom araç stratejisinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak Lyft'in ikinci çeyrekte bildirdiği güçlü kazançların ardından analist beklentileri yeniden yükselmişti. Şimdi, robotaksi filosu kurma girişimi, bu ivmeyi sürdürmeye yardımcı olabilir.
Ancak bu ilk adım oldukça 'mütevazı' olarak nitelendiriliyor. Lyft ve May Mobility, hibrit-elektrikli Toyota Sienna Autono-MaaS araçlarından oluşan küçük bir filoyla, sınırlı çalışma saatlerinde ve ön koltukta bir insan güvenlik operatörüyle pilot uygulamayı başlattı.
Atlanta'daki İlk Adım: Güvenlik Odaklı ve Kontrollü Bir Başlangıç
May Mobility araçları, Midtown Atlanta bölgesinde Pazartesi'den Cuma'ya sabah yoğun saatlerden öğleden sonraya kadar 'anında' veya 'Bekle ve Tasarruf Et' özelliğiyle Lyft kullanıcılarının hizmetine sunulacak. Şirketler, bu saatleri ve bölgeleri kısa süre içinde akşam ve hafta sonlarına da genişletmeyi planlıyor. Güvenlik açısından, Atlanta lansmanının ilk aşamasında araçların direksiyonunda 'zaman zaman kontrolü ele alabilecek' insan güvenlik operatörleri bulunacak. Bu, otonom sürüş teknolojisine duyulan güvenin hala tam olmadığını ve insan gözetiminin kritik olduğunu gösteriyor.
Lyft'in Geçmişteki Deneyimleri ve Öğrenilen Dersler
Öne Çıkanlar: Otonom Araç Ortaklıklarında Lyft'in Dersi
- Motional Ortaklığı: Las Vegas'ta insan güvenlik sürücüsüyle robotaksi hizmeti sunmuştu. Mayıs 2024'te iş gücünü azaltmasının ardından bu ortaklık askıya alındı.
- Argo AI Ortaklığı: Austin ve Miami'de benzer bir anlaşma yapılmıştı. Ancak Argo AI, 2022'de kapanarak Lyft'in 135.7 milyon dolarlık zarar etmesine neden oldu.
- Bu deneyimler, otonom araç sektöründeki riskleri ve işbirliklerinin kırılganlığını gözler önüne seriyor.
Lyft'in otonom araç ortaklıkları her zaman beklendiği gibi sonuçlanmadı. Şirket daha önce Las Vegas'ta Motional ile ve Austin ile Miami'de Argo AI ile robotaksi hizmetleri başlatmıştı. Ne yazık ki Motional, 2024 Mayıs'ta iş gücünü azaltmasının ardından bu ortaklığı askıya alırken, Argo AI 2022'de tamamen kapanmıştı. Lyft, Argo'da hissesi olduğu için şirketin kapanmasıyla 135.7 milyon dolarlık bir kayıp yaşamıştı. Bu durum, otonom araç sektöründeki yatırım risklerini ve teknolojik zorlukları açıkça ortaya koyuyor.
Gelecek Vizyonu ve Genişleme Planları
Lyft ve May Mobility, gelecekte birden fazla pazarda ‘onlarca, sonra yüzlerce ve nihayetinde binlerce’ araca ulaşmayı planladıklarını belirtiyor. Lyft CEO'su David Risher, şirketin gelecek yıl Avrupa'da robotaksileri piyasaya sürmek için Çinli Baidu ile bir anlaşma yaptığını da duyurmuştu. Ayrıca, 2026 gibi erken bir tarihte Dallas'ta Mobileye destekli araçları Lyft uygulaması üzerinden konuşlandırmak için Mobileye ile de çalışacaklarını ve bunu 'binlerce AV/diğer şehirlerin' takip edeceğini belirtmişti. Bu hamleler, Lyft'in otonom geleceğe yönelik uzun vadeli ve çok yönlü bir strateji izlediğini gösteriyor.
May Mobility Kimdir?
May Mobility için Atlanta lansmanı, Georgia eyaletindeki ikinci operasyonunu işaret ediyor. Şirket, Peachtree Corners'da sınırlı ticari sürücüsüz mikrotransit hizmeti de yürütüyor. Startup, genellikle düşük trafikli ortamlar ve belirlenmiş durakları olan coğrafi olarak sınırlandırılmış alanlarda kendi kendine giden servis araçlarını kullanıyor. Grand Rapids (Minnesota), Martinez (Kaliforniya) ve Japonya'daki Tokyo sahil şeridinde de insan güvenlik operatörleriyle ticari hizmetler sunuyor. May Mobility'nin bu deneyimi, Lyft'in otonom araç hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayabilir.
Robotaksi Yarışında Lyft'in Konumu ve Beklentiler
Lyft'in robotaksi pazarına girişi önemli bir adım olsa da, rekabetteki dezavantajları göz ardı edilemez. Uber, ulaşım, teslimat ve yük taşımacılığı iş kollarında 20 küresel otonom araç ortağına sahip ve bu ortaklıklar yıllık 1.5 milyon mobilite ve teslimat yolculuğu üretiyor. **Hatta Uber'in vizyonu sadece karada değil, havada da fütüristik çözümler sunmayı hedefliyor. Şirket, 2026 yılından itibaren New York ve Güney Avrupa gibi belirli bölgelerde Blade Air Mobility'e ait helikopterleri platformuna entegre edeceğini duyurdu. Bu hamle, elektrikli hava taksisi girişimi Joby Aviation ile yapılan iş birliğinin bir parçası olarak, asıl hedefin tamamen elektrikli, dikey kalkış ve iniş yapabilen (eVTOL) 'uçan taksileri' Uber ağına dahil etmek olduğunu gösteriyor. Bu konuda daha fazla bilgi için Uber Helikopter Servisi: Uçan Taksi Joby haberimizi okuyabilirsiniz.** Hatta May Mobility'nin kendisi de Uber'in ortaklarından biri ve bu yıl Arlington, Teksas'ta robotaksi başlatmayı planlıyorlar. Bu durum, Lyft'in yalnızca teknolojiyi geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda pazar payını hızla büyüyen rakiplerinden korumak için de agresif stratejiler izlemesi gerektiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Lyft'in Atlanta'daki bu mütevazı robotaksi lansmanı, şirketin otonom geleceğe yönelik kararlılığını pekiştirse de, sektördeki zorlu rekabet ve geçmişteki talihsiz deneyimler, bu yolculuğun pek de kolay olmayacağını gösteriyor. Sektördeki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz.
Bu haberin hazırlanmasında TechCrunch'ın ilgili makalesinden faydalanılmıştır.