Kuzey Kore'nin Siber Casusluk Ağına ABD'den Sert Darbe: Şirketler Nasıl Hedef Alınıyor?

Haber Merkezi

27 August 2025, 17:52 tarihinde yayınlandı

Kuzey Kore'nin Küresel Siber Dolandırıcılık Ağına ABD'den Yeni Yaptırımlar: Şirketler İçin Büyük Tehdit
```html

ABD Hazine Bakanlığı, Kuzey Kore'nin uluslararası çapta işlettiği ve sahte kimliklerle başta ABD olmak üzere çeşitli Batılı şirketlere sızan gelişmiş siber dolandırıcılık ağına karşı yeni ve kapsamlı yaptırımlar duyurdu. Bu hamle, Pyöngyang'ın uluslararası yaptırımlar altındaki nükleer silah programını finanse etmek için kullandığı milyarlarca dolarlık yasa dışı gelir kaynaklarını kesmeyi hedeflerken, uzaktan çalışma modelinin getirdiği güvenlik zafiyetlerini de bir kez daha gözler önüne seriyor.

Siber güvenlik sadece devlet destekli saldırılarla sınırlı kalmayıp, akıllı araçlar gibi kişisel ve hassas bilgileri barındıran sistemlerin de potansiyel güvenlik açıklarını gözler önüne seriyor. Nitekim, yakın zamanda siber güvenlik uzmanı Seyfullah Kılıç'ın raporuna göre, binlerce Tesla aracının konumu, hız bilgileri, pil sağlığı ve şarj seansları gibi hassas verileri, kullanıcılar tarafından yanlışlıkla internete açık bırakılan sunucular (TeslaMate panelleri) üzerinden herkese erişilebilir hale geldi. Bu durum, veri güvenliğinin karmaşıklığını ve bireysel kullanıcı sorumluluğunun önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Tesla sahiplerini yakından ilgilendiren bu sızıntı hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.

Ancak veri güvenliği zafiyetleri sadece bireysel kullanıcıların veya şirketlerin sorumluluğunda kalmayıp, devlet kurumları düzeyinde de ciddi riskler barındırabiliyor. Yakın zamanda ABD Sosyal Güvenlik Kurumu (SSA) baş veri sorumlusu Charles Borges'in iddialarına göre, ülkenin en kritik vatandaşlık verilerinden biri olan Sosyal Güvenlik bilgilerinin yüz milyonlarca kişiyi riske atacak şekilde güvensiz bir bulut sunucusuna yüklendiği öne sürüldü. Eski Trump yönetimi döneminde kurulan 'Devlet Verimliliği Departmanı (DOGE)' ekibinin, denetimden kaçınan bir bulut ortamında 450 milyondan fazla kaydı içeren 'Sayısal Kimlik Sistemi (NIS)' veri tabanının canlı bir kopyasını barındırdığı iddia ediliyor. Bu veri tabanı, ad soyad, doğum yeri, vatandaşlık, aile üyelerinin Sosyal Güvenlik numaraları, sağlık teşhisleri, gelir düzeyleri ve bankacılık bilgileri gibi son derece hassas kişisel ve finansal detayları içeriyor. SSA yetkililerinin "iş ihtiyacının güvenlik riskinden daha yüksek olduğunu" belirterek bu kararı onaylaması, kamu kurumlarında veri güvenliğine yönelik yaklaşımın ciddiyetini gözler önüne seriyor. Bu durum, olası bir sızıntı halinde her Amerikalının hassas verilerinin kamuya açık hale gelebileceği ve ulusal çapta benzeri görülmemiş bir krize yol açabileceği uyarısını beraberinde getiriyor. ABD Sosyal Güvenlik verilerine ilişkin bulut sızıntısı iddiaları hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.

Kuzey Koreli bilgisayar korsanları, kendilerini yetenekli ve meşru IT uzmanları olarak tanıtarak iş ilanlarına başvuruyor. Sahte kimlikler, belgeler ve profesyonel referanslarla işe alınan bu kişiler, bir yandan şirketlerden maaş alırken, diğer yandan içeriden hassas şirket verilerini çalıyor, fikri mülkiyet hırsızlığı yapıyor ve hatta fidye talepleriyle işverenlerini tehdit ediyor. Elde edilen tüm bu gelirler, uluslararası toplumun sert yaptırımlarına rağmen Kuzey Kore rejiminin nükleer ve balistik füze programlarını finanse etmek için kullanılıyor.

Milyarlarca Dolarlık Bir Soygun Şeması

Hazine Bakanlığı'nın çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre, bu son belirlenen dolandırıcılık ağı Kuzey Kore rejimi için en az 1 milyon dolar gelir elde etmiş durumda. Ancak bu sadece buzdağının görünen kısmı; benzeri siber saldırı ve istihdam dolandırıcılığı şemalarıyla çalınan fonların, kripto paralar da dahil olmak üzere, milyarlarca dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Bu devasa yasa dışı bütçe, Kuzey Kore'nin küresel finans sistemine doğrudan erişimi kısıtlı olduğu için nükleer emelleri açısından hayati bir finansman kaynağı oluşturuyor.

ABD Yaptırımlarının Hedefindeki Kilit Oyuncular

ABD, son yaptırım dalgasında, Kuzey Kore'nin bu karmaşık dolandırıcılık ağına doğrudan dahil olan kişi ve kuruluşları hedef aldı. Bu hedefler, şemanın uluslararası boyutunu ve farklı ülkelerdeki kolaylaştırıcıları gözler önüne seriyor.

Yaptırım Listesindeki Kilit Oyuncular

  • Vitaliy Sergeyevich Andreyev (Rus vatandaşı): Kuzey Koreli yetkililerle iş birliği yaparak Chinyong şirketine ödeme akışını kolaylaştırmakla suçlanıyor.
  • Chinyong: 2024'te zaten yaptırım uygulanan bu şirket, Rusya ve Laos merkezli sahte IT çalışanlarını istihdam ediyor.
  • Kim Ung Sun (Kuzey Koreli konsolosluk görevlisi): Rusya merkezli bu diplomat, Andreyev ile birlikte yaklaşık 600.000 dolarlık çalınan parayı kripto paraya dönüştürmekle suçlanıyor.
  • Shenyang Geumpungri (Çinli şirket): Kuzey Kore hükümeti adına sahte IT çalışanları istihdam ettiği belirtiliyor.
  • Sinjin: Kuzey Kore'nin IT çalışanları dolandırıcılık şeması için kullanılan bir paravan şirket.

Bu isimler ve kuruluşlar, Kuzey Kore'nin küresel kara para aklama ve siber soygun operasyonlarının kilit halkalarını oluşturuyor. Özellikle Vitaliy Sergeyevich Andreyev gibi Rus vatandaşlarının, Kuzey Koreli yetkililerle (Kim Ung Sun örneğinde olduğu gibi) iş birliği yaparak çalınan paraları kripto paralara dönüştürme süreçlerinde önemli rol oynaması, uluslararası boyutun ve koordinasyonun ciddiyetini ortaya koyuyor.

Tehdidin Boyutları ve Şirketler İçin Anlamı

Bu tür siber dolandırıcılık şemaları yeni olmamakla birlikte, Kuzey Koreli siber aktörlerin Batılı şirketlerde, özellikle de uzaktan çalışma pozisyonlarında iş bulma konusunda giderek daha etkili hale geldiği gözlemleniyor. Güvenlik firması CrowdStrike gibi kuruluşlar, son yıllarda bu konudaki alarm zillerini çalıyor ve sadece ABD'de yüzlerce şirketin sahte belgeler ve aldatma teknikleri kullanılarak Kuzey Koreli bilgisayar korsanları tarafından sızıldığını belirtiyor. Bu durum, şirketler için sadece maddi kayıplar değil, aynı zamanda fikri mülkiyet hırsızlığı, rekabet avantajının kaybedilmesi ve itibara yönelik ciddi zararlar anlamına geliyor.

"Uzaktan çalışma modellerinin yaygınlaşması, şirketlerin işe alım süreçlerinde daha dikkatli olmalarını gerektiriyor. Kimlik doğrulama süreçleri, geçmiş kontrolleri ve siber güvenlik eğitimleri bu tehdide karşı kritik öneme sahip. Bu saldırılar, sadece Kuzey Kore'nin finansmanını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda küresel siber güvenliğe olan güveni de sarsıyor." - Sen,Nexus Siber Güvenlik Analisti

Şirketlerin Karşılaştığı Zorluklar ve Yükümlülükler

Yeni yaptırımlar, ABD şirketlerini (ve ABD şirketleriyle iş yapan herhangi bir kuruluşu), Hazine Bakanlığı tarafından listelenen kişi ve kuruluşlarla işlem yapmaktan veya çalışmaktan men ediyor. Bu durum, işe alım yapan şirketlerin, yanlışlıkla Kuzey Korelileri veya diğer yaptırım uygulanan kişileri işe almamalarını sağlamak için yasal sorumluluk taşıdığı anlamına geliyor. Ancak, sahte kimliklerin ve profesyonel aldatma tekniklerinin geldiği sofistike nokta göz önüne alındığında, bu yükümlülük şirketler için ciddi bir meydan okuma oluşturuyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ), bu tür kapsamlı kimlik doğrulama ve arka plan kontrol süreçlerini yürütecek kaynaklara sahip olmaması, onları bu tür siber tehditlere karşı daha savunmasız hale getirebilir.

Kuzey Kore Neden Bu Yöntemlere Başvuruyor?

Kuzey Kore, uluslararası alanda uygulanan ağır ekonomik yaptırımlar nedeniyle döviz geliri elde etmekte büyük zorluklar yaşıyor. Nükleer ve balistik füze programlarını finanse etmek için milyarlarca dolara ihtiyacı olan rejim, siber saldırıları, kripto para hırsızlıklarını ve bu tür 'uzaktan işe alım dolandırıcılıklarını' birincil finansman kaynakları olarak görüyor. Küresel finans sistemine doğrudan erişimi engellenen Kuzey Kore, bu yasa dışı yöntemlerle hem nakit akışı sağlıyor hem de teknolojik kapasitesini geliştirerek uluslararası izole edilmişliğini aşmaya çalışıyor.

Küresel Siber Güvenlik ve Uzaktan Çalışmanın Geleceği

Bu olay, uzaktan çalışma trendinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, artan güvenlik risklerini de bir kez daha kanıtlıyor. Şirketlerin, çalışanlarını işe almadan önce çok daha kapsamlı arka plan kontrolleri yapması, dijital kimlik doğrulama çözümlerine yatırım yapması ve tüm çalışanlarına siber güvenlik farkındalığı eğitimleri vermesi hayati önem taşıyor. Hükümetlerin ve özel sektörün, uluslararası işbirliğini artırarak bu tür devlet destekli siber suç şebekelerine karşı ortak bir cephe oluşturması, küresel siber güvenliğin ve dijital ekonominin geleceği için kritik bir adım olacaktır. Bu tür saldırılar, sadece maddi kayıplara değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve fikri mülkiyet hırsızlığı gibi daha geniş kapsamlı tehditlere de yol açabilir, bu da tedarik zinciri güvenliğinin önemini artırır.

Bu haber, TechCrunch'ta yayınlanan orijinal habere dayanmaktadır.

```